30 yaş, aşkı aramaktan vazgeçmek için bir sebep değil!

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

30 yaşındayım, bekarım. Yanlış insanla olmaktansa yalnız olmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden hala bekliyorum. İrili ufaklı bir çok kalp kırıklığı veya hayal kırıklığı ile dolu olsam da, doğru insanı aramaya devam ediyorum. Annem torun sahibi olamayacağından veya daha sonra anne olmadığım için pişman olma ihtimalimden dolayı giderek daha fazla endişeleniyor. Haliyle bu da bana direk yansıyor. Veya teker teker evlenen arkadaşlarımın yanında üçüncülük oynamak yorucu olmaya başlıyor. Konu ile ilgili aklımdan geçenleri sizinle paylaşıp bu konuda yalnız mıyım test etmek istiyorum!

30 yaş, aşkı aramaktan vazgeçmek için bir sebep değil!
Özet

Şu an 30 yaş sendromunun buram buram her yanımı sarmaya başlamış olması bir yana, "hayattan beklentilerimi küçültmeye yokum!" diyorum. “Hayata yeniden başlamak” ve doğru ilişki içerisinde sonsuz çiçekler açacak olmak için hâlâ heyecanlıyım. Birkaç beyin fırtınası seansından sonra moral ve motivasyonumu korumak için bir iki strateji buldum.

Görevimiz: 30 yaşından sonra aşkı aramak

İdeal erkeği bulmak fena bir başarı değil. Ama, inanın bana 30'lu yaşlarında, bekar bir kadın olmak da alkışı hakediyor. Yıllar geçtikçe çevresel uyaranlar öyle bir artıyor ki, yalnızlıktan mutluyum desen de, ya alıngan ya da umutsuz hissetmeye başlayabiliyorsun.

Ben 30 yaşında bekar bir kadın olarak, üniversite sıralarında tanıştığım eşime boşanma kararımı açıklamak istediğimde, sonsuz mutluluk için tek şansımı mahvetmiş olduğumu hissediyordum. Bir erkeğin hayatımdaki kararlara karışmasına veya özel alanıma girmesine izin vermeyi reddettiğimde neredeyse "çok seçici olmakla" suçlanıyordum. Bugün diyorum ki; “Bana bırakın, gerçek aşkı bulacağım.”

tuttuğu dürbünün iki ucunda da kalp olan bir kadın aşkı arıyor diye simgelenmiş.

Yaş sorunsalı

Toplumsal normlara göre, bir kadının 30 yaşından sonra aşkı bulma şansı daha az. Artık o evde kalmıştır. Tam 29 yıl ve 365 gün sonunda çekici bir kadın olmaktan vazgeçeceğim, öyle mi? Bu söylentiyi kim başlattıysa onu buradan selamlıyorum.

Şahsen, otuzlu yaşlarında, yirmili yaşlardaki gençlerden çok daha “dengeli” ve “başarılı” olarak kabul edilen insanlarla karşılaştım. Doğrusunu söylemek gerekirse, hiçbir kural yok. Her insanda olduğu gibi; her ne yaşta olursanız olun, her kadın benzersiz ve kendine has özelliklere sahip. 

Yaş kavramı ise yalnızca toplumlar incelenirken kullanılan bir değişkenden ibarettir. Aynaya baktığınızda: yeni beyazlayan saçlar ile büyükanne gibi göründüğümü kabul etmek veya öyle davranmak istemiyorum. Kendime bakmaya, dikkat çekmeye ve olumlu bir tutum sergilemeye devam edersem, mutluluğu ararken elimden gelenin en iyisini yapacağımı göreceksiniz.

Diğer insanlar bizi görünüşümüze göre yargılar, bu bir gerçek. Ama güzel ve sonsuz olabilecek bir görüntü kimin umurunda? Görünüşümü ve kişisel bakımlarımı asla ihmal etmedim. Kendimi sevmeyi öğrendim, kendimi kabul ediyorum ve bekar olmanın benim tercihim olduğunu hatırlayarak yaşım ve medeni durumumum yaşamama engel olmadığını anladım. Sevdiğimi yapıyorum, bana uygun olanı tercih ediyorum ve mutluyum.

gülen bir kadın

"Mutluysam, gelecekteki partnerim ile karşılaştığımda saçacağım enerji ile onu ıskalamama şansımın çok daha yüksek olduğuna inanıyorum. Parlak gülümsememi onlarca metre öteden fark edecek ve eminim bana direk kimlik bilgilerimi sormayacak. Oldu ki, kimse ile karşılaşmadım, en azından o gün çok iyi görüneceğim."

İşlevsel olmayan sınırlayıcı inançları boykot ediyorum!

Aşkı bulmak istemekle, boşluğu dolduracak birine ihtiyaç duymak arasında fark var. Tekrar aşkı bulursam, bu ben istediğim için olacak. Burada altını çizmem gereken yer; ne istediğimi ve ne istemediğimi biliyorum. Yirmili yaşlarımda, üzerinde fazla düşünmeden atladığım yara bandı ilişkiler artık geride kaldı.

Yanlış kararlar vermek veya hata yapmak yorucu ama aynı zamanda aydınlatıcı. Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama tüm eski sevgililerime teşekkür ederim çünkü ihtiyacım olan partnerde aradığım özellikler konusunda gözlerimi açtılar. Talep etmeyi insan yaşla birlikte öğreniyor ve size uymayan birine “hayır diyebilmek” zamanla daha kolay hale geliyor. Komik, seksi veya yakışıklı biri olsa dahi…

tinder'da dolaşan bir kadın resmi

Artık, insanlar ekran aracılığıyla da kesişebiliyor. Flirt uygulamalarıyla ilgili elbet benim de bir repertuarım var. Görünüşe göre istisnalar var, ama narsistleri çekmek için bir hünerim olduğunu buralarda keşfettim. Sonuç: Narsistleri tanımak artık benim için çocuk oyuncağı.

Tinder’da satır aralarını okumayı da çabucak öğrendim: "Sıradan ilişkileri sıkıcı buluyorum” gibi “havalı” bir cümle, "Sadece seninle takılmak istiyorum" demenin kibar bir yoluna denir. Ghosting alarmı! Hayatıma aniden bomba gibi giren devrim niteliğindeki adamların Love-Bombing şüphelisi olduklarını anlamam da çok zamanımı almadı. “Modern” flört yöntemlerinden şüphe duyuyor olsam da bilinçli şekilde kullanıldığında kadınlar için tam bir kütüphane olduğuna katılıyorum.

📊Bu arada, biraz rakam vereyim. 30 yaş üzerindeki bekar kadınların %62'si, kullandıkları flört uygulamalarından dolayı hayal kırıklığına uğruyor.

Bu kadın bir rehabilitasyon merkezi değildir!

Taliplerimizden biri ilk aşamayı geçtiğinde, geleceği düşünmeden önce yine de onunla önemli bir nokta hakkında konuşmak gerekiyor. Birçok insan ani ayrılıklardan zarar görüyor veya sevmekten “basitçe” korkuyor.

Hayatıma giriş yapan bir erkek, 

  • beni, bir terapist olarak mı görüyor?
  • ben bir sıçrama tahtası mıyım? 
  • ya da benimle sadece biraz keyifli vakit geçirmek mi istiyor?

BİLMEK istiyorum. 

kadınlar kötü yetiştirilmiş erkekler için rehabilitasyon merkezi değildir!

Artık kaybedecek zamanım yok ve benim de tercih etme hakkım var! Mümkün olduğunca garip durumlardan kaçınmak istiyorum, böylece “ikimiz de aynı yöne mi gidiyoruz?” görebiliriz. Düşündüklerimi söylemekten çekinmiyorum ki sağlıklı ilişkiler kurabileyim.

Reddedilme duygusu ile başa çıkmak, hayal kırıklığı ile mücadele etmek ve tekrar birine güvenmek enerji alır. Niyeti ne kadar net olursa, sinirlerim için o kadar sağlam olur. Geçmiş deneyimler hakkında konuşmak bazen bir gelecek inşa etmenin iyi bir yolu. Bu, günün felsefi anı.

Son bir tavsiye: Kendinizi eve kilitlemeyin

Özellikle de yüzünüzü battaniyenizin altında gizlerken, bir boş dondurma kutusunu daha sehpanın üzerine terketmek yerine, yüzünü ileriye dön! Sevdiklerinle ortak paydada buluşmaktan daha iyi bir şey yoktur, bu yüzden dışarı çıkıp sevdiğiniz yerlerde takılmaktan çekinmeyin! Kim bilir, belki benim gibi hisseden birileri beni orada bekliyor olabilir.

🤩Bu makaleler de ilgini çekebilir! 

🔗 Cinsiyetçilik nedir? Seksizm yapmak ne demektir?

🔗 En Yaygın Sex Fantezileri | 7 cinsel fantezi kategorisi

🔗 Sapyoseksüel ne demek? Kısaca: zekaya duyulan aşk! 

Yazar notu: Kendini baltalamaktan vazgeç!

İnancının tükeniyor olduğunu hissetsen de hayallerindeki adam karşına çıkacak. Eşsiz ve ışıltılısın. Ve bir gün biri bunu fark edecek.

🔗 Mutluluktan kaçıyor olabilir misin? | Kendini sabote etmek (Self Sabotaj)

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

En yeni makaleler

Kaygı döngüsünden çıkmak | ☔ RAIN yöntemi

Kaygı genellikle dört aşamada ortaya çıkar. Çoğu zaman kaygıyla yaşayan insanlar kaygı döngüsü olarak bilinen durumu yaşarlar. Kaygının 4 aşamasının belirtilerini bilmek, kaygı döngüsünün nasıl çalıştığını anlamak belirtilerinizi yönlendirmenize yardımcı olabilir. Bu içerik Kaygı Döngüsünü Kırmak isimli kitap incelemesinden yola çıkarak bu döngüyü nasıl kırabileceğinizi anlatıyor.

Aşırı hassas kişiliği avantaja çevirmek!

"Ama neden hala ağlıyorsun?". Bu cümleyi sürekli duyuyorum, ve kendimi suçlu hissetmeme neden oluyor! Çünkü bu kadar hassas olmanın normal olmadığını düşünmemi sağlıyor. Aşırı duyarlı olduğumuzda, gözyaşları işlev görme şeklimizin bir parçasıdır. Çünkü güçlü yaşadığımız duyguları boşaltmamıza yardımcı olurlar. Bu, içinde bulunduğunuz duruma göre utanç verici olabilir ama aksine bunu bir zayıflık olarak görmemelisiniz! Kendinizi olduğunuz gibi tanıyıp kabul edip duygusallığınızı doğru şekilde kanalize edersek, aşırı duyarlılık bir güç haline bile gelebilir. Aşırı duyarlılığınızı güce nasıl dönüştüreceğinizi bu yazının devamında konuşuyor olacağım.

Temel duygular nelerdir? Duygu çeşitleri

İnsan doğası; duygu, davranış ve düşünce! Peki duygu ne demek? Temel duygular hangileri? Çocuklara kendi duygularını tanıması için onlar öğretilir, yetişkinlere ise onları nasıl kontrol etmek gerektiği öğretilir, öyle değil mi? Ancak neden bunun gerekli olduğunu hiç düşündünüz mü? Duygular davranışları nasıl etkiliyor? Tüm dünyada aynı yüz ifadesi ile kendini belli eden ve her insanda var olan 6 temel duygu var. Bunlara primer duygu da denir. Gelin duygu durumu, hayal kırıklıkları, mutluluk üzüntü vb. kavramların derinine beraber inelim, duyguları tanımak ve onları kontrol etmek için onlarla yüzleşelim.

Türkiye'de "Babalık İzni" Kullanmak

Evet, anne adaylarına tanınan doğum izni babalar için de geçerli. Ebeveynlerin arasında hiç bir fark yok iken, babalık izni hala daha hamile kadınların izin süresinden daha az ve bir çok değişken ile farklılık gösteriyor. Doğumda babalık izni, babaların bebeği tanımasına ve hatta bebek ile bağlılık oluşturmasına olanak tanır. Peki babalık izni kaç gün? Babalık izni ne zaman kullanılır? Babalık izni dilekçesi nereden bulunur? Ve tabii erkeklerde doğum izni en verimli şekilde nasıl kullanılır? Babalık izni hakkında her detayı aşağıda derledik.

Ofiste çıldırdığım gün ve sonrası | İş yerinde öfke patlaması

Ve sonra bir gün, bardağı taşıran son damla! Hissettiğimiz, ama geldiğini tam olarak göremediğimiz o gün. Kariyerini sorgulatan yönetim biçimlerinin hayal kırıklığı. Ve bam! İş yerimizde çıldırıyoruz. Uygunsuz sözler, kontrol edilemeyen tepkiler, gözyaşı, öfke patlaması… Fırtına geçtikten sonra ertesi gün ofise nasıl gidilir? İş yerinde öfke patlaması yaşadıktan sonra ne yapmalı?

Pozitif bir insan olmak istiyorum!

Bardağın dolu tarafını görmek veya boş tarafını görmek! Yaygın ama uygulaması nadir görülen bir söylem! İyimserlik seviyemizi belirlemesi açısından bu algılama biçimi, önemli. Ben, bu bardağı boş görenlerdenim! Hatta, moralim bozuk olduğunda ben bu bardaktaki dolu suyu da içip bitiriyorum. Kısacası, yeterince metafor kullandıysam, olumlu düşünmeyi beceremiyorum, her zaman en kötüsünü hayal ediyorum ve her şeyi siyah görüyorum! 😨

Hiçbir hayalim yok, ne yapacağım?

Bir kadın dergisinde karşılaştığım soru karşısında farkettim ki; Hayatta hiç bir amacım, hayalim yok! Dergideki soru karşısında, bir anda müthiş bir düşünceler sinsilesine kapıldım! Biraz şaşırdım ve soruya saatlerce baktıktan sonra sayfaya hala tek bir kelime bile yazamamıştım… Nasıl yani, benim yaşamda bir hedefim yok mu? Hayallerim sorulduğunda, aklıma gelecek hiçbir şey olmaz mı? Birkaç seyahat planı ve kısa vadeli öğrenme hedefleri dışında zihnim bomboştu ve aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Bu durum beni kaygı ve depresif duygulara sürükledi. Peki hayatta bir amacın olması şart mı? Yoksa ne olacak?

Boşanma sebepleri | En yaygın 10 neden

İlişkilerin sınavı 3. yıldır derler. Peki ya evliliğin? TUİK’in son verilerine göre, evlilik süresine göre boşanmalar incelendiğinde, 2021 yılında gerçekleşen boşanmaların %33,6'sı evliliğin ilk 5 yılı, %20,9'u ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti. İlgisizlik, sadakatsizlik, parasal konular ve daha nicesi evliliklerin sonlanması için neden oluşturabiliyor. Boşanmanın en yaygın 10 nedenini sıraladık!

Hiç arkadaşım yok! Neden?

Günlerimi tek bir kelime bile etmeden kendi köşemde yalnız geçiriyor değilim, bir şeyler içmek için dışarı çıkmak istersem arayabileceğim iki veya üç kişi var tabii. Ama dost diyebileceğim arkadaşım yok! Benim tercihim miydi bu? Ya da insanlar mı benden kaçtı? Etrafımdaki sağlam arkadaş gruplarını gördükçe kendime sormaktan vazgeçemiyorum: neden hiç arkadaşım yok?!

Procrastination (erteleme hastalığı) nasıl yenilir?

“Daha vakit var…”, “Önce şunu halledeyim, sonra yaparım.”, “Yarın yaparım…” Bilin bakalım ne oldu? Asla yapmadım veya yumurta kapıya dayanınca harekete geçebildim. Kimler bugünün işini yarına erteliyor? 🙌 Modern yaşamın akıl almaz temposu içerisinde, bir şeyleri yapmaya enerjimizin kalmaması normal diyebilirsiniz. Fakat erteleme davranışı sanılanın aksine masum değil ve arkasında bir sürü psikolojik sebep barındırıyor. Yetersizlik hissi, motivasyon eksikliği, stres… İşte erteleme davranışından kurtulmak için 5 ipucumuz! 💪

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

🎥 Youtube

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest