Anda olmadığımızda ya geçmiş ya da gelecekte bir yerlerde sıkışıp kalıyoruz. Her yerde duyduğunuz "ANDA KAL!" telkinini yaşamımıza uygulamak her zaman kolay değil ama çok temel bir gereklilik. Çünkü hayat yaşadığımız andan ibaret… Kendi hayatımızın iplerini elimize almak için sadece "anda kalmak" gerekiyor. Geçmiş veya gelecek kontrol edebileceğimiz alanlar değildir. Sadece ve sadece "an" vardır. Ben de anı yaşamak ve artık hayatı ve onun basit zevklerini kaçırmamak istiyorum, diyorsan doğru içeriktesin!
Şimdiki anda kalmak, geçmiş ya da gelecek ile ilgili düşüncelere kapılmamak ve "tam anlamıyla burada olmak" ve "şu anda olup bitenlerin farkında olmak" pratiğini ifade ediyor.
Dolayısıyla anda kalmaya odaklanmak, aslında geçmişle ilgili pişmanlıklar veya gelecekle ilgili endişeler ile dikkatin dağılması yerine, mevcut deneyime, duygulara ve düşüncelere odaklanmayı içerir.
Anda kalmanın birçok potansiyel faydası mevcut.
Sürekli anda kal veya akışta kal diye bas bas bağırmalarının sebebi işte tam da bu yüzden!
Anda kalabilmeyi başarmak, genellikle söylendiğinden daha zordur. Dikkat dağıtıcı şeylerle dolu bir dünyada tam anlamıyla "anda olmak" imkansız bir lüks gibi gelebilir. Örneğin, sosyal medyanın sürekli bildirimleri ve cazibesi, andaki varlığınızı daha da zorlu hale getirebilir, ancak aşağıdaki bazı tutumları benimseyerek gününüze dahil ederek daha tatmin edici bir hayat yaşayabilirsiniz.
Dikkatim bazen dağınık olsa da, neye odaklanacağıma karar verme gücüm var. Ya duyularıma hitap etmeyi öğrenirsem? Buyurunuz: kendini tanımak!
Etrafımda olup bitenleri dikkatlice gözlemlemek için zaman ayırırsam ne olur? Sanki bir film izliyormuş gibi izliyorum, dinliyorum, güncel olayları hissediyorum, kokuları duyuyorum. Zihnimi odaklamak ve dikkatimi vermek ilk başta zor görünebilir, ancak şu an ile zihnim arasında bağlantıyı kurmak önemli bir adımdır.
Vücudunuzu şimdiki ana getirmek “🧘🏻♀️ farkındalık meditasyonu” ile çocuk oyuncağı!
Daha mantıklı olamazdı, eğer iyi vakit geçiriyorsam, endişeli düşüncelerime sığınmak gibi bir derdim olmaz.
Bakış açımı değiştirmeyi kendi mutluluğum adına kendime borçluyum! Örneğin, bir grup içinde yaşanan korkunç toksik veya soğuk bir an yaşanıyor, ona lezzet katmayı başarırsam daha iyi geçecek! Mesela bir başka örnek, temizliği bir öz bakım anı olarak görmeye böyle başladım. Veya yine, kışın güzel güneşli günlerin hasretini yaşamak yerine battaniye altında sıcak şarabımla ısınma fikrine tutundum ve hayata pozitif bakmaya çalışıyorum. Önemli olan işlevsel bir bakış açısına sahip olmak!
Neden her şeyi kontrol etmem gerekiyor? Her şeyi tahmin etmek ve ayarlamak zorunda mıyım? Sürekli geçmişi yeniden yazmak isteyerek veya geleceğimi saniyesi saniyesine planlamak isteyerek, mevcut anı yaşamamı engelliyorum. Ancak hayat yukarıda da bahsettiğimiz gibi kötü veya iyi sürprizlerden ve basit mutluluklardan oluşur. Bu yüzden akışa bırakmayı ve kendiliğinden yaşamayı öğreniyorum.
Entelektüel kapasitemi aşağılamak istemiyorum ama çok fazla düşünmek, benim çok fazla zaman ve enerji harcamama neden oluyor. Özellikle felaket senaryolarımdan hiçbiri gerçekleşmediği için... Nedenini ve nasılını aramayı bırakıyorum, artık en kötüsünü hayal etmiyorum. Eski kalıplarıma girdiğimi hisseder hissetmez DUR diyorum ve kendimi başka bir şeye odaklanmaya zorluyorum. Olumlu düşünmek ve onun gücüne inanıyorum.
Olumsuz duygularla nasıl başa çıkılır? 👉 Bu makaleye de göz atın derim!
Öyleyse neden şimdiki zamanın tadını çıkarmamakta ısrar ediyorum ? Elimde tuttuğum tek an bu! Bu hayatın başrolü benim, bunu aklımdan çıkarmıyorum!
Bu arada son olarak şunu söylemeliyim, anda kalmak eşit değildir, toksik pozitiflik! Anda kalmak gerekli anda, üzücü bir deneyimi de özümseyerek farkındalıkla yaşamak anlamına gelir. Duygulardan kaçmak yerine onlarla nasıl başa çıkacağını, onlarla nasıl iletişim kuracağını bilmek demektir. Kısaca hayatın her anını farkındalıkla yaşamak!
Yazar notu: Pişman olmadan, şimdiki anın tadını çıkarınGeçmişin her zaman şimdiki zamandan daha iyi göründüğünü hiç fark ettiniz mi? Nostalji ile hatırladığınız anların tamamen pembe olmadığı ve yine de zihninizin olumsuzları görmezden gelmeyi başardığı güvenli bir bahis.#BornToBeMe |
Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı
🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.
Hiç bazı insanlarla zaman geçirdikten sonra kendinizi kaygılı, suçlu, kafası karışmış veya tükenmiş hissettiniz mi? Eğer öyleyse, muhtemelen toksik insanlarla karşılaştınız. Bu yazıda, toksik insan nedir, toksik insan özellikleri nelerdir, hepsini konuşuyoruz. Toksik insanların yaşamınıza etkisini ve ruh sağlığınızı nasıl koruyabileceğinizi öğrenin.
Hepimiz zaman zaman kaygı hissederiz, fakat genellikle belirtiler hızlıca kaybolur ve sorun yaratmaz. Kaygı belirtileri sürekli ve ciddi bir şekilde devam ettiğinde ise kişi yaşam kalitesinde düşüş hissederek şikayet etmeye başlar. Baskın bir şekilde hissedilen anksiyete, sürekli devam ettiğinde işe gitme, okula gitme, arkadaşlarla görüşme veya günlük yaşantıdaki görevleri yerine getirmek zorlaşır. Bu durum normal bir kaygı olmayabilir. İşte bu noktada devreye "anksiyete (kaygı) bozukluğu" girer. Anksiyete halinin bir hastalığa dönüştüğü bu durum ile ilgili bilmeniz gereken her şey bu yazıda!
1992 yılından beri Dünya Ruh sağlığı federasyonu tarafından 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak kutlanıyor. Ruh sağlığını genel insan sağlığından ayrı düşünemeyiz. Çünkü iyilik hali, bedensel ve ruhsal sağlığın bütününe bağlıdır. Ruh sağlığının önemini anlamak sadece kişiler için önem teşkil etmez, toplumun refahı için de oldukça önemlidir. Mental sağlığımıza dair bilmeniz gereken her şey bu makalede!
Benim aslında sorun olmayan bir sorunum var. Güler yüzlü bir insan değilim. Güler yüzlü olmak bir zorunluluk mu? Bence güler yüzlü olmamak gayet normal; yüzümü illa güldürmeyen duygularım ve fikirlerim var, o kadar! “Erkekler, güler yüzlü kadın sever”, “Kadın dediğin güler yüzlü olur.”, “Öyle asık suratlı olursan, seni beğenmezler”... Bana her şeyi yakıp yıkma isteği veren bir şey varsa o da bu tür seksist yaklaşım ve dayatmalar. Kadınlara yönelik bu dayatmalara artık tahammül edemiyorum. Bize gülümsememizi söylemeyi bırakın! Veya kahkaha atarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini söylemeyi! Kadın ve güler yüz beklemek: neden cinsiyetçi bir yaklaşım?
Finansal stres, önemli bir stres faktörü türüdür, ödemenin imkansız olduğunu bildiğiniz devasa bir faturanın bizi beklediğini bilmek üzerimize ağır bir yük bindirir. Gelir gider dengesi, bütçe planlaması, enflasyon ve ekonomik sıkıntılar derken, ruh sağlığımız doğrudan etkileniyor ve hayatımızın her alanı bu stres türünden etkileniyor. Bilimsel çalışmalar bunu "finansal stres" veya "finansal kaygı" olarak tanımlıyor. Bugün bu konuyu konuşalım çünkü meslektaşlarınız, arkadaşlarınız, aileniz veya herhangi biri ile bunu konuşmanız önemli. Unutmayın söylenmeyen her şey bizi içten içe kemirir...
Yaşlandıkça, çocukluk travmalarının bizi hâlâ nasıl etkilediğini ve bazen başa çıkılması gerçekten zor olduğunu daha fazla keşfediyorum. Çocukken yaşanan bu travmalar, genellikle göz ardı edilmiş veya küçümsenmiş olsa da, yetişkin hayatımda büyük bir yer tutuyor. Çocukluğumuzun bizi tamamen nasıl şekillendirdiğini görmek şaşırtıcı bir durum. Bu etkileri daha iyi anlamak ve yönetmek için bu yazıyı mutlaka okuyun!
Motive edici sözler duymaya mı ihtiyacınız var? Güzel sözler söyleyen biri olsa da biraz motivasyon olsa mı diyorsunuz? O zaman doğru yerdesiniz. Motivasyon sözleri kısa ama etkili oluyor. Kişi kendini çıkmazda hissettiğinde motivasyon sözleri birer ışık oluyor. Hiçbir şey, hiçbir zaman senden daha önemli değil. Tek önemli olan şeyi yap ve ne olursa olsun, hayattaki zorlukların seni vazgeçirmesine izin verme. Bir iki güzel söz oku, yeniden güç bul. 💪 İşte arada bir açıp bakmalık 20 maddelik motivasyon sözleri listesi!
Birçok kişi, günümüzün yoğun ve stresli hayatında kişisel mutluluğu ve mental sağlığı korumanın yollarını arıyor. Bu yolculukta, bizi kendimizi daha iyi anlamamıza ve kabul etmemize yardımcı olan yöntemlerden biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle depresyon, anksiyete, fobi ve obsesif kompülsif bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıkların üstesinden gelmek için etkileri kanıtlanmış bir tedavi yöntemi ve psikolojik yaklaşım tipidir. Özetle duygu ve davranışlarımız arasındaki bağlantıları keşfederken bize nasıl daha mutlu ve dengeli bir yaşam sürebileceğimizi gösterir.
Youtube kanalımıza 💜 abone olmayı, 🔔 bildirim zilini açmayı, 👍videoları beğenmeyi, veee ✍🏻 bize yorumlardan ulaşabileceğini unutma!
Spotify hesabımızı takip ediyor musun?
