Neden hiç dostum yok?

tarihinde Gözde , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Günlerimi tek bir kelime bile etmeden kendi köşemde yalnız geçiriyor değilim, bir şeyler içmek için dışarı çıkmak istersem arayabileceğim iki veya üç kişi var tabii. Yani daha doğrusu, çok arkadaşım var ama dostum yok! Benim tercihim miydi bu? Ya da insanları ben mi kaçırıyorum? Belki de hayat zamanlar herkesi biraz yalnızlaştırıyor, hepimizi bir yerlere savuruyor. Hiç dostum yok benim, bu ciddi bir problem mi?

Neden hiç dostum yok?
Özet


Çok arkadaşım var ama hiç dostum yok, bu bir sorun mu?

Yalnızlığın olumlu yanları olduğu gibi, insan güvenebileceği gerçek dostluklar olsun ister. Bu durumu nasıl karşılamalı, nasıl ele almalı? Bir kaç başlık altında beraber bakalım. 

Zamanla, arkadaşların yerini başka şeyler aldı

Okul bahçesinde iki adımda bir arkadaş edinirdik. Kısa bir tanışma yeterliydi, arkadaşlıkların kanka olması için. Meşhur “ömür boyu arkadaş olacağız” sözünü yıllıklarımıza yazdık. Ortaokulda tanışıp, beraber aynı sıralarda liseye geçtik.

Lise sıralarının ardından şimdi belki hepsinin ismini sayamayacağımız 150 öğrenci ile 30 saatlik ortak derslerle üniversite geldi. Büyüdükçe de aramızda bir rekabet gelişti, egolar devreye girdi, çok iyi tanımadıklarımıza bir mesafe koyar olduk veya uzun zamandır tanışmak istediklerimize açılmakta zorluk çekip belirli bir güvensizlikler geliştirdik. Yakın bağlar kurmak yaşla beraber zorlaşır!

Bugün bir yetişkinim ve hiç dostum yok, kız kardeşim diye çağırabileceğim bir dostum yok. Kafelerde, restoranlarda, kurslarda, seminerlerde veya iş yerinde tanıştığım birçok arkadaşım var aslında ama yine de yoklar işte. Yalnız geçirdiğim bir cumartesi gecesi bile yok fakat dostum yok gibi hissediyorum.

Hata nerede? Veya bu yalnızca bir seçim miydi?

Karakterimiz sevimli değilse arkadaşsız kalabiliriz. Sürekli şikayet etmek, başkalarını yargılamak, ayrıntılara fazla takılmak ve açık fikirli olmamak herhangi bir diyaloğu imkansız kılar. İyi haber şu ki bu durum üzerine çalışabilirsiniz.

Bir başka ihtimal de çok yakın dostlarının olmaması bir tercih olabilir, belki de tam bir yalnızlık insanıyım ve kendimi fazlaca seviyorum. Bekarlığı tercih eden insanlar gibi kendi yöntemlerim ve zevklerim ile hayatı yaşamayı seviyorum ve kimseye ihtiyacım yok. Alışveriş mi? bunu yalnız ve kendi hızımda yapmayı tercih ederim. Sinemaya gitmek veya bir restoranda bir yemek yemek mi? Biri bana eşlik etmeden bunları hepsini yapabilirim ve keyfim gayet de yerindedir.

Bu iki ihtimalden herhangi birinden farklı bir durumunuz var ise, o zaman belki de başkalarına ulaşmakta güçlük çekiyor olabilirsiniz, üstesinden gelmek için bilişsel çarpıtmalar ya da öz benlik üzerinde çalışabilirsiniz, bu kavramlar üzerine çalışmak için çeşitli psikolojik okumalar ve hatta terapiler keşfetmek mümkün.


Gerçek bir dost ile iyi bir arkadaş arasındaki gerçek fark, aranızdaki güvendir.


Büyümek kendi ayakları üzerinde durmaktır...

Kendini suçlamaktan vazgeçmelisin... Artık yetişkin olduğumuza göre, başkalarından uzaklaşmanın sorun olmadığını söyleyebiliriz. Hepimiz zamanla bir yerlere savruluyoruz. Herkesin kendi hayatı, günlük bir rutini,  mesleği ve sorumlulukları var!

Mutluluğun sırrı kendine güvenmek ve kendini dinleyerek iç arzularına kulak vermektir. Yaşamak istediğiniz o X şehri ile üniversiteden arkadaşınızın yaşadığı şehir arasında bir seçim yaptığınızda hayalinizin peşinden gidip X şehrine taşındığınızda aslında en mantıklı kararı veriyorsunuz. İşim, evim, yerim, yurdum ve alışkanlıklarımı kendine göre seçmek, hayal kırıklıkları ile uğraşmamanın en iyi yolu.

Eşiniz olur sizi tanıdık çevresine entegre edebilir veya yakın aileniz sayesinde yalnız kalmayabilirsiniz. Ama bir doğru var ki "ikinci derece" çevremiz değişebiliyor. Zamanla, kiminle konuşacağımızı, kiminle dertleşebileceğimizi veya bir şeyler içmek için takıldığımız insanları tanıyor olacağız.

🔗 Arkadaş edinmek için tavsiyeler

🔗 Sohbet becerilerini geliştirmenin yolları!

Psikolog tavsiyesi: "Gerçekten sadece iki yakın arkadaşınız vardır"

Bu günlerde, giderek daha fazla insan, sosyal medya bağlantılarının dışında "gerçek" arkadaşları olmadığını kabul ediyor. "Sahte bağların" birikmesi, daha yakın arkadaşlıkların zararına olacaktır. 

Psikoloji alanında doktor olan Will Reader, "arkadaşlıklar sanal dünyanın dışında doğduğunda, bu durum ilişkileri sürdürmeye yardımcı oluyor, ancak gerçek bağlar nadir ve değerlidir." diye vurguluyor. Bu nedenle başkalarına doğru bir adım atmanın ve basit ve samimi ilişkilere geri dönmenin önemini hep beraber hatırlamakta fayda var.

Her iki durumda da kendinizi suçlamayın çünkü çoğu yetişkinin ortalama yalnızca iki yakın arkadaşı oluyor. Hayat karşılaşmalardan oluşur, şimdiki anda kalmak, yolunuzun kesiştiği insanlarla keyif almaya bakmak en iyisi.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynak

Sağlığa bir adım

Kaleme alan Gözde , Wengood yazarı

🍂Modern zamanlarda bir adet romantik.

Yorumlar

Bende yalnızım ama hiç şikayetçi değilim gelen gelir zaten hiç bişeyi dert edip kafanıza takmayın...

En yeni makaleler

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest