Ruhunuzun derinliklerinde hissettiğiniz o duyguyu biliyorsunuz - bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu düşünmenize gerek kalmadan gelen o duygu? Günümüz psikolojisine göre sezgi, zihinsel işlemenin farkında olmadan bütünsel ve hızlı bir şekilde ortaya çıkma eğilimine verilen ad. Karışık mı geldi? Basit bir dil ile açıklamaya başlıyorum!
Sezgi, önsezi veya iç ses | Nedir? Nasıl anlaşılır?
🧠 İnsan beyninin iki "işletim sistemi" vardır. İlki hızlı, içgüdüsel ve zahmetsizdir. İkinci işletim sistemi daha yavaş yanıt verir. Daha analitik, kasıtlı ve bilinçlidir.
Sezgilerimizin dayandığı yer, ilki, yani hızlı, zahmetsiz ve içgüdüsel olan! Sezgi, yaşam deneyimlerimizin toplayıp derlediği kalıplardan yararlanarak çalışır ve bir şeyin gerçek mi, sahte mi, iyi mi, kötü mü, doğru mu yanlış mı olduğu konusunda hızlı bir karar vermemiz gerektiğinde kendimizi sorgulayarak bu kalıpları kullanırız. Her şey, bilinçli farkındalığımızın dışında, "çevrimdışı" gerçekleşir. Yani aslında, sezgilerimiz de diğer herhangi aldığımız bir karar gibi çalışır, ancak işlenme biçimi - toplama, saklama, bir araya getirme - bilinçli zihnimizin dışında gerçekleşir.
Gezegendeki her insanın sezgisi vardır ama o iç sesi her duyan onu dinlemeyi seçmeyebilir. 👂 Sezgi veya iç ses, bilinçaltının bilinçli zihinle iletişim kurma şeklidir. 'O duyguyu' bildiren bilgi aslında gerçektir. Bu noktada yalnızca bizi yanıltmaya veya kararsızlaştırmaya neden olan bir soyut düşünce veya his değildir. Hepsi belli kökenlere sahip deneyim ve bilgilerden süzülerek ortaya çıkar ve en önemlisi her birimiz için biriciktir ve bize aittir.
Yani sezgi harika bir şey. Ne kadar keskin olursa, o kadar iyi durumda olursun. Geliştirilebilir ve tavsiye vermeye hazır olması için sizinkini nasıl besleyeceğinizi keşfetmek mümkündür. İçeriğin sonunda ipuçları paylaşıyor olacağım.
👉 Bilinçaltını dinle, o sadece senin iyiliğini istiyor!
Sezgiler ne işe yarar?
Sezgisel zihin güçlü bir insan yeteneğidir. Altıncı his olarak da geçer ve hissedilebilir bir şeydir. Genellikle herhangi bir olaydan sonra bariz görünen görüntüler, düşünceler veya duygularla şekillenir. Ancak, pratik yapmadıysanız şu anda anlamak ve ifade etmek zor görünebilir.
Sezgi, yalnızca hayatta kalma içgüdülerinizi kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda onu sürekli sizi kollayan bir en iyi arkadaş gibi düşünebilirsiniz. Bir şey hakkında huzursuz veya rahatsız hissediyorsanız, bu olumsuz duygular, yerleşik arkadaşınızdan gelen işaretler olarak kabul edilebilir, bu yüzden onları görmezden gelmek sağlıklı sonuçlar vermeyecektir.
Sezgisel hisler bazen yanlış olabilse de (birazdan bunun hakkında konuşacağız), onları gerekli bilgileri sağlayan haberciler gibi görmek mümkün. Tehdit altında hissettiğinizde ya da rahatsız olduğunuzda ya da tam tersi bir şey için can atarken veya heyecanlandığınızda vücudunuzu dinlemezseniz, daha sonra kendinizi sonuçlarla mücadele ederken bulabilirsiniz.
Sezginizi dinlemeyi öğrenmek, kararlarınızda kendinize güvenmenizi sağlayabilir - hayatınız, ilişkileriniz, iş fırsatları, yeme alışkanlıklarınız ve hatta paranızı nasıl harcayacağınız veya yöneteceğinizle ilgili kararlar.
💭 Sezgi, sizi siz yapan şeyin bir parçasıdır. Kendi iç sesinizi dinlemeyi ne kadar çok öğrenirseniz, büyük ve küçük kararlar vermeniz o kadar kolay olur. Yani, evet, sezginize güvenebilirsiniz - ancak size ne söylediğini anlayabilmek için biraz pratik gerektirebilir.
Sezgiler güvenilir mi?
Sezgi kavramı yeni değil. Aslında, yüzyıllardır var olmuş ve kökleri eski ruhani geleneklere dayanmakta. Bir şeyi neden veya nasıl bildiğinizi açıklayamadan hissetme veya bilme yeteneği aslında hepimizin içinde mevcut.
Sezgi, yüzyıllardır çok sayıda psikolog ve spiritüel araştırmacılar tarafından incelenen bir kavram. Bir şeyi nasıl bildiğinizi açıklayamadan bilme yeteneği söz konusu olunca güvenli olup olmadığı da sorgulanıyor elbet.
Pek çok insan sezginin altıncı his olduğuna ve önemli kararlar almak, cevaplar bulmak ve içgörü kazanmak için kullanılabilecek bir yetenek olduğuna inansa da büyük bir kısım da bunu saçma veya mantıksız buluyor.
Sezgiler ne kadar doğru?
📣 Bence doğru soru şu olmalı: Sezgiler “ne zaman” doğru?
Sezgilerin hep yanıltıcı olduğunu düşünme eğilimindeyiz. Duygusal kararlar vermek ile sezgilerine güvenmek aynı şey sanılıyor ki aşırı hassas olmanın zayıflık olarak görüldüğü günümüzde duygusal karar vermek "yanlış" olarak görülüyor. Ortaya çıkan duyguları göz önünde bulundurarak karar vermek, her zaman duygusal karar verdiğiniz anlamına gelmez. Sezgilerimiz bazı durumlarda farkındalığa dönüşür, ve bu farkındalık kendimiz için daha işlevsel kararlar alabilmenin önünü açar.
Öyleyse, sezgi bu kadar güçlü bir araç olduğuna göre, onu kullanmakta bir sakınca var mı? Cevap Evet. Sezgi, karar vermek ve durumlar hakkında fikir edinmek için değerli bir araç olabilir ancak kendi önyargılarımızdan ve sınırlayıcı düşüncelerden etkilenebileceğini hatırlamak önemli.
İç sesinize kulak verirken, size ait bilişsel çarpıtmalar ve önyargılı fikirlerinizin farkında olmanız önemlidir. Medya ve reklam gibi dış etkilerin yanı sıra kendi duygularımız ve geçmiş deneyimlerimizin de farkında olmak gerekir. Bunların hepsi sezgimizi etkileyebilir, bu nedenle aldığımız mesajları yorumlarken dikkatli olmamız şart!
Önyargı, duygusal şok, psikolojik travma ve olumsuz düşüncelere dikkat etmenin yanı sıra, sezginin nasıl çalıştığını anlamak da önemlidir. Sezgi genellikle bize içgörü ve rehberlik sağlayabilen bir "içgüdü" olarak görülür. Bilinçaltının sürekli olarak çevremizden bilgi topladığına ve bu bilgilerin daha sonra işlenip analiz edilerek bize "içgüdüsel bir his" veya “içinden geçen ses” olarak ulaştığına inanılır. Öyleyse bilinçaltımızdaki çarpık düşünceler iç sesimizi kısabilir veya yanıltabilir.
Son olarak, sezginin her zaman doğru olmadığını kabul etmek önemlidir. Sezgimizi bir araç olarak kullanmak okay, ancak tek bilgi kaynağı olarak kullanmak okay değil. Bilgiye dayalı kararlar almak için bilimsel araştırmalar ve kanıta dayalı veriler, veya profesyonel yardım gibi diğer bilgi kaynaklarına açık olmalıyız.
İç sesimin doğru söyleyip söylemediğini nasıl anlarım?
Sezgi yanlış olabilirse, o zaman ona itibar edip etmeyeceğinizi nasıl anlarsınız? Başlamak için, kendinize yanılmanın normal olduğunu söylemelisiniz. Yanlış kararlar almak, sadece birer deneyim olarak algılanmalı ve bizi şekillendirecek ve sezgilerimizi daha da zenginleştirecek bir fırsat olmalı.
Bu bakış açısına sahip olmanın yanı sıra, farklı algı türleri arasında ayrım yapmalıyız : sezgilerimiz, arzularımız, duygularımız vs. Duygularımızdan (çok) etkilenmediği zaman sezgilerimize güvenmemiz gerektiğini söyleyebilirim 🤫 . Kendiliğinden ve nesnel bir tepki olarak kalmaları gerektiğini aklından çıkarma.
Yoğun düşüncelerden kaçının!
Çok düşündüğümüzde iç sesi dinlemek zorlaşır. Bilinçaltımızın meyvesi olduğu için, genellikle belirli bir durumda kaldığınızda uzaktan bakabilmeniz gerekir. Bunu çok iyi anlatan meşhur bir deyim vardır: “Gece nasihat taşır”. Bu, uykuya daldığımızda beynimizin ve bilinçaltımızın harekete geçmesi için yoğun düşüncelerimizi bir kenara bırakacağımız anlamına gelir🧠 .
Tüm içsel yolculuklarda olduğu gibi, küçük iç sesinizi geliştirmek zaman alır. Ancak başarılı olduğumuzda, hayatımızdaki kötü seçimleri elememize yardımcı olan olağanüstü bir rehber haline gelir!
Sezgileri güçlendirmek için ne yapmalı? | İç sesini dinlemek
Sezgi bizi kendimizle daha uyumlu olmamızı sağlayan seçimlere yönlendiriyorsa , onu nasıl geliştirebileceğimizi sormak meşru ve akıllıca bir yaklaşım olacaktır. Sıkıntılı zamanlarda sezgilerinize uyum sağlamak zor olabilir. Dünyadaki bu kadar çok gürültü, bilgi ve dağınıklık varken, düşüncelerimiz genellikle dikkat dağıtıcı şeyler olarak bulanabilir. Ancak, sezgisel sesinizin size ulaşmasını sağlamanın birçok yolu var. Sadece aşağıdaki ipuçlarını takip edin.
İç sesimiz, kabul etsek de etmesek de hepimizin içinde var. Onun hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, onu hayatımızı daha iyiye doğru şekillendirmek için o kadar kullanabiliriz.
1. İşaretleri farkında ol!
Bazen aklımızdan o anki durumla veya her zamanki derin düşüncelerimizle hiçbir ilgisi olmayan bir düşünce geçer. Çoğu zaman buna dikkat etmeyiz, saçma olduğunu düşünürüz. Yine de yakalamayı başarmamız gerekenler bu tür küçük sinyallerdir. Bu sinyalleri fark etmek ve göz ardı etmemek için ne olduğunu anlamak gerek.
2. Uzaktan bakabilmeyi öğren!
Bu zamanlarda yapabileceğiniz en iyi şeyin biraz nefes almak olduğunu söylemek gerek. İç sesinizin sizi yanıltmaması için, objektif olabilmek ve gerçekleşen olayın etkilerinden arınmak gerek. Psikolojide bunun adına uzaktan bakabilme yeteneği denir.
Ayağa kalkın ve uzun bir yürüyüşe çıkın, doğaya çıkın, antika dükkanlarına göz atın, bir kahve ile oturun ve dünyayı seyredin. Yapmayı sevdiğiniz, sizi sakinleştiren ne varsa şimdi onu yapma zamanı. Zihninizin dolaşmasına izin verecek sessiz bir alan bulun, böylece iç sesinizin duyulma şansı çok daha yüksek olacaktır.
3. Kendine karşı dürüst ol!
Sezgilerimizin rehberliğinde hareket edebilmek için kendimizi iyi tanımak gerekir. Korkularımızın, kusurlarımızın, ruhsal yaralanmaların vb. ne olduğunu bildiğimizi varsayarsak kendimize karşı dürüst olmak o kadar kolaylaşır.
Bazen duygularınızı görmezden gelmek ve onları uzaklaştırmak çok kolay olabilir. Bu içgüdüsel duyguları bir kenara itebilir ve daha kolay görünen seçeneği tercih edebiliriz. Başarısızlık korkusu, yön değiştirmekten endişe etme ve hayır demekten korkmak gibi unsurlar kendimize karşı dürüst olmamızı engelliyor olabilir. Ancak, sonuçta bu sizin mutluluğunuzla ilgilidir. Ve eğer bir şeyler size doğru gelmiyorsa, belki de değişiklik yapma zamanı gelmiştir. Kendinize karşı dürüst olun ve bu kararsız duyguları kabul edin; size rehberlik etmek ve sizi desteklemek için oradalar. Onları dinlemek kendinize değer vermekle eş değer.
Evet, kendimizle yüzleşmek ve gerçekte kim olduğumuza berrak bir şekilde bakmak gerekiyor. 👀
4. Kendine zaman ayır!
Birçoğumuz yalnızlığı olumsuz olarak görüyor. Halbuki arada bir mola vermek ve kendimiz ile baş başa kalmak ihtiyaç. Bakınız:👉 Yalnızlığın olumlu yanları!
Hele ki günümüzde kendimizden çok ekranlar ile zaman geçiriyoruz. 😅! Eleştirilecek bir şey değil, akıllı telefonunuz olmadan yapmak açıkça artık çok zor veya anlamsız olacaktır. Ancak, çoğu zaman gereksiz ve uyarıcı etkisi olan bildirimler, ve ekran ışıkları dikkatimizi dağıtıyor. Sınırsız şekilde "kaydırdığımız" dijital ekranlar, iç sesimizi ve düşüncelerimizi duymayı zorlaştırıyor. Mola vermeden kendini dinlemek neredeyse imkansız.
Çözüm: zaman zaman dijital detoks yapmak. Ayrıca, 👩❤️👩 akranlarımızla iletişim, genellikle içsel yansımalarımızda bize yardımcı olacak bir rehberdir! Varsa yanınıza güvenilir bir dostu alın ve kendinize ait bir mola verin!
5. Anda kalmayı öğren!
Anda kalmak ve anın farkında olmak duyuları harekete geçiriyor, ve kişiyi uyandırıyor. Farkındalık meditasyonu gibi egzersizler, anda kalmayı öğrenmek için birebir. Ancak hepimizin meditasyon ile ilgili olmadığını veya buna açık olmadığını biliyorum. Bu nedenle, yerine koymak için iyi bir egzersiz tarif etmeye çalışacağım. Pencere kenarına geçip güneşi veya rüzgarı tenimizde hissetmek, güzel bir yemeğin lezzetine odaklanmak, kapı eşiğindeyken giysilerimizin dokusuna dikkat etmek, duş alırken suyu hissetmek için biraz zaman ayırın. Göreceksiniz siz ana odaklandıkça algınız genişleyecek ve duyularınız güçlenecek.
🤗 Zihni susturarak ve şimdiki ana odaklanarak sezgilerimizin ön plana çıkmasına ve bize rehberlik etmesine izin verebiliriz.
Bir dahaki sefere karar vermekte zorluk çekiyorsanız, bir kalem ve biraz kağıt alın ve kelimelerin içinizden akmasına izin verin. Durum üzerinde düşünün, bu duyguları keşfedin ve daha büyük resmi düşünün.
Yazı yazma terapisi bilmiyorum daha önce duydunuz mu ama, psikoloji ve kişisel gelişim alanında sıklıkla tavsiye edilen bir egzersiz. Yazının bu serbest akışlı kullanımı, engelleri kaldırmak ve iç sesinizin yol göstermesine izin vermek için harika bir araç olabilir. Bırak kelimeler senden dökülsün.
💯 Bu makaleyi okuyanlar aşağıdaki içerikleri de beğendi!
👉 Toksik insan ne demek? Toksik insan özellikleri neler?
👉 INFP kişilik özellikleri | SWOT analizi, ilişki, meslek...
👉 Kendinden şüphe etmene neden olan 16 gaslighting cümlesi
Yazar notu: öz değerlendirme süreciPsikologlar, sezginin genellikle güvenilir olduğu konusunda hemfikirdir, ancak bazen yanlış olabilir. Örneğin iç ses ile içindeki eleştirmeni karıştırmamak gerek. Bakınız: self-sabotaj!
Sezgisel ses güçlüdür, ancak genellikle yolunu bulması için sessiz, sakin ve düşünceli bir ortama ihtiyaç duyar. Nerede biraz huzur bulabileceğinizi öğrenin, zor zamanlarda oraya gidin ve kalbinizin ve ruhunuzun size söylediklerini tüm gücünüzle dinleyin. Sezginiz size rehberlik etmek ve sizi desteklemek istiyor. Bu yüzden ona duyulması için alan verin.
Öyleyse, sezgiler güvenilir mi? Evet, sezgilerinize güvenmekte bir sakınca yok, ancak bunu yaparken dikkatli olmanız gerekir. Potansiyel önyargıların ve etkilerin farkında olun ve sezginizi tek bilgi kaynağı olarak değil, bir araç olarak kullanın.
Son olarak, sezginin her zaman doğru olmadığını unutmayın, bu nedenle bilinçli kararlar vermek için diğer bilgi kaynaklarına açık olun ve mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurun!
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|