Aşık olma korkusu: nedir ve nasıl aşmalı?

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Aşk, nadiren kesinlik meselesidir. Her iki evlilikten birinin boşanmayla sonlandığına göre aşık olma korkusunun giderek toplumda yaygınlaştığını söylersek yanlış olmaz. Bu korku içinde derin endişeleri barındırır ve önümüzde engeller oluşturur… Mantığa dayanmayan bu korkulardan kurtulmamız önemli. Önce onları tanımamız, nedenlerini keşfetmemiz ve hangi yöntemlerle aşabileceğimizi öğrenmemiz gerek.

Aşık olma korkusu: nedir ve nasıl aşmalı?
Özet

Kalbin, aklın görmezden geldiği kendi sebepleri vardır… Aşkın aklımızı başımızdan alışı, sebep olduğu kontrol kaybı ve kırılganlık genellikle bizi korkutur. Aşktan tutku ve büyük çaplı heyecanlar bekleriz fakat aynı zamanda kalbimizi açmak ve düşündüklerimizi  karşı tarafa aktarmaya cesaret edebilmek zordur…

Hiçbir uyarıda bulunmadan hayatımıza olmadık anda giren bu aşk ile karşılaştığında bazılarımız paniğe kapılır ve hatta kendi hikayelerini sabote edecek kadar anksiyete yaşayabilirler. Peki neden? Aşktan kaçmak için sebepler, erkeklerde aşk korkusu.. haydi beraber bakalım.

Aşık olma korkusu

Aşk korkusu veya aşık olma korkusu, aşık olmaya karşı mantıklı bir sebebi olmasa dahi kalıcı bir korku duymaktır. Aşk korkusuna sahip kişiler baştan çıkarıldıklarında veya çekici buldukları biri ile karşılaştıklarında ciddi anksiyete problemleri yaşamaktadır. Her ne kadar saklamak isteseler de fiziksel, psikolojik ve davranışsal bir takım belirtiler gösterirler. 

Korkuları ile yüzleşmek durumunda kaldıklarında panik atağa kapılıp kalp ritimleri hızlanır, nefes alışları artar hatta boğulma hissi yaşarlar. Aşırı terleme, baş dönmesi ve sıkça kusma gözlemlenebilir. Yakınlaşmaktan korkan aşk korkusuna sahip bireyler temastan veya yakın ilişkilerden mümkün olduğu kadar kaçarlar.

Aşık olma korkusunun kökenleri

Yani hepimiz aşktan korkarız ama eğer aşk fobiniz var ise bu durum ikili ilişkilerinizi ve yetişkin hayatınızı derinden etkileyebilir hale gelir. Terk edilme, hayal kırıklığına uğrama, aldatılma korkuları veya karşımızdakinin bize duyduğu sevgiye layık olmama hissi… bu korkunun altında bir çok neden yatabilir.

Fakat aşkın tam bir felaket olduğunu varsayan anlayışın en yaygın 3 ortak sebebi ise şöyle;

1) Çift olmanın kötü imajının çocukluk döneminde inşa edilmesi

Çift olma imajı çocukluk döneminde inşa edilir. Bu anlamda çocukluk dönemi önemli bir dönemdir. Çift olma hakkındaki ilk fikrimizi ebeveynlerimizin nasıl iletişim kurduğunu ve ilişkiyi nasıl yürüttüklerini gözlemleyerek oluştururuz.

2)Geçmişteki sancılı ilişkiler

Korkularınızın kaynağını belirlemek için kendinize doğru soruları sorun: Geçmişteki deneyimleriniz neye benziyor? Size hangi anıları bıraktı? Her yeni ilişki kaçınılmaz olarak geçmiş deneyimlerinizi ortaya çıkarır ve aynı zamanda ihanet gibi eski yaraları yeniden açabilir… Belki de şeytanlarınızla yüzleşmenin zamanı gelmiştir çünkü bunu ancak siz yapabilirsiniz.

3)Özgüven eksikliği

Kendimizi sevmediğimizde nasıl sevip seviliriz? Kendimize güvenimiz olmadığında, çok hızlı bir şekilde kısır döngüye girebiliriz ve bu rahatsızlık bir çok kopuşu beraberinde getirebilir. İstenmediğimize dair, yerimize başka birisinin koyulacağına veya aldatılacağımıza dair asılsız inançlar, bunlara bağlı korkular, endişe ve anksiyeteler partnerimizin de kaçmasına neden olabilir, onu korkutabilir veya kendisini bu sevgiye layık hissetmeyebilir.

Aşık olma korkusu ile başa çıkmak


Çok yaygın olmayan bir fobi gibi gözükse de bilim insanları bu konu üzerinde birçok çalışma yapmaktadır. Bu kaygının üstesinden gelmek  ve aşkın yolunu bulmanın en iyi yöntemi; durumu kabul etmek, kendine zaman tanımak ve açık fikirli olmaktır.

Kendinizi dinleyin

Aşkın henüz bitmemiş olduğu bir durumda yaşanan ayrılıklar derin yaralar bırakabiliyor. Veya gördüğümüz kötü örnekler bizi olumsuz etkileyebiliyor. Yıkıcı bir deneyimin ardından kendinizi yeniden inşa etmekte zorluk yaşıyorsanız başka bir aşka nasıl yelken açabilirsiniz ki? Yeni duygular beslemeyi düşünmeden önce, kendinizi dinlemeli, anlamalı ve onarmalısınız, belki eski ile barışmalı, affetmelisiniz. En önemlisi geçmiş ile şuanı ve geleceği ayırt etmelisiniz. Her ne ise hikayenin bittiğini ve birlikte yürümek için yaratılmadığınızı kabul ederseniz yeniliklere kalbinizi açmak daha kolay olacaktır.

Kendinize zaman ayırın ve kapılarınızı kapatmayın

Durumunuzu bir kere kabullendiğinizde; kendinizi tanımak, korkularınızla barışmak ve aşmak hatta derin arzularınız ile barışıp sizi heyecanlandıran şeyleri yapmaktan çekinmeniz için bir sebep kalmayacaktır. Duygularınızı yeniden tanımaya çalışın. İlk enerji akışının kollarına kendinizi bırakmak durumunda değilsiniz tabi ki ama kapılarınızı kapatmayın. Yeni deneyimlere kendinizi kapatmayın.


Unutmayın;

Siz de sevmekten korkuyorsanız geçmişinizi düşünmek için kendinize zaman ayırın: çocukluğunuz ve romantik ilişkileriniz size ne gösteriyor? Bunlardan ne gibi sonuçlar çıkarabilirsiniz? Ayrıca kendinizle bir bütün olabilmek ve huzurlu yaşamak için özgüveniniz üzerinde de çalışmayı düşünün. Sorunlarınızın nedenlerini bir kez anladığınızda duygusal anlamda yeni bir ilişkiye yatırım yapmaya hazır olacaksınız.

Romantik bir ilişkinin risk almak olduğunu yine de yaşamaya değer olduğunu anlamak ve kabul etmek önemlidir. Kendinize aşkı deneyimleme şansı verin!


Erkeklerde aşık olma korkusu

Romantik bir ilişkiden kaçmanın sebepleri, kadınlarda olduğu gibi erkeklerde aynıdır. Karşınızdaki erkeğin aşık olmaktan korktuğunu düşünüyorsanız bunu kendisinin çözmesi için ona mesafe koymalısınız. Bağlanmayı reddeden bir adamla karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız, onu beklememelisiniz veya ona yardımcı olmak için kendinize misyon edinmemelisiniz. Acı çekmekten ve aşk fobisinden kaçınmak için kendinize güvenin ve şu anda romantik bir ilişkiden gerçekten ne beklediğinizi düşünün. Bu adam beklentilerinize uymuyorsa bu ilişkiye bir son vermelisiniz ve özellikle ona uymaya ya da onunla bağ kurmaya çalışmamalısınız.

Uzman görüşü: korku ve aşk birbirinden ayrılamaz

Psikolog ve psikanalist Catherine Audibert’e göre, unutulmamalıdır ki “Aşk her zaman bir risktir çünkü bütün aşklar kendi içinde kaybetme riskini içerir. Korku ve aşkın birbirinden ayrılamaz olmasının nedeni budur ve aşık olabilmek için de kabul etmemiz gereken tam olarak budur.”

Sevdiklerinizle, yaşadığınız zorluklar hakkında konuşun, size yardımcı olabilir ve tavsiyelerde bulunabilirler. Bazen bir çözüm bulmak için durumları farklı bakış açılarıyla görmek yeterlidir. Eğer yeterli olmazsa, bu durumu  bir terapistle konuşmayı da düşünebilirsiniz.


🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

İlginizi çekebilecek diğer makaleler; 

Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi... Sloganı: aslında çok basit... Ne istiyor: Herşeyin çok ciddiye alınmadığı ve hayat sevincinin esas alındığı bir dünya...

En yeni makaleler

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest