Yeni yılda yeni başlangıçlar yapmak: Hedef koymak için 5 ipucu
Mutluluk tamamen bakış açımızla ilgilidir ve basit küçük değişikliklerle hayatınızı daha iyi bir hale getirebilirsiniz.. Bu yıl meydan okumaya hazır mıyız?
Kıskançlık! Hepimizin deneyimlediği bir duygu. Aslında oldukça doğal ve sağlıklı olan kıskançlık hissi, toksik davranışlar ile birleştiğinde olumsuz bir hale gelebiliyor. Kıskançlık duygusunun temelinde bir şeyi kaybetmeme veya koruma isteği yatıyor. Sevdiğimiz ve değer verdiğimiz insanları sakınmak istemek, özellikle de potansiyel bir rakibin sevgilimize yakınlaştığını gördüğümüzde, oldukça doğal. Kısacası, kıskançlık duymak ile sağlıksız kıskançlık davranışları sergilemek arasında fark var. Bu ayrımın farkında olmak toksik sevgililerden uzak durmak için önemli.
Normal kıskançlık, bir anda ortaya çıkan ve genellikle kendi başımıza görmezden gelebileceğimiz bir sancı olarak tanımlanabilir. Sevgi göstergesi olarak kabul edebileceğimiz ve normal kıskançlık olarak adlandırabileceğimiz kıskançlık, "kaybetme korkusu" ve "sahip olma isteği" ile ilişkili olduğunda ortaya güzel bir tablo çıkıyor. Hatta kişi bunu yapıcı bir şekilde ele alabildiği sürece sağlıklı ve doğal bir tepki olabiliyor.
Sağlıksız kıskançlık diyebileceğimiz kıskançlık türü ise, bu duyguyu yönetmeyi bilmediğimizde, karşımızdaki kişinin özel alanına saygı duymayı bilmediğimizde veya şüphe ve güvensizlik ortamında hissettiğimizde özellikle dürtüsel davranışlar ile hareket ettiğimizde ortaya çıkıyor. Maruz kalan kişiyi psikolojik ve duygusal olarak yıpratabiliyor hatta toksik ilişkilerin en yaygın şiddet aracı haline gelebiliyor.
İlişkilerimizde güvensizlik had safhaya ulaştığında, kıskançlık hızla paranoya ve takıntıya dönüşebiliyor. Bu durumda aşırı kıskançlık ilişkilerin sonunu hazırlar çoğu zaman kaybetmekten en çok korktuğumuz ilişkiyi kendi ellerimizle yok etmek anlamına geliyor.
🔗 Kıskançlık nedir? | Kıskançlıkla nasıl başa çıkılır?
📊 Kıskançlık, o kadar yaygın ki. Evli çiftler arasında yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %79'u ve kadınların %66'sı kendilerini kıskanç olarak tanımlıyor. |
Kıskançlık hissetmek normaldir ve bu duygunun dürtüselliğine kapılıp harekete geçilmediği sürece sorun haline gelmez. Burada sorun haline dönüşen dürtüsellik ise çoğunlukla kıskanan kişinin psikolojik durumu ile alakalı olmaktadır. Örneğin, yoğun kıskançlık ya da sahiplenme eğilimine sahip kişiler sıklıkla yetersizlik hissi ya da aşağılık kompleksi taşırlarve kendini başkalarıyla karşılaştırma eğilimi gösterirler.
Kıskançlık, özünde korkunun, yeterince iyi olmama korkusunun, kaybetme korkusunun bir yan ürünü. Bu korku bizi sardığında kaygılı düşüncelere kapılır ve kurmaya başlarız. Bu irrasyonel korku, bizi kandırarak ilişkimizin tehdit altında olduğuna inandırabilir ve doğal koruma duyguları ile mantıksız şüpheler arasında ayrım yapmamız imkansız hale gelebilir.
Partnerimizde kıskançlığın alevlendiğini ilk kez gördüğümüzde, bunu "şirin" olarak görebilir ve "Vay be, bu kişi beni gerçekten seviyor olmalı!" diye düşünebiliriz. Eğer bu sağlıklı bir kıskançlıksa, bu duygular olaysız bir şekilde ve ilişkiyi olumsuz etkilemeden yok olacaktır. Ancak sağlıksız kıskançlık davranışların erken uyarı işaretlerine karşı tetikte olmalıyız çünkü bu, diğer istismar biçimlerine yol açabilir.
Sağlıksız kıskançlık davranışını sevgiyle karıştırmak çok kolay. Dolayısıyla aşağıda, genellikle ilişkilerin başlangıcında ortaya çıkan ve daha sonra kartopu gibi tehlikeli sorunlara yol açan uyarı işaretleri sıraladık.
⚠️Uyarı⚠️ Sağlıksız kıskançlık genellikle bir partnerin diğerinin onu aldattığına dair kanıt araması gibi küçük şeylerle başlar. Eğer bir şey bulamazlarsa, tatmin olmak yerine, duygusal ve fiziksel istismar başlamadan önce, suçlamalar, rahatsız edici şakalar, isim takmalar ve hatta tehditlerle karşısındaki kişinin öz saygısını yerle bir etmeye çalışacaktır. Aslında kendi eksikliği ve hayal kırıklıklarını çeşitli yöntemlerle açığa vururlar. Taktikler pek çok biçime bürünebilir, ancak kıskançlık arttıkça psikolojik şiddetin tırmanma şansı da artar. Bu nedenle toksik insanlara dair kırmızı bayrakları erken tespit etmek önemlidir. |
Sizi gördüklerinde heyecanlanmak yerine sizi hep yanında istemek konusunda ısrarcı oluyorsa bu sağlıklı değil.
"daha önce hiç böyle hissetmediği" veya "sizden ayrı kalmak istemediği" için, spor salonuna gitmemenizi, arkadaşlarınızı erken terk etmenizi ya da işten, okuldan veya ailevi sorumluluklarınızdan vazgeçmenizi istiyorsa dikkat edin! Hele ki, talebine uymadığınızda somurtkan ve söylenen bir yapısı oluyorsa, veya nerede olursanız olun davetsiz olarak ortaya çıkma gibi huyları varsa hemen kaçın.
Sizden uzakta olmaktan nefret ediyor ve birlikte olmadığınızda sürekli sizinle iletişimde kalmak istiyor, diyelim. Her an her yerde beraber olmak istemesi size çok tatlı gelse de, bu durumun normal olmadığını hatırlamak gerek. Size saygı duyan biri ilişki dışında bireysel alanınızın olduğunu bilir ve size anlayış gösterir. Herkes kendine vakit ayırmalıdır ve kimse kişisel hedefleri, özel ilgi alanlarına vakit ayırdığı için cezalandırılmamalıdır.
Sizi seven bir partner, tüm zamanınıza hakim olabilmek için sizi asla hobilerinizden, ilişkilerinizden, işlerinizden veya faaliyetlerinizden vazgeçmeye zorlamaz!
Birini önemsediğimizde, onun güvende olduğunu bilmek istediğimiz durumlarda mesaj ya da telefon görüşmesi istemek normaldir. Örneğin eve vardıklarında bize mesaj atmalarını isteyebiliriz. Ancak, sevgilinizden ayrı olduğunuzda her hareketinizden onu haberdar etmenizi beklemek doğru değil.
Sevgiliniz nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı ve kiminle olduğunuzu bilmekten hoşlanıyorsa, uzakta olduğunuzda, anında yanıt bekleyerek sizi sürekli arıyor, mesaj atıyor veya sosyal medya aracılığıyla iletişime geçiyorsa, bunlar sevimli dursa da sağlıklı değil. Nerede olduğunuzu görebilmek için konum izleme uygulamalarını açmanızı istemesi ciddi bir kırmızı bayrak! Yeterince hızlı yanıt vermezseniz şüpheleneceklerini veya üzüleceklerini bildiğiniz için telefonunuzu sürekli elinizin altında bulundurmaya çabaladığınızı fark ediyorsanız tehlike çanları çalıyor demektir.
Sağlıklı bir ilişki "rapor" gerektirmez. Partneriniz siz uzaktayken sürekli iletişim halinde olmanızı talep etmemeli ve hiç kimse sizi bir uygulama veya başka bir yolla takip etme konusunda ısrar etmemelidir. Güvende olduğunuzu bilmek yeterli olmalı ve eğer değilse, sınırlarınıza saygı gösterilmiyor demektir.
Partnerinizle kavga etmek istemediğiniz sürece etkileşime girmenize izin verilmeyen bazı insanlar olduğunu biliyorsunuz; liste eski sevgililerinizi, hoşlandığınız kişileri, flört eden iş arkadaşınızı vb. içerebilir. Herkesle konuşmanıza izin verilmemesinin nedenleri farklılık gösterir: "Sana güveniyorum, ama başkalarına güvenmiyorum", “Eski sevgilinle konuşman beni rahatsız ediyor”, “Benim sana yetiyor olmam gerektiğini düşünüyorum”, “Sana nasıl baktığını gördüm” vb. Liste uzayıp gidiyor ve siz aynı fikirde olmasanız bile ona uyuyorsunuz çünkü mücadele etmek istemiyorsunuz.
Kiminle konuşabileceğinize dair talepler, izolasyon adı verilen bir istismar taktiğine yol açabilir. Belirli bir kişiyle konuşamamakla başlayan şey, sizin sevginiz, zamanınız veya ilginiz için rekabet halinde olduğunu düşündükleri hemen hemen herkesten uzak durmayla ilgili kurallara dönüşür. Sonunda, yalnızca partnerinizle izole kalana kadar herkes yasak hale gelir, bu da depresyonun ve muhtemelen fiziksel istismar ortamının yolunu açar.
Partnerinizin kiminle konuşabileceğini ve konuşamayacağını düzenlemek asla doğru bir davranış değil. Birini sevmenin bir kısmı, sahip oldukları şeyler hakkında doğru veya yanlış kararlar vermeleri konusunda ona güvenmek anlamına gelir. Yani karar mekanizmanıza saygı duyuyor olmalıdır. Endişelerinizi sevgi dolu ve dürüst bir şekilde dile getirebilirsiniz ancak son tahlilde partnerinizin kararına güvenmelisiniz. Biriniz diğerine güvenemiyorsa, yola devam etmeme zamanı gelmiş olabilir.
Eğer arkadaşlarınızla dışarı çıkarsanız, sonrasında partnerinizden nutuk dinleyeceğinizi bilerek huzursuz oluyorsanız, dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Sevgiliniz uzakta olduğunuz takdirde endişelenip herkesin sizinle flört ettiğine inanıyor ise bu kötüye işaret.
Toksik kıskançlık tribi söz konusu olduğunda bazen partnerinizin üzülmesi için bir başkasının size bakması yeterlidir ve sonra sanki suçlu sizmişsiniz gibi davranırlar. Fazla arkadaş canlısı olmakla, fazla kışkırtıcı giyinmekle ya da insanlara "yanlış izlenim vermekle" suçlanırsınız. Onlara sadakatiniz konusunda ne kadar güvence verirseniz verin, size asla inanmazlar.
Sağlıklı ilişkileri olan insanlar partnerlerinin her hareketini mercek altına almazlar. Sürekli olarak diğerlerinin niyetlerinden şüphe etmezler veya onları suçlayıcı sorularla boğmazlar. Aşk delil aramaz veya yanlış bir şey yapıldığını varsaymaz; güvensizlik bunu yapar.
Sahiplenici olmak, alfa erkeklik ve toksik maskülanitenin temelinde yatıyor. Filmlerin ve dizilerin bu davranışı romantikleştirme gibi kötü bir alışkanlığı var. Gerçek hayatta sahiplenici bir partnerin amacı sizi kimseyle paylaşmak değildir. Kontrol ihtiyacı kaynaklı hareket ederler ve onlara "ait olmanızı" sağlamak için hediyeler, abartılı jestler ve iltifatlar kullanarak sizi duygusal olarak manipüle etmeye çalışırlar. Sizin ona ait olduğunuzun bilinmesi için size her zaman takmanız üzere mücevherler ya da kişisel hatıralar veriliyorsa, uyanık olmakta fayda var.
Örneğin, sosyal medyanızın her yerindeler ve profil resimlerinin ve durum güncellemelerinin bir arada olması konusunda ısrar edebilirler. Sizden hoşlandığını düşündükleri birine düşmanca davranırlar. Partilerden ayrılmanızı veya diğer insanlarla birlikte olma planlarınızı iptal etmenizi sağlayabilirler. "Sen benimsin" veya "Kimse seni benim sevdiğim kadar sevmeyecek" gibi açıklamalar birer kırmızı bayrak!
Takıntıları, rakip olarak gördükleri insanlarla fiziksel çatışmalara yol açabilir ve davranışları devam ettikçe, eğer bu onların hakimiyetini öne sürmek anlamına geliyorsa, sizi herkesin önünde küçük düşürmekten çekinmezler; örneğin size bağırıp kolunuzu tutarak bir yeri terk etmenizi sağlayabilirler. Sahiplenme, fiziksel istismar ve duygusal şiddete çok uzak olmadığınızı gösterir. Mutlu ve kararlı ilişkiler içinde olan insanlar, sevginin, sevdiklerinin kendileri gibi olmalarına izin vermesini gerektirdiğini anlar.
Partnerinizin öfkesi çabuk ortaya çıkıyorsa, bu sizin bir yansımanız değildir. Bu sadece çatışmayla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmedikleri veya bunu sizi manipüle etmek, kontrol etmek veya size hükmetmek için bir araç olarak kullanıyor olabilecekleri anlamına gelir. Her iki durumda da bu senin hatan değil.
Örneğin, kendinizi bir an en sevdiğiniz restoranda akşam yemeğini sabırsızlıkla beklerken, bir an partneriniz birkaç dakika geç geldiğiniz için olay çıkardığından gergin hissederseniz, bu sağlıklı bir durum değil. Bu oldukça sık gerçekleşir ancak kendinizi suçlarsınız çünkü partnerinizin onu öfkelendiren düğmeleri olduğunu ve onlara basmanızın sizin hatanız olduğunu düşünme eğiliminiz vardır. Daha iyi bir kız arkadaş/erkek arkadaş olmayı dilersiniz ama her şeyi berbat edip onlara öfke patlamaları için bir sebep verirsiniz. Bazı günler, çok affedici oldukları ve dikkatli olsanız bile çok fazla hata yaptığınız için sizi hala sevdikleri için şanslı hissedersiniz. Bu cümleler size bir şeyler ifade ettiyse hemen uzaklaşın!
Sağlıklı ilişkiler çatışma çözümünde birlikte ve yapıcı çalışır. Karşıdaki kişiyi incitmeden veya ona saygısızlık etmeden sorunları konuşmanın yollarını bulmaya kendilerini adamışlardır. Karşılaştığınız tepki her zaman öfke ise, kalıp bunun için duygusal, sözlü veya fiziksel bir çıkış yolu olmak sizin sorumluluğunuz değildir. Bu aşk değil.
Partneriniz size açık bir kitap olduğunu ve ikiniz arasında kesinlikle sır kalmasını istemediğini söylüyor olabilir. Bu nedenle telefonunuzun, e-posta hesabınızın, Facebook'un, SnapChat'in, Instagram'ın ve kullandığınız tüm sosyal medya uygulamalarının şifrelerini istiyorsa, dikkat edin. İzniniz olsun ya da olmasın, mesajlarınızı inceler, konuşmalarınız hakkında sizi sorgular, kelimelerinizi cımbızla çeker ve onaylamadıkları kişileri silerlerse bu hiç iyiye işaret değildir.
Kendinize bunun büyütülecek bir şey olmadığını söyleyebilirsiniz; onlarla birlikte olmak ve size güvenebileceklerini göstermek için ödenmesi gereken küçük bir bedel olduğunu düşünebilirsiniz. Şifrelerinizi istemek aşkla ilgili değil, hakimiyet ve kontrolle ilgilidir. Şifreleriniz yalnızca size aittir ve bu bilgileri vermeniz konusunda ısrar eden herhangi biri size güvenmez ve kontrolcü bir şekilde hareket eder.
Sağlıklı ilişkiler güvenilirliğinizi kanıtlamanızı gerektirmez çünkü güven kanıt gerektirmez. Bilgiyi paylaşmaktan çekinmeseniz bile, bu olumsuz davranışa müsamaha göstermek, mahremiyetinizi ihlal etmenin sorun olmadığını iletmek ve ileride diğer taciz edici davranışlara kapı açmaktır.
Partnerinizin en başından beri güçlü ve yoğun duyguları olduğunu fark ettiniz, ve bunun sizi çok sevdikleri için olduğunu düşündünüz. Artık ayrı kalmaktan nefret ediyorlar. Sizi sürekli arayıp mesaj atıyorlar ve tüm sosyal medya hesaplarınızı tarayıp, her şeyi, hatta eski gönderileri bile beğeniyorlar ve/veya yorum yapıyorlar. Çok hızlı bir şekilde "Seni seviyorum" derler. "Sonsuza kadar" ile ilgili konuşmalar çok sık gündeme gelir ve ikiniz ayrılırsanız nasıl "çıldıracaklarını", "öleceklerini" veya "zarar göreceklerini" anlatıp durular. Onlardan uzaklaşmak zor olabilir ve bazen sizi takip ettiklerini düşünürsünüz.
Birinin bize bu kadar yoğun bir şekilde hayran olduğunu düşünmek gurur verici olsa da, görünenin altında duygusal bağımlılık yatıyor. Başlangıçta aşırı yoğun davranırlarsa, aynı muhtaçlık saldırgan fiziksel yaklaşımlara, takip etmeye, kendine zarar verme tehditlerine ve/veya şiddete dönüşebilir.
Mutlu çiftler partnerlerinin her şeyi olamayacaklarını bilirler. Her insanın belirli bir düzeyde özgürlüğe ve bağımsızlığa ihtiyacı vardır, bu nedenle asla başka birinin mutluluğundan sorumlu tutulmamalısınız. Duygusal yoğunluk çoğu zaman boğulma hissine neden olur ve eğer bu şekilde hissediyorsanız bunu görmezden gelmemelisiniz.
🤩 Bu içeriği okuyanlar bunları da mutlaka okuyor!
🔗 Birini sevip sevmediğinizi nasıl anlarsınız? Test edin!
🔗 Sevgilim beni kullanıyor mu? | Nasıl anlarım?
🔗 Monoton ilişki yürür mü? Rutin öldürür mü?
🔗 İlişkiyi sorgulamak | Hislerinden emin olamamak
Yazar notu: Özetleyecek olursam...Gerçek aşk sahiplenici değildir. Hakimiyet, korku veya kontrolden dolayı hareket etmez. Daha ziyade, mutlu ve bütün olarak görmeyi özlediğimiz başka bir insana duyulan karşılıklı hayranlık ve saygıdır. Sağlıklı bir ilişkide uzlaşma, kendini sevme ve diğer kişiyi düşünme arasında bir denge vardır.#BornToBeMe |
Kaynak
Mutluluk tamamen bakış açımızla ilgilidir ve basit küçük değişikliklerle hayatınızı daha iyi bir hale getirebilirsiniz.. Bu yıl meydan okumaya hazır mıyız?
Yeni bir yılın heyecanı hepimizi sararken, sevdiklerimizi mutlu edecek hediyeler seçmek de bu dönemin en keyifli yanlarından biri. Ancak kime ne hediye alacağınızı seçmek bazen zorlayıcı olabilir. 🎄 Anneniz, babanız, sevgiliniz, kardeşleriniz ya da arkadaşlarınız için anlamlı ve yaratıcı hediye fikirleri mi arıyorsunuz? Endişelenmeyin! Bu yazıda, herkes için uygun ve kişiselleştirilmiş yeni yıl hediyesi önerilerini bulabilirsiniz.
Yeni bir yıl, yeni umutlar ve yeni başlangıçlar demektir. Ancak çoğu zaman, aldığımız kararlar birkaç hafta içinde unutuluyor. Peki, bu yıl farklı bir şey yapmaya ne dersiniz? Kendinizle uyumlu, sürdürülebilir hedefler belirleyerek hem kendinizi daha iyi hissedebilir hem de bu hedeflere ulaşabilirsiniz. İşte bu yazıda, yeni yıl kararlarınızı nasıl daha etkili hale getirebileceğinizi keşfedeceksiniz.
2025 yılına girerken evde ailecek kutlama mı yapacaksınız? Yeni yıl gecesi herkes için özel ve anlamlı, hepimiz en iyi şekilde yılbaşını geçirmek istiyoruz. Aile içindeki farklı beklentiler, geçmişteki anlaşmazlıklar veya monotonluk hissi bu özel geceyi gölgeleyecekmiş gibi geliyor olabilir. Peki, yılbaşını daha keyifli ve anlamlı hale getirmek mümkün mü? Tabii ki mümkün! Bu yazıda, yılbaşını aileyle geçirirken hem eğlenmenizi hem de unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayacak öneriler sunuyoruz. Hazırsanız, yeni yıla pozitif bir başlangıç yapmanın yollarını birlikte keşfedelim! 🎉
Arkadaş çevremiz bizim için önemli bir sosyal destek alanını oluşturuyor. Arkadaşların seni ne kadar tanıyor? Veya sen arkadaşını ne kadar tanıyorsun? Hiç merak ettin mi? Arkadaşlıklarınızın ne durumda olduğunu öğrenmek veya birbirinizi daha iyi tanımak için çok etkili ve eğlenceli bir yöntem var: Arkadaşın ile birbirinizi yeniden keşfetmek ve yeniden bağ kurmak için 50 soruluk arkadaşlık testi ile tanışın! Ayrıca, arkadaşlarla paylaşmak için mükemmel bir test! 😊😉
Eğer bu yılbaşını tek başınıza geçirecekseniz, üzülmek yerine bu zamanı kendinize ayırarak değerlendirebilirsiniz. Bu yazıda, yılbaşını yalnız geçirmenin neden kötü bir şey olmadığını, bu özel geceyi nasıl anlamlı hale getirebileceğinizi ve kendinizi mutlu etmek için neler yapabileceğinizi keşfedeceksiniz. Hazırsanız, yeni yıl ruhunu kucaklamaya başlayalım! 🎄✨
İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma!
Aslı ile Yoga seansları!
Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi
Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!
Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için;