Hayatın tadını çıkarmak için güzel günlerin gelmesini bekliyor veya geçmişe özlem duyuyoruz. Yaşamı hep yarınlara ertelemekteyiz. Oysa hayatın tadını çıkarmak tam da her anın, her mevcut anın kıymetini bilmek anlamına geliyor.
Tam da bugün, yeniden başlamak ve sizi andan koparan şeyleri keşfetme zamanı…
Her yerde olmak isterken hiçbir yerde olamıyoruz. Neden bahsettiğimi anlıyorsunuz değil mi? Fiziksel olarak orada olma ama zihnin başka bir yerde olması durumu. Geçmiş ve gelecek hakkında düşünmenin bizi şimdiden kopardığını farkında mıyız? İnsanın zekice davranıp kendi mutluluğunu istemesi gerekiyor, öyleyse neden kendi kendini bundan mahrum bırakıyor? Şimdiki andan en iyi şekilde yararlanmamıza engel olan bu tutumun sebepleri neler?
1. Geçmişi düşünüp üzülmek
Uzak ya da yakın geçmiş olsun olabilir, basit ya da daha karmaşık şekilde geçmiş her zaman izler bırakır. Anılarda sıkışıp kalmak sizi hayattan geri kılıyor ancak onları karşılaştırmadan veya tekrar düşünmeden edemiyor musunuz?
Hey gidi günler!
Bu kesinlikle en çok telaffuz edilen cümlelerden biridir. Her şeyin güzel ve pembe olduğu o zamanları sevgiyle, özlemle anımsıyoruz. Güzel anılarımızı dillendiriyor ve sanki o günler bitmiş ve artık güzellikler mümkün değilmişçesine iç çekiyoruz, halbu ki değişen yalnızca bizim algımız. Farkına bile varmadan biz de değişiyoruz. Süresiz annemizin kucağında kalamayız ya, hayatın kendisi böyle!
Size bir soru!
Her şey sözde mükemmel olduğunda, bunu fark etmiş miydiniz? Yoksa o zamanlar da şimdi olduğu gibi geçmiş zamanın da geçmişinden pişman mıydınız?
Nostalji tipik bir Türkiye geleneğidir. Bu kültürün bir parçası, tarihin dönemlerine ait tüm bu raporlara ya da ölen şarkıcıların isimlerini kapsayan tüm bu sanatçılara bakın. Ayrıca, anılarını eski bir fotoğraf albümünde saklamayı seven birkaç ülkeden biriyiz!
Geçmişin ağırlığı
Geçmiş, henüz sindiremediğiniz acı dolu olaylardan oluşabilir. Bir kaza, bir deprem, sevdiğimiz birinin ölümü veya ani bir ayrılık gibi travmalar, yaşamı korku süzgecinden görmemizi sağlar. Her durumda, senaryonun kendini tekrar edeceğinden korktuğumuz için zor bir dönemi yeniden yaşadığımıza, işaretler gördüğümüze inanıyoruz.
Keşke...
Geçmişimizde yaptığımız veya yapmadığımız her şeyin şimdiki zamanımız için sonuçları vardır. İşte bu yüzden şu anda hayatımızdan memnun olamıyoruz. Hemşire olmak yerine avukat olmak istemek, asla bırakmamanız gerektiğini düşündüğünüz o ilk aşk. Bazı trenler kaçar, bunu kabullenmeli insan… Bizi melankoliye sürükleyen keşkeler ve pişmanlıklardır.
2. Geleceğe dair takıntılarımız
Bir kez arkanıza bakmayı bıraktığınızda, artık ileriye bakmanız gerekir. Ancak geleceği de sakin bir bakışla süzmeli insan. Aksi takdirde, başka problemlerle uğraşırız.
Katastrofik senaryolar yazmak
Bilinmeyen gibi gelecek de bizi korkutuyor. Özellikle nasıl gelişeceğini bilemediğinizde belirsizlik hemen kötümser gözlerimizden bakınca dehşete sürükler. Hep en kötüsünü düşünürüz: "Ya işimi kaybedersem?", “Ya gökyüzü tepeme düşerse?”. Sık sık kendimizi bir senaryo yazarı olarak görme eğilimindeyiz, ancak bu şekilde mutluluk bize yar olmaz! Hayatımızın bazı anları bizi saplantılı hale getiriyor ve böyle günlerde sanki mezbahaya gideceğini bilen bir koyun gibi, bu korkunç anın gelmesini bekleriz. Başımıza gelirse de, unutmayın ki başka türlü öğrenmek mümkün olmazdı.
Strese kapılmak
Sizi bekleyen önemli bir toplantı var. Test sonuçları hakkında endişeli misiniz? Riskler büyük olunca beklemek dayanılmaz oluyor. Kader anına kadar beklerseniz, boğazınız düğümlenir ve uykularınız kaçar... Şimdiki zamana odaklanmak ve en iyi şekilde değerlendirmek yerine stresin sizi bunaltmasına izin verirsiniz. İnanın ki dikkatinizi dağıtıp sakinleşmenizin tek yolu anda kalabilmektir.
Kendi içlerinde son olarak görülen hedefler
O gün geldi çattı, heyecan verici bir hamle sizi bekliyor, profesyonel projeniz yakında gün ışığına çıkıyor... Zamanı hızlandırmak istersiniz değil mi?! Bir hedefe ulaşmak sizi mutlu eder, kimse bunun tersini söylemez, ama bu arada ne yapacağız peki? Şimdiki zamanı değerlendirin, ne olursa olsun, beklediğiniz an gerçekleşene kadar yaşamı kaçırmamalı insan, yolun kendisi de bitiş kadar keyifli hale gelemez mi?
3. Mevcut anda hissedilen sıkışmışlık
Mutluluk nerede ve nasıl?
Maalesef herkes aynı mutluluk anlayışına sahip değil. Bazıları mutluluğu sahip oldukları şeyde nasıl bulacaklarını bilirken, diğerleri bilmediklerinin peşinde kendilerini tüketir. Ve beklentileri sürekli değiştiği veya ulaşılamayacağı için asla karşılanmazlar. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, şimdiki zamandan yararlanamayanlar onlar.
Ben neredeyim?
İyi koşullarda, iyi insanlarla dahi çevrili olduğunuzda, her zaman yanlış bir şeyler vardır. Şu anda olmama, kendi yerinde olmama hissi gibi. Kimse sizi dışlamıyor veya atmosfer sizi hoş karşılıyor olsa dahi, öyleyse nedendir bu his? Bu durum bir özgüven sorunuyla ilişkilidir. Çok fazla düşünecek veya her hareketinizi analiz edecek biriyseniz, mevcut anınızı kaçırıyorsunuz demektir. Kendinize dair farkındalık çalışmaları yaparak kendi teninizdeki huzursuzlukları çözmenizi tavsiye ederiz.
Şimdiki anı tam anlamıyla yaşamak için 5 ipucu
Anın tadını çıkarmak, göründüğü kadar karmaşık değildir. İşte buyurun.
1. Molalar verin
Günler, aylar, şu kısa hayatta her şey çılgın bir hızda geçer. Tüm endişelerinizden, koşuşturmalarınızdan bir an olsun kaçabilmeniz için ayırılmış bir moladan daha iyi bir şey olamaz. Derin bir nefes alın ve bir saat bile olsa kendinize ayırın, sadece kendinizi düşünün. Böylece mevcut ana tekrar daha rahatlamış şekilde bağlanacaksınız.
2. İçinizdeki çocuğu koruyun ve sevin
Bu küçük varlıklar basit şeyleri nasıl takdir edeceklerini ve meraklı kalmayı çok iyi biliyorlar. Güneşli bir gün, radyodaki en sevdiğiniz şarkı, başarılı ve sıcacık bir kahve… bu küçük zafer anının tadını bir çocuk edası ile çıkarın!
3. Dışarı ile bağınızı koparmayın
Tam orada, önünüzde, ŞU ANDA. Anlamlı veya anlamsız, bir şeyler hakkında konuşmak sizi Dünya'ya geri getirecektir. Sohbet etmek, başkalarının hikayelerini dinlemek size iyi gelecektir. En azından bir kaç saatliğine de olsa kendi dertlerinize, kendi hikayenize bir ara verip kafanızı dağıtabilirsiniz. Eğer aksine ilginizi çeken keyifli bir karşılaşma olursa da ne ala, zenginleştirici ve güzel sohbetler dileriz.
4. Akıllı telefonunuzu yere bırakın
Akıllı telefon sizi şimdiki zamandan ve onu oluşturan öğelerden koparıyor. Çok fazla insan, gözlerinin önünde duranların tadını çıkarmak yerine sosyal medyalarında manzara paylaşıyor. Farkına varmadan yaşadıkları anın tadını çıkarmak yerine WhatsApp’ta durmadan mesajlaşan çiftler veya arkadaş gruplarından bahsetmiyoruz bile...
5. Kendinize bir uğraş bulun
Mandalaları boyamak, günlük tutmak, sanatsal bir ruhunuz varsa bir kaç dize karalamak, eğlenirken şimdiki anı geliştirmenize ve değerlendirmenize olanak tanıyan birçok aktivite bulmak mümkün!
Farkındalık sizi geliştirir ve daha mutlu ve huzurlu olmanıza olanak sağlar.
🤩 Bu içeriği okuyanlar bunları da mutlaka okuyor!
🔗 Anı yaşamak ile ilgili 10 ünlü söz!
🔗 Pozitif düşünmenin gücü
Psikolog yorumu: Neredesiniz?Şimdiki anda, yani çevrenizin farkında olarak bedeninizle ve zihninizle doğrudan mevcut olduğunuz yer ve zaman ile temas halinde olamıyorsanız, kendinize o zaman nerede olduğunuzu sormaya değer mi?
Düşünceleriniz nereye kayıyor? Geçmişe doğru mu? Geleceğe mi? Şu anı, olmasını istediğiniz gibi olmadığı için mi inkar ediyorsunuz? Tüm bu sorular, sizi şu anda daha iyi demirlemek için tıkanma nedenlerinizi belirlemenize yardımcı olacaktır.
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|
Kaynak
Şimdi’nin Gücü | Eckhart Tolle
