Hayatın herkese öğrettiği o 12 şey!
1. Gerçek arkadaşlar nadirdir.
Güçlü dostluklar kurmakta ve sürdürmekte her zaman zorlandım. Diğerlerinin gruplar halinde dışarı çıktığını, düzinelerce arkadaşını doğum günlerine davet ettiğini gördüm ve kendime hep neden benim hiç arkadaşım yok? diye sorup durdum. Ancak bugün kesin olan şu ki, eğer bir cesedi saklamam, gecenin bir yarısı uyumak için bir yer bulmam ya da sadece kişisel bir hikaye anlatmam gerekirse, güvenebileceğim en az iki kişi var. Bu iki insanın değerini bugünlerde anlıyor ve şükrediyorum. Söz konusu arkadaşlık olduğunda sayılara, ve herkesin ne yaptığına takılma!
🔗 Arkadaşlık testi soruları | 50 soru! ✅
2. Herkes tarafından beğenilmene gerek yok
Özgüven eksikliği, herkesin bizi sevmesini umutsuzca istememize neden olan bir kaygı ve huzursuzluk duygusu yaratır ve bu durum bir sürü sorunun temelini oluşturur: hayır diyememek, herkesi memnun etmeye çalışmak, çatışmadan kaçınmak, toksik ilişkilere açık olmak, duygusal vampirler ile baş etmek ve sınırlarınızı belirleyememek gibi...
Gerçeklik eninde sonunda karşında duruyor: “bazıları ne yaparsak yapalım bizi asla sevmeyecek/beğenmeyecek” Kabul etmesi zor ama bir kez anlayıp özümsediğinizde kendinizi sevmeniz, kendinize saygı duymanız ve sizi gerçekten önemseyenlerle yakınlaşmanız kolaylaşıyor. 😉
🔗 Onaylanma ihtiyacı nedir? neden olur?
3. Aşık olmak olağanüstü bir duygudur
Aşık olmaktan korkmak, birini sevmekten endişe etmek… Ben aşkı her zaman tatlı bir duygu olarak görmüşümdür, aynı zamanda hayatım boyunca bana en çok acı çektiren duygu da bu olmuştur, kuşkusuz. Ama öğrendim. Kalp kırıklığı ve hayal kırıklığı nasıl yönetilir? Mutluluk nasıl dışarıdan beklenmez? İşe kendimi anlamak ve dinlemek ile başladım. Kah duygusal bağımlılık üzerinde çalıştım, kah bağlanma stilleri üzerinde çalıştım.
Artık, aşk her zaman mutluluk ve acıyı karıştıran bir deneyim olsa bile, daha sakin ve gerçek sevginin yollarını biliyorum. Hiçbir şey seven bir kalbin çarpıntısını yaşama heyecanını benden alamaz. Sağlıklı romantik ilişkiler kurmak ve birlikte ilerlemenin gururu benimle beraber.
🔗 Toksik ilişkide miyim, nasıl anlarım? | 15 soru ile test et!
4. Hayat adil değil
Bu ders benim için öğrenmesi en zor olanlardan biri oldu ama şu bir gerçek ki dünya adaletsizliklerle dolu ve bununla başa çıkmanın tek yolu ilerlemek ve sorumluluk almak. Ya bir durumu değiştirmek için harekete geçeriz ya da oturduğumuz yerden sürekli şikayet eder, isyan bayraklarını çekeriz.
Şikayet etmeye hakkım var elbet ama mağduru oynamadan bir adaletsizlik ile karşılaştığımızda bu durumu nasıl yöneteceğimi bilmeliyim. Hayatın adil olmadığı gerçeğini nasıl kabul edebileceğimizi hala anlamıyorum ama bu sorumluluklarımızı üstlenmemize ve harekete geçmemize engel değil.
5. Akışına bırakmak zayıflık işareti değil
Ve iş kontrol edemediğimiz şeylere gelince, akışa bırakmayı öğrendim. Bırakmak bir zayıflık işareti değildir, sadece dünyanın merkezi olmadığımızı ve her şey üzerinde bir etkimizin olmadığını anlamaktır.
Hayatta kontrol edemeyeceğimiz durumların olduğunu bilmek, gerçekten önemli ve somut olarak değiştirebileceğimiz şeylere daha rahat odaklanmanızı sağlayacaktır. Bu bakış açısı, mümkün olduğunca fazla enerji ve motivasyon ile ilerlememize izin verir.
6. İlişkiler emek gerektirir
Aşk, arkadaşlık ya da aile üyelerimiz… Hiç kimse asla hafife alınmamalı. Bir insanı seviyor ve yanımızda görmek istiyorsak, sağlıklı ilişkiler sürdürmek, diğeriyle ilgilenmek, onu dikkatle dinlemek, çok geç olmadan onları kaybetmemek için çaba göstermeliyiz.
7. Yaşamak, tüketmekten daha tatmin edicidir
Size şunu söyleyeyim: deneyimler, sahip olmaktan çok daha ilgi çekici. Bir noktada, hayattaki tek amacım kendimi hızlı ve iyi bir şekilde memnun etmekti, bu yüzden tüm maaşımı hemen hemen her şeye savurdum. Bir gün geldi çattı ve dairem sahip olduğum “şeylerle” doluyken içimde büyük bir boşluk hissediyordum.
Sonunda, sahip olduğum şeylerin beni mutlu etmeyeceğini anladım. Mutluluk dışardan tamamlanabilecek bir şey değildi. İçeriden gelmesi gerekiyordu. İçeriden gelebilmesi için yaşanmışlıklara ihtiyacım vardı, anılar, yeni deneyimler, yeni yerler, yeni insanlar…
Örneğin alışveriş yapmak yerine yeni bir sporu denediğim bir hafta sonundan sonra daha fazla tatmin hissettim ve geriye dönüp baktığımda, duygular, anılar, deneyimler, eşyalardan daha fazla memnuniyet getirdi.
8. Ne yapmak istiyorsan onu yap
“Daha sonra yaparım” çoğunlukla “asla” anlamına gelir. Erteleme davranışı bir nevi kaçınma durumu. Dolayısıyla, bir hayaliniz veya bir hedefiniz olduğunda, başlamak için en doğru zaman şimdi! Ama bazen ilk adımı atmak zaman alabilir. Her zaman hazır olmayabiliriz, yorgun veya demotive hissediyor olabiliriz.
Bence en önemli şey o ilk adımı atmak. Elbette sınırlarımız, kısıtlamalarımız var ama bir şey yapmak istediğinizde, bir hayalin peşinden gitmek istediğinizde, zor gibi görünse ve zaman alsa da çoğu zaman sabretmeyi bilmek yeterli. Ayrıca, en büyük başarıların çoğu zaman en fazla zamanı gerektirdiğini de göreceksiniz.
Unutmaman gereken şey: hedef büyükse, ona ulaşmanın yolu da genellikle aynı derecede heyecan vericidir.
|
9. Affetmek, hafifletir
Bu genellikle çok zordur, ancak kin tutmak ve olumsuz duygularla yaşamak kesinlikle tatmin edici bir hayatın taşlarını döşemiyor. Affetmeyi öğrenmek pek çok işe yarar: bizi gelecek hakkında daha akıllı, daha iyimser ve daha güçlü kıldığını söylemek gerekir.
10. Öğrenmeyi asla bırakma ama bildiğine asla inanma
Hayatımız boyunca öğreniriz. Merak, dünyaya gelmiş bir çocuğu nasıl yaşama bağlıyorsa, yetişkinlikte de bu geçerli. Öğrenmek, aynı hataları tekrar tekrar yapmamanın, ilerlemeye devam etmenin, gelişmenin tek yolu.
Açık fikirlilik ve merak duygusu, tekrar tekrar vurgulanması gereken insan nitelikleri! Çünkü zaten uzman olduğumuzu düşündüğümüz alanlarda bile her zaman yeni şeyler öğrenmeye bizi teşvik edecek olan yegane şey budur: açık fikirli olmak!
11. Kimsenin sana inanmaması önemli değil
Genellikle kendimizle ilgili, ilerlememizi ve hayallerimizin peşinden gitmemizi engelleyen sınırlayıcı düşünce kalıplarına sahibiz. Yazık çünkü kendinize inanmak bizi mutlu eden şeyi yapmanın en iyi yoludur. Attığımız küçük adımlardan gurur duyuyoruz, ama kimse bize inanmıyor gibi görünüyor. İnanın günün sonunda bu çok da önemli değil. Onaylanma ihtiyacı, öyle ki bazen bizi kendi yolumuzdan saptırabiliyor. Ne yapıyorsak kendimiz için yapıyoruz, başkaları için değil.
12. Bedenini sev!
Beden algısı, insanın kendi ile uyumlu bir yaşam sürmesi için kilit zihinsel noktalardan biri. Vücudumuz zorlu bir makinedir ve bunu bize sık sık kanıtlar. Bu yüzden onu sevmeyi, kabul etmeyi ve her şeyden önce onu şımartmayı öğrenmelisiniz.
Yaşlandıkça, bedenlerimizin sınırlarının olduğunu anlamalıyız. Bedenimiz istediğimiz kadar mükemmel olmadığı için onu suçlamak adına zaman kaybetmeyelim. Onu olduğu gibi sevelim ve zamanı geldiğinde onun ihtiyaçlarını gözetelim.
🔗 Kendinle barışmak ve bedenini sevmek için ipuçları!
Hayat herkese bir takım dersler öğretiyor…
❗Bu hayat dersleri nihayetinde oldukça kişisel. Beni dinlerken onları kolayca kendinize ait hale getirebilir veya size özel olanları kendiniz listeleyebilirsiniz. Çünkü nihayetinde bir hayat dersi hatalarımıza, deneyimlerimize, çevremize dayanarak çıkardığımız sonuçlardan oluşur.
Hayat dersi dediğin, her şeyden önce bize büyümeyi, öğrenmeyi ve daha mutlu olmaya çalışmayı öğretmeli.
Yazar notu: bazen tokat gibi gelen dersler...Yıllar geçtikçe hayat bize değerli dersler veriyor. Bazen ders zor ve şiddetli olabilir. Tokat gibi derler ya aynen öyle. Bazen duruma göre tatlı, komik veya mucizevi olduğu da oluyor. Önemli değil, her şey yol boyunca öğrenmek ve gelişmek adına başımıza geliyor. Akışta kalmak ve başımıza gelen kötü şeylerden de “muhtemelen bunu yaşamam gerekiyordu” diyerek daha işlevsel bir şekilde çıkmak daha sağlıklı.
👉 Kanatlarınızı açmanıza engel olan şeylerin olduğunu mu hissediyorsunuz? Bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyorsanız veya sıkışmış hissediyorsanız, daha fazla vakit kaybetmeden bir psikolog veya yaşam koçundan randevu alın.
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|