Control freak hastalığı | Kontrol deliliği nasıl aşılır?

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Hayatınızda olup bitenler gibi çevrenizde olup biten şeyleri de kontrol ettiğinizi mi fark ediyorsunuz? İşler beklediğiniz gibi gitmediğinde panik atak, aniden sinirlenme, huzursuzluk veya alınganlık? Bir control freak söz konusu olduğu zaman stres ve kontrol etme veya yönetme takıntısı hem (farketmese de) kişiyi hem de çevresindekileri yorar. Kontrol takıntısına sahip olduğunu düşünüyorsan doğru yerdesin! Control freak hastalığı nedir? Hayatınızı nasıl etkiler? Olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Hepsini fark etmenize yardımcı olacak bir içerikle karşınızdayım.

Control freak hastalığı | Kontrol deliliği nasıl aşılır?
Özet

Control freak hastalığı | Her şeyi kontrol etmek istemek

İngilizcede "control freak" olarak geçen ve Türkçesi "kontrol delisi" olan bu hastalık her şeyi kontrol etmeye çalışarak hayat akışını kendi yönetmek isteme arzusu ile kendini gösterir. Aslında control freak hastalığı bir obsesif kompülsif bozukluk. Özellikle devamlı olarak bir şüphe ile bir şeyleri kontrol etme takıntısı, günümüzde hem kadınlar, hem de erkeklerde azımsanmayacak kadar çok görülüyor. 

Şüphe ve kontrol takıntısı olan bu hastalar çoğu zaman bir şeyleri yapıp yapmadığı konusunda takıntılara sahip olmaktadır. Aynı şekilde sizi de hayatınızı kontrol etmek isterler. Sürekli bir şeyleri yapıp yapmadığınız konusunda sizi sorgulamaları gibi 🫡.... Bu istek o kadar kontrolden çıkmıştır ki kontrol etmek obsesyon haline gelmiştir.

Genelde kontrol etme hastalığı, günlük hayatın düzenlenmesi ile sınırlı kalmamaktadır ve özdenetimi de kapsamaktadır. Nasıl mı? Örneğin kişi duygularını da genellikle kontrol etmesi gereken şeylerden biri olarak görür. Ağlamanızı sınırlarsınız, şefkat göstermekten kaçınırsınız, hayal kırıklığına uğrama veya yargılanma çekincesi ile arzularınızı da kontrol etmeye çalışırsınız. 

👉 Kontrol delisi insanların kişilik özelliklerini sıralayacak olursak, genelde panik, hızlı, en doğrusunu bildiğine inanan, katı, tutumlu, yargılayıcı, eleştirel, şüpheci, detaycı ve takıntılı insanlar olurlar. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu tür stresler bedeninize, zihninize ve ruhunuza zarar verir ve hayatınızı dolu dolu yaşamanızı zorlaştırır. Kendine ettiği eziyeti bir kenara bırakırsak çevresi için de tahammül edilemez birine dönüşebilir böyle insanlar. 

via GIPHY

Control freak hastalığı belirtileri

  • İnsanların yanlışlarına müdahale etme
  • Hep son sözü söylemek isteme
  • Hata yapma korkusu, kusursuz olduğunu düşünme
  • Öfke kontrolü zorluğu çekme
  • Devamlı olarak detayları gözden geçirme
  • Objelerin yerini düzeltme ya da düzgün durması için uğraşma
  • Simetrik olmalarına dikkat etme
  • Değersiz eşyaları toplayarak biriktirme
  • Ütü, ocak, kapı kilidi gibi şeyleri sürekli olarak kontrol etmeye çalışma

Control freak hastalığı neden olur?

Her şeyi kontrol altına almak, “olaylara” maruz kalmamak, beklenmedik durumlarla karşılaşmamak hayatın ve kaderin efendisi olma çabası gibi bir şey. Peki neden bazı insanlar kendisine böyle imkansız bir amaç edinir?

Kontrol ve kesinlik bize bir emniyet ve güvenlik duygusu verir. Bu nedenle, şeyleri (ve insanları),  kontrol edebilirsek güvende (ve mutlu veya başarılı) olacağımız fikri bizi kontrol takıntısına iter. Bir şeyleri kontrol etmeye çalışmak - katı, talepkar ve mükemmeliyetçi olmak - korku ve kaygıyla başa çıkma yollarımız haline gelir.

Tek tek açalım.. 

Mükemmeliyetçilik

Kontol delisi olan insanlar genelde mükemmeliyetçi olurlar. Hataya tahammül edemezler. Yalnızca kendilerinin bir şeyleri kusursuz gerçekleştirebileceklerine inanırlar ve bu yüzden kimseye bir işi emanet etmezler. Planların bozulması, aksaklıklarla karşılaşmak, düzen değişikliği gibi hayata dair şeyler bu insanlar için ruhsal bir parçalanma anlamına gelir.

Kimseye güvenememe ve sadece kendinin bir şeyleri kontrol etmeye vakıf olduğunu düşünmek ise altında büyük bir güven eksikliği gizler.

Güvensizlik

Control freak hastalığı söz konusu olduğunda temelde yatan problem genelde güven eksikliği duygusudur. Değişime dirençli, esneklikten uzak bu insanların asıl derdi bir şeyler onların kontrolünde gitmezse bir felaket yaşanacağı inancı sebebi ile kontrol etmeye çalışıyor. Çünkü süprizler onlarda güvenlik ve emniyet duygusunu zedeler.

Kontrol delisi olan hastalar yaşadıkları dünyada bir çok şeyi bir tehdit unsuru olarak görmektedir. Bu yüzden hayata karşı hep gardını almış olarak gezmek durumunda hissederler. Yani kontrol etme / yönetme eylemi aslında bir 🛡️ savunma mekanizması görevi görür. Kontrol ettikçe daha güçlü ve güvende hissettiklerinden zihinlerindeki tehditler de bir bir azalmaktadır.

Zayıflık duygusu

Kontrol etmeyi takıntı haline getirmiş bu insanlar aslında içlerinde derin bir değersizlik hissi ve zayıflık duygusu ile mücadele etmektedirler. Bu duyguları bastırmak için ise kendilerine mükemmellik, kusursuzluk, her şeyi yönetebilme gibi kalıplar belirlemişlerdir. Gelebilecek herhangi bir tehdite karşı hep savunma halinde gezme takıntıları (tehditler geçerli veya geçersiz olsun) onları ruhsal anlamda dengelemektedir. 

Çocukluk döneminde anne baba tutumu

Aslında kontrol takıntısı olan kişiler genellikle çocukluk döneminde onları sürekli eleştiren, yargılayan ve sürekli beklentilerle dolu ebeveynlerle büyümüşlerdir. Çocukların da tıpkı yetişkinler gibi onaylanma ihtiyacı ve sevilme ihtiyacı vardır. Onay hissi, takdir görme ve kabul görme hali kişilik inşası sırasında çok önemlidir.

Sürekli eleştiren ve yargılayan ebeveynler çocuğa mükemmel ol, hata yapma, bize istediklerimizi ver şeklinde mesajlar yollar. Çocuk anne baba sevgisini ancak bu şekilde alabileceğine inanır. Bu durum onlarda hem, mükemmel olma arzusu, hem hata yapma korkusu gibi kodlamalara sebebiyet verir.

Sonuç ise; doğru çıkmak, haklı olmak, başarılı olmak, güçlü durmak kendilerini güvende hissetmeleri için elzem.

Bir şeyleri kontrol etmek istemenin nesi yanlış?

Kontrol ve kesinlik bizi güvende hissettiriyorsa, bir şeyleri kontrol etmeye çalışmanın nesi yanlış? Sorun şu ki, bunlar mümkün şeyler değil. Çoğu şey kontrolünüz dışındadır ve onları kendinize göre bükmeye çalışmak sadece direnç, stres ve çatışma yaratacaktır.

Kendinizden mükemmelliği talep etmek, fiziksel ve duygusal yorgunluk üretir. Bu duruma müdahale etmedikçe tükenmişlik yaşayabilirsiniz. Sürekli baş ağrısı veya mide-bağırsak sorunları, boyun veya sırt ağrısı, uyku sorunu, düşük enerji, erteleme davranışı ve motivasyon eksikliği, sinirlilik veya öfke, moral bozukluğu veya depresif hissetme veya sürekli endişe gibi yaygın stres belirtileri yaşayabilirsiniz. 

Aynı zamanda kontrol ettiğimizde, ilişkilerimiz de zarar görür. Otoriter, eleştirel ve başkalarına karşı yargılayıcı olduğunuzda insanlar sizden uzaklaşabilirler. Tartışmalar, duygusal mesafe ve incinme duyguları genellikle sonuçlanır.

Kontrol delisi olduğunuz zaman kendinizi nasıl durdurabilirsiniz? 

1) Farkındalık kazanın

Başlamak için, kontrol edici davranışlarınızı fark etmek ve bunları yazmak size iyi gelecektir. Bu, içinizdeki kontrol manyağının gün yüzüne çıkma olasılığının yüksek olduğu durumları önceden sezebilmenize, tahmin etmenize ve alternatif bir tepki planlayabilmenize yardımcı olacaktır.

2) Duygularınızı keşfedin

Kontrol etme davranışını değiştirmek için, altta yatan nedenleri de keşfetmeniz gerekecek. Bu ihtiyacı doğuran duygusal nedenler neler? Duygular yüksek olduğunda düşüncelerimizi çarpıtabilirler, bakınız: bilişsel çarpıtmalar...

Kendinize şu soruyu sorarak başlayın: 

💭Kontrol etme davranışımı hangi korkular yönlendiriyor?  

💭Bu korkular mantıklı mı - yoksa genelleme kullanarak felaket senaryosu mu üretiyorum? 

Son olarak, başkalarına açılmayı öğrenmelisiniz, kendinizi tuttuğunuzu düşündüğünüz yaşanmışlıkların peşine düşün. Gerçekten sevgiye ihtiyaç duyduğunuz bir anda duygularınızı kontrol etmeye çalışmayın. Sevdikleriniz için önemli olduğunuzu, sizi sevdiklerini anlamanız için öncelikle onlara nasıl hissettiğinizi göstermelisiniz ve onlara sizin kontrol etmediğiniz bir alan bırakmalısınız.

3) Korku temelli düşüncelere meydan okuyun

Çarpık, korkuya dayalı düşünceyi tanımladığınızda, ona meydan okuyabilir ve onu daha sakin, daha ayakları yere basan düşüncelerle değiştirebilirsiniz

Örneğin, " Altıya kadar gitmezsek, tüm tatilimiz mahvolacak" gibi yıkıcı bir düşünceye kendinize şu soruları sorarak meydan okuyabilirsiniz:

  • Bunun olma olasılığı ne kadar? 🤔
  • Bu düşünceyi desteklemek için hangi kanıtlara sahibim? 🤔
  • Böyle düşünmenin faydası var mı? 🤔
  • Negatiflere odaklanıp pozitifleri göz ardı mı ediyorum? 🤔
  • Duygularım düşüncelerimi gölgeliyor mu? 🤔

Bunun gibi sorular, düşüncelerinizi genişletmenize ve geç kalmanın planlarınızı bozabileceğini görmenize yardımcı olabilir, ancak bu, tüm tatilinizi mahvetmeyebilir.

4) Kontrolünüz dışında olanı kabul edin. 

Hepimiz sadece kendimizi kontrol edebileceğimizi biliyoruz ama yine de eşimize ve çocuklarımıza işleri "doğru" şekilde yapmak veya doğru seçimler yaptırmak konusunda ısrarcı kadınlar oluyoruz. 

Kabullenme, kontrolümüzde olanla olmayanı ayırt etmek ve istenmeyen tavsiyeler vermeyi veya durumları olmadıkları bir şeye zorlamayı bırakmak demek. 

Bunun yerine, kontrolümüz dışında olanlara teslim olabilir ve her şeyi bizim irademize göre değişmeye zorlamadan olduğu gibi kalmasına izin verebiliriz. Bu, sonucu kontrol etmeyi bırakmamız ve insanların kendi seçimlerini yapmalarına izin vermemiz (aynı fikirde olmasak bile) anlamına gelir.

5) Beklenmedik her değişiklik kötü değildir. 

Belirsizliğe tahammülsüzlük psikolojik dayanıklılık ile paraleldir. Yıkıcı düşüncemiz, beklenmedik tüm değişikliklerin kötü olduğunu varsaymamıza neden olur, ancak bu yanlıştır. Beklenmedik değişimin olumlu olabileceği ihtimaline açık kalmaya çalışın. 

6) Kendinizdeki ve başkalarındaki kusurları kucaklayın. 

Kabul etmenin bir kısmı, hiçbirimizin mükemmel olmadığını kabul etmektir - hatalar yaparız, bir şeyleri unuturuz, kötü kararlar veririz vb. Bazen hedeflere ulaşılmadığını, planların suya düştüğünü, insanların bizi hayal kırıklığına uğrattığını ve kazaların meydana geldiğini beklemeli ve kabul etmeliyiz. İnsanları ve durumları yakından yönetmeye çalışmak, bu tür şeylerin olmasını engelleyemez. 

7) Stres ve kaygıyı azaltın 

Stresin kaynağı veya strese yol açan değişkenlerin varlığından her zaman kaçamayabiliriz. İç huzuru elde etmek için, belki meditasyon, düzenli egzersiz, yoga, rahatlatıcı bir masaj veya rahatlatıcı bir ritüel ile zihninizi ve bedeninizi sakinleştirmeye çalışmalısınız. 

8) Akışa bırakmayı öğrenin. 

Her şeyden önce, rahatlamayı öğrenmelisiniz. Anda kalmak ile ilgili farkındalığınızı arttırabilirsiniz. Birkaç dakikalığına da olsa hayatınızın temposunu yavaşlatmaya çalışın, vücudunuza ve etrafınızdaki dünyaya odaklanın.⏳ Akışa bırakmayı öğrenin. Anı yaşamaya odaklanın ve gevşeyin. 

Yazar notu: iyileşmeye ruhundan başla...

Ben hayatın kontrolden çıktığını hissettiğimde şu sözlerle teselli buluyorum. Kontrol mücadelemizi çok güzel özetliyor.

Sevgili Evren, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmem için sükunet ver; değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, aradaki farkı bilmek için ise bilgelik.

En önemlisi, umarım hayatın karşına çıkardığı her şeyin üstesinden gelebilecek kapasitede olduğunu hatırlarsın. Beklenmeyen bir şey olduğunda, tepkimizi kontrol edebilir ve daha etkili bir şekilde başa çıkmayı öğrenebiliriz. Gelişim ve ilerleme zaten bunun ta kendisi  değil mi?

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynakça

Türkiye Psikiyatri Derneği

Psikolog Sharon Martin, Psychology Today Yazarı

Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi...

En yeni makaleler

"Pick me girl" nedir? Pick me ne anlama gelir?

Twitter, İnstagram, Tiktok ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında eminim "pick me girl" veya "pick me boy" ifadesi ile karşılaşmıssınızdır. "Pick me" ifadesi, bir kişinin seçilmek veya tercih edilmek istediğini ifade ediyor ve sosyal medyada kullanıldığında "onaylanmak adına hemcinsini aşağılayarak kendini hemcinslerinden üstün göstermeye çalışan kişi" anlamına geliyor. Yani tercih edilesi olmak için hemcins düşmanlığı yapan tutumlar sergilemek. Peki bu neden sorunlu? Anlamanız için size “pick me girl" nedir?, ve "pick me girl olmak" neden seksizm yapmaktır? açıklayacağım.

Sezgisel beslenme nedir? | Diyet zihniyetinden kurtulmak

15 yılı aşkın diyetler, spor salonları, yeme bozuklukları, sonuç: ter ve gözyaşı… Artık dayanamıyorum! Vücudumla barışmak istiyorum ama kendimi bırakırsam ipin ucunu kaçırağım diye korkuyorum. Yine de popüler diyetler beni her şeyden daha çok incitti. Bunu görmüş biri olarak, hüsranla sonuçlanacak bir diyete daha tahammülüm kalmadı! Bir çözüm var mı? Evet, sezgisel yeme! Hızlı bir şekilde zayıflamaktan ziyade sağlıklı olmayı amaçlayan sezgisel beslenme kültürü hayatımızın kalbinde olmalı, ancak çok az insan bunu farkında.

Kadın ve cinsel fanteziler | Kadınların dünyasından!

Kadın cinsel fantezilerinin, gül yapraklarıyla dolu bir otel odasında, 80'lerin sevimsiz romantik hiti eşliğinde ateşli bir gece geçirmek ile sınırlı olduğunu düşünüyorsanız, tekrar düşünün derim! The Journal of Sexual Medicine dergisi tarafından yürütülen son araştırma, çoğu kadının cinsel arzularına karşı suçluluk duymadan, çok daha açıkça ve kısıtlanma hissetmeden kendilerini ifade edebilmelerine olanak tanımış. Sonuç olarak ortaya oldukça çeşitli yaklaşımlar çıkmış! En yaygın 7 kadın cinsel fantezileri listesi huzurlarınızda!

Sevgilim beni kullanıyor mu? | Nasıl anlarım?

Aşk belki de insanoğlunun tadabileceği en sarhoş edici şey! Aşk gözü kör eder diye boşuna dememişler. Uyandırdığı yoğun duygular o kadar baskın gelir ki bazen bariz şekilde ortada olan gerçekleri bile görmezden gelebiliriz. Kimseyi suçlamayalım doğasında bencillik de bulunduran insanoğlu bazı ilişkilerde kazanan taraf olma işini abartabilir. Kullanılmak denince akla ilk gelen şeyler, para veya cinsel ihtiyaçlar geliyor ama bence en üzücü ve tehlikeli şey duygusal istismar. Partnerinizin samimiyetinden şüphe duyuyorsanız, işte size sevgilinizin sizi kullandığına dair 10 işaret.

Akışa bırakmak veya akışta kalmak için 10 adım

Stres, kaygı, suçluluk, korku, utanç... Bunların hepsi sizi günlük olarak etkileyebilecek olumsuz duygulardır. "Her şeyi çok ciddiye alıyorsun" veya "Bir adım geri adım at, derin nefes al!" diye hep aynı telkinleri tekrarlıyoruz. Ama bunu yapmak o kadar kolay değil, biliyoruz. Bu yüzden akışta kalabilmek için 10 adım sıraladık. Haydi akışına bırak biraz ve sonunda özgür ol!

Boşlukta hissetmek | "Kendimi boşlukta hissediyorum"

Yaşama sevincini kaybetmek, artık hiçbir şey istememek, bu boşluk hissi ile alakalıdır çoğu zaman… Bir süredir içini neşeyle dolduran hisleri bulmak veya heyecan duymak çok mu zorlaştı? Boşlukta hissetmek ruhumuzla olan bağımızı kaybetmek gibidir, hayatın anlamını kaybederiz. Neden buradayız? Amacımız nedir? Bizim rolümüz ne? Daha iyi anlamak ve bunu, depresyon hissinden ayırt etmek için bu içsel boşluk hakkında biraz konuşalım. Daha iyi hissetmek ve hayattan yeniden keyif almak için çözümler var!

Başarılı olmak mı? Mutlu olmak mı?

Toplumumuzun başarı ve güce taptığı bir zamanda, hepimiz takdir görme ve başarlı olma hayalleri kurarız, peki bu yolda kalmayı nasıl başarabiliriz? Ayaklarınız yere basarak başarıyı kovalamak için nelere ihtiyaç var? Başarı için taviz vermek zorunda mıyız? Başarının tanımı nedir? Değerlerini ve bütün varlığını inkar etmeden başarıyı yakalamak mümkün mül? Her şeyi başarmak zorunda mısın? Attığın taş ürküttüğün kuşa değiyor mu? Başarılı hissetmek ve başarısız hissetmek hakkında konuşuyoruz!

Hiç bir şeyden tatmin olmamak

İş yerinde ya da günlük hayatta yaptığım hiçbir şeyden memnun olmuyorum. Yeterince iyi değil, yeterince güzel değil, yeterince başarılı değil, bunlar gibi “yeterince” ile başlayan negatif bir ton düşünce. Belki de en büyük kusurum bu aşırı mükemmeliyetçilik! Ebedi tatminsizliğim, başkalarını da esirgemiyor paylarını veriyor, ve hayat onlar için de zorlaşıyor. Beni bir prenses gibi mi büyüttüler? Gereksinimlerimin gözden geçirilmesi gerekir mi? Bu kronik tatminsizlik nereden geliyor? İşte açıklaması.

Pasif-agresiflik ile başa çıkmak için 5 adım

Erteleyip duruyorlar mı, boş yere somurtuyorlar ve sizi suçluyorlar mı? Pasif-agresif insanlar bizi çıldırtmak için gereken her huya sahip. Onları değiştirmek yerine, kendimiz değişelim! Peki pasif agresiflerle nasıl başa çıkılır? Cevap: onların sağlıksız ve toksik oyunlarına dahil olmak yerine sakinliği korumak ve akıllıca tepkiler vermek! Nasıl mı? Pasif-agresif davranışlar ile başa çıkmak için 5 yöntem👇

"İyi misin?” diye sormak

"Nasılsın ?" ya da “İyi misin?” Bir süredir bu soruya kafayı takmış durumdayım! Sürekli kullanıyorum veya duyuyorum, ve bence, ne soran ne de soruyu duyan bu sorudan gerçekten ne beklemesi gerektiğini bilmiyor insan. Kimse ne açık açık cevap veriyor, ne de gerçekten herhangi birimiz bunu merak ettiği için soruyor. Peki ya, bu yorucu ve kasvetli zamanlarda aramızda küçük eylemde bulunmaya cesaret etsek: Ya çevremize ya da kendi kendimize “Nasılsın, iyi misin?” diye gerçekten sormak ve cevabı gerçekten dinlemek!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

🎥 Youtube

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest