İş yerinde mutsuz olmak için 5 yaygın neden
İş hayatında mutsuzluk ve tatminsizlik, kısaca sağlıksız bir çalışma ortamı, çalışanlar üzerinde doğrudan psikolojik etkilere sebep olabiliyor. İş yerinde stres kaynaklı fiziksel sağlığın bozulabilme ihtimali de cabası. Aslında mutsuzluk hissinin ortaya çıkması çoğunlukla Maslow Piramidi'nde bahsedilen ihtiyaçların karşılanmaması ile ilişkili: onaylanma ve kabul görme, saygınlık ve tabii kendini gerçekleştirme arzusu.
Bunu körükleyen başlıca sebepler ise: iş yerinde motivasyon ve çabaların karşılık görmemesi, yapılan işe yabancılaşma, uygun olmayan insan kaynağı yönetim modelleri, çalışma saatlerinin uzunluğu, maaş ve sosyal hakların yetersizliği, uygunsuz çalışma koşulları veya toksik patronlar ve iş arkadaşlarınıza bağlı sağlıksız çalışma ortamı.
Başta belirttiğim gibi, şu an, çalışanların mutsuz olmasına sebep olan en yaygın 5 nedeni ele alacağız ve daha sonra çözüm yollarını gözden geçireceğiz. Böylelikle, değiştiremeyeceğimiz şeylere odaklanmak yerine, elimizdeki imkanları ihtiyaçlarımıza en uygun şekilde yönetebilmeyi öğreneceğiz.
1. Tükenmişlik sendromu (burn-out)
Günümüzde, her 10 çalışandan yaklaşık 2'si tükenmişlik sendromuna bağlı olarak olumsuz etkileniyor.
👉Tükenmişlik sendromu, aşırı yükü ve yoğun çalışma temposu, başarısız olma kaygısı, yıpranma, enerji ve gücün azalması veya tatmin edilemeyen istekler sonucunda bireyin iç kaynaklarında meydana gelen tükenme durumu olarak tanımlanıyor.
İşi gereği insanlarla yoğun bir ilişki içerisinde olan bireylerde görülen duygusal yorgunluk, duyarsızlaşma ve düşük kişisel başarı hissi tükenmişlik hissinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Tükenmişlik sendromu yaşayan kişi, hayatının diğer alanlarında da duygusal olarak zorlanabiliyor ve bu şekilde, kişinin fonksiyonelliği zamanla bozuluyor.

⌚Aşırı iş, zihinsel yük ve yoğun çalışma temposu sizi yıpratmaya başladıysa ve çevresel koşulları değiştirme imkanınız yok ise, çözüme kendi elinizden gelecek şeylerle başlayın. Örneğin, zaman yönetimi ve çoklu görevlerin altından kalkmak için bir çok çalışma methodu mevcut. Bakınız; Önceliklendirme ve ünlü Pomodoro tekniği.
2. İnfantilizasyon

İnfantilizasyon, birine “çocuk gibi veya yaş veya tecrübe olgunluğunu inkar edecek şekilde” davranmak anlamına gelir. Terimi bu şekilde açıklayınca bir çoğumuzun aklına bir takım çalışma arkadaşlarımız veya toksik yönetici gelmiştir.
Personeli çocuklaştırmak, bir patronun çalışanlarından daha fazlasını talep edebilmesini sağlar. Aynı taktik, sizinle aynı ünvana sahip kişinin sizi bastırabilmesi için de kullanılabilir. İş hayatında bu durum oldukça sinir bozucu olabilir. Kısıtlı zamanda ve hiyerarşik düzenin geçerli olduğu ortamlarda kendinizi tam olarak ifade edebilmek her zaman kolay olmaz. Böylece kendinize haksızlık edildiğini düşünebilirsiniz.
Düşük güven duygusu, daha az özerklik (otonom çalışma) ve karar verme süreçlerinin dışında kalma, çözüm süreçlerinde yaratıcı yönünüze önem verilmemesi herkesi olduğu gibi sizi de olumsuz etkiliyor olabilir. Sürekli önününüzün kesildiğini ve ilerleme kaydedemediğinizi hissedip umutsuzluğa sürüklenebilirsiniz.
3. Çevresel faktörler

Ofisler, bir çok insanın bir arada bulunduğu yerler. Kalabalık ortamlar ise her türlü kirliliğe açık alanlar olarak tanımlanabilir. Örneğin; ses, dikkat dağıtıcı uyaranlar ve hatta koku. Çalışanların her birinin aynı oranda stresli ve yoğun bir çalışma temposu olduğunu düşünürsek, meslektaşlar arasındaki atmosferin gerginleşebilmesi veya çalışma ortamının toksik hale gelmesi için birçok sebep ortaya çıkabilir.
Özellikle her bir çalışanın sınırlarının korunması veya ihtiyaçlarının karşılanmasının daha zor olduğu açık ofis gibi toplu çalışma alanlarında işler çığrından çıkabiliyor. Masa arkadaşınızın içtiği bitki çayının kokusu, arka masada çalışan arkadaşınıza bir şey danışmak için gelmiş diğer bir çalışan, karşı masanızdaki çalışma arkadaşınıza gelen bir telefon, veya fotokopi makinesinin başında 30 sayfa çıktı almayı bekleyen bir diğeri. Burada herkes haklı, fakat siz konsantre olmaya çalışırken sinirlerinizin gerilmesi de gayet doğal.
4. Takdir edilmeme ve Onaylanmama
10 çalışandan 7'si kendi potansiyellerini gerçekleştirmek için uygun ortama sahip olmadıklarından şikayet ediyor. Birçoğu pozisyonları için gereğinden fazla vasıflı kişiler olduğuna inanıyor, ki bu günümüzde çoğu zaman doğru. İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri de kendini gerçekleştirme ve potansiyelini dönüştürebilme arzusudur. Bu ihtiyacı karşılayacak bir iş ortamınız olmadığı takdirde hayal kırıklığı duygusu ve özgüven eksikliği yaşamak an meselesi.
Aslar ve üsler arasındaki sağlıksız iletişim, çalışan motivasyonu üzerinde doğrudan etkiye sahip. Açık fikirli olmayan ve farklı seslere kulağını kapamış bir yönetici asları ile güven bağı kurmaz, işbirlikçi ve destekleyici görev göremez. Böylece, çalışanlar anlaşılamadıklarını ve önemsenmediklerini hissederler ve kendilerine uygun çalışma methodlarını geliştirmekte zorluk çekerler.
🔗 İşyerinde eleştiri ile nasıl başa çıkıyorsunuz? Eleştiri kaldırma
5. İletişim problemleri
Bir yönergenin doğru şekilde aktarılmaması, bir e-postaya alıcı eklemeyi unutmak veya çalışanlar arasında yanlış anlaşılmalara neden olabilecek iletişim bozuklukları, sağlıklı çalışma ortamını doğrudan tehdit eder.
İş yerinde iletişim, hafife alınırsa ofis bir mayın tarlasına dönüşebilir. Bu durum hem çalışanın moral ve motivasyonu, dolayısıyla verimliliği açısından hem de organizasyonel üretim kapasitesi ve kalitesi açısından olumsuz sonuçlar doğurur. Şirketlerde, şiddetsiz iletişim eğitimlerinin uygulanması gün geçtikçe bu yüzden daha çok tercih edilir hale gelmiştir.
Ayrıca, ister çalışan olun ister yönetici aktif dinleme becerisi de kendini doğru ifade etme becerisi kadar önemlidir.
Bu makaleyi beğendiniz mi?
Daha fazla bilgi almak ister misiniz 🤔 ?
Doğrudan yazara yazınEmre Yıldız, Kariyer Koçu !
Emre Yıldız'e bir soru sor
Düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz? Yorum bırakın