Hamile çalışan kadın hakları
İş Kanunu’na göre hamile çalışan kadın hakları şöyle sıralanabilir:
🤰Doğum izni
Türkiye'de 4857 sayılı İş kanunu 74. maddesi uyarınca kadın işçilerin doğumdan önce 8 hafta ve doğumdan sonra 8 olmak üzere toplam 16 haftalık ücretli izin hakkı bulunmakta. Buna ek olarak annenin talebi ile, 16 haftalık yasal doğum izninin tamamlanmasından sonra işverenin 6 aya kadar ücretsiz izin vermesi gerekir.
Doğum izni öncesi haklar hamileliğin son 3 haftasına kadar kullanılmayıp doğum sonrası döneme aktarılabilir. Diyelim ki son 3 haftaya kadar çalıştık, bebeğimiz maksimum 13 haftalık iken yani 3 aylık iken onu bırakmak durumundayız. Hâlâ çok küçük, çok kırılgan... ve sonra itiraf etmeliyiz ki hormonal olarak da ona bağımlıyız!
Süt İzni 🤱🏻
Anne sütü bebeğin sağlıklı gelişimi açısından önemlidir. Kadının çalıştığı süre boyunca bebeğini anne sütüyle beslemesi gerekir. 1 Yaşından küçük bebeği olan sigortalı kadınlar için süt izni günlük 1.5 saattir. Bu izin, işten erken çıkarak yada geç gelerek kullanılabilir. Ancak bu tamamen kadının tercihine kalmıştır. Bazı işverenler anne ile danışarak bu süt iznini bir günde toplayıp 4 gün işe gitmeyi tercih edebiliyor, ancak maalesef bu durum işveren ile işçi arasında çözülmek durumunda.
📣 Anne çocuk için kendi hayatını veya kendi hayatı için çocuğun hayatını ihmal etmemeli her ikisini de birlikte taşımalı. Hem kendine karşı hem çocuğuna karşı sorumluluğunu dengelemeli. Çünkü mutlu anne mutlu çocuk! |
Doğum izni sonrasında işe dönüş süreci nasıl yönetilir? | 5 ipucu
Nasıl aynı anda iyi bir anne ve iyi bir çalışan olacağım? Annelik sorumlulukları ile iş hayatına uyum sağlanabilir mi? Bir takım hayat düzenlemeleri ve bakış açısı değişikliği ile yeni bir bebek sahibi olduktan sonra işe dönmeyi biraz daha kolaylaştırmak mümkün.
1. Kendinize karşı şefkatli olun!
Öncelikle pozitif bakabilmek ve akışta kalmak önemli! Değişen koşullara adapte olma telaşı ve mükemmeliyetçilik takıntısı ile kendinizi düşürmek yerine bebeğinizin gülücüklerinden beslenmek her gün kendinizi en az üç davranış için takdir etmek!
Endişe ve suçluluk duygusu, konsantrasyon dağınıklığı, duygusal yorgunluk ve stres sizi ele geçirmek için kapıda. Zihinsel ve fiziksel olarak da hazırlanmak gerekecek. Önce kendinize şefkatli olmayı unutmayın! Sonra işe dönmeden önce kendinize biraz zaman ayırın. Özellikle kişisel bakımlarınızı atlamayın!
🔗 Ebeveynlerde tükenmişlik sendromu
2. Önden denemeler yapın
Bebeğe Kim Bakacak? İşe başlamadan siz yokken bebeğe bakım verecek insanlarla biraz vakit geçirmeniz hem gözlem yapmanız hem de kendinizi karşı tarafa doğru ifade etmeniz açısından faydalı olacaktır. Bebek kamera sistemi, süt sağma pompası, süt stoğu yapma, bebeği biberona alıştırma ve özellikle onu başkasının beslemesine alıştırma gibi test sürüşü yapmanız gereken noktalar olacaktır.
İşe başlamadan, bebeğinize bakım verecek kişi ile onu yanlız bırakmayı da deneyin. Hem kendinizi hem de onların beraberliğini test etmiş olacaksınız. Minik minik önden alıştırmalar yapmak kendi ritminizi bulmak adına önemli.
3. Hayatınızdaki değişimi kabul edin!
Dış dünyayla yeniden bağlantı kurmak ve özellikle uzun süre sonra işe dönmek, bir adaptasyon çabasını gerektirir. Bir kadın anne olduğunda kendini yeniden keşfetmeli ve eş ve anne rolü arasındaki dengeyi bulmalıdır. Bu dengeye ulaşmak enerji gerektirir ve çok fazla olumsuz düşünce ile baş etmek zorunda kalabilir. Unutmayın ki eşiniz de bir erkek olarak hayatını ve bir baba olarak yeni hayatını dengelemeyi öğrenmeli. Değişimden geçtiğinizi unutmayın ve sorumlulukları paylaşmayı, destek almayı öğrenin.

Aile içerisinde eşler/ebeveynler arasında zihinsel yük ve sorumluluklar paylaşılmalı. Anne Baba olarak bir takım olmayı ve takım gibi davranmayı asla unutmayın.
4. Yöneticiniz ile önden görüşün!
İşe dönmeden önce patronunuzla buluşup onun beklentileri ve sizin yeni ihtiyaçlarınıza dair diyalog kurmak önemli. Hayatınız değişti ve siz doğum izninden önceki size göre biraz farklı hissedebilirsiniz bu gayet normal. Bu süreçte beklentilerinizi ve olası yaşayabileceğiniz sorunları yöneticinizle önceden konuşun ve ortak bir zeminde buluşun. Bu durum iş yerine tekrar adapte olma sürecinizi de kolaylaştıracaktır.
5. Organize olun!
Günlük yapılacaklar listesi oluşturun. Bu listeye iş yerindeki ve evdeki konuları veya eşiniz için olanlar ile sizin için olanları ayırarak not edin. Neye ihtiyacınız olduğunu, neyin bekleyebileceğini ve neyi tamamen geçebileceğinizi hesaplayın. Emzirme planlaması, çalışma saatlerinin belirlenmesi gibi önemli detayları önceden bir rutine oturtun.
Küçük bir bebekle rutinler kurmak hayatınızı daha yönetilebilir hale getirecektir. Bir rutine sahip olmak siz, eşiniz ve aynı zamanda bebeğiniz için çok faydalı olacaktır. Özellikle sabah ve akşam rutinleri sizi işe döndüğünüzde daha rahatlatan ve ne ile karşılaşacağınızı öngörebildiğiniz durumlar yaratacaktır.
🖋️Bu içerikler de ilginizi çekebilir!
🔗 Çocuğa sevgi göstermenin yolları: şefkat dili
🔗 Ebeveynlerimizin hatalarını tekrar etmemek için...
🔗 Mükemmel anne ve baba yok! Merak etme ve sakin ol.
Yazar notu: suçluluk duygusunu yönetmekDaha doğum sonrası 1 sene olmadan bebeğini herhangi birine teslim etmek ve büyüme ve gelişimine eşlik edememek suçluluk duygusunu körükler. Ve bu suçluluk psikolojisi, bizi bebekten ayrılmak söz konusu olduğunda korkutur.
Söylemesi veya duyması üzücü olabilir, ancak bir anne ve çocuk hikayesi zaten doğası gereği bir bütünleşme ve ayrışma sürecidir. Çocuğumuz için, bizim için ve ilişkimiz için iyi. Kendinize hep şu soruyu hatırlatın: Bebeğimin şu an çaresiz, endişeli ve stresli bir anne görmesini mi istiyorum? Yoksa hayattaki zorluklarla sakince başa çıkmaya çalışan ve yaşamdan keyif almaya odaklı bir anne görmesini mi istiyorum?
Çocuğumuz büyüyecek, öğrenecek, keşfedecek ve tüm bunları birlikte paylaşacağız. Ayrılık sizin için hala çok acı vericiyse, bir psikologla konuşmaktan çekinmeyin.
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe |
Kaynak
mevzuat.gov.tr
Bu makaleyi beğendiniz mi?
Daha fazla bilgi almak ister misiniz 🤔 ?
Doğrudan yazara yazınBanu Karadeniz, Psikolog !
Banu Karadeniz'e bir soru sor
Düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz? Yorum bırakın