Kıskançlık, ne zaman sağlıksız olur? #toksikiliskiler

tarihinde Gözde , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Kıskançlık! Hepimizin deneyimlediği bir duygu. Aslında oldukça doğal ve sağlıklı olan kıskançlık hissi, toksik davranışlar ile birleştiğinde olumsuz bir hale gelebiliyor. Kıskançlık duygusunun temelinde bir şeyi kaybetmeme veya koruma isteği yatıyor. Sevdiğimiz ve değer verdiğimiz insanları sakınmak istemek, özellikle de potansiyel bir rakibin sevgilimize yakınlaştığını gördüğümüzde, oldukça doğal. Kısacası, kıskançlık duymak ile sağlıksız kıskançlık davranışları sergilemek arasında fark var. Bu ayrımın farkında olmak toksik sevgililerden uzak durmak için önemli.

Kıskançlık, ne zaman sağlıksız olur? #toksikiliskiler

Kıskançlık ne dereceye kadar normal? 

Normal kıskançlık, bir anda ortaya çıkan ve genellikle kendi başımıza görmezden gelebileceğimiz bir sancı olarak tanımlanabilir. Sevgi göstergesi olarak kabul edebileceğimiz ve normal kıskançlık olarak adlandırabileceğimiz kıskançlık, "kaybetme korkusu" ve "sahip olma isteği" ile ilişkili olduğunda ortaya güzel bir tablo çıkıyor. Hatta kişi bunu yapıcı bir şekilde ele alabildiği sürece sağlıklı ve doğal bir tepki olabiliyor. 

Sağlıksız kıskançlık diyebileceğimiz kıskançlık türü ise, bu duyguyu yönetmeyi bilmediğimizde, karşımızdaki kişinin özel alanına saygı duymayı bilmediğimizde veya şüphe ve güvensizlik ortamında hissettiğimizde özellikle dürtüsel davranışlar ile hareket ettiğimizde ortaya çıkıyor. Maruz kalan kişiyi psikolojik ve duygusal olarak yıpratabiliyor hatta toksik ilişkilerin en yaygın şiddet aracı haline gelebiliyor. 

İlişkilerimizde güvensizlik had safhaya ulaştığında, kıskançlık hızla paranoya ve takıntıya dönüşebiliyor. Bu durumda aşırı kıskançlık ilişkilerin sonunu hazırlar çoğu zaman kaybetmekten en çok korktuğumuz ilişkiyi kendi ellerimizle yok etmek anlamına geliyor.

🔗 Kıskançlık nedir? | Kıskançlıkla nasıl başa çıkılır? 

📊
Kıskançlık, o kadar yaygın ki. Evli çiftler arasında yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %79'u ve kadınların %66'sı kendilerini kıskanç olarak tanımlıyor.

Kıskançlık toksik hale dönüştüğünde...  

Kıskançlık hissetmek normaldir ve bu duygunun dürtüselliğine kapılıp harekete geçilmediği sürece sorun haline gelmez. Burada sorun haline dönüşen dürtüsellik ise çoğunlukla kıskanan kişinin psikolojik durumu ile alakalı olmaktadır. Örneğin,  yoğun kıskançlık ya da sahiplenme eğilimine sahip kişiler sıklıkla yetersizlik hissi ya da aşağılık kompleksi taşırlarve kendini başkalarıyla karşılaştırma eğilimi gösterirler. 

Kıskançlık, özünde korkunun, yeterince iyi olmama korkusunun, kaybetme korkusunun bir yan ürünü. Bu korku bizi sardığında kaygılı düşüncelere kapılır ve kurmaya başlarız. Bu irrasyonel korku, bizi kandırarak ilişkimizin tehdit altında olduğuna inandırabilir ve doğal koruma duyguları ile mantıksız şüpheler arasında ayrım yapmamız imkansız hale gelebilir.

Sağlıksız kıskançlık davranışları | 8 örnek

Partnerimizde kıskançlığın alevlendiğini ilk kez gördüğümüzde, bunu "şirin" olarak görebilir ve "Vay be, bu kişi beni gerçekten seviyor olmalı!" diye düşünebiliriz. Eğer bu sağlıklı bir kıskançlıksa, bu duygular olaysız bir şekilde ve ilişkiyi olumsuz etkilemeden yok olacaktır. Ancak sağlıksız kıskançlık davranışların erken uyarı işaretlerine karşı tetikte olmalıyız çünkü bu, diğer istismar biçimlerine yol açabilir.

Sağlıksız kıskançlık davranışını sevgiyle karıştırmak çok kolay. Dolayısıyla aşağıda, genellikle ilişkilerin başlangıcında ortaya çıkan ve daha sonra kartopu gibi tehlikeli sorunlara yol açan uyarı işaretleri sıraladık.  

⚠️Uyarı⚠️
Sağlıksız kıskançlık genellikle bir partnerin diğerinin onu aldattığına dair kanıt araması gibi küçük şeylerle başlar.
Eğer bir şey bulamazlarsa, tatmin olmak yerine, duygusal ve fiziksel istismar başlamadan önce, suçlamalar, rahatsız edici şakalar, isim takmalar ve hatta tehditlerle karşısındaki kişinin öz saygısını yerle bir etmeye çalışacaktır. Aslında kendi eksikliği ve hayal kırıklıklarını çeşitli yöntemlerle açığa vururlar.
Taktikler pek çok biçime bürünebilir, ancak kıskançlık arttıkça psikolojik şiddetin tırmanma şansı da artar. Bu nedenle toksik insanlara dair kırmızı bayrakları erken tespit etmek önemlidir.

1. Tüm zamanınızı onunla paylaşmanızı istiyor! ⛓️

Sizi gördüklerinde heyecanlanmak yerine sizi hep yanında istemek konusunda ısrarcı oluyorsa bu sağlıklı değil. 

"daha önce hiç böyle hissetmediği" veya "sizden ayrı kalmak istemediği" için, spor salonuna gitmemenizi, arkadaşlarınızı erken terk etmenizi ya da işten, okuldan veya ailevi sorumluluklarınızdan vazgeçmenizi istiyorsa dikkat edin! Hele ki, talebine uymadığınızda somurtkan ve söylenen bir yapısı oluyorsa, veya nerede olursanız olun davetsiz olarak ortaya çıkma gibi huyları varsa hemen kaçın.

Sizden uzakta olmaktan nefret ediyor ve birlikte olmadığınızda sürekli sizinle iletişimde kalmak istiyor, diyelim. Her an her yerde beraber olmak istemesi size çok tatlı gelse de, bu durumun normal olmadığını hatırlamak gerek. Size saygı duyan biri ilişki dışında bireysel alanınızın olduğunu bilir ve size anlayış gösterir. Herkes kendine vakit ayırmalıdır ve kimse kişisel hedefleri, özel ilgi alanlarına vakit ayırdığı için cezalandırılmamalıdır.

Sizi seven bir partner, tüm zamanınıza hakim olabilmek için sizi asla hobilerinizden, ilişkilerinizden, işlerinizden veya faaliyetlerinizden vazgeçmeye zorlamaz! 

2. Sık sık haber vermeniz gerekiyor! 🫡

Birini önemsediğimizde, onun güvende olduğunu bilmek istediğimiz durumlarda mesaj ya da telefon görüşmesi istemek normaldir. Örneğin eve vardıklarında bize mesaj atmalarını isteyebiliriz. Ancak, sevgilinizden ayrı olduğunuzda her hareketinizden onu haberdar etmenizi beklemek doğru değil.

Sevgiliniz nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı ve kiminle olduğunuzu bilmekten hoşlanıyorsa, uzakta olduğunuzda, anında yanıt bekleyerek sizi sürekli arıyor, mesaj atıyor veya sosyal medya aracılığıyla iletişime geçiyorsa, bunlar sevimli dursa da sağlıklı değil. Nerede olduğunuzu görebilmek için konum izleme uygulamalarını açmanızı istemesi ciddi bir kırmızı bayrak! Yeterince hızlı yanıt vermezseniz şüpheleneceklerini veya üzüleceklerini bildiğiniz için telefonunuzu sürekli elinizin altında bulundurmaya çabaladığınızı fark ediyorsanız tehlike çanları çalıyor demektir.

Sağlıklı bir ilişki "rapor" gerektirmez. Partneriniz siz uzaktayken sürekli iletişim halinde olmanızı talep etmemeli ve hiç kimse sizi bir uygulama veya başka bir yolla takip etme konusunda ısrar etmemelidir. Güvende olduğunuzu bilmek yeterli olmalı ve eğer değilse, sınırlarınıza saygı gösterilmiyor demektir. 

3.  Kimlerle iletişim kurabileceğinize ilişkin kurallar koyuyor! 👮‍♂️

Partnerinizle kavga etmek istemediğiniz sürece etkileşime girmenize izin verilmeyen bazı insanlar olduğunu biliyorsunuz; liste eski sevgililerinizi, hoşlandığınız kişileri, flört eden iş arkadaşınızı vb. içerebilir. Herkesle konuşmanıza izin verilmemesinin nedenleri farklılık gösterir: "Sana güveniyorum, ama başkalarına güvenmiyorum", “Eski sevgilinle konuşman beni rahatsız ediyor”, “Benim sana yetiyor olmam gerektiğini düşünüyorum”, “Sana nasıl baktığını gördüm” vb. Liste uzayıp gidiyor ve siz aynı fikirde olmasanız bile ona uyuyorsunuz çünkü mücadele etmek istemiyorsunuz.

Kiminle konuşabileceğinize dair talepler, izolasyon adı verilen bir istismar taktiğine yol açabilir. Belirli bir kişiyle konuşamamakla başlayan şey, sizin sevginiz, zamanınız veya ilginiz için rekabet halinde olduğunu düşündükleri hemen hemen herkesten uzak durmayla ilgili kurallara dönüşür. Sonunda, yalnızca partnerinizle izole kalana kadar herkes yasak hale gelir, bu da depresyonun ve muhtemelen fiziksel istismar ortamının yolunu açar.

Partnerinizin kiminle konuşabileceğini ve konuşamayacağını düzenlemek asla doğru bir davranış değil. Birini sevmenin bir kısmı, sahip oldukları şeyler hakkında doğru veya yanlış kararlar vermeleri konusunda ona güvenmek anlamına gelir. Yani karar mekanizmanıza saygı duyuyor olmalıdır. Endişelerinizi sevgi dolu ve dürüst bir şekilde dile getirebilirsiniz ancak son tahlilde partnerinizin kararına güvenmelisiniz. Biriniz diğerine güvenemiyorsa, yola devam etmeme zamanı gelmiş olabilir.

4. Aşırı şüpheci yaklaşıyor! 🕵️ 

Eğer arkadaşlarınızla dışarı çıkarsanız, sonrasında partnerinizden nutuk dinleyeceğinizi bilerek huzursuz oluyorsanız, dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Sevgiliniz uzakta olduğunuz takdirde endişelenip herkesin sizinle flört ettiğine inanıyor ise bu kötüye işaret. 

Toksik kıskançlık tribi söz konusu olduğunda bazen partnerinizin üzülmesi için bir başkasının size bakması yeterlidir ve sonra sanki suçlu sizmişsiniz gibi davranırlar. Fazla arkadaş canlısı olmakla, fazla kışkırtıcı giyinmekle ya da insanlara "yanlış izlenim vermekle" suçlanırsınız. Onlara sadakatiniz konusunda ne kadar güvence verirseniz verin, size asla inanmazlar.

Sağlıklı ilişkileri olan insanlar partnerlerinin her hareketini mercek altına almazlar. Sürekli olarak diğerlerinin niyetlerinden şüphe etmezler veya onları suçlayıcı sorularla boğmazlar. Aşk delil aramaz veya yanlış bir şey yapıldığını varsaymaz; güvensizlik bunu yapar.

5. Aşırı sahiplenici davranıyor! 🔴

Sahiplenici olmak, alfa erkeklik ve toksik maskülanitenin temelinde yatıyor. Filmlerin ve dizilerin bu davranışı romantikleştirme gibi kötü bir alışkanlığı var. Gerçek hayatta sahiplenici bir partnerin amacı sizi kimseyle paylaşmak değildir. Kontrol ihtiyacı kaynaklı hareket ederler ve onlara "ait olmanızı" sağlamak için hediyeler, abartılı jestler ve iltifatlar kullanarak sizi duygusal olarak manipüle etmeye çalışırlar. Sizin ona ait olduğunuzun bilinmesi için size her zaman takmanız üzere mücevherler ya da kişisel hatıralar veriliyorsa, uyanık olmakta fayda var. 

Örneğin, sosyal medyanızın her yerindeler ve profil resimlerinin ve durum güncellemelerinin bir arada olması konusunda ısrar edebilirler. Sizden hoşlandığını düşündükleri birine düşmanca davranırlar. Partilerden ayrılmanızı veya diğer insanlarla birlikte olma planlarınızı iptal etmenizi sağlayabilirler. "Sen benimsin" veya "Kimse seni benim sevdiğim kadar sevmeyecek" gibi açıklamalar birer kırmızı bayrak!

Takıntıları, rakip olarak gördükleri insanlarla fiziksel çatışmalara yol açabilir ve davranışları devam ettikçe, eğer bu onların hakimiyetini öne sürmek anlamına geliyorsa, sizi herkesin önünde küçük düşürmekten çekinmezler; örneğin size bağırıp kolunuzu tutarak bir yeri terk etmenizi sağlayabilirler. Sahiplenme, fiziksel istismar ve duygusal şiddete çok uzak olmadığınızı gösterir. Mutlu ve kararlı ilişkiler içinde olan insanlar, sevginin, sevdiklerinin kendileri gibi olmalarına izin vermesini gerektirdiğini anlar. 

6. Çabuk öfkelenme gibi bir huyu var! 😡

Partnerinizin öfkesi çabuk ortaya çıkıyorsa, bu sizin bir yansımanız değildir. Bu sadece çatışmayla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmedikleri veya bunu sizi manipüle etmek, kontrol etmek veya size hükmetmek için bir araç olarak kullanıyor olabilecekleri anlamına gelir. Her iki durumda da bu senin hatan değil.

Örneğin, kendinizi bir an en sevdiğiniz restoranda akşam yemeğini sabırsızlıkla beklerken, bir an partneriniz birkaç dakika geç geldiğiniz için olay çıkardığından gergin hissederseniz, bu sağlıklı bir durum değil. Bu oldukça sık gerçekleşir ancak kendinizi suçlarsınız çünkü partnerinizin onu öfkelendiren düğmeleri olduğunu ve onlara basmanızın sizin hatanız olduğunu düşünme eğiliminiz vardır. Daha iyi bir kız arkadaş/erkek arkadaş olmayı dilersiniz ama her şeyi berbat edip onlara öfke patlamaları için bir sebep verirsiniz. Bazı günler, çok affedici oldukları ve dikkatli olsanız bile çok fazla hata yaptığınız için sizi hala sevdikleri için şanslı hissedersiniz. Bu cümleler size bir şeyler ifade ettiyse hemen uzaklaşın!

Sağlıklı ilişkiler çatışma çözümünde birlikte ve yapıcı çalışır. Karşıdaki kişiyi incitmeden veya ona saygısızlık etmeden sorunları konuşmanın yollarını bulmaya kendilerini adamışlardır. Karşılaştığınız tepki her zaman öfke ise, kalıp bunun için duygusal, sözlü veya fiziksel bir çıkış yolu olmak sizin sorumluluğunuz değildir. Bu aşk değil.

7. Telefonunuzu kurcalıyor ve şifrelerinizi bilmek istiyor! 📲

Partneriniz size açık bir kitap olduğunu ve ikiniz arasında kesinlikle sır kalmasını istemediğini söylüyor olabilir. Bu nedenle telefonunuzun, e-posta hesabınızın, Facebook'un, SnapChat'in, Instagram'ın ve kullandığınız tüm sosyal medya uygulamalarının şifrelerini istiyorsa, dikkat edin. İzniniz olsun ya da olmasın, mesajlarınızı inceler, konuşmalarınız hakkında sizi sorgular, kelimelerinizi cımbızla çeker ve onaylamadıkları kişileri silerlerse bu hiç iyiye işaret değildir. 

Kendinize bunun büyütülecek bir şey olmadığını söyleyebilirsiniz; onlarla birlikte olmak ve size güvenebileceklerini göstermek için ödenmesi gereken küçük bir bedel olduğunu düşünebilirsiniz. Şifrelerinizi istemek aşkla ilgili değil, hakimiyet ve kontrolle ilgilidir. Şifreleriniz yalnızca size aittir ve bu bilgileri vermeniz konusunda ısrar eden herhangi biri size güvenmez ve kontrolcü bir şekilde hareket eder. 

Sağlıklı ilişkiler güvenilirliğinizi kanıtlamanızı gerektirmez çünkü güven kanıt gerektirmez. Bilgiyi paylaşmaktan çekinmeseniz bile, bu olumsuz davranışa müsamaha göstermek, mahremiyetinizi ihlal etmenin sorun olmadığını iletmek ve ileride diğer taciz edici davranışlara kapı açmaktır.

8. Duygularını aşırı uçlarda yaşıyor! 🌋 

Partnerinizin en başından beri güçlü ve yoğun duyguları olduğunu fark ettiniz, ve bunun sizi çok sevdikleri için olduğunu düşündünüz. Artık ayrı kalmaktan nefret ediyorlar. Sizi sürekli arayıp mesaj atıyorlar ve tüm sosyal medya hesaplarınızı tarayıp, her şeyi, hatta eski gönderileri bile beğeniyorlar ve/veya yorum yapıyorlar. Çok hızlı bir şekilde "Seni seviyorum" derler. "Sonsuza kadar" ile ilgili konuşmalar çok sık gündeme gelir ve ikiniz ayrılırsanız nasıl "çıldıracaklarını", "öleceklerini" veya "zarar göreceklerini" anlatıp durular. Onlardan uzaklaşmak zor olabilir ve bazen sizi takip ettiklerini düşünürsünüz.

Birinin bize bu kadar yoğun bir şekilde hayran olduğunu düşünmek gurur verici olsa da, görünenin altında duygusal bağımlılık yatıyor. Başlangıçta aşırı yoğun davranırlarsa, aynı muhtaçlık saldırgan fiziksel yaklaşımlara, takip etmeye, kendine zarar verme tehditlerine ve/veya şiddete dönüşebilir.

Mutlu çiftler partnerlerinin her şeyi olamayacaklarını bilirler. Her insanın belirli bir düzeyde özgürlüğe ve bağımsızlığa ihtiyacı vardır, bu nedenle asla başka birinin mutluluğundan sorumlu tutulmamalısınız. Duygusal yoğunluk çoğu zaman boğulma hissine neden olur ve eğer bu şekilde hissediyorsanız bunu görmezden gelmemelisiniz.

🤩 Bu içeriği okuyanlar bunları da mutlaka okuyor! 

🔗 Birini sevip sevmediğinizi nasıl anlarsınız? Test edin! 

🔗 Sevgilim beni kullanıyor mu? | Nasıl anlarım? 

🔗 Monoton ilişki yürür mü? Rutin öldürür mü?

🔗 İlişkiyi sorgulamak | Hislerinden emin olamamak

Yazar notu: Özetleyecek olursam...

Gerçek aşk sahiplenici değildir. Hakimiyet, korku veya kontrolden dolayı hareket etmez. Daha ziyade, mutlu ve bütün olarak görmeyi özlediğimiz başka bir insana duyulan karşılıklı hayranlık ve saygıdır. Sağlıklı bir ilişkide uzlaşma, kendini sevme ve diğer kişiyi düşünme arasında bir denge vardır.

Kıskançlık herkesin zaman zaman yaşadığı doğal bir duygu olsa da, bunu takıntı haline getirdiğimizde bizi değiştirebilir ve ilişkileri sonlandırabilir. Kıskançlığın sağlıksız davranışlara neden olduğunu anlamak ve sınırlarımızı aşmadan kendimizi ve partnerimizi korumak önemlidir.

Partnerinizin kıskançlığı istismara dönüşürse hemen biriyle konuşun! Bir arkadaşınıza, aile üyenize veya güvendiğiniz bir yetişkine söyleyin. İstismarcı bir ilişkiyi sona erdirmek tehlikeli ve korkutucu bir zaman dilimi olabilir, bu nedenle ihtiyacınız olan desteği topladığınızdan emin olun.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynak

  • Alpay, A. (2009). Yakın İlişkilerde Bağışlama: Bağışlamanın; Bağlanma, Benlik Saygısı, Empati ve Kıskançlık Değişkenleri Yönünden İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Psikoloji Ana Bilim Dalı, Ankara. https://dspace.ankara.edu.tr
  • Marazziti, D. ve diğerleri. (2003). "Normal and obsessional jealousy: a study of a population of young adults." European Psychiatry, 18(3), 106-111.
  • Pines, A. M. (2016). Romantic Jealousy: Causes, Symptoms, Cures. Routledge.

Kaleme alan Gözde , Wengood yazarı

🍂Modern zamanlarda bir adet romantik.

En yeni makaleler

En ilham verici motivasyon sözleri! 20 mükemmel söz!

Motive edici sözler duymaya mı ihtiyacınız var? Güzel sözler söyleyen biri olsa da biraz motivasyon olsa mı diyorsunuz? O zaman doğru yerdesiniz. Motivasyon sözleri kısa ama etkili oluyor. Kişi kendini çıkmazda hissettiğinde motivasyon sözleri birer ışık oluyor. Hiçbir şey, hiçbir zaman senden daha önemli değil. Tek önemli olan şeyi yap ve ne olursa olsun, hayattaki zorlukların seni vazgeçirmesine izin verme. Bir iki güzel söz oku, yeniden güç bul. 💪 İşte arada bir açıp bakmalık 20 maddelik motivasyon sözleri listesi!

Yalnızlık sözleri: Yalnızlığa dair söylenmiş 10 söz

Yalnızlık, kimisine göre biraz kendi kendine kalmak kimisine göre kendinle yüzleşmek zorunda kalmak demek. Yalnız olduğunu düşünüyorsan, yalnız değilsin! Çoğumuz zaman zaman günlük yaşantımızı devam ettirsek de insanlardan uzak, kimse yokmuş, ve boşluktaymışız gibi hissedebiliyoruz. Yalnız olmaya dair söylenmiş sözler sayesinde etrafımızı saran boşluk hissi ile yüzleşmenize yardımcı olmaya geldik! Kelimelerini nasıl seçeceğini bilen büyük düşünürlerin sözlerini bir araya getirdik!

Aslı Gülaydın (yoga eğitmeni): Güne hareketle başlamak!

Sabah yataktan kalktığımızda, zihnimiz yapılacaklar listesi ile dolu olsa da bedenimiz ihtiyacı olan uykudan yeni kalkıyor. Güne başlamadan önce hareket etmek, bedeni uyandırmak ve gün içerisindeki koşuşturmaya hazırlamak için aslında çok değerli. Bunun fizyolojik ve biyolojik bir çok açıklamasını yapmak mümkün. Aslı, bu yazıda bu pratiğin ne kadar değerli olduğunu açıklıyor.

Platonik aşkı anlamak

Platonik aşk, günümüz ilişkilerinde sıkça duyduğumuz fakat çoğunlukla yanlış anlaşılan bir kavram. Herkes karşılıksız aşk olarak bilse de platonik ilişkiler hakkında bundan çok daha fazla şey söylemek mümkün. Bu yazıda, platonik aşkın ne olduğunu, romantik aşktan nasıl farklı olduğunu ve kişisel ilişkiler açısından doğasını tartışıyor olacağız.

Aromantizm Nedir? Romantik İlişkiler Olmadan Yaşamak

Aromantizm, kişinin romantik çekim hissetmediği, romantik ilişkilere ilgi duymadığı bir yönelimi ifade eder. Bu makalede, aromantizm nedir, bu yönelime sahip bireyler nasıl bir yaşam sürdürürler ve kendinizi bu spektrumda buluyorsanız nasıl başa çıkabilirsiniz gibi konuları ele alacağız. Aynı zamanda, aromantizmi daha iyi anlamak için uzman görüşleri, kişisel deneyimler ve çeşitli kültürlerdeki yeri üzerinde duracağız.

Bilişsel Davranışçı Terapi | Duyguları kontrol etmeyi öğren!

Birçok kişi, günümüzün yoğun ve stresli hayatında kişisel mutluluğu ve mental sağlığı korumanın yollarını arıyor. Bu yolculukta, bizi kendimizi daha iyi anlamamıza ve kabul etmemize yardımcı olan yöntemlerden biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle depresyon, anksiyete, fobi ve obsesif kompülsif bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıkların üstesinden gelmek için etkileri kanıtlanmış bir tedavi yöntemi ve psikolojik yaklaşım tipidir. Özetle duygu ve davranışlarımız arasındaki bağlantıları keşfederken bize nasıl daha mutlu ve dengeli bir yaşam sürebileceğimizi gösterir.

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

🎥 Youtube

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest