Özet |
Sağlıklı iletişim nedir?
Bir şeyleri söylemeye cesaret edememek, sizi rahatsız eden şeyleri saklamak, dile getirmemek ve her zaman nazik olmaya çalışmak sağlıklı bir ilişki sürdürmenizi, inandığınızın aksine engeller. Rencide etmek ya da olmak istememe arzusu ile gölgelenen iletişim, özgünlüğünü ve hatta güven ortamını kaybedecek bir ilişki anlamına gelir. Bu nedenle iyi iletişim kurmak çoğu zaman daha çok adil davranmakla ilişkilidir. Dikkat, saldırgan olmak, yıkıcı davranmak, gücendirici olmak veya bağırarak otoritesini iddia etmekten bahsetmiyoruz. İletişimin amacı çatışmaları çözmektir, onları yaratmak değil. Sadece kendiniz olmalısınız ve kendine has, yüz yüze bir diyalog kurmalısınız. Örneğin, meslektaşınıza bir projedeki gecikmenin gerçekten kabul edilemez olduğunu mail ile iletmemek veya partnerinizden "Artık seni sevmiyorum, görüşmek üzere." diye mesaj atarak ayrılmamak gibi.
Bu makale de hoşunuza gidebilir; herkesi memnun etme hastalığı
Kendimiz olmaya cesaret etmek
Kendimizi sık sık iletişim sorunlarının içinde buluyorsak: kopuk iletişim, arkamızdan aralarında konuşan çalışma arkadaşları veya sosyal arkadaşlıklar, güvensizlik, çekingenlik, başkalarının arkamızdan konuşulduğu izlenimi gibi... açık bir şekilde söyleyebiliriz ki düşündüklerimizi söyleme cesaretine sahip olmadığımız için bunlar oluyor. Ne düşündüğünü söylemeye cesaret edememek, ağızdan baklayı bir türlü çıkaramamak, bir ilişkinin aşağı doğru bir sarmal içinde kilitlenecek olma riskini almaktır.
Aklımızdan geçenleri olduğu gibi doğrudan dile getirmek her zaman kolay değil, öncelikle bunu bir itiraf edelim kendimize. Hatta düpedüz karmaşık bir iş bu! Karşımızdakini kırmak, gücendirmek, bir çatışmanın kaynağı olma korkusu ister istemez sarar bizleri. Ama ifade edemediğiniz duygularınızdan bunalmanıza izin vererek kontrolü kaybetmek de, bir o kadar karmaşık bir meseledir. Durup durup yaşanan öfke patlamalarından söz etmiyoruz bile. Bu yüzden, söylemesi zor olsa bile nihayet bir şeyler söyleme cesaretine sahip olmak için çalışmamız, kendimizi bu konuda geliştirmemiz gerekiyor.
" İnsanın çevresi ile kuracağı iletişim, kendi içinde başlar. "
Üstün Dökmen
Duygularınızı tanımak ve yönetmek önemli bir ilk adımdır, ancak aynı zamanda kendinizle tamamen aynı fikirde ve uyumlu olmalısınız. Örneğin, ilişkiye ara vermek isteği hissetmek, bunu kaba olmadan, lafı dolandırmadan açıkça söyleyebilmek ve niyeti açıkça ifade etmek. Çünkü ancak niyetimiz konusunda net olursak, bilinmesine de izin vermiş oluruz. Kendimize karşı ne kadar net olursak, diğeriyle o kadar yakın olabiliriz ve onun yanlış veya çılgın yorumlarda bulunmasını ve hayal ürünü fanteziler yüzünden ilişkinin zedelenmesini engellemiş oluruz. Yani acı, gerginlik, minnettarlık, beklentiler, ihtiyaçlar gibi her duygu ve düşüncenin mümkün olduğunca şeffaf bir şekilde ifade edilmesi gereklidir.
Daha iyi iletişim aynı zamanda daha iyi dinlemektirBaşkalarını dinlemek nadir görülen bir niteliktir. Düşündüğünüz şeyi nasıl söyleyeceğinizi bilmek iyidir, ancak muhatabınızı nasıl dinleyeceğinizi bilmek de herkesin yerinde kalmaması ve değişimin veya gelişimin kısır olmaması için çok önemlidir. Aslında, daha barışçıl bir iletişimin anahtarı, birbirimizi nasıl dinleyeceğimizi, farklılıklarımızı nasıl kabul edeceğimizi ve tartışmadan bir adım geri nasıl çekileceğini bilmektir. Anlaşmazlıklar olabilir ve bu o kadar da kötü değildir, asıl mesele, zamanla sürmemesidir. Bu durumda apseyi patlatmak gerekecek... bir şeyleri açıkça söyleyip, içimizdekileri dökmek gerekecektir! |
Kaynak