Gerçek bir his mi, yoksa bilişsel bir bozukluk mu?
Sosyal reddedilme, ve dışlanmış hissetme halinin tohumları çoğunlukla çocukluk döneminde atılıyor. Özellikle git gide artan akran zorbalığı, veya duygusal travmalardan dolayı bariz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkabiliyor. Çünkü yetişkinlikte bu kişiler kendilerini, değersiz, yalnız ve boşlukta hissedebiliyor.
Hatta öyle ki, narsist kişilik bozukluğu yaşayan bireylerin, kolaylıkla bir kurbanı haline gelebiliyorsunuz. (Bakınız; narsistleri mıknatıs gibi çeken kişilik tipleri) Bir grubun veya kişisin saldırganlığının nesnesi haline gelmemiz, bu gibi durumlarda daha mümkün.
Fakat eğer durumunuz bundan farklı ise, hissettiğiniz şey özgüven eksikliği de olabilir. Nitekim yeni insanlarla tanıştığımızda herkes biraz çekingen ve temkinli davranır ve birbirimizi tanımak için zamana ihtiyaç duyarız.
👉 Durum bu olduğunda karşıdaki insanı reddetmek değildir asıl niyet fakat aşırı hassas kişilik sahibi olduğunuz zaman böyle anlarda, normal sosyal mesafeler dahi kayıtsızlık ile ilişkilendirilebilir.
🔗Hiç dostum yok!
🔗Sürekli ağlama isteği
Kabul görmeme korkusu
Böyle hissettiğimiz anlarda daima bir geri adım atmalı ve başkalarının bizi tanımaması ve kabul etmemesiyle ilgili endişemiz konusunda kendimizi sorgulamalıyız. Çünkü aslında belirli bir şeyden korktuğumuzda, bu korkuyu her yerde görme eğiliminde oluyoruz.
👉 Aynı şey sosyal dışlanma için de geçerlidir ve bu bizi zihinsel ve ruhsal bir kısır döngü içine sürükler. Bu durum, sosyal davranışları olumsuz etkileyen ve dolayısıyla kendimizi daha da izole etmemize neden olan riskleri taşıyor.
Travmatik kökenler
Yukarıda söylediğimiz gibi, dışlanmışlık hissi ve kabul görmeme korkusu, genellikle sorunlu bir çocukluk döneminden kaynaklanıyor. Bize acı veren duygular, bu önemli dönemde oluşmaya başlar ve yetişkinlikte daha kalıcı yaralar haline gelir. 💔
Örneğin, ebeveynlerimizden birinin bizi bilinçsizce veya isteyerek reddetmesi bizi duygusal olarak zayıflatır ve reddedilmenin yarası, yetişkin olduğunuzda da devam eder. Duyguları anlamak oldukça önemlidir, bu yüzden duygunun kökenleri üzerine düşünmek bize iyileşme yolculuğunda yardımcı olur.
İnsan kendini neden dışlanmış hisseder?
Özetle reddedilmenin acısı ile ilk önce çocuklukta tanışırız. Bir çocuğun bu travmadan yaralanabileceği bir çok senaryo olabilir. Örneğin :
- İstenmeyen bir çocuk olmak, “kaza” ile dünyaya gelmek
- Ebeveynlerden birinin ya da ikisinin de karşı cinsten bir bebek istediğini öğrenmek (örneğin bir kız çocuğunun ailesinin aslında erkek bebek istiyor olması)
- Ebeveynlerden birinin, ihtiyaçlarımızdan birini reddetmiş veya o duruma karşı kayıtsız kalmış olması
- Ebeveynlerin aşırı beklentileri
- Ya da tüm bunların aksine ebeveynler tarafından fazla korunmak. Bu bize çok kırılgan olduğumuz ve tek başımıza hayatla baş edemeyeceğimiz mesajını verir. Bakınız: helikopter ebeveynlik
- Okul yıllarında zorbalık görmek
Sosyal bir alışkanlık olarak: kaçış yöntemi
Tüm bu anlattığımız nedenlerden ötürü, dışlanmış hissediyorsanız, buna tepki olarak belirli davranışlar ve savunma mekanizması benimsemiş olabilirsiniz. En sık görülen davranışsal tepkiler kaçma yöntemi ile karakterize ediliyor. Örneğin;
- Yalnız kalmak istemek
- Kendini küçümsemek
- Başkalarının karşısında silik hissetmek
- Göz teması kuramamak
- Düşündüğünü söyleme cesareti bulamama
- Az konuşmak, yorumlardan kaçınmak
- Anlaşılmama korkusu
- Sürekli başkalarını memnun etmek için uğraşmak
- Bizi korkutan bir durumda hemen konuyu değiştirmek
- Gerçeklikten kopmak
- Belirli durumları ve konuşmaları takıntı haline getirmek
- Mükemmeliyetçi olmak
- Değersiz hissetmek
- Sosyal etkinliklerden (doğum günleri, partiler, aile yemekleri vb.) kaçınmak
- Hemcins ebeveynle çatışma halinde olmak
- Beklentilerle hayatın kendisi arasında sürekli uçurum olması
Bu nedenler arasında üstesinden gelinmesi en zor olan şey, yaşadıklarımız ile beklentilerimiz arasındaki uçurumdur. Gerçekten de, bir reddedilme acısı, bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışlarımızı ve onlarla bütünleşmemizi engelleyebilir. Dışlanma duygusu da işte tam olarak böyle oluşmaya başlar, yalnızlık hissimizi asla dolduramayız ve başkalarıyla gerçek bir bağ kuramayız.
Bu olumsuz duyguları yönetmek için 4 adım!
✔️ Reddedilme hissinin nereden geldiğini anlamaya çalış
✔️ Bastırılmış duyguları serbest bırak
✔️ Başkalarıyla iletişim kur
✔️ Onaylayıcı bakışlar olmadan da var olabil
👉 Tüm bunlar tek başına yapması zor şeylerdir ve bu nedenle bir profesyonelin yardımını almaktan çekinmemelisin. Sağlıklı bağ kurabilmek ve artık dışlanmış hissetmemek için önce geçmişteki yaralarınla yüzleşmelisin.
❤️🔥 Bu içeriği okuyanlar bunları da mutlaka okuyor!
🔗 "Kimse beni sevmiyor" | İnsan neden böyle hisseder?
🔗 Psikolojim bozuk mu? Nasıl anlarım? Ne yapmalıyım?
🔗 Kendinden şüphe etmene neden olan 16 gaslighting cümlesi
Yazar: içselleşmiş acı…Reddedilmiş hissetmek ve uyum sağlayamama duygusu büyük bir acıya neden olur ve kendi içimize kapanmamıza, sürekli başkalarını memnun etmek için davranışlarımızı yönlendirmemize ve kişisel yolculuğumuza odaklanamamıza yol açabilir. Bu nedenle bu reddedilme hissinin nedenlerini belirlemek ve bir psikolog eşliğinde konu üzerinde çalışmak önemlidir. Siz de eğer bu sorunu yaşıyorsanız bir uzman yardımı ile, bu rahatsızlığın nedenlerini belirleyecek ve ilerlemenin yollarını bulacaksınız. Bana güvenin!
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|
Görsel manada kusurlu olan bir insan reddedilip görmezden gelinir yeri gelir dalga geçilir ve ufaktan bir gülümseme ile kişi rencide edici bakışlarla daima küçük düşürülür. Ben kendim yaşadım bunu ilk başlarda gençken bir boşluk vardı nedeni bilinmeyen bir boşluk hissi çok sorgulamadım ama yaş ilerledi şimdi 33 yaşında biri olarak ne arkadaşım var ne çevre nede iş ayrıca iş konusu dahada berbat iş ortamında daima zorba kişileri bir mıknatıs gibi çekiyorum ya dalga geçer yada mobbing yapar illa bezdirir beni hatta bir kere biri gelip bana mide bulandırıyorsun dedi o gün bu gündür kendime gelemedim antidepresanlarla yaşamak zor.
Halil