Zaman zaman konfor alanını terk etmek ve öğrenme alanına bir diğer adıyla panik alanına bir uğramak, örneğin iş yerinde, kötü bir fikir değil. Ancak kendini geliştirmekle ilgili olmadıkça ben konfor alanımda gayet mutluyum.
Konfor alanından çıkmak yeni moda. Akrabalarım, meslektaşlarım ve sosyal medyadaki tüm o mükemmel insanlar, alışkanlıklarımı değiştirmem için benimle dalga geçiyorlar. Ama kimse bana neden konfor alanını terk etmek istemedeğimi sormuyor...
Çok kuvvetli argümanlarım var. Konfor alanından çıkmak istememek için 9 nedeni keşfedin ve beni rahat bırakın! 😁
Konfor alanından çıkmak istememek için 9 neden
1. Daha az yoruluyorum
İçlerindeki boşluğu gidermek ve akıllarını meşgul etmek için boks, yoga ve hatta Çince dersleri alan tüm şu insanlara bir bakın. Resmen isveç çakısı gibiler… Her şeye yetiyor, her şeye yetişiyorlar. Bu süre zarfında ben ne mi yapıyorum? Evde rahatça kanepeme kuruluyorum, ve minderlerin rahatlığını test ediyorum. Benim memnuniyet tanımım işte bu! Bilin bakalım günün sonunda kim daha havalı!😋
2. Yaptığım şeyin en iyisini gerçekleştirebiliyorum
Anladığınız üzere, enerji stoğum oldukça zengin. Konfor alanından çıkmamak, işsiz güçsüz takılmak anlamına gelmiyor. Şahsen, yapmayı sevdiğim her şeye ya da yapmayı bildiğim her şeye (bu ikisi çoğu zaman bağlantılıdır) bahse girerim herkesten çok daha fazla zaman ayırıyorumdur.
Biliyor muydunuz?
Hiç bir şey yapmama sanatı hakkında bir fikriniz var mı? Hayır ben uydurmuyorum, Niksen Hollandalılar tarafından öne sürülmüş olan bir felsefe. İşte, meraklısı için kitabı!📙
Niksen - Hollandalıların Hiçbir Şey Yapmama Sanatı
Yazar: Olga Mecking
Başarısızlık ve kötü deneyimleri bir şans olarak görenin zihin gücü yerindedir. Bunu mutsuzluğunu örtmek için söyleyenleri demiyorum tabii. Beni onuncu kez sefil bir şekilde başarısız olduktan sonra gülümsemeye devam eden ve gururla "hayır ama merak etmeyin, öğreniyorum!" diyen biriyle tanıştırın. Yani aynı hayalkırıklığı birden fazla kez yaşandığı takdirde, çok da sevimli olmayabilir. Ben de bu yüzden "konfor alanının dışına çıkmak yerine risk almaktan kaçınıyorum ve kendimi başarısız hissetmekten koruyorum”.
4. Güvende hissediyorum
İstersen bana "boomer" de, benim güvende hissettiğim alışkanlıklarım ve bunlarla ilgili muhafazakar tavrım bana kendimi iyi hissettiriyor. Konfor alanınızın dışına çıktığınızda var olan belirsizlikler, panik alanında hayat devam ederken beni geriyor. Konfor alanı, bir nevi barikat hissi veriyor ve kendimi daha güvende ve huzurlu hissediyorum. Günün sonunda İstanbul trafiğini yönetmek kadar alengirli olan tüm öngörülemeyen gelişmeleri yönetmek zorunda kalmıyorum.
5. Hayır demeyi öğrendim
Beni şiddetli ya da şiddetsiz şekilde konfor alanından çıkmaya davet edenler genellikle başkaları. Gece dışarı çıkmak, bir filmi sinemaya giderek izlemek, yeni bir yemek kursuna katılmak… İyi de bunların hiçbiri benim kendi ihtiyaç veya isteklerim değil ki. Canımı sıkan şeylere hayır demek artık ilkelerimin bir parçası! Kendimle ve konforlu seçimlerimle barışığım.
6. Komplekslerimden arındım
Görünüşe göre tüm bu insanlar 10.000 farklı aktiviteleri ve “mükemmel” hayatlarıyla kendi yaşam biçimlerini sosyal medya ile gözüme gözüme sokarak beni suçluluk duygusu hissetmeye itiyor. Bu aktiviteler üzerinde çalışıyorlar ve günden güne ilerliyorlar, başarı ve yenilikçi hayatları gayet yolunda gidiyor. Fakat, şöyle ki, kendimi karşılaştırmak gibi bir adetim yok artık. Toplumun ya da sosyal çevremin şu ya da bu yaşam ritmini bana dikte etmesine izin vermiyorum. Günlük hayatımı ve minik kozamı seviyorum.
7. Madalya takmayacaklarını farkındayım
Günün sonunda herkes konfor alanından çıkmaktan bahsediyor ama hiç kimse yolda nelerle karşılaştığından bahsediyor mu? Ya da konfor alanından çıkmak ile somut olarak ne elde ettiklerini? Yok! Konfor alanından çıkmamak ile ne kaybettiğimizi biliyoruz ama ne kazandığımızı bilmiyoruz. Ödül, sarfedilen çabaları karşılıyor mu? Çünkü 30 saniyelik mutluluk için 3 saat daha çok çalışmayı sevenlerden değilim. Fedakarlık yapmaktan hoşlanmadığımı biliyorum, kendimi tanıyorum ve buna göre seçimler yapıyorum.
8. Hayatımın iplerini bir başkasına vermiyorum
Alışkanlıklarınızı ve hali hazırda kimseye zararınız olmadan mutlu olduğunuz rutinleri bozmanız konusunda ısrar eden insanları bildiniz mi? Öyleyse, şunu bilin ki, bu insanlar sadece aşırı çabayı, bocalamayı bildikleri için diğerlerini kıskanan veya kendi hüsranlarına sizi dahil ederek kendilerini rahatlamaya uğraşan insanlardır. Bu türden toksik bir insan genellikle daha az yalnız hissetmek için sizi değiştirmeyi tercih eder. Peki ama, ben değişmeye hazır mıyım...?
9. Mutluyum işte!
Mutluluk kavramı herkes için aynı değildir. Karaoke gecesine veya bungee jumping'e gitmek komşumun kalbini neşeyle doldurabilir ama benimkini asla. Bir gün hareket veya değişim istersem... neden olmasın?
Neyse ben muhafazakar tercihlerimi ve battaniyemi alıp kanepeme gidiyorum. Umarım beni anlamışsınızdır.
💯 Bu içeriği okuyanlar şunları da okudu!
🔗 Maslow piramidi | İhtiyaçlar piramidi ve açıklaması
🔗 “Utangaç biri olmak” | Utangaçlık nasıl yenilir? 6 ipucu
🔗 Kendinden şüphe etmene neden olan 16 gaslighting cümlesi
🔗 Değişmek istiyorum! | "İnsan nasıl değişir?"
Yazar notu: Denge meselesi!Konfor alanı, bize zarar vermek isteyen bir arkadaştır, bu doğru. Onunla iyiyizdir, her şey yolundadır ama gelişmemizi engeller, bu yüzden bazen ondan ayrılmamız gerekiyor.
Ancak dikkatli olun, burada önemli olan, dozaj meselesi: “Ne pahasına olursa olsun konfor alanımızdan çıkma ve sürekli her şeyi sorgulama, değiştirme, yenileme diktasına düşmemeliyiz. Bu durum, konfor alanı denilen şey zihinde güvenilir olarak tanımlanmak üzere organize olmuştur ve onu terketmek beyinlerimiz için son derece kafa karıştırıcı olabilir. Çünkü konfor alanı, aynı zamanda pratiktir.”
👉 Konfor alanınızdan çıkmakta zorluk çekiyorsanız ve bu sizi rahatsız ediyorsa veya ilerlemenizi engelliyorsa, üzerinde biraz çalışmanı tabii ki tavsiye ederim. Ama burada dikkat etmen gereken, özgüdülenme yoluyla mı bunu istiyorsun, yoksa dışarıyı mı referans almaktasın?
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|
Kaynak
Niksen - Hollandalıların Hiçbir Şey Yapmama Sanatı, Yazar: Olga Mecking, Çevirmen: Serkan Göktaş, Yayınevi: Profil Kitap