Duygusal bağımlılık: Duygusal bağımlılığın 8 işareti

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Bu terimin ardında gerçek bir bozukluk yatıyor. Bana onca ilişkiye mal olan bir bağımlılık bu... Her zaman yanımda birinin olmasına ihtiyacım var. Bir de istediğimde üzerime titredi mi tadından yenmez. Bu çift olma, sevilme arzusunun ardında başka bir şey gizli. Duygusal bağımlılığınızı gösteren 8 işareti keşfedin.

Duygusal bağımlılık: Duygusal bağımlılığın 8 işareti

Duygusal bağımlılığımı kanıtlayan 8 işaret

Sevilme ihtiyacı, bağlanmak ve güvenmek istemek gayet doğal. Bunların hepsini dışardan tamamlamak zorunda olduğumu düşünmek ise bizi bağımlı yapan şeyin tam kendisi... Kişinin kendinde duygusal bağımlılık olup olmadığını keşfetmesi zaten zor. Çünkü ilişkilerde duygusal bağımlılık geliştiren bireyler kendi duygusal ihtiyaçlarını tanımlamak ve karşılamakta zorluk çekenlerdir.

Duygusal bağımlılık geliştiren bir yapınız olabilir mi? Aşağıdaki maddeler ile kendinizi karşılaştırın!

1. Tek başıma mutlu olmayı başaramıyorum

Hatta yalnız kalma fikri beni korkutuyor. Terk edilme korkusunun kapkara bulutları sanki başımı sarmış gibi... Sevgilim geç kalacağını ya da hafta sonu arkadaşlarıyla bir yerlere gideceğini söylese kendi başıma güzel bir program yapamam veya yalnız kalıp enerji toplayabileceğim diye sevinemem, yapacak bir şey bulamam. İlişki bağımlısıyım ve yalnızım, canım sıkılıyor ve üretken olamıyorum.

🔗 Yalnızlık neden olumlu olmasın? Kendinle kalmanın iyi yanları!

2. Özgüvenim çok düşük

Bana verdiği sevgiyi hak ettiğimi düşünmüyorum. Kendimi bu sevgiyi hak edecek kadar istisnai bulmuyorum, o zaman da bunu telafi etmek için şekilden şekle girip mükemmel kadın imajı çizmeye çalışıyorum. Üstelik içimdeki memnun etme ihtiyacını gidermek için her şeye evet diyorum... Peki esas kişiliğime ne oldu? Neden hayır diyemiyorum?


Özgüven eksikliği, başkalarına güvenmenize de engel olur. Şifrelerini, nerede ve kiminle olduğunu bilme ihtiyacı ve terk edilme korkusuyla çılgına dönersiniz.


3. Ters düşmemek için her şeyi yaparım

Yine kişiliğime zarar verecek şekilde, anlaşmazlıklardan ve çatışmaya yol açabilecek her şeyden kaçınırım. Reddedilme, dışlanma veya gücenme korkusu dürüstlüğümden daha ağır basar. Ah bir kendime güvenebilsem de hayır diyebilsem!

4. Toksik kişilere kolay yem olurum

Sevilmeye layık olmadığıma inandığım için, bu narsist sapkınlarla birlikte olmaya devam edebiliyor ve kabul edilemeyecek şeyleri kabul ediyorum. Şiddetli, ölçüsüz ve manipülatif davranışlarına katlanıyorum çünkü karşılığında yanımda kalıyor ve bana birazcık önem veriyor.

🔗Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

5. İstediğimi elde etmek için duygusal şantajdan faydalanıyorum

İlişkide, aile içinde veya arkadaşlarımlayken aşırı derecede sahipleniciyim.  İlgi odağı değilsem ya da bensiz bir şeyler oluyormuş gibi hissedersem kendimi kaybederim. İşte o zaman, küçük dünyam kararlarıma boyun eğsin diye duygusal manipülasyon kullanırım.

Sık sık “Bensiz tatile çıkarsan bu ilişki biter.” “O akşamki etkinliğe gitmeme engel olursan çeker giderim.” gibi cümleler sarf ederim.

6. İltifatlarla besleniyorum

Beni seviyor musun? Beni güzel buluyor musun? Bu kıyafet hoşuna gitti mi?

Bunlar, güvenceye ihtiyacım olduğunda partnerimin günde 10 kez duyduğu gereksiz sorular. Bu soruların onu muhakkak yorduğunun farkındayım, üstelik yeterince dikkatli olmadığı izlenimini de veriyorum ama kendime engel de olamıyorum...

7. Kendi başıma karar veremiyorum

Duygusal bağımlılığım tüm girişimlerimde hızımı keser. İster o günkü kıyafetim gibi bir ayrıntı, ister benim için önemli bir projenin lansmanı olsun, bağımlısı olduğumu hissettiğim kişinin onayını almadan ilk adımı atmaya cesaret edemem.  En ufak bir yanlış adımdan korkuyorum sanki.

🔗 Onaylanma ihtiyacı: Neden başkalarının onayına ihtiyacım var?

8. Eleştiri kaldıramıyorum

İşyerinde yaptığım işin daha iyi olabileceği söylense sanki doğrudan bana ve benlik değerime saldırılmış gibi geliyor. Bir arkadaşım randevumuzu iptal etse bir daha beni görmek istemediğine emin oluyorum. Her yapıcı görüş, hareketlerimi sorgulayan her yorum ve hakkımda doğru bulmadığım her söz beni derinden yaralıyor.

Duygusal bağımlılık geliştirmeye meyilli olduğunuzu düşünüyorsanız, bu durumla nasıl başa çıkılacağını bir diğer içeriğimizde bulabilirsiniz! 

👉 Duygusal bağımlılıktan kurtulmak

Yazar notu: duygusal bağımlılar kendilerini yeterince dinlemiyor

Bu durum, her ne kadar felç edici olsa da, neyse ki tersine çevrilebilir.  "Aşk yetmediğinde birine bağımlılıktan kurtulmanın yolları" kitabının yazarı Howard M. Halpern'a göre, "Duygusal bağımlılar başkalarına karşı aşırı derecede dikkatliyken, genellikle kendi arzularına kulak asmazlar."  Kendi kendilerine empoze ettikleri diktalara uyarak başkalarını memnun etmeye çalışırlar (bunların kaynağı kesinlikle eğitimlerindedir).  

Bu yüzden istedikleri gibi değil, davranmaları gerektiğini düşündükleri gibi davranırlar. Esas mevzu, başkalarına karşı çizmek istedikleri imajı korumaktır! Fakat bu kusursuz görünüşün arkasında kendi ihtiyaç ve arzuları, birilerini hoşnut edememe korkusuyla boğulur. Zira ancak başkaları onları telkin edebilir ve var oldukları izlenimini onlara verebilir.
Bundan kurtulmak için, işte buna yönelmek gerekir. Kendinizle barışık olmak, başkalarıyla barışık olmanın ilk adımıdır.
🔗 Sezgilere güvenmek | İç sesi dinlemeyi öğrenmek için ne yapmalı?

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

Güncel içeriklere göz at!

Çocuk istemeyen çiftlerin ortak noktası #ekoanksiyete

“Bu dünyaya gerçekten bir çocuk getirmek istiyor muyum?”. Bu, pandeminin başlangıcından beri kendime çok sık sorduğum bir soru. Medyayı dinlediğinizde gelecek çok pembe değil, bu yüzden, çocuk sahibi olmak konusunda şüpheliyim. Aynı zamanda, ekolojik tarafım bunun gezegen için kötü bir fikir olduğunu söylüyor. İklim değişikliğinden dolayı, yaşadığımız dünyayı bekleyen tehlikeye karşı korku, kaygı ve endişe gibi duygular arasında bir yerde dururken, niye çocuk sahibi olmaktan çekiniyorum sorusunun yanıtını eko anksiyetenin tanımında buldum. Eko anksiyete ile başa çıkma yolları...

Y Kuşağı, nedir? Y kuşağı “çalışan” özellikleri nelerdir?

31 yaşındayım, 90'ların başında doğdum, dolayısıyla Y kuşağının bir parçasıyım. Mesleki gereksinimlerimiz söz konusu olduğunda bazen büyüklerimizin soyundan geliyoruz. Profesyonel dünyanın ne olduğuyla ilgili; bir es verip düşünme süreci hakim. Peki kendini diğerlerinden ayıran bu geçiş kuşağını nasıl tanımlarsınız? Y kuşağı kimlerdir? İşte Y kuşağı çalışanlar dosyamız!

Aile içi çatışma ve çözüm yolları | 🛡️10 ipucu

Aile içi ilişkilerde hepimiz daha hassas oluruz. Ama aile içi gerginlik yaşamak aslında sandığınız gibi baş etmek için imkansız değil. Anneyle babanın veya çocuklar arasında yaşanan iletişim çatışmalarına çözüm bulamadıkça bir araya gelindiğinde kurulan sofraların tadı tuzu kalmaz. Peki kimin hatası? Birçok rahatsızlığa neden olan ailedeki çatışmaların gözardı edilmek gerektiğini ve konuşulmamasını söyleyenler. Çatışmaların nedeni eşler arasında veya çocuk ve genç aile bireyleri arasında olsun, çatışmayı çözme becerileri herkes tarafından benimsenebilir. Birbirimizi dinlemek ve devam etmek için kırgınlığı bir kenara bıraksak... Yeniden bir araya gelmemizin mutlu bir hal alması için, gerilimi azaltmanın 10 yolunu beraber keşfetsek? Ne dersiniz?

Konfor alanından çıkmak istememek için 9 sebep

Atletik olmamama rağmen, bir yarı maratona kaydolur muyum? Kalabalık önünde olmaktan korkmama rağmen gelin ve damadın tepsisini tutar mıyım? Asla! Yeni trend, konfor alanından çıkmak fakat ben bu akıntıya karşı yüzüyorum ve gururla söylüyorum; "Konfor alanımı seviyorum ve konfor alanının dışına çıkmak istemiyorum". Bu bir seçim tabii. Seçimimi motive eden 9 nedeni keşfederek, siz de neden alanın dışına çıkmak istemediğimi anlayacaksınız!

Gelmeyen yetişkinlik, tutuklu kalmış ergen = 30 yaş sendromu

Korkarım ergenlikte gelmemiş isyan hali 30 yaş sendromu şeklinde kendini gösteriyor. Hoşgeldin 30 yaş! 30 yaş sendromu nedir yahu? Bu şimdi nöbet geçireceğim anlamına mı geliyor? Gelmeyen yetişkinlik nedir? Ben hiç büyük adam olamayacak mıyım? Peki iki yaş dönemi bağlantılı mı, yoksa hiç alakası yok mu? Merak eden ve bu durumda olan bir tek ben değilimdir eminim. Aile ve iş derken, kariyer sahibi olmaya başlamışken orta yaşı devirirken nereden çıktı içimdeki bu çatışmalar diye soruyorsanız cevaplar burada gizli olabilir. Buyurun 30’lu yaşlar, 30 yaş sendromuna genel bir bakış atalım mı?

“Aniden sinirleniyorum.” Öfke duygusu zararlı hale gelirse...

Günlük hayatta hiç öfke patlaması yaşamadığını düşünen varsa bu makaleyi kapatsın! Hepimiz zaman zaman ani öfke patlamaları deneyimleyebiliyoruz. Günlük hayatın binbir meşguliyeti, fiber hızı ve sorunsalları öfke patlamalarının en basit nedenleri. Çabuk sinirlenme ne kötü ne de iyi bir şey. Mesela ihanete uğradığınızda veya adaletsiz bir durumla karşılaştığınızda öfkeyi kontrol etmenin zor olması normal. Öte yandan, günlük hayattaki olaylar karşısında “aniden sinirleniyorum ve bunu kontrol edemiyorum!” diyorsanız, kontrol altına alınması gereken bir sinirlilik hali söz konusudur. Kişi, öfke ile başkalarına veya kendine zarar verdiğinde sakıncalı bir hale gelir ve ruh sağlığı sorunu olarak ele alınmalıdır.

Asosyal & Antisosyal, farkları ne?

Asosyal ve antisosyal çoğunlukla birbirinin yerine kullanılıyor, ancak bu terimler asla aynı şeyleri ifade etmiyor. Bazı yönlerden kesinlikle örtüşebilseler de, asosyal olmakla antisosyal olmak arasında pek çok fark var. Asosyallik, minimum sosyal etkileşimi tercih ederek, yalnız veya tek başına etkinlikleri daha çok tercih etmekle ilgili bir davranışsal eğilim. Antisosyallik ise, empati eksikliği ve sağlıklı sosyal ilişkileri sürdürmede zorlukların yanı sıra sömürücü, sapkın ve suç niteliğindeki davranışlara yatkın olmak ile karakterize edilen bir kişilik bozukluğunu tanımlamak için kullanılır.

Öz Bakım Nedir? | Psikolog Mine Yücel #ruhsağlığı

Mutluluk ve iyi hissetmek, doğrudan kendine iyi bakmayı bilmekten geçiyor. Kendine bakmak ise bütünsel bir vizyon ile mümkün. Öz bakım; zihin, beden ve ruh sağlığı ile ilişkilidir. Öz bakım nedir?, Öz bakım bileşenleri nelerdir? aşağıda detaylıca açıklıyor olacağım. Ayrıca öz bakımın her bir boyutundan bahsedip herbirine yönelik öz bakım aktiviteleri sıralayacağım.

İş ve yaşam koçu Özlem Şen ile söyleşiler

Youtube kanalımıza 💜 abone olmayı, 🔔 bildirim zilini açmayı, 👍videoları beğenmeyi, veee ✍🏻 bize yorumlardan ulaşabileceğini unutma! 

İş ve yaşam koçu Özlem Şen ile söyleşiler

🎧 Podcast dinle!

Spotify hesabımızı takip ediyor musun?

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

Sosyal medya hesaplarımıza abone oldunuz mu?

Instagram'da takipleşelim!

Pinterest'de de bizi görmek istemez misin?

TikTok'da da var mısın? Biz varız!