Özet |
Yaygın anksiyete bozukluğu nedir?
Kaygı ve endişe, aslında doğal olarak bizi günlük sorunlarla baş etmeye hazırlar ve bizi harekete geçirir, kararlar almamızı sağlar. Normalde bu tür doğal kaygılar hafif ve kontrol altına alınabilir şekilde deneyimlenir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ise kişinin içinde bulunduğu durum karşısında hissettiği, genellikle uzun süren aşırı kaygı ile açıklanır ve denetlenmesi zordur. Kaygılı olma halinin kişilik özelliklerinden kaynaklandığı yönünde genel bir bakış var, fakat söz konusu aşırı endişe, süreklilik göstermesi ve bastırılamaması bakımından rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır.
Yaygın anksiyete bozukluğu, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler, hatta çeşitli konularla ilgili aşırı hassasiyetleri kolayca irkilme gibi tepkilere yol açtığında olağan yaşam standartını düşürür. Buna ek olarak, hastalar, çoğu durumda olası en kötü senaryoyu düşünerek panik atak yaşayabilir. Bu kişinin tarafından artık denetlenemez hale gelen aşırı endişe hali en az altı ay boyunca sürer ve hemen her gün vardır.
📊Türkiye Psikiyatri Derneği’nin belirttiğine göre, her 100 kişiden 5-6’sı yaşamlarının herhangi bir zamanında bu rahatsızlığı yaşayabilir. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar ve yaşlılıkta en sık görülen anksiyete bozukluğudur.
Anksiyete bozukluğu belirtileri
Zihinsel ve psikolojik belirtiler
Anksiyete kendini farklı psikolojik ve zihinsel belirtilerle gösterir. Kaygıdan muzdarip olduğunuzda, yorgun ve aşırı sinirli olabilirsiniz. Konsantrasyon eksikliği, hatta kişinin duyguları üzerindeki kontrolünü kaybetmesi de endişeli bir durumu yansıtır. Aşırı endişenin ruh sağlığı üzerindeki etkisi kişinin sosyal hayatını devam ettirememesi noktasına kadar daha da ileri gidebilir. En şiddetli formlarda kaygı, depresyon belirtilerine de yol açabilir.
➡ Ek olarak, endişeli olmak fiziksel olarak da fark edilir. Vücut, günlük olarak yönetilmesi çok karmaşık olabilecek semptomlar gösterir. Aşırı kaygı ve anksiyete sırasında spazmofili ve tetani ile panik atak tecrübelerinin olması mümkündür.
Anksiyetenin fiziksel belirtileri
- Uyku bozuklukları (örneğin, gece anksiyetesi)
- Vücutta ağrı (özellikle karın bölgesi)
- Sindirim rahatsızlıkları (ishal, mide bulantısı, kabızlık vb.)
- Taşikardi, kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı
- Terleme, sıcak basması veya titreme
- Yüksek tansiyon
- Kas titremeleri veya tetani
- Çene kasılması, diş sıkılması
Anksiyete bozukluğu: tetikleyici etkenler
Psikiyatristler, bazı insanların kaygıya yatkın olduğunu açıklar. Aşırı hassas ve duyarlı bir mizaç, aşırı kaygıya veya endişeli olma eğilimini arttırır. Kadınlar da, genel olarak erkeklerden iki kat daha fazla kaygı bozukluğu yaşamaktadır. Fakat bu iki bilgi demek değil ki; kaygı sadece aşırı duygusallığımızın veya cinsiyetimizin bir sonucu.
Sevilen birinin kaybı, bir kaza veya aile içi çatışmalar gibi travmatik olaylar anksiyete bozukluğunun artmasına katkıda bulunur. Kaygı, karakterimizde köklenmiş de olabilir, geçmiş yaşanmışlıklar, çocukluk travmaları, duygusal şok vs. gibi etkiler de rahatsızlığa olan yatkınlığınızı etkileyebilir.
➡ Biyolojik faktörler de artan kaygının nedeni olabilir. Araştırmalar, beyin kimyasındaki bir dengesizliğin, kişinin yatkın olmadığı durumlarda anksiyete bozukluklarının gelişimine katkıda bulunabileceğini gösteriyor. Tersine, bu bozukluk kendini bazı ailelerde daha fazla gösterdiğinden, genetiğin sorumlu olması muhtemel. Bu nedenle, endişenizin oradan gelip gelmediğini anlamak için aile geçmişinizin farkında olmanızda fayda var.
Anksiyete bozukluğu tedavisi
Psikolojik takip
Sürekli endişe duyuyorsanız, bunun bir patolojiye dönüşmesi çok olası. Stres ve kaygı durumu süreklidir ve sürekli olarak tehlike veya felaketi bekleriz. Bu durumda kaygı durumunu gidermek için artık beklememeli ve psikolojik takibe başlamalısınız. BDT'ler (bilişsel davranışçı terapiler), yaygın anksiyete bozkluğu tedavisinde en etkili olanlardır. Ama psikolojik durumumuza göre ilaç tedavisi de gerekebilir, bu durumda doğrudan bir psikiyatriste danışmanız önerilir.
💊Çoğu insan, tedavide kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri ve bağımlılık riskleri ile ilgili direnç gösterir. Fakat bu tamamen bir yanılgıdır; takibinizi yapan doktorunuzun size verdiği ilaçlarda bağımlılık riskleri yoktur.
Aşırı endişe durumları için doğal tedavi yöntemleri
Doğal ilaçlar, esasen nefes gibi günlük egzersizlerdir. İyi nefes almayı öğrenmek ve nefesinizi yönlendirmek rahatlamak için iyi bir yoldur. Nefes regülasyonu, daha düzenli nefes almaya devam etmek için bir panik atak söz konusu olduğunda da oldukça yararlıdır.
Farkındalık meditasyonu veya yoga pratiğinin zihin için de çok büyük faydaları vardır. Daha genel olarak, fiziksel aktivite, kötü toksinleri serbest bırakarak bir antidepresan görevi görür. Bu nedenle, kaygıyı daha iyi düzenlemeye yardımcı olur.
Psikolojik veya psikiyatrik takip ile birlikte kaygıyı yatıştırmak için bu doğal çözümlerden bir veya birkaçının benimsenmesi önerilir. Vücudunuzu ve rahatsızlıklarını iyi niyetle dinlemek, kendinizi gerçekten sakinleştirmek için etkili bir çözümdür.
Yazar notu: durumunuza göre çözümler aramakKaygı ve formları çok kişiseldir ve tezahürleri geniştir. Durumu yönetmek ve kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerine başvurmak bu nedenle çok önemlidir. Psikolog seans ücretleri sizi korkutuyor ise, nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini anlamak için ücretsiz psikolojik destek almanın yollarına başvurun.#BornToBeMe |
Kaynak