Onaylanma ihtiyacı neden olur?
Kendine güvensizlik
Genellikle özgüven çocukluk döneminde inşa edilen bir yapıdır. Yani aslında çocukluktan itibaren, başkalarının iradesini kendi irademizin önüne koymayı öğrenmiş olabiliriz. Ve zamanla, birileri tarafından beğenilmenin en doğru şey olduğu sonucuna varmışızdır. Sürekli başkalarını memnun etmek ve mükemmel olmak istemek zihinsel olarak çok yorucudur. Öyleyse her zaman başkalarının iyi ve mutlu olduğunu kontrol etmek asla sorumluluklarımızdan biri olmamalıdır!
Tabiki bu davranışa neden olan yaygın bir takım kalıplar var, işte ufak bir liste:
❗Daima başkalarının ne söyleyeceğini veya düşüneceğini düşünmek bizi daha derin endişelere sürükleyebilir hatta bazıları için bu durum sosyal fobi gibi anksiyete bozukluğu noktasına kadar ilerleyebilir.
Onay arayan kişi, sürekli kendi varlığını doğrulama ihtiyacını hissediyor demektir. Kişi kendisi adına var olmak yerine, başkaları için yaşar, onlara göre şekillenir.
|
Sevilme İhtiyacı
Psiko-pratisyen Lysiane Panighini, başkaları tarafından onaylanmanın aslında bir tür sevilmek olduğunu açıklıyor. Yani çevremizdeki insanlar bizi yani kim olduğumuzu eylemlerimiz, düşüncelerimiz veya çalışmalarımız aracılığıyla tanırlarsa kendimize bu referanslara dayalı bir değer atfetmiş oluyoruz. Bu da bize var olduğumuzu hissettiriyor !
Bu nedenle, bazı insanlar başkaları tarafından tanınmaya diğerlerine göre daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Doktor Panighini, başkalarının onayına ihtiyaç duyan kişilerin genellikle mükemmeliyetçi karakterler, hatta psikorijid insanlar (psikolojide katılık) olduğunu iddia ediyor.
🔗 Sevilme ihtiyacı: beni sevmesine neden bu kadar ihtiyacım var?
Dışarıdan onay beklemek yerine...
Öncelikle düşünce sürecimizi yavaş yavaş değiştirmemiz gerekiyor. Dışarıdan onay almak yerine, kendimizle istikrarlı ve sevgi dolu bir ilişki kurarak mutluluğu bulmaya çalışmalıyız. Yani aslında başkasından onay almadığın halde kendinden emin hissedebilmek, önce kendini sevmek ve kendi değerini bilmek demektir.
Başkalarının onayını aramayı bırakmanın altın kuralları ise bizce şöyle:
Kendini sevmeyi öğrenmek
Kendinin en yakın arkadaşın olduğunu hayal et. Örneğin en yakın arkadaşın için önemli biriyle birlikteyken, arkadaşın hakkında olumsuz şeyler söylemen onu baya rahatsız edecektir. İşte kendine de tam olarak böyle yaklaşmalısın yani bir arkadaşın hakkında söylediğin güzel şeyleri kendine de söylemelisin. Öz şefkat uygulamak, kendini yavaş yavaş sevmeyi öğrenmeni sağlar. Ayrıca, herkesin bizi sevmesinin imkansız olduğunu sakın unutma. Burada en önemli şey kendini sevmektir, çünkü herkesi memnun edemezsiniz. (çünkü pizza değilsiniz!😋)
🔗 Seni aşağıya çeken komplekslerden kurtulmanın yolları
Kim olduğunu kabullenmek
Kendine ait tüm özellikleri kabul etmek zor olabilir fakat asıl özgüven işi burada başlar. Bu özellikleri daha iyi anlamak için varlığının en küçük detaylarına dönmen gerekebilir. Bu aslında kendinle yüzleşmek için gerçek bir pratiktir ve bu yüzden bir terapistin eşlik etmesi kulağa ilginç geliyor olabilir. Fakat kendimizle ilgili gerçekleri ne kadar çok görürsek, başkalarının yardımına da o kadar az ihtiyacımız olacaktır.
Kararlarından emin olmak ve onların arkasında durabilmek
Kendini gerçekten sevebilmek için kararlarından emin olman çok önemlidir. En ufak bilişsel bir uyumsuzluk bizi sabote edebilir. Bu yüzden yaptığımız seçimlerin kim olduğumuzu yansıtması önemlidir. Bu sayede kararlarımızı ve sonuçlarını üstlenmek çok daha kolay olacaktır. Yavaş yavaş, düşüncelerimizi ve duygularımızı başkalarına ifade etmeye çalışmalıyız çünkü bunu ne kadar çok yaparsak, düşüncelerimize ve kararlarımıza o kadar güveniriz.
Farkındalık kazanmak
Arzularını, açlığını, yorgunluğunu dinlemek... kendini dinlemektir. Vücudunuzla ve duygularınızla yeniden bağlantı kurmak için farkındalık meditasyonu gibi teknikleri kullanabilirsiniz. Tam olarak içinde bulunduğun anın tadını çıkarmak ve akışta kalmayı başarmak, kendine ait tam bir farkındalığa sahip olmanı sağlayacak bir süreçtir.
Ayrıca meditasyon, düşünce akışını düzenlememize yardımcı olur ve bu nedenle, başkalarının görüşleri hakkında sahip olabileceğimiz endişelerden bir adım geri atmamıza yardımcı olacaktır. Burada anahtar kelime kendini sıkmadan kendini gözlemleyebilmektir.
Kendine söyleyebileceğin en özgürleştirici şey, gerçek ve özgün olan “seni” bilen tek kişinin kendin olduğudur. Başkalarının ne düşündüğü, neleri yargıladığı veya ne hissettiği ve bizi nasıl görmeyi seçtikleri önemli değil. Biz kendimizi tanıyor muyuz?, önemli olan bu.
Yazar: Onay arayışı esnasında kendini ıskalamak!Maslow'un ihtiyaçlar piramidi bir gözünüzün önüne gelsin. Sevilme ve kabul görme gibi ihtiyaçlar insanın temel ihtiyaçları sıralamasında yerini zaten almış. Ancak başkalarının onayı, benlik saygısından önce geldiğinde, kişi artık kendi potansiyelini değerlendiremez hale gelir. Onay arayışı, insana kendini unutturabilir, referans olarak gördüğü kişiye mümkün olduğunca bağlı kalmak için kendine ait değerleri veya fikirleri reddedebilir. Referans olacak birileri olmadığında veya başkalarından onay gelmediğinde kişi büyük bir yalnızlık ve boşluk hissi yaşayabilir, hatta depresyona sürüklenebilir. Bu nedenle, başkalarının onayına fazla bağımlı olduğunuzu düşünüyorsanız, bir uzmana danışmanız önemlidir.
Ücretsiz psikolojik destek almanın yolları 🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|