Yeni yılda yeni başlangıçlar yapmak: Hedef koymak için 5 ipucu
Mutluluk tamamen bakış açımızla ilgilidir ve basit küçük değişikliklerle hayatınızı daha iyi bir hale getirebilirsiniz.. Bu yıl meydan okumaya hazır mıyız?
Yıllardır hatta çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bölüme girmek için bir üniversitenin sınavlarını geçtim ve son aşamaya geldim. En büyük hayalimi gerçekleştirmek ve yıllarca verdiğim emeğin karşılığını almak için tek yapmam gereken şey okulda gerçekleşecek mülakata katılmak. Mülakattan önceki gün yakın bir arkadaşımla biraz kafa dağıtmak ve gerginligimi azaltmak için bir şeyler içmeye çıktım. Önce sadece bir kadeh içerim dediğim gecenin sonucu tahmin ettiğiniz gibi bir felaketle sonuçlandı. 🥴 Sabah uyandığımda gözlerimi zor acıyordum, boğazım tamamen şişmiş haldeydi ve yataktan kalkabilecek gücüm yoktu. Ve evet, mülakatı kaçırdım ve yıllarca hayalini kurduğum okula giremedim… Kendini sabote etmek : Neden bazen işleri « bile isteye » batırırız ?
Bu birçoğumuza tanıdık gelecek bir durum aslında. Hayalini kurduğumuz iş görüşmesinde kendimiz ile dalga geçmek ve neredeyse durduk yere aşağılayıcı yorumlar yapmak, yani tabiri caizse bile isteye kendini rezil etmek… Ya da ilk randevuda potansiyel partnerine eski sevgililerden ya da sorunlu aile ilişkilerinden detaylıca bahsetmek. Sonuç kendi ellerimle berbat ettiğim onca an! « Al işte, yine her şeyi berbat ettim » duygusu…
Bu bahsedilenler sana çok mu tanıdık geldi ? Endişe etme, her birimizin içinde birer küçük sabotajcı var zaten. Kendimizi karalamak için elimizde bir çok sebep var ama aslında hepsinin ortak noktası özgüven eksikliği veya doğru gelişmemiş bir duygusal iç dünya.
Duygusal gelişim demişken çocukluk dönemini anmadan geçmek olmaz. Sorunlu aile ilişkileri, toksik anne veya baba ilişkisi, yine toksik ilişki modellerini konforlu/tanıdık bulmamıza neden olup kendimize zarar verdiğimiz yetişkinlik dönemlerine kapı açabiliyor. Kendimizi toksik arkadaşlıklara veya toksik maskülen erkekler ile ilişkiye layık görmek de kendini sabote etmenin bir parçası.
Bilişsel çarpıtmalar ile ilgili yazımıza daha önce göz attıysanız, kendi kendini sabote etme mekanizması nasıl çalışır, daha rahat anlayacaksınızdır. Çünkü kendi kendini sabote etmek de aslında çoğunlukla "bilinçsizce" gerçekleştirdiğimiz eylemlerden oluşur.
Yani örneğin, içinde sıkışıp kaldığımız mutsuzlukların veya başarısızlıklarımızın sebebi aslında bilinçaltı mekanizmalarımızın birer ürünü. Söz konusu davranış kalıpları bilinçsizce ortaya çıktığında, haliyle durum biraz daha karmaşık ve zor. Çünkü kendi kendini sabote edip etmediğini kendi başına "farkına varmak" daha güç. Farkındalık oluşmadığında ise bu durumu kontrol altına alıp bundan kurtulmak da zorlaşıyor elbette. Makaleyi kaleme almamdaki en önemli motivasyon da buydu zaten. Farkındalığın yolunu açmak!
Hepimizin hayalini kurduğu, idealize ettiği şeyler vardır. Hayalini kurduğumuz bir iş, içinde olmayı arzuladığımız sağlıklı romantik ilişki, değer gördüğümüz, onaylanma hissi veren, bizi seven ve bize saygı duyan arkadaşlıklar, ve sağlıklı, dinamik bir beden.
Peki bunlara ulaşmak için taşın altına elimizi koymaya ne kadar gönüllüyüz? Hedefler ve davranışlar birbiri ile ne kadar uyumlu? Örneğin, sağlığınızı veya yaşamınızı etkileyecek işlevsiz kararlar verdiğiniz oluyor mu? Tıbbi randevuları kaçırmak, kişisel bakıma önem vermemek, erteleme davranışı... İşin aslı, derinlerde bir yerde, hayalini kurduklarımızı hak etmediğimize inanıyoruz. Ve bu öyle derinlerde gizli bir zihinsel aktivite ki bunu tek başına farkına varabilmek neredeyse mümkün değil.
Peki böyle durumlarda ne yapıyoruz? Bütün bunlarla karşı karşıya kaldığımızda kendimizi yetersiz, çaresiz, değersiz ve başarısız hissediyoruz. Hayata pozitif bakmak, andan keyif almak mümkün olmuyor. Kendini suçlama eğilimi gösteriyoruz.
Sonuç; eğer yolunda gitmeyen bir şey varsa da, onu çözmek için çabalama motivasyonumuzu da yok ediyoruz. İnsan kendine bunu neden yapar? Çünkü daha konforlu. Aslında başarısızlık hissi veya yetersizlik gibi olumsuz duygular ile yüzleşmek zorunda kalmamak için, en baştan pes etmeyi tercih ediyoruz. Bilinçsizce kestirip attığımız bu durum, derinlerde bir yerde içimizi rahatlatıyor. Korkmak, en kötüsünü öngörmek bu anlamda çok üzücü. Çünkü bizi korkutan şeyi yapmak yerine ondan tamamen kaçınca artık korkacak bir şey de kalmıyor fakat kendimizi boş yere sabote etmiş oluyoruz ve hayattan geri kalmış oluyoruz.
Başarı kendi içinde bir değişim barındırır, bu yüzden bilinmeyendir. Bir düşünün. Aşkı bulmak, zor bir sınavı geçmek, yeni bir işe girmek aslında korkutucu olabilecek potansiyel bir yaşam değişikliği anlamına gelir. Konfor alanının dışına çıkmak kolay olmadığından, bilinçsizce bunlardan kaçmayı ve şikayet etmeyi tercih ederiz.
"Artık zirvedeyim, bundan sonra sadece düşebilirim."
Bu sözleri Roméo Elvis🎤'den ödünç alıyorum, çünkü kişisel başarı seruveninizin en üst basamağına ulaştığınızda ortaya çıkabilecek kendi kendini sabote etme davranış modelini oldukça iyi özetlediklerini düşünüyorum.
Ne kadar yüksekte olursanız, kendinizi dağıtma eğiliminiz o kadar güçlü olur. Sanki her şeyin bu kadar iyi gitmesine dayanamıyormuşuz gibi gelir. Tıpkı kariyerinin zirvesinde, Oscar almaya hazır olan ama attığı tokat ile kendi kendini sabote etmiş olan Will Smith gibi.
Olumsuz öz imaj ve düşük benlik saygısı, bu kadar güzel şeyleri hak etmediğimizi düşünmemize neden olabilir ve bazen başarmanın kendisinden korkarız. Ya da başarılı olmak, zirveden düşme riskini almak anlamına geldiğinden adım atmaya korkarız.
Bu yazıya da göz atmak ister misin? 👉 Başarı korkusu mu? Başarısızlık korkusu mu?
Kendini sabote etme davranışı, çocukluk dönemiyle oldukça ilişkilidir.
Örneğin, hoşlandığı bir erkekle her karşılaştığında ona karşı itici davranan bir kadını ele alalım.
Soğuk ve mesafeli duruyor. Yani potansiyel bir ilişkiye başlamamak için her türlü çabayı gösteriyor. Aslında annesinin hiçbir zaman mutlu bir evliliği olmadığını çocukluğu boyunca görmüş olan bu kadın kendine aynısını hak görmüyor. Tüm ilişkiler mutsuzluğa mahkummuş gibi düşünüyor. Aşk hayatı pek de parlak olmayan annesi, babasından ayrıldıktan sonra bir türlü kendine uygun bir eş bulamamıştı. Bu kadın, ilişkilerini alt üst ederek annesinin ötesine geçmemeye ve aslında bir anlamda ona sadık kalmaya da çalışıyor. Yani annesinin hayatı boyunca tadamadığı mutluluğu, kendine hak olarak görmüyor ve bu nedenle romantik ilişkilerinde kendini sabote etmeye devam ediyor. 💔
Yani çocukluk dönemi bir yandan da kendimizi sabote etmemizin birebir kaynağıdır. Sınırlayıcı inançlar yaratarak az çok farklı düzeylerde hepimizin karşılaştığı çocukluk yaraları, kendimizi sabote etme davranışımızın kendini ürettiği zeminin ta kendisi olabilir.
Kendi kendini baltalamaktan vazgeçmeyen insanların sergilediği bir çok farklı self sabotaj davranış kalıbı vardır, ancak yine de en çok öne çıkan 4 tanesini not edelim. Aşağıdaki davranışların ne kadar sık tekrar ettiği bu davranışın self sabotajcı olup olmadığını belirliyor olacak.
Kendini sabote etmeye son vermek için çözüm basit, fakat uzun bir süreç gerektirebilir. Sonuçta alışkanlıklar kolay değişmiyor, hele ki bu alışkanlık bilişsel boyutta gerçekleşiyorsa.
👉Öncelikle tek kelimeyle kendine güvenmelisin. Ne kadar değerli olduğunun farkında oldukça, kendini değersiz hissetmemek için o kadar çok sebebin olacak.
👉Yine her şeyden önce, bu kendi kendini sabote eden davranışın farkında olmalısın. Peki nasıl ? Hayattaki her başarısızlığında kendine su soruyu sor: Hedefime ulaşmak için her şeyi yaptım mi? Şanssız olduğum için kaderin kurbanı mıyım yoksa gerçekten elimden gelenin tamamını yapmadım mı? Bu iç gözlemle, kendini sorgulayarak veya kendine doğru soruları sorarak sonunda seni üzen ve başarısızlığa götüren yinelenen bu davranışı belirleyebilir ve kontrol altına almaya çalışabilirsin!
İç farkındalık bazen bir şok etkisi yaratabilir ve bu nedenle çoğu zaman bir psikologun yardımına ihtiyaç duyulabilir. Gerçekten de bu tür davranışların temelinde, tedavi edilmesi gereken bir çocukluk yarası olabileceğini unutmamalıyız. Bunu bir terapistle kelimelere dökmek, kendi kendini sabote etmeyi anlamaya ve düzeltmeye yardımcı olacaktır.
Yazar notu: kendini olduğun gibi kabul etmek, sevebilmek ve mutlu olmak!Yazıda söz ettiğimiz gibi, bu kendini sabote etme davranışının arkasında özgüven eksikliği, başarı veya başarısızlık korkusu, yerleşmiş sınırlayıcı inançlar, veya hala zihnimizde çarpıklığa sebep olan atlatılamamış psikolojik travma veya çocukluk dönemi deneyimleri vardır.Neyse ki bu sarmaldan çıkmak, yeni alışkanlıklar ve yeni bir düşünme biçimi kazanmak oldukça mümkün. Ancak bunun için kendinizi anlamak, kendinizi kabul etmek ve sonunda mutluluğu hakettiğinize inanmak için bir uzmandan yardım almak çok önemlidir ! Randevu almayı unutmayın. |
Mutluluk tamamen bakış açımızla ilgilidir ve basit küçük değişikliklerle hayatınızı daha iyi bir hale getirebilirsiniz.. Bu yıl meydan okumaya hazır mıyız?
Yeni bir yılın heyecanı hepimizi sararken, sevdiklerimizi mutlu edecek hediyeler seçmek de bu dönemin en keyifli yanlarından biri. Ancak kime ne hediye alacağınızı seçmek bazen zorlayıcı olabilir. 🎄 Anneniz, babanız, sevgiliniz, kardeşleriniz ya da arkadaşlarınız için anlamlı ve yaratıcı hediye fikirleri mi arıyorsunuz? Endişelenmeyin! Bu yazıda, herkes için uygun ve kişiselleştirilmiş yeni yıl hediyesi önerilerini bulabilirsiniz.
Yeni bir yıl, yeni umutlar ve yeni başlangıçlar demektir. Ancak çoğu zaman, aldığımız kararlar birkaç hafta içinde unutuluyor. Peki, bu yıl farklı bir şey yapmaya ne dersiniz? Kendinizle uyumlu, sürdürülebilir hedefler belirleyerek hem kendinizi daha iyi hissedebilir hem de bu hedeflere ulaşabilirsiniz. İşte bu yazıda, yeni yıl kararlarınızı nasıl daha etkili hale getirebileceğinizi keşfedeceksiniz.
2025 yılına girerken evde ailecek kutlama mı yapacaksınız? Yeni yıl gecesi herkes için özel ve anlamlı, hepimiz en iyi şekilde yılbaşını geçirmek istiyoruz. Aile içindeki farklı beklentiler, geçmişteki anlaşmazlıklar veya monotonluk hissi bu özel geceyi gölgeleyecekmiş gibi geliyor olabilir. Peki, yılbaşını daha keyifli ve anlamlı hale getirmek mümkün mü? Tabii ki mümkün! Bu yazıda, yılbaşını aileyle geçirirken hem eğlenmenizi hem de unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayacak öneriler sunuyoruz. Hazırsanız, yeni yıla pozitif bir başlangıç yapmanın yollarını birlikte keşfedelim! 🎉
Arkadaş çevremiz bizim için önemli bir sosyal destek alanını oluşturuyor. Arkadaşların seni ne kadar tanıyor? Veya sen arkadaşını ne kadar tanıyorsun? Hiç merak ettin mi? Arkadaşlıklarınızın ne durumda olduğunu öğrenmek veya birbirinizi daha iyi tanımak için çok etkili ve eğlenceli bir yöntem var: Arkadaşın ile birbirinizi yeniden keşfetmek ve yeniden bağ kurmak için 50 soruluk arkadaşlık testi ile tanışın! Ayrıca, arkadaşlarla paylaşmak için mükemmel bir test! 😊😉
Eğer bu yılbaşını tek başınıza geçirecekseniz, üzülmek yerine bu zamanı kendinize ayırarak değerlendirebilirsiniz. Bu yazıda, yılbaşını yalnız geçirmenin neden kötü bir şey olmadığını, bu özel geceyi nasıl anlamlı hale getirebileceğinizi ve kendinizi mutlu etmek için neler yapabileceğinizi keşfedeceksiniz. Hazırsanız, yeni yıl ruhunu kucaklamaya başlayalım! 🎄✨
İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma!
Aslı ile Yoga seansları!
Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi
Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!
Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için;
Çok beğendim yazıyı. Örneklerle kolay anlaşılacak şekilde yazılmış ve derlenmiş. Kendi davranışlarımda bulduğum bir sorundu bu yazıyı okuyunca örneklere ne kadar uyduğumu da gördüm. Özellikle “annesinin yaşayamadığı mutluluğu kendine yakıştırmaz ve ona sadık kalmak için ondan daha mutlu olmayı kabul etmez” kısmı çok sarsıcı. Kendi içimde hissedip başka kimseye dile getirmediğim bir şeyi başka birinin ağzından duymak. İnsan annesinin hiç mutlu olmadan öldüğünü görünce, derinlerde kendi mutlu olması annesine haksızlıkmış gibi düşünebiliyor. Mantığa çok aykırı evet, nasıl oluyor bilmiyorum ama öyle bir his ki insana yaptığı mantıklıymış gibi bile hissettirebiliyor bu his.
Busra, bir yıl önce