Özet |
Baby Boomer’lar, ve X kuşağı güçlü iş ahlakları, bağımsızlıkları, özgüvenleri ve mücadele ruhları ile tanınırken, Y kuşağı tam tersi olarak damgalanıyor. En iyi eğitimleri almamıza, en iyi dilleri konuşmamıza ve Taksim’in eski sokaklarında sanat, eğlence ve sosyal hayattan beslenebilmiş bir nesil olmamıza rağmen, bu şekilde resmedilmiş olmak, bizi önceki nesillere göre şanslı yapmadı. Onlarla aynı koşullara sahip olamadık.
Aslında, üzücü gerçek şu ki, Y kuşağının depresyon, anksiyete ve tükenmişlik hissi gibi ruh sağlığı sorunlarından muzdarip olma ihtimali diğerlerine göre çok daha yüksek. Aşağıdaki nedenler Y kuşağının neden tükenmişlik hissettiğini açıklamaya yardımcı olabilir.
😕 Y kuşağı kaybolmuş hissediyor, çünkü…
1) Finansal güvenceleri yok 💵
2022 yılında Y Kuşağının sadece% 35.8’inin evi var – bu da aynı yaştaki Baby Boomers’tan daha düşük (% 48.3). Finansal güvence, Y kuşağına ait çoğumuz için yabancı bir kavram gibi görünüyor. Ebeveynlerimiz ve büyükanne veya büyükbabalarımız maaşları ile aile geçindirip, ev, araba sahibi olabilirken, bizim servetimizi bırakın katlamak korumak ile ilgili bile kaygı yaşıyoruz.
Ayrıca, Y kuşağının yüzde 83'ü gelir dağılımı adaletsizliğine inanıyor. Birçoğumuz, genellikle nefret ettiğimiz işlerde saatlerce çalışmamıza rağmen, genellikle maaş çekinden maaş çekine geçiniyoruz. Bugün gençlerin kara gün için para biriktirme lüksü yok ve hayat pahalılığının sürekli artması gözlemlenirse, ev sahibi olmak uzak bir hayal gibi görünerek bizi çok pahalı ve küçücük apartman daireleri kiralamaya zorluyorlar. Zaten kuş kadar kalmış maaşlarımız, bu hayat pahalılığı karşısında finansal güvence sağlamıyor.
🔗 İşimi sevmiyorum ama çalışmak zorundayım!
2) Öğrenci borçlarıyla dolular 🎓
ÖSS diyince aklınızda bir şeyler canlanıyor ise, muhtemelen öğretmenlerinizin üniversiteye gitmenin ve eğitimin kutsal gücüne dair nutuklarını dinlemişsinizdir. Üniversite bitince işsizlik riskini ise yüksek lisans derecesi ile ertelemiş olmanız gerekir. Askerliği ertelemek amacıyla yapmadıysanız tabii...
Görünüşe göre üniversitede okumak ve kendinizi geliştirmek için ailenizin harcadığı tonlarca para, veya uğruna çok çalıştığınız o çerçeveli sertifika ve diplomalar, alacağınızı sandığınız o yüksek maaşlı işi bulmak için yeterli değilmiş. 30 yaş krizi ile uğraşırken bu gerçek ile yüzleşmek hiç kolay değil!
Geriye dönüp bakıldığında, yahu ben neden “işletme” okumadım diye sordunuz ve üniversite muhtemelen olması gerekeni değil, ömür boyu ödemek zorunda kalacağınız öğrenci kredisi borcunu ödemek için okundu!
3) İş piyasası hiç bu kadar zor olmamıştı 👩🏻💼
2022 yılında, Y kuşağının %21’i geçen yıl içinde iş değiştirmeyi istedi! Aramızdaki en kalifiye olanlar bile şu anda asgari ücretli işlerde çalışıyor çünkü iş piyasası art arda küresel darbeler aldı (Teşekkürler Coronavirüs! Teşekkürler Enflasyon canavarı! ).
Y kuşağı kendi alanlarındaki işlerde daha şanslı olsalar da, fikir birliği şöyle: her gün süslü aşırı parlak ofisinize girip size ödeme yapılan düşük ücretlerle, mesai ve haftasonu dinlemeden çalışma zorunluluğu ile karşı karşıya olduğumuzdur. Ne de olsa, “bütçe” genç bir yetişkinin beklemeye hakkı olmayan bir şey! Düzgün maaş beklediğimiz ve hırslı insanlar olmadığımızda iş hayatı bizim için çok parlak değil.
🔗 İşyerinde mutsuzluk ve nedenleri
🔗 Y Kuşağı, nedir? Y kuşağı “çalışan” özellikleri nelerdir?
4) Gelecek hiç bu kadar belirsiz olmamıştı 🔮
İklim değişikliği, küresel salgınlar, sosyal huzursuzluk ve işsizlik kaygısı… Adını siz koyun ama bu durum tüm dünyayı kesinlikle ele geçirdi! Üzücü gerçek şu ki, geleceğimiz hiç bu kadar sallantılı olmamıştı, bu da gençler arasında kaygı ve depresyona neden olmak için mükemmel bir formül çünkü sonuçta, gelecek yıllarda sonuçlarla yüzleşeceğiz.
2022 yılında, Y kuşağı 28 ila 42 yaş aralığında ancak sadece % 40’ı ebeveyn. Eko anksiyete nedeniyle, kimimiz anne-baba olmak istemiyor, kimimiz satın alacağı yazlığın bir gün yanıp kül olacağına inanıyor! Emeklilik yatırımı mı? Benim yaşlılığıma acaba sosyal devletler kalacak mı?!
5) Beklentilerini karşılayamıyorlar 🙏
İnternetten görüp harika olacağını düşündüğünüz bir şeyi hevesle satın aldıktan sonra tam bir hayal kırıklığı olduğu ortaya çıktı mı? Y kuşağı da hayatları ile ilgili böyle hissediyor. Bir zamanlar, kendilerini hazırladıkları veya öğrendikleri hayattan çok daha farklı koşullardalar. Hayata bakış açıları hayal kırıklıkları ile dolu.
Hiçbir şey diğer insanların iddia ettiği kadar iyi görünmüyor. İster profesyonel ister özel hayatımızda olsun, sürekli olarak bir şeyleri kaçırıyormuşuz gibi hissediyoruz ama bunun ne olduğunu tam olarak anlayamıyoruz. Boşlukta hissetmek ve motivasyon eksikliği yaşamak işten bile değil!
6) Sıkışmış hissediyorlar 🚧
Çıkmaz sokağa saplanmış iş hayatı, toksik ilişkiler, sosyal medyanın insanı kendisine yabancılaştırması, ve beklentiler yerine zorunluluklar içinde geçen bir hayat. Korkunç apartmanlara saplanıp kalmak, arkadaşlarla tatil veya sosyal hayatın lüks olması…
Evet, çoğumuz için gerçek bu ve Y kuşağının hayatlarının çoğu noktasında neden bulundukları yerden memnun olmadığını açıklamakta yetersiz kalıyor.
🔗 Asla tatmin olmuyorum, peki ama neden?
7) Hedefleri ulaşılamaz görünüyor 🫰
Her şey kontrolümüzün dışında görünüyor ve çoğumuz, başarı için gerekli araçları asla elde edemeyeceğimiz bir sistemin içine sürüklendiğimizi hissediyoruz. Mali durumumuz neredeyse felaket, bu da bu kapitalist toplumda en ufak bir ümide sahip olmayı oldukça imkansız kılıyor.
8) 🚶🏻♀️ Yalnız hissediyorlar
Muhtemelen söyleyeceklerimden daha paradoksal bir şey yoktur, ama yine de yapalım. Sosyal medya sayesinde hiç bu kadar birbirimize uzak olduğumuz bir dünyada, kendimizi hiç olmadığı kadar yalnız hissediyoruz. TikTok, Twitter, Instagram ve Youtube çağında, duygularımızı gerçekten iletmek, diğerleri ve doğa ile temas etmek yerine hayatımızdan zevk almaktansa boş boş ekrana bakarak ve influencerları veya birbirimizi kıskanarak zaman harcıyoruz.
🔗 Yalnızlık ve boşluk hissi: nasıl başa çıkmalı?
Deloitte, 2021 Y ve Z Kuşağı Araştırması
Türkiye dahil toplam 45 ülkede Y kuşağından 14 bin 655, Z kuşağından 8 bin 273 kişi ile gerçekleştirilen araştırma, katılımcıların enerjilerini;
- siyasi katılımı artırmak,
- harcamaları ve kariyer seçimlerini değerleriyle uyumlu hale getirmek
- kendileri için önemli olan toplumsal konularda değişimi yönlendirmek
gibi anlamlı eylemlere kanalize ettiğini ortaya koydu.
Yani, bence aslında Y kuşağı olarak aslında aldığımız eğitim ve donanım sonrasında “vasıflı ama tükenmiş” bireylerden ibaret değiliz! Hepimiz dünyayı daha güzel bir yer yapmak için gerekli heves ve dünya görüşü ile doluyuz ancak hayallerimizi gerçekleştirecek ortam ve koşullar bizden çalınmış gibi görünüyor.
Yazar notu: Kayıp ama iyi hissetmek istiyorY kuşağının çoğu sürekli olarak kendi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalsa da, özellikle ruh sağlığına değinirken, konu iyileşmenin yolları olduğunda en açık fikirli nesil onlar.#BornToBeMe |
Kaynak