Hiç arkadaşım yok! 🤷♀️
Okul bahçesinde arkadaş edinmenin ne kadar kolay olduğunu anımsayın! Senin adın ne? veya Oyun oynamak ister misin? gibi basit sorular arkadaş edinmek için yeterliydi. Ergenlik döneminde okul yıllıklarına yazdığımız aşırı duygusal metinleri anımsayın. “Ömür boyu arkadaş kalacağız” sözünü vermeyen yoktur.
Yetişkin olduğunuzda ise birini arkadaş diye çağırmak çok daha komplike bir iş haline gelmedi mi? Büyüdükçe hayat mücadelesi, varoluşsal sorgulamalar derken yeni arkadaş edinmek veya yakın ilişkiler kurmak konusunda biraz daha az istekli oluyoruz sanki. Rekabet artıyor, egolar devreye giriyor, bir zamanlar aşırı yakın olduğumuz kişilerle aramıza yeri geliyor mesafe giriyor.
Bugün bir yetişkinim ve hiç arkadaşım yok, dostum diye çağırabileceğim bir tek kişi bile yok. Yalnızlığın olumlu yanları olduğunu reddetmiyorum ama, insan güvenebileceği gerçek dostluklar olsun istiyor.

Neden böyle?
Bir ihtimal, çok arkadaşım olmamasının nedeni bunun kişisel bir tercih olması. Farkında olmadan belki de içe kapanık bir doğaya sahibim ve bu beni kalıcı arkadaş gruplarından uzak kıldı. Belki de tam bir yalnızlık insanıyım. Bekarlığı tercih eden insanlar gibi kendi projelerim ve isteklerime odaklı bir hayatı yaşamayı seviyorum ve kimseye ihtiyacım yok.
Bir diğer ihtimal biraz daha sevimsiz. Örneğin insanlar beni antipatik veya toksik bir insan olarak değerlendirmiş olabilir. Bu durumda etrafımızda hiç arkadaş olmaması anlaşılır. Mesela, sürekli şikayet eden, başkalarına önyargılar ile yaklaşan, açık fikirli olmayan bir duruş sebebiyle insanlarla sağlıklı ilişkiler kuramamış olmak da mümkün. İyi haber şu ki bu durum üzerine kişi her zaman çalışabilir. Örneğin; çeşitli psikolojik okumalar ve hatta terapiler keşfetmek mümkün.
Bende yalnızım ama hiç şikayetçi değilim gelen gelir zaten hiç bişeyi dert edip kafanıza takmayın...
Dilan, 3 yıl önce