İşkolik ne demek? | İşkoliklik belirtileri ve çözüm

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

"İş dışında da iş düşünmekten kendimi alamam", "İş yerinde başarısız olma şansım yok!", "Çalışmadığım zamanlar ne yapacağımı bilemiyorum", "Çok çalıştığım için sosyal çevrem ile sorunlar yaşarım". Bu senaryolardan herhangi biri size normal geliyor mu? Eğer geliyorsa çok geç olmadan bu konuda bir şeyler yapmanız gerektiğine dair işaret var demek mümkün. İşkolik insanlar, aşırı mükemmelliyetçi ve aşırı düzenli olup iş dışındaki vakitlerde dahi zihinsel olarak çalışmaya devam ederler. Kişiler, işkolik olduğunda iş hayatı ve sosyal hayat arasında dengesizlik ortaya çıkar, ve kişi zamanla tükenmişlik sendromu ile baş etmek zorunda kalabilir. İşkolik olmanın yol açtığı durumları ve işkolik insanların ortak özelliklerini ve dertlerini aşağıda konuşacağız.

İşkolik ne demek? | İşkoliklik belirtileri ve çözüm
Özet

Profesyonel yaşamınızda sınırları zorlamak, insanların zihnine kök salmış bir efsane nedeniyle giderek daha yaygın hale geliyor: uzun çalışma saatleri = başarılı çalışan. Öyle ki, yeri geliyor, iş hayatında hırslı olmamak anormal bir tutum olarak görülüyor. Üretkenlik ile insan doğasının sınırlarını zorlamak arasında böyle bir bağlantı yok. Yaptığınız işin değeri harcadığınız saatlere bağlı değildir. Hatta bozuk bir iş-yaşam dengesi, kişinin zamanla fonksiyonelliğinin bozulmasına neden olur ki, işkolik olmanın da yol açtığı bir çok ruhsal ve fiziksel rahatsızlık söz konusu olacaktır.

İşkolik olmak ne demek?

Amerikalı psikiyatrist, Dr. Wayne E. Oates, 1971'de yayınladığı “Bir İşkoliğin İtirafları: İş Bağımlılığına İlişkin Gerçekler” adlı çalışmasında "işkolik" kelimesini Amerikan sözlüğüne ekledi. Dr. Wayne E. Oates, çalışmasında işkolikliğin, alkolikliğe benzer bir bağımlılık haline gelebileceğine değinip kitabın yayınlandığı sırada yaptığı bir röportajda, işkolik kişinin "en yüksek performans" için “sosyal hayattan kopmayı” tercih ettiğini söylemiş.

👉İşkoliklik; sağlığı, mutluluğu ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileyecek derecede sürekli çalışmak için duyulan aşırı ve kontrol edilemez istek olarak tanımlanabilir. 

İşkoliğin, iş ile arasında kurduğu ilişki bağımlı ve sağlıksız bir ilişkidir. Kişi aşırı çalıştığı için diğer aktivitelerden uzak kalır ve çalışmadığı zamanlarda dahi işini düşünür. Bu durum iş yaşam dengesinin bozulmasına neden olur ve kişi dinlenme, kendine vakit ayırma veya sosyalleşme gibi ihtiyaçlarından mahrum kalır.

Buna ek olarak, aile, hobiler ve tatiller gibi hayatlarının diğer yönlerine yatırım yapamayan kişi, potansiyelini doğru şekilde değerlendiremediğinden, bir süre sonra fiziksel ve ruhsal olarak tükenmişlik hisseder. Fakat bu noktaya gelene kadar kendisi bağımlılığını farkedemez, hatta çevresinden gelen uyarılara karşı öfke hisseder.

Bakınız 👉 Tükenmişlik sendromu

İşini çok sevmek, çalışkan olmak ve işkolik olmak arasındaki fark ne?

İşkolik olmak çalışkan olmak veya işini çok sevmek gibi özelliklerle karıştırılabilir. Çalışkan olmak işini çok sevmek veya kendini işine adamak ile işkolik olmak arasında büyük fark var. Tüm bu özelliklerin ortak paydaşı “uzun çalışma saatleri”; ancak çok önemli bir noktada iki durum birbirinden ayrılır. O da kişinin motivasyonudur. Çalışkan kişinin motivasyonu üretmek, işkoliğin motivasyonu ise başarı ve iş bitirme diyebiliriz.

"İşkolik miyim?" testi

Aşağıda tarif edilen durumlar sizde de var mı? Eğer çoğuna cevabınız evet ise, bir profesyonelle bu konuyu paylaşmayı düşünebilirsiniz.

1. Her zaman daha fazlasını yapmak istersiniz

Çalışmayı asla bırakamaz ve gerçekleştirdiğiniz çalışmalarla ilgili asla tatmin hissetmezsiniz. Giderek daha fazla şey üretiyor olsanız da, kendinize koyduğunuz hedeflerin sonu gelmez ve kendinizden sürekli her zamankinden daha fazla talepte bulunmaya devam edersiniz.

2. Asla hayır demezsiniz

Meslektaşlarınızın sizden istediği her şeyi yapmaya çalışıp zaten kendi işinizle aşırı yüklenmiş  olsanız bile söz konusu iş olunca asla hayır demezsiniz.

3. Çalışmak sizin için gerçek bir saplantıdır

Zihniniz sürekli iş ile meşgul oluyor ve sevdikleriniz davranışlarınızın aşırı olduğunu düşünüyor.

4. Programınız her zaman aşırı doludur

Artık çevrenizdekilerle vakit geçirmek için ayıracak bir dakikanız bile yok. Ajandanız haddinden fazla dolu. Öyle ki işle ilgili olmayan hiçbir aktivite ajandanızda değil.  

5. Ağrılar, uyku problemleri, öfke ve ilişki problemleri

İş gününüzden sonra genellikle sırt ağrınız olur ve gözleriniz ağrır. Fiziksel olarak yorgunluk hissetmenize rağmen kendinizi zorunda hissedersiniz. Son zamanlarda aniden sinirlenme, ardı ardına bozulan sosyal ilişkiler (aileniz dahil) ve uykusuzluk gibi şikayetleriniz var.

İşkolik olmanın altında yatan sebepler neler?

Asıl sebepler için işkoliklik sizin için neye hizmet ediyor anlamalısınız. Çünkü en nihayetinde işkoliklik başka ruhsal ihtiyaçların bir yansıması olarak ortaya çıkar. Şimdi biraz davranışları analiz etmeye çalışalım.

Mükemmeliyetçi, katı kuralları olan, esneklikten yoksun, kendisine karşı acımasız, hata, eksiklik, düzensizlik, yetersizlik ile baş edemeyen kişilerden bahsediyoruz. İşkolik insanlar, işle ilgilenmedikleri zaman, iş yerindeki her şey kontrolden çıkacak, başarısız olacak endişesi ve hiçbir işi bitiremeyecekleri korkusu ile doludurlar.  

Ruh sağlığı uzmanları işkolikleri bu yönüyle bir obsesif kompülsif kişilik bozukluğu olan kontrol delileri ile ilişkilendirirler. Çünkü işkolik kişinin kontrol edilemez isteklerinin ve davranışlarının altında yatan sebeplerden biri: anksiyete. Kişi, çalışmadığı zaman kendini boşlukta hisseder ve endişe hali baş gösterir. Bunun altında yatan en temel psikolojik sorun ise kişinin kendiyle kalmak konusunda sıkıntı yaşamasıdır. Boş zaman bir işkolik için rahatsız edicidir. Kendi ile baş başa kalınca kaçmak istemek gibi düşünebilirsiniz, ki bu bir çok bağımlılığın altında yatan temel sebep.

Her zaman biraz daha fazla çalışmak istemek birkaç farklı nedenden de kaynaklanıyor olabilir:

  • Kabul görme ihtiyacı: Neler yapabileceğimizi ve başarılı olduğumuzu gösterme ihtiyacı hissediyoruzdur.
  • Beğenilme/Onaylanma ihtiyacı: Kendimizin beğenildiğini ve takdir edildiğini hissetmek için başkalarına faydalı olmak istiyoruz.
  • Mükemmeliyetçilik: Her zaman sınırlarımızı zorlamak, daha iyi ve daha yetenekli olmak istiyoruz.
  • Dengeleme ihtiyacı: Eğer özgüven eksikliği yaşıyorsak, profesyonel hayatımızda başarıya endeksli olmak bize bir başka varolma alanı sunabilir, sonuç: iş yerinde hissettiğin kadar kendini başka hiçbir yerde iyi hissetmemek.

İşkolik olmanın zararları neler?

İşkoliklik mağduru kişiler yukarıda da bahsettiğimiz gibi ruhsal ve fizyolojik bir çok sıkıntı ile karşı karşıya kalırlar.

  • Konsantrasyon güçlüğü, verimlilikte düşüş,
  • Ağrılar, mide problemleri, uyku problemleri,
  • Tükenmişlik hissi, depresyon riski,
  • Motivasyonda düşüş,
  • İş yerinde stres ve mutsuzluk hislerinde artış,
  • İnsan ilişkilerinin bozulması, boşanma, aile ve arkadaş çevresi ile problemler, yalnızlaşma, sosyal izolasyon,

İşkoliklik ile nasıl başa çıkabilirim?

İlk olarak psikoterapi bu durumu kavramak ve daha dengeli/sağlıklı bir yaşama doğru değişimi sağlamak için en iyi yöntem. Ruh sağlığı uzmanları size iç görü kazandırır ve iyileşmek için sizi cesaretlendirir. Çünkü önemli olan kişinin bu durumun sağlıklı olmadığını kabullenip çözüm için istekli olmasıdır.

Kendi kendinize alıştırma yapabileceğiniz noktalar ise şöyle;

1. Hayır demeyi öğrenin

İş yükünüz çok ağırlaştığında hayır demeyi öğrenin. Çalışma arkadaşlarınızla sorumluluk alanınızı netleştirmekten ve işinizde net sınırlar oluşturmaktan korkmayın.

2. Molalar verin

Kendinize şunu tekrar edin: Eğer profesyonel yaşamım benim için değerli ise, kısa vadede beni daha az üretken ve daha az verimli yapacak bu bozuk davranış modelini değiştirmek benim için önemli. O halde, Pomodoro tekniği gibi zaman yönetimi prensiplerini deneyerek işe başlayabilir ve kendinizi işlevsel molalar vermeye alıştırabilirsiniz.

3. Kendinize karşı nazik olun

Zayıf yönlerinizi kabul ederken olumlu niteliklerinizi ve yeteneklerinizi hatırlayın. Yeteneklerinize daha fazla güvenmek için başarılarınızı bir günlüğe not edebilirsiniz. Kendinizi başarısız olma korkusu ile mücadele ederken bulduğunuzda bu günlüğe bir göz atın ve kendi kendinizi takdir ederek sakinleştirin.

4. Önceliklerinizi doğru belirleyin

Önceliklendirme, çoklu görevleri akıllıca yerine getirmek için çok önemlidir. En acil görevlerinizi daha az önemli olanlardan ayırmaya çalışın. Fazla iş yükünüz var ise, belirli görevleri yerine getirebilecek tek kişinin siz olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, yetki vermeyi öğrenmeniz önemlidir. Unutmayın bu noktada kontrol delileri ile keşisen davranış modelleriniz var. Alışkanlıkları değiştirmek zordur fakat imkansız değildir.

5. İhtiyaçlarınıza daha fazla kulak verin

Kendinize şu soruyu sorun: “Hayatımda gerçekten önemli olan nedir?”. Sizin için neyin önemli  olduğunu not edin. Özel ve profesyonel yaşam arasında iyi bir denge kurmanıza yardımcı olması için kendinize zaman ayırmaktan korkmayın. Bunun uzun vadede çok daha verimli sonuçları olacağını kendinize hatırlatın.  

Yazar: Kapasitenizi aşmak yerine dengeyi bulmak!

Çalışkan olmak harika ve takdire şayan bir niteliktir, ancak her şeyde olduğu gibi çoğu zarardır. İyi sonuçlar elde etmek isterken iyi niyetle de olsa kendinizi tehlikeye atmanıza gerek yok. Bu bağımlılığı tetikleyen asıl sebepleri bulun ve bunlar üzerine çalışın. İç dengenizi bulmak hem iş hem de özel yaşamınızda başarı, mutluluk ve sağlık getirecektir zaten!

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynak

Gelişim seninle

NYTimes 

Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi... Sloganı: aslında çok basit... Ne istiyor: Herşeyin çok ciddiye alınmadığı ve hayat sevincinin esas alındığı bir dünya...

En yeni makaleler

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest