Gelmeyen yetişkinlik, tutuklu kalmış ergen = 30 yaş sendromu

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Korkarım ergenlikte gelmemiş isyan hali 30 yaş sendromu şeklinde kendini gösteriyor. Hoşgeldin 30 yaş! 30 yaş sendromu nedir yahu? Bu şimdi nöbet geçireceğim anlamına mı geliyor? Gelmeyen yetişkinlik nedir? Ben hiç büyük adam olamayacak mıyım? Peki iki yaş dönemi bağlantılı mı, yoksa hiç alakası yok mu? Merak eden ve bu durumda olan bir tek ben değilimdir eminim. Aile ve iş derken, kariyer sahibi olmaya başlamışken orta yaşı devirirken nereden çıktı içimdeki bu çatışmalar diye soruyorsanız cevaplar burada gizli olabilir. Buyurun 30’lu yaşlar, 30 yaş sendromuna genel bir bakış atalım mı?

Gelmeyen yetişkinlik, tutuklu kalmış ergen = 30 yaş sendromu
Özet

Ergenlik krizi: birey olma sancıları!

Hiç bir zaman aile ile çatışma yaşadığımı hatırlamıyorum. Ergenlik krizinin ana bileşeni işte budur, çatışma. Ergenlik çağındayken bir arayışa gireriz. Kendinizi arar, ailenizde ve çevrenizde yerinizi bulmaya çalışırsınız. Bu arayış genellikle çatışma içerir, bu yüzden bu terimi kullanıyoruz.

🌍 Bu arada buraya vizyoner bir not düşmek isterim. Birçok ülkede "ergen krizi" kavramı yoktur. Hatta Batı Afrika’da "ergenlik" gibi bir kavram bile yoktur. Bu nedenle, ergenlik krizi kavramının ortaya çıkışında toplumun da oynayacağı rolü ve böylelikle ona yüklediğimiz anlamı farkında olmalıyız.

Ben ergenlik krizi nedir bilmedim...

Ergen yaş, kadınlarda aile ortamına daha fazla dikkat ettikleri ve daha tedbirli oldukları için krizlerini içselleştirme eğiliminde oldukları bir dönem. Bir kadından bekleneni karşılayacak şekilde ve “iyi” veya “doğru” kalıplara uyum sağlayıp, üstüne hiçbir şey söyleyemecek üzere eğitildik. Dolayısıyla olayları kınamadan içimize atacağız. Çok konuşma, cırtlak derler, çok çatışma, cadı derler. Bu böyle, üniversite yıllarında ve 20’li yaşlarda da devam ediyor.

🤬 Bir kere yetişkin ve bir birey olduğunu  anladığında ise durum değişiyor. Geç kalmışlığa, hayal kırıklığına olan tahammül 35 yaşına geldiğinde azalınca şu an daha iddialı olacağız, her şeyden önce yapısökümü nedir öğrenmiş olacağız. Benzer durum karşısında kalınca artık “isyan edeceğiz”!

otuz yaş sendromu kendini ve hayatı sorgulamayı simgeleyen, ayna karşısında bir kadın

30 yaş kendini arada hissetmektir. 

Geç kalmışlık hissi, geri dönememenin verdiği kaygı, başarısızlık korkusu, yetersizlik duygusu, kendini sorgulama ve bulunduğu yeri beğenmeme hali.

30 yaş sendromunun nedenleri ve belirtileri neler?

Kavramın babası Erik Erikson, “İnsanın Gelişim Evreleri” tezinde her yaş döneminin bize çeşitli öğretiler ile geldiğini söyler. İlgili yaşa kadar devam eden düzenin bir anda patlamasının temel nedeni 30’lu yaşlara gelmiş olmanız değildir aslında. Patlamanın kaynağında hayatımızdaki bir karışıklık, iş yaşamını süsleyen nice sorgulama veya içsel çatışmalar olabilir. O zaman aynı ergenlik gibi aslında bu da bir kimlik bunalımı halini alır.

Aynı zamanda, sosyal medyanın insanı mutsuzlaştırdığı gerçeği bağlamında, yaşdaşlarımız hesaplarında hayatlarındaki gelişmeleri patır patır paylaşırken, iş sahibi, aile sahibi vesaire olurken onlara bakıp kendini ve hayatını sorgulamamak elde olmaz. 

30 yaş aktif insan ömrünün ortalarına tekabül ettiğinden, insan kendine şunları sorar;

  • Ben bugüne kadar ne yaptım?
  • Şu an doğru yerde miyim?
  • Gelecekte neler yapacağım?

Kendini sorgulamak, kendini eleştirmeyi veya koşulları irdeleyip isyan etme isteğini beraberinde getirir ve sizi bir nevi bunalıma diğer bir adı ile bir nöbete sürükler.

Terapistler kişiliğimiz ve yetiştirilme tarzımızın etkileri arasında kaybolabileceğimizi açıklıyorlar. Bu yüzden, gençken aldığımız eğitim ile yetişkin olarak inşa ettiğimiz arasında bir seçim yapmamız gerekiyor.

💔 Temel olarak, 30 yaş sendromu bir bilişsel uyumsuzluk olarak düşünülebilir. Bir ayrılık, mesleki değişim, taşınma, dostlukların değişmesi vb. tetikleyici olabilir.

Ben nasıl yetişkin olacağım?

Ayrıca, toplumsal evrim de hesaba katılmalı. Yani çevresel koşulları göz ardı etmemeliyiz. “Ergenlik yaş aralığı uzuyor” çarpıcı haberlerini çok duyduk. Ergenlik ve yetişkinlik arasındaki çizgi bulanıklaşıyor, bu nedenle bir aşamayla (genç ya da yetişkin) özdeşleşemediğimiz için bir kriz yaşayabiliriz. Krizin her zaman bir isyan boyutu vardır, kendimizi bağımsız bir birey olarak görmek isteriz. Ergenlikte acıması otorite aile iken yetişkinlik dönemi içerisinde de, acımasız otorite çoğu zaman insanın kafasında olan şeydir…

🤔30 yaş sendromunu en çok şehirde yaşayan insanların yaşadığını biliyor muydunuz?

Ergenlikte yaşanmayan birey olma krizi 30 yaş sendromu olarak mı ortaya çıkıyor? Bu doğru mu?

Açık konuşmak gerekirse, ergenlik krizi ile 30 yaş krizi arasında hiçbir bağlantı yok. Çünkü zaten, ergenlik krizi birçok araştırmacıya göre çok “batılı” bir kavram. Dahası, nöbet geçirmek zihinsel durumdaki bir değişikliktir ve bu herkesin başına gelebilir.

Kısacası olayın, çocukluk veya ergenlikle direk bir bağlantısı yok. O zaman nöbetler geçirseydiniz şimdi içinizde kopan fırtınalar yok olacaktı diye bir hadise yok. 30 yaş sendromu daha çok hayat artık sizi şaşırtmayacak hale geldiğinde kendinizi sorgulamaya başlamanız ile ortaya çıkan bir ruh hali. Geçmişe bakıp vah diyip, geleceğe bakıp eyvah deme hali.

Ben böyleyim, ya da bana böyle yaptılar ondan bu şekildeyim diye düşünmek bir sebep-sonuç ilişkisi arayıp içinde yaşanan bunalımdan kolayca çıkma arayışıdır. Fakat bu arayış sizi bir kısır döngüye de sürükleyebilir. Yani olan oldu, ben de bu yüzden yetişkin hayatımda böyle bir sonuca evrildim ve artık yapacak bir şey yok gibi bir yanılgı sizi ilerlemekten alıkoyabilir.

Ergenlik veya çocukluk ile bağlantısı yok fakat yetiştirilme tarzımız ve öğrenilmiş davranış kalıplarımız bu dönemi atlatırken etkili denebilir. Psikolojik dayanıklılık, çözüm bulabilme, yardım isteme gibi davranış ve tutumlarımızı belirleyen yetkinliklerimiz bu dönemi atlatırken etkili olabiliyor. Bu yüzden, kendinizi iyi tanımak, kişisel dengenizi korumak ve dingin bir hayat için duygularınızı yönetebilmek gibi yeteneklerinize hayatınızı her yaş dönemi için özen göstermelisiniz.


🤔 Psikiyatri profesörü Marie-Rose Moro şöyle diyor: 15 yaşında beklenen bir isyan eksikliği, bizi 30 yaşında patlamaya yatkın hale getirmez. Öte yandan, kötü bir nöbet kötü bir şekilde iyileşmişse (örneğin ergenlikteki krizler veya çocukluk travmaları), daha sonra yeniden ortaya çıkabilir. Krizin ima ettiği şey aslında tedavi edilmemiş bir kırgınlığa ya da özgüven eksikliğine tekabül etmektedir.


➜ İçimizde bir krizin demlendiğini hissediyorsak, bir psikolog ile görüşmek yararlı olabilir. Krizle mümkün olduğu kadar iyi başa çıkabilmek için yardım ve destek almalıyız.

Yazar ekibi: sebep-sonuç ilişkisi aramaktan vazgeçin

Gördüğünüz gibi, bir ergenlik krizi geçirip geçirmemenin bundan sonra ne olacağı üzerinde hiçbir etkisi yok, merak etmeyin! Ancak, hayatınızda bir şeylerin yanlış gittiğini, gelişemediğinizi veya yerinizi bulamadığınızı düşünüyorsanız, bir psikologla iletişime geçmekten çekinmeyin.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."

#BornToBeMe


Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi... Sloganı: aslında çok basit... Ne istiyor: Herşeyin çok ciddiye alınmadığı ve hayat sevincinin esas alındığı bir dünya...

En yeni makaleler

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest