İş yerinde mutsuz olmak | 5 yaygın neden

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

İş yerinde mutlu olmak, kişisel hayatınızda da denge ve huzur açısından size yardımcı olacak en önemli unsurlardan biri. Çalışanların çoğu, acımasız kapitalizmin çarkları arasında ezilmemek ve stabil bir hayat sürdürebilmek için işlerini kaybetme korkusu ile iş ortamında yaşadığı sorunları mümkün olduğunca görmezden gelmeye çalışıyor. Bu gayet anlaşılır. Fakat diyelim ki, iş hayatında mutlu değilsiniz. Günde "en az" 8 saat ve haftada "en az" 5 gün çalıştığımızı hesap edersek, göz ardı etmek ne kadar sağlıklı bir tercih?

İş yerinde mutsuz olmak | 5 yaygın neden

Hayat sadece iş ve paradan ibaret değil elbet, ancak “yaptığım işten memnun değilim” diyen insanın yaşamın diğer alanlarında da mutlu ve huzurlu olması neredeyse imkansız. Belki geçim kaynaklarınızın yetersizliği size bir dur diyip hayata sıfırdan başlamak için imkan vermiyor, ve dolayısıyla elinizden pek birşey gelmiyor. Göz ardı etmeye çalışıyorsunuz, kabullenmek için elinizden geleni yapıyorsunuz, ama gününüzün yarısından fazlasını ayırdığınız iş hayatında, sorunları göz ardı etmek ne kadar sürdürülebilir?

Bu yazıda çalışanların mutsuz olmasına sebep olan en yaygın nedenler ele alınıyor ve çözüm yolları gözden geçiriliyor. Çünkü, işyerindeki mutsuzluğunuz neden kaynaklanıyor?” sorusuna yanıtlar aramak, sorunları göz ardı etmek yerine olumsuz duygu ve düşünceleri regüle etmeyi mümkün kılacak.

👉 “İşimi sevmiyorum, ama çalışmak zorundayım” | Peki, yalnız mısın?

İş yerinde mutsuz olmak için 5 yaygın neden

İş hayatında mutsuzluk ve tatminsizlik, kısaca sağlıksız bir çalışma ortamı, çalışanlar üzerinde doğrudan psikolojik etkilere sebep olabiliyor. İş yerinde stres kaynaklı fiziksel sağlığın bozulabilme ihtimali de cabası. Aslında mutsuzluk hissinin ortaya çıkması çoğunlukla Maslow Piramidi'nde bahsedilen ihtiyaçların karşılanmaması ile ilişkili: onaylanma ve kabul görme, saygınlık ve tabii kendini gerçekleştirme arzusu.

Bunu körükleyen başlıca sebepler ise: iş yerinde motivasyon ve çabaların karşılık görmemesi, yapılan işe yabancılaşma, uygun olmayan insan kaynağı yönetim modelleri, çalışma saatlerinin uzunluğu, maaş ve sosyal hakların yetersizliği, uygunsuz çalışma koşulları veya toksik patronlar ve iş arkadaşlarınıza bağlı sağlıksız çalışma ortamı.

Başta belirttiğim gibi, şu an, çalışanların mutsuz olmasına sebep olan en yaygın 5 nedeni  ele alacağız ve daha sonra çözüm yollarını gözden geçireceğiz. Böylelikle, değiştiremeyeceğimiz şeylere odaklanmak yerine, elimizdeki imkanları ihtiyaçlarımıza  en uygun şekilde yönetebilmeyi öğreneceğiz.

1. Tükenmişlik sendromu (burn-out)

Günümüzde, her 10 çalışandan yaklaşık 2'si tükenmişlik sendromuna bağlı olarak olumsuz etkileniyor

👉Tükenmişlik sendromu, aşırı yükü ve yoğun çalışma temposu, başarısız olma kaygısı, yıpranma, enerji ve gücün azalması veya tatmin edilemeyen istekler sonucunda bireyin iç kaynaklarında meydana gelen tükenme durumu olarak tanımlanıyor.

İşi gereği insanlarla yoğun bir ilişki içerisinde olan bireylerde görülen duygusal yorgunluk, duyarsızlaşma ve düşük kişisel başarı hissi tükenmişlik hissinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Tükenmişlik sendromu yaşayan kişi, hayatının diğer alanlarında da duygusal olarak zorlanabiliyor ve bu şekilde, kişinin fonksiyonelliği zamanla bozuluyor.


ofiste stres olmuş bir kadın

Aşırı iş, zihinsel yük ve yoğun çalışma temposu sizi yıpratmaya başladıysa ve çevresel koşulları değiştirme imkanınız yok ise, çözüme kendi elinizden gelecek şeylerle başlayın. Örneğin, zaman yönetimi ve çoklu görevlerin altından kalkmak için bir çok çalışma methodu mevcut. Bakınız; Önceliklendirme ve ünlü Pomodoro tekniği.


2. İnfantilizasyon

hata yapmış bir çalışan çalışma arkadaşlarının yanında olumsuz yorumlara maruz kalıyor

İnfantilizasyon, birine “çocuk gibi veya yaş veya tecrübe olgunluğunu inkar edecek şekilde” davranmak anlamına gelir. Terimi bu şekilde açıklayınca bir çoğumuzun aklına bir takım çalışma arkadaşlarımız veya toksik yönetici gelmiştir.

Personeli çocuklaştırmak, bir patronun çalışanlarından daha fazlasını talep edebilmesini sağlar. Aynı taktik, sizinle aynı ünvana sahip kişinin sizi bastırabilmesi için de kullanılabilir. İş hayatında bu durum oldukça sinir bozucu olabilir. Kısıtlı zamanda ve hiyerarşik düzenin geçerli olduğu ortamlarda kendinizi tam olarak ifade edebilmek her zaman kolay olmaz. Böylece kendinize haksızlık edildiğini düşünebilirsiniz.

Düşük güven duygusu, daha az özerklik (otonom çalışma) ve karar verme süreçlerinin dışında kalma, çözüm süreçlerinde yaratıcı yönünüze önem verilmemesi herkesi olduğu gibi sizi de olumsuz etkiliyor olabilir. Sürekli önününüzün kesildiğini ve ilerleme kaydedemediğinizi hissedip umutsuzluğa sürüklenebilirsiniz.

3. Çevresel faktörler

açık ofis ve yoğun ofis görüntüsü

Ofisler, bir çok insanın bir arada bulunduğu yerler. Kalabalık ortamlar ise her türlü kirliliğe açık alanlar olarak tanımlanabilir. Örneğin; ses, dikkat dağıtıcı uyaranlar ve hatta koku. Çalışanların her birinin aynı oranda stresli ve yoğun bir çalışma temposu olduğunu düşünürsek, meslektaşlar arasındaki atmosferin gerginleşebilmesi veya çalışma ortamının toksik hale gelmesi için birçok sebep ortaya çıkabilir.

Özellikle her bir çalışanın sınırlarının korunması veya ihtiyaçlarının karşılanmasının daha zor olduğu açık ofis gibi toplu çalışma alanlarında işler çığrından çıkabiliyor. Masa arkadaşınızın içtiği bitki çayının kokusu, arka masada çalışan arkadaşınıza bir şey danışmak için gelmiş diğer bir çalışan, karşı masanızdaki çalışma arkadaşınıza gelen bir telefon, veya fotokopi makinesinin başında 30 sayfa çıktı almayı bekleyen bir diğeri. Burada herkes haklı, fakat siz konsantre olmaya çalışırken sinirlerinizin gerilmesi de gayet doğal.

4. Takdir edilmeme ve Onaylanmama

10 çalışandan 7'si kendi potansiyellerini gerçekleştirmek için uygun ortama sahip olmadıklarından şikayet ediyor. Birçoğu pozisyonları için gereğinden fazla vasıflı kişiler olduğuna inanıyor, ki bu günümüzde çoğu zaman doğru. İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri de kendini gerçekleştirme ve potansiyelini dönüştürebilme arzusudur. Bu ihtiyacı karşılayacak bir iş ortamınız olmadığı takdirde hayal kırıklığı duygusu ve özgüven eksikliği yaşamak an meselesi.

Aslar ve üsler arasındaki sağlıksız iletişim, çalışan motivasyonu üzerinde doğrudan etkiye sahip. Açık fikirli olmayan ve farklı seslere kulağını kapamış bir yönetici asları ile güven bağı kurmaz, işbirlikçi ve destekleyici görev göremez. Böylece, çalışanlar anlaşılamadıklarını ve önemsenmediklerini hissederler ve kendilerine uygun çalışma methodlarını geliştirmekte zorluk çekerler.

🔗 İşyerinde eleştiri ile nasıl başa çıkıyorsunuz? Eleştiri kaldırma

5. İletişim problemleri

Bir yönergenin doğru şekilde aktarılmaması, bir e-postaya alıcı eklemeyi unutmak veya çalışanlar arasında yanlış anlaşılmalara neden olabilecek iletişim bozuklukları, sağlıklı çalışma ortamını doğrudan tehdit eder

İş yerinde iletişim, hafife alınırsa ofis bir mayın tarlasına dönüşebilir. Bu durum hem çalışanın moral ve motivasyonu, dolayısıyla verimliliği açısından hem de organizasyonel üretim kapasitesi ve kalitesi açısından olumsuz sonuçlar doğurur. Şirketlerde, şiddetsiz iletişim eğitimlerinin uygulanması gün geçtikçe bu yüzden daha çok tercih edilir hale gelmiştir.  

Ayrıca, ister çalışan olun ister yönetici aktif dinleme becerisi de kendini doğru ifade etme becerisi kadar önemlidir.

“İş yerinde mutsuzum.” Ne yapmalıyım?

İş yerindeki mutsuzluğunuzun nedenlerini artık daha net bir şekilde tanımlayabiliyorsunuz fakat bu durumla nasıl başa çıkabileceğinizi bulmakta güçlük mü çekiyorsunuz?

Bir çalışan olarak, büyük bir yapının parçası olduğunuzda sorunları kökten çözecek kadar etkili yöntemler bulmanız kolay olmayabilir. Fakat gerek mutsuzluk nedenlerinden bahsederken aralarda tavsiye ettiğim gibi gerekse yetkili organlardan yardım isteyerek çözüm yolları arayabilirsiniz. Bu noktada dikkat etmeniz gereken yıkıcı bir tavırdan çok çözüm odaklı, iş birlikçi ve yapıcı bir tutum ile yaklaştığınızdan emin olmak. Müdürünüz ile konuşmaktan çekiniyorsanız, durumu insan kaynakları yetkililerinizle değerlendirebilirsiniz.

Böyle bir imkanınız yok ise, varsa iş yeri psikoloğunuza, yoksa iş yeri hekiminize başvurmaktan çekinmeyin. Bilmiyor olabilirsiniz, ancak kendiliğinizden randevu talep edebilirsiniz, normal koşullarda yıllık konsültasyonu beklemenize gerek yok. Tıbbi gizlilik, zor durumda kalmanızı önler ve doktor sağlık durumunuzu daha doğru değerlendirebilir.

Durumu bağlı olduğunuz birimlerle halledemediniz ve doktorunuz veya psikoloğunuz da size yardımcı olamadıysa son olarak, yalnızca haklarınızı bilmek, durumu daha iyi anlamak ve gerekirse harekete geçebilmek için hukuki tavsiye de alabileceğinizi unutmayın.

💯 Bu içeriği okuyanlar bunları da mutlaka okudu! 

🔗 İş yerinde ilk gün kendini tanıtmak! | İyi bir imaj için 8 ipucu

🔗 Kariyer değişikliği yapmak için 7 altın tavsiye

🔗 "Seni neden işe alalım?" sorusuna cevap | Örnekli anlatım

Yazar notu: İhmal etmek daha ciddi sonuçlara neden olabilir.

Günlük çalışma rutininizde kendinizi kötü hissediyorsanız, gözlerinizi bu duruma kapamayın. Bunun hakkında konuşun, size yakın olanların tavsiye ve fikirlerini dinleyin, yardım istemekten çekinmeyin. Sorunları bekletmek, onları sadece içinden daha zor çıkılabilecek hale getirir. Ne olursa olsun, vücudunuzu ve duygularınızı dinleyin, size verdiği mesajları dinleyin ve meslektaşlarınızla olabildiğince çok iletişim kurun.

Zor bir dönemden geçtiğinizi düşünüyorsanız, psikolojik destek almak için adım atın.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynak

Toptalent.co

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

En yeni makaleler

"Pick me girl" nedir? Pick me ne anlama gelir?

Twitter, İnstagram, Tiktok ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında eminim "pick me girl" veya "pick me boy" ifadesi ile karşılaşmıssınızdır. "Pick me" ifadesi, bir kişinin seçilmek veya tercih edilmek istediğini ifade ediyor ve sosyal medyada kullanıldığında "onaylanmak adına hemcinsini aşağılayarak kendini hemcinslerinden üstün göstermeye çalışan kişi" anlamına geliyor. Yani tercih edilesi olmak için hemcins düşmanlığı yapan tutumlar sergilemek. Peki bu neden sorunlu? Anlamanız için size “pick me girl" nedir?, ve "pick me girl olmak" neden seksizm yapmaktır? açıklayacağım.

Sezgisel beslenme nedir? | Diyet zihniyetinden kurtulmak

15 yılı aşkın diyetler, spor salonları, yeme bozuklukları, sonuç: ter ve gözyaşı… Artık dayanamıyorum! Vücudumla barışmak istiyorum ama kendimi bırakırsam ipin ucunu kaçırağım diye korkuyorum. Yine de popüler diyetler beni her şeyden daha çok incitti. Bunu görmüş biri olarak, hüsranla sonuçlanacak bir diyete daha tahammülüm kalmadı! Bir çözüm var mı? Evet, sezgisel yeme! Hızlı bir şekilde zayıflamaktan ziyade sağlıklı olmayı amaçlayan sezgisel beslenme kültürü hayatımızın kalbinde olmalı, ancak çok az insan bunu farkında.

Kadın ve cinsel fanteziler | Kadınların dünyasından!

Kadın cinsel fantezilerinin, gül yapraklarıyla dolu bir otel odasında, 80'lerin sevimsiz romantik hiti eşliğinde ateşli bir gece geçirmek ile sınırlı olduğunu düşünüyorsanız, tekrar düşünün derim! The Journal of Sexual Medicine dergisi tarafından yürütülen son araştırma, çoğu kadının cinsel arzularına karşı suçluluk duymadan, çok daha açıkça ve kısıtlanma hissetmeden kendilerini ifade edebilmelerine olanak tanımış. Sonuç olarak ortaya oldukça çeşitli yaklaşımlar çıkmış! En yaygın 7 kadın cinsel fantezileri listesi huzurlarınızda!

Sevgilim beni kullanıyor mu? | Nasıl anlarım?

Aşk belki de insanoğlunun tadabileceği en sarhoş edici şey! Aşk gözü kör eder diye boşuna dememişler. Uyandırdığı yoğun duygular o kadar baskın gelir ki bazen bariz şekilde ortada olan gerçekleri bile görmezden gelebiliriz. Kimseyi suçlamayalım doğasında bencillik de bulunduran insanoğlu bazı ilişkilerde kazanan taraf olma işini abartabilir. Kullanılmak denince akla ilk gelen şeyler, para veya cinsel ihtiyaçlar geliyor ama bence en üzücü ve tehlikeli şey duygusal istismar. Partnerinizin samimiyetinden şüphe duyuyorsanız, işte size sevgilinizin sizi kullandığına dair 10 işaret.

Akışa bırakmak veya akışta kalmak için 10 adım

Stres, kaygı, suçluluk, korku, utanç... Bunların hepsi sizi günlük olarak etkileyebilecek olumsuz duygulardır. "Her şeyi çok ciddiye alıyorsun" veya "Bir adım geri adım at, derin nefes al!" diye hep aynı telkinleri tekrarlıyoruz. Ama bunu yapmak o kadar kolay değil, biliyoruz. Bu yüzden akışta kalabilmek için 10 adım sıraladık. Haydi akışına bırak biraz ve sonunda özgür ol!

Boşlukta hissetmek | "Kendimi boşlukta hissediyorum"

Yaşama sevincini kaybetmek, artık hiçbir şey istememek, bu boşluk hissi ile alakalıdır çoğu zaman… Bir süredir içini neşeyle dolduran hisleri bulmak veya heyecan duymak çok mu zorlaştı? Boşlukta hissetmek ruhumuzla olan bağımızı kaybetmek gibidir, hayatın anlamını kaybederiz. Neden buradayız? Amacımız nedir? Bizim rolümüz ne? Daha iyi anlamak ve bunu, depresyon hissinden ayırt etmek için bu içsel boşluk hakkında biraz konuşalım. Daha iyi hissetmek ve hayattan yeniden keyif almak için çözümler var!

Başarılı olmak mı? Mutlu olmak mı?

Toplumumuzun başarı ve güce taptığı bir zamanda, hepimiz takdir görme ve başarlı olma hayalleri kurarız, peki bu yolda kalmayı nasıl başarabiliriz? Ayaklarınız yere basarak başarıyı kovalamak için nelere ihtiyaç var? Başarı için taviz vermek zorunda mıyız? Başarının tanımı nedir? Değerlerini ve bütün varlığını inkar etmeden başarıyı yakalamak mümkün mül? Her şeyi başarmak zorunda mısın? Attığın taş ürküttüğün kuşa değiyor mu? Başarılı hissetmek ve başarısız hissetmek hakkında konuşuyoruz!

Hiç bir şeyden tatmin olmamak

İş yerinde ya da günlük hayatta yaptığım hiçbir şeyden memnun olmuyorum. Yeterince iyi değil, yeterince güzel değil, yeterince başarılı değil, bunlar gibi “yeterince” ile başlayan negatif bir ton düşünce. Belki de en büyük kusurum bu aşırı mükemmeliyetçilik! Ebedi tatminsizliğim, başkalarını da esirgemiyor paylarını veriyor, ve hayat onlar için de zorlaşıyor. Beni bir prenses gibi mi büyüttüler? Gereksinimlerimin gözden geçirilmesi gerekir mi? Bu kronik tatminsizlik nereden geliyor? İşte açıklaması.

Pasif-agresiflik ile başa çıkmak için 5 adım

Erteleyip duruyorlar mı, boş yere somurtuyorlar ve sizi suçluyorlar mı? Pasif-agresif insanlar bizi çıldırtmak için gereken her huya sahip. Onları değiştirmek yerine, kendimiz değişelim! Peki pasif agresiflerle nasıl başa çıkılır? Cevap: onların sağlıksız ve toksik oyunlarına dahil olmak yerine sakinliği korumak ve akıllıca tepkiler vermek! Nasıl mı? Pasif-agresif davranışlar ile başa çıkmak için 5 yöntem👇

"İyi misin?” diye sormak

"Nasılsın ?" ya da “İyi misin?” Bir süredir bu soruya kafayı takmış durumdayım! Sürekli kullanıyorum veya duyuyorum, ve bence, ne soran ne de soruyu duyan bu sorudan gerçekten ne beklemesi gerektiğini bilmiyor insan. Kimse ne açık açık cevap veriyor, ne de gerçekten herhangi birimiz bunu merak ettiği için soruyor. Peki ya, bu yorucu ve kasvetli zamanlarda aramızda küçük eylemde bulunmaya cesaret etsek: Ya çevremize ya da kendi kendimize “Nasılsın, iyi misin?” diye gerçekten sormak ve cevabı gerçekten dinlemek!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

🎥 Youtube

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest