Sezgilere güvenmek | İç sesi dinlemeyi öğrenmek için ne yapmalı?

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

İç ses, önsezi veya sezgi dediğimiz şey, içimizdeki derinlerden gelen ve bizi şu ya da bu şeyi yapmaya ya da yapmamaya yönlendiren hisler ve düşünceler anlamına gelir. Sezgileriniz devreye girdiğinde, iç ses çoğunlukla kafa karıştırıcı olarak yorumlansa da aslında, dinlemeyi bilene çok şey anlatır. Şimdi, iç sesinizi takip etmeyi ve kendinizle uyumlu seçimler yapmak için ihtiyacınız olan alanı kendinize vermeyi öğrenme zamanı. Sezgi tam olarak nedir 🤔? Nasıl geliştirilir ve doğru olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Sezgilere güvenmek | İç sesi dinlemeyi öğrenmek için ne yapmalı?
Özet

Ruhunuzun derinliklerinde hissettiğiniz o duyguyu biliyorsunuz - bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu düşünmenize gerek kalmadan gelen o duygu? Günümüz psikolojisine göre sezgi, zihinsel işlemenin farkında olmadan bütünsel ve hızlı bir şekilde ortaya çıkma eğilimine verilen ad. Karışık mı geldi? Basit bir dil ile açıklamaya başlıyorum!

Sezgi, önsezi veya iç ses | Nedir? Nasıl anlaşılır?

🧠 İnsan beyninin iki "işletim sistemi" vardır. İlki hızlı, içgüdüsel ve zahmetsizdir. İkinci işletim sistemi daha yavaş yanıt verir. Daha analitik, kasıtlı ve bilinçlidir.

Sezgilerimizin dayandığı yer, ilki, yani hızlı, zahmetsiz ve içgüdüsel olan! Sezgi, yaşam deneyimlerimizin toplayıp derlediği kalıplardan yararlanarak çalışır ve bir şeyin gerçek mi, sahte mi, iyi mi, kötü mü, doğru mu yanlış mı olduğu konusunda hızlı bir karar vermemiz gerektiğinde bu kalıpları kullanırız. Her şey, bilinçli farkındalığımızın dışında, "çevrimdışı" gerçekleşir. (Bakınız: bilinçaltı). Yani aslında, sezgilerimiz de diğer herhangi aldığımız bir karar gibi çalışır, ancak işlenme biçimi - toplama, saklama, bir araya getirme - bilinçli zihnimizin dışında gerçekleşir.

Gezegendeki her insanın sezgisi vardır ama o iç sesi her duyan onu dinlemeyi seçmeyebilir. 👂 Sezgi, bilinçaltının bilinçli zihinle iletişim kurma şeklidir. 'O duyguyu' bildiren bilgi aslında gerçektir. Bu noktada yalnızca bizi yanıltmaya veya kararsızlaştırmaya neden olan bir soyut düşünce veya his değildir. Hepsi belli kökenlere sahip deneyim ve bilgilerden süzülerek ortaya çıkar ve en önemlisi her birimiz için biriciktir ve bize aittir.

Yani sezgi harika bir şey. Ne kadar keskin olursa, o kadar iyi durumda olursun. Geliştirilebilir ve tavsiye vermeye hazır olması için sizinkini nasıl besleyeceğinizi keşfetmek mümkündür. İçeriğin sonunda ipuçları paylaşıyor olacağım.

Sezgiler ne işe yarar?

Sezgisel zihin güçlü bir insan yeteneğidir. Altıncı his olarak da geçer ve hissedilebilir bir şeydir. Genellikle herhangi bir olaydan sonra bariz görünen görüntüler, düşünceler veya duygularla şekillenir. Ancak, pratik yapmadıysanız şu anda anlamak ve ifade etmek zor görünebilir.

Sezgi, yalnızca hayatta kalma içgüdülerinizi kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda onu sürekli sizi kollayan bir en iyi arkadaş gibi düşünebilirsiniz. Bir şey hakkında huzursuz veya rahatsız hissediyorsanız, bu olumsuz duygular, yerleşik arkadaşınızdan gelen işaretler olarak kabul edilebilir, bu yüzden onları görmezden gelmek sağlıklı sonuçlar vermeyecektir.

Sezgisel hisler bazen yanlış olabilse de (birazdan bunun hakkında konuşacağız), onları gerekli bilgileri sağlayan haberciler gibi görmek mümkün. Tehdit altında hissettiğinizde ya da rahatsız olduğunuzda ya da tam tersi bir şey için can atarken veya heyecanlandığınızda vücudunuzu dinlemezseniz, daha sonra kendinizi sonuçlarla mücadele ederken bulabilirsiniz.

Sezginizi dinlemeyi öğrenmek, kararlarınızda kendinize güvenmenizi sağlayabilir - hayatınız, ilişkileriniz, iş fırsatları, yeme alışkanlıklarınız ve hatta paranızı nasıl harcayacağınız veya yöneteceğinizle ilgili kararlar.

💭 Sezgi, sizi siz yapan şeyin bir parçasıdır. Kendi iç sesinizi dinlemeyi ne kadar çok öğrenirseniz, büyük ve küçük kararlar vermeniz o kadar kolay olur. Yani, evet, sezginize güvenebilirsiniz - ancak size ne söylediğini anlayabilmek için biraz pratik gerektirebilir.

Sezgiler güvenilir mi?

Sezgi kavramı yeni değil. Aslında, yüzyıllardır var olmuş ve kökleri eski ruhani geleneklere dayanmakta. Bir şeyi neden veya nasıl bildiğinizi açıklayamadan hissetme veya bilme yeteneği aslında hepimizin içinde mevcut.

Sezgi, yüzyıllardır çok sayıda psikolog ve spiritüel araştırmacılar tarafından incelenen bir kavram. Bir şeyi nasıl bildiğinizi açıklayamadan bilme yeteneği söz konusu olunca güvenli olup olmadığı da sorgulanıyor elbet.

Pek çok insan sezginin altıncı his olduğuna ve önemli kararlar almak, cevaplar bulmak ve içgörü kazanmak için kullanılabilecek bir yetenek olduğuna inansa da büyük bir kısım da bunu saçma veya mantıksız buluyor.

Sezgiler ne kadar doğru?

📣 Bence doğru soru şu olmalı: Sezgiler “ne zaman” doğru?

Sezgilerin hep yanıltıcı olduğunu düşünme eğilimindeyiz. Duygusal kararlar vermek ile sezgilerine güvenmek aynı şey sanılıyor ki aşırı hassas olmanın zayıflık olarak görüldüğü günümüzde duygusal karar vermek "yanlış" olarak görülüyor. Ortaya çıkan duyguları göz önünde bulundurarak karar vermek, her zaman duygusal karar verdiğiniz anlamına gelmez. Sezgilerimiz bazı durumlarda farkındalığa dönüşür. Bu farkındalık kendimiz için daha işlevsel kararlar alabilmenin önünü açar.

Öyleyse, sezgi bu kadar güçlü bir araç olduğuna göre, onu kullanmakta bir sakınca var mı? Cevap Evet. Sezgi, karar vermek ve durumlar hakkında fikir edinmek için değerli bir araç olabilir ancak kendi önyargılarımızdan ve sınırlayıcı düşüncelerden etkilenebileceğini hatırlamak önemli.

İç sesinize kulak verirken, size ait bilişsel çarpıtmalar ve önyargılı fikirlerinizin farkında olmanız önemlidir. Medya ve reklam gibi dış etkilerin yanı sıra kendi duygularımız ve geçmiş deneyimlerimizin de farkında olmak gerekir. Bunların hepsi sezgimizi etkileyebilir, bu nedenle aldığımız mesajları yorumlarken dikkatli olmamız şart!

Önyargı, duygusal şok, psikolojik travma ve olumsuz düşüncelere dikkat etmenin yanı sıra, sezginin nasıl çalıştığını anlamak da önemlidir. Sezgi genellikle bize içgörü ve rehberlik sağlayabilen bir "içgüdü" olarak görülür. Bilinçaltının sürekli olarak çevremizden bilgi topladığına ve bu bilgilerin daha sonra işlenip analiz edilerek bize "içgüdüsel bir his" veya “içinden geçen ses” olarak ulaştığına inanılır. Öyleyse bilinçaltımızdaki çarpık düşünceler iç sesimizi kısabilir veya yanıltabilir.

Son olarak, sezginin her zaman doğru olmadığını kabul etmek önemlidir. Sezgimizi bir araç olarak kullanmak okay, ancak tek bilgi kaynağı olarak kullanmak okay değil. Bilgiye dayalı kararlar almak için bilimsel araştırmalar ve kanıta dayalı veriler, veya profesyonel yardım gibi diğer bilgi kaynaklarına açık olmalıyız.

İç sesimin doğru söyleyip söylemediğini nasıl anlarım?

Sezgi yanlış olabilirse, o zaman ona itibar edip etmeyeceğinizi nasıl anlarsınız? Başlamak için, kendinize yanılmanın normal olduğunu söylemelisiniz. Yanlış kararlar almak, sadece birer deneyim olarak algılanmalı ve bizi şekillendirecek ve sezgilerimizi daha da zenginleştirecek bir fırsat olmalı.

Bu bakış açısına sahip olmanın yanı sıra, farklı algı türleri arasında ayrım yapmalıyız : sezgilerimiz, arzularımız, duygularımız vs. Duygularımızdan (çok) etkilenmediği zaman sezgilerimize güvenmemiz gerektiğini söyleyebilirim 🤫 . Kendiliğinden ve nesnel bir tepki olarak kalmaları gerektiğini aklından çıkarma.

Yoğun düşüncelerden kaçının!

Çok düşündüğümüzde iç sesi dinlemek zorlaşır. Bilinçaltımızın meyvesi olduğu için, genellikle belirli bir durumda kaldığınızda uzaktan bakabilmeniz gerekir. Bunu çok iyi anlatan meşhur bir deyim vardır: “Gece nasihat taşır”. Bu, uykuya daldığımızda beynimizin ve bilinçaltımızın harekete geçmesi için yoğun düşüncelerimizi bir kenara bırakacağımız anlamına gelir🧠 .

Tüm içsel yolculuklarda olduğu gibi, küçük iç sesinizi geliştirmek zaman alır. Ancak başarılı olduğumuzda, hayatımızdaki kötü seçimleri elememize yardımcı olan olağanüstü bir rehber  haline gelir!

Sezgileri güçlendirmek için ne yapmalı? | İç sesini dinlemek

Sezgi bizi kendimizle daha uyumlu olmamızı sağlayan seçimlere yönlendiriyorsa , onu nasıl geliştirebileceğimizi sormak meşru ve akıllıca bir yaklaşım olacaktır. Sıkıntılı zamanlarda sezgilerinize uyum sağlamak zor olabilir. Dünyadaki bu kadar çok gürültü, bilgi ve dağınıklık varken, düşüncelerimiz genellikle dikkat dağıtıcı şeyler olarak bulanabilir. Ancak, sezgisel sesinizin size ulaşmasını sağlamanın birçok yolu var. Sadece aşağıdaki ipuçlarını takip edin.

İç sesimiz, kabul etsek de etmesek de hepimizin içinde var. Onun hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, onu hayatımızı daha iyiye doğru şekillendirmek için o kadar kullanabiliriz.

1. İşaretleri farkında ol!

Bazen aklımızdan o anki durumla  veya her zamanki derin düşüncelerimizle hiçbir ilgisi olmayan bir düşünce geçer. Çoğu zaman buna dikkat etmeyiz, saçma olduğunu düşünürüz. Yine de yakalamayı başarmamız gerekenler bu tür küçük sinyallerdir. Bu sinyalleri fark etmek ve göz ardı etmemek için ne olduğunu anlamak gerek.

2. Uzaktan bakabilmeyi öğren!

Bu zamanlarda yapabileceğiniz en iyi şeyin biraz nefes almak olduğunu söylemek gerek. İç sesinizin sizi yanıltmaması için, objektif olabilmek ve gerçekleşen olayın etkilerinden arınmak gerek. Psikolojide bunun adına uzaktan bakabilme yeteneği denir.

Ayağa kalkın ve uzun bir yürüyüşe çıkın, doğaya çıkın, antika dükkanlarına göz atın, bir kahve ile oturun ve dünyayı seyredin. Yapmayı sevdiğiniz, sizi sakinleştiren ne varsa şimdi onu yapma zamanı. Zihninizin dolaşmasına izin verecek sessiz bir alan bulun, böylece iç sesinizin duyulma şansı çok daha yüksek olacaktır.

3. Kendine karşı dürüst ol!

Sezgilerimizin rehberliğinde hareket edebilmek için kendimizi iyi tanımak gerekir. Korkularımızın, kusurlarımızın, ruhsal yaralanmaların vb. ne olduğunu bildiğimizi varsayarsak kendimize karşı dürüst olmak o kadar kolaylaşır.

Bazen duygularınızı görmezden gelmek ve onları uzaklaştırmak çok kolay olabilir. Bu içgüdüsel duyguları bir kenara itebilir ve daha kolay görünen seçeneği tercih edebiliriz. Başarısızlık korkusu,  yön değiştirmekten endişe etme ve hayır demekten korkmak gibi unsurlar kendimize karşı dürüst olmamızı engelliyor olabilir. Ancak, sonuçta bu sizin mutluluğunuzla ilgilidir. Ve eğer bir şeyler size doğru gelmiyorsa, belki de değişiklik yapma zamanı gelmiştir. Kendinize karşı dürüst olun ve bu kararsız duyguları kabul edin; size rehberlik etmek ve sizi desteklemek için oradalar. Onları dinlemek kendinize değer vermekle eş değer.

Evet, kendimizle yüzleşmek ve gerçekte kim olduğumuza berrak bir şekilde bakmak gerekiyor. 👀

4. Kendine zaman ayır!

Birçoğumuz yalnızlığı olumsuz olarak görüyor. Halbuki arada bir mola vermek ve kendimiz ile baş başa kalmak ihtiyaç. Bakınız:👉 Yalnızlığın olumlu yanları! 

Hele ki günümüzde kendimizden çok ekranlar ile zaman geçiriyoruz. 😅! Eleştirilecek bir şey değil, akıllı telefonunuz olmadan yapmak açıkça artık çok zor veya anlamsız olacaktır. Ancak, çoğu zaman gereksiz ve uyarıcı etkisi olan bildirimler, ve ekran ışıkları dikkatimizi dağıtıyor. Sınırsız şekilde "kaydırdığımız" dijital ekranlar, iç sesimizi ve düşüncelerimizi duymayı zorlaştırıyor. Mola vermeden kendini dinlemek neredeyse imkansız.

Çözüm: zaman zaman dijital detoks yapmak. Ayrıca, 👩‍❤️‍👩 akranlarımızla iletişim, genellikle içsel yansımalarımızda bize yardımcı olacak bir rehberdir! Varsa yanınıza güvenilir bir dostu alın ve kendinize ait bir mola verin!

5. Anda kalmayı öğren!

Anda kalmak ve anın farkında olmak duyuları harekete geçiriyor, ve kişiyi uyandırıyor. Farkındalık meditasyonu gibi egzersizler, anda kalmayı öğrenmek için birebir. Ancak hepimizin meditasyon ile ilgili olmadığını veya buna açık olmadığını biliyorum. Bu nedenle, yerine koymak için iyi bir egzersiz tarif etmeye çalışacağım. Pencere kenarına geçip güneşi veya rüzgarı tenimizde hissetmek, güzel bir yemeğin lezzetine odaklanmak, kapı eşiğindeyken giysilerimizin dokusuna dikkat etmek, duş alırken suyu hissetmek için biraz zaman ayırın. Göreceksiniz siz ana odaklandıkça algınız genişleyecek ve duyularınız güçlenecek.

🤗 Zihni susturarak ve şimdiki ana odaklanarak sezgilerimizin ön plana çıkmasına ve bize rehberlik etmesine izin verebiliriz.


Bir dahaki sefere karar vermekte zorluk çekiyorsanız, bir kalem ve biraz kağıt alın ve kelimelerin içinizden akmasına izin verin. Durum üzerinde düşünün, bu duyguları keşfedin ve daha büyük resmi düşünün.

Yazı yazma terapisi bilmiyorum daha önce duydunuz mu ama, psikoloji ve kişisel gelişim alanında sıklıkla tavsiye edilen bir egzersiz. Yazının bu serbest akışlı kullanımı, engelleri kaldırmak ve iç sesinizin yol göstermesine izin vermek için harika bir araç olabilir. Bırak kelimeler senden dökülsün.


💯 Bu makaleyi okuyanlar aşağıdaki içerikleri de beğendi! 

👉 Serotonin: mutluluk hormonu olarak bilinen hormon

👉 Regl ağrısına iyi gelen pozisyonlar | 5 yoga pozu

👉 Ruh Sağlığı: önemi, ölçütleri ve güçlendirilmesi

👉 Maslow piramidi | İhtiyaçlar piramidi ve açıklaması

👉 Kendinden şüphe etmene neden olan 16 gaslighting cümlesi

Yazar notu: öz değerlendirme süreci

Psikologlar, sezginin genellikle güvenilir olduğu konusunda hemfikirdir, ancak bazen yanlış olabilir. Örneğin iç ses ile içindeki eleştirmeni karıştırmamak gerek. Bakınız: self-sabotaj!

Sezgisel ses güçlüdür, ancak genellikle yolunu bulması için sessiz, sakin ve düşünceli bir ortama ihtiyaç duyar. Nerede biraz huzur bulabileceğinizi öğrenin, zor zamanlarda oraya gidin ve kalbinizin ve ruhunuzun size söylediklerini tüm gücünüzle dinleyin. Sezginiz size rehberlik etmek ve sizi desteklemek istiyor. Bu yüzden ona duyulması için alan verin.

Öyleyse, sezgiler güvenilir mi? Evet, sezgilerinize güvenmekte bir sakınca yok, ancak bunu yaparken dikkatli olmanız gerekir. Potansiyel önyargıların ve etkilerin farkında olun ve sezginizi tek bilgi kaynağı olarak değil, bir araç olarak kullanın.

Son olarak, sezginin her zaman doğru olmadığını unutmayın, bu nedenle bilinçli kararlar vermek için diğer bilgi kaynaklarına açık olun ve mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurun!

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

En yeni makaleler

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest