Gestalt terapi yaklaşımı nedir? Ayrışan bir ekol

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Gestalt yaklaşımı, kendine özgü bakış açısı diğer psikoterapi yaklaşımlarından ayrışır. Gestalt terapi yaklaşımı, 1940'lı yılların sonunda, Fritz Perls, Laura Perls ve Paul Goodman tarafından geliştirilmiştir. Gestalt terapiye göre bütüncüllük ve alan kavramı başarılı bir psikoterapi yaklaşımı için olmazsa olmaz. Gestalt terapi yaklaşımına göre, insan duygu, düşünce ve bedeniyle bir bütün, sonuç olarak bedensel, zihinsel ve duygusal yaşantılar bir bütün olarak ele alınmalı. Aynı zamanda, bütüncüllük temeliyle insanın çevre ile arasındaki ilişki de değerlendirme yapılırken göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü alan kuramına göre insanlar, yaşadıkları alan ve bağlam anlaşılmadan, anlaşılamazlar. Kafanız karıştı mı? Gelin daha detaylı bakalım.

Gestalt terapi yaklaşımı nedir? Ayrışan bir ekol
Özet

Gestalt terapi yaklaşımı ve ilkeleri

Gestalt yaklaşımının temel ilkesi; insanı sade bir birey olarak düşünmeyi değil, çevresi ile etkileşim içerisinde de değerlendirmeyi esas alır. Yani insan hem kendi bütünlüğünden hem de alan ve bağlam ile ilişkisel bütünlüğünden ayrı değerlendirilemez.

Almanca bir terim olan "gestalt", nesne ve nesnenin içinde bulunduğu çevre ile bütününü ifade eder. Yani nesne bağlamdan ayrı düşünülemez. Örneğin, bir bıçak salatalık doğrarken farklı, eşini öldüren kocanın elinde farklı duygu, düşünce ve çağrışımlara neden olur. Yani farklı bir gestalt oluşturur.

🧠Bu bakış açısının insana uyarlanması halinde şunu söyleyebilriz; insanı duygu, düşünce ve beden bütünlüğü içerisinde düşünmenin yanı sıra, çevresi ile etkileşimleri ile değerlendirmeliyiz. Kendimizle, başkalarıyla ve aynı zamanda dünyayla temas kurma şeklimize odaklanmalıyız.

Gestalt terapisi, bir kişi ve çevresi arasındaki dengeyi sağlayan devam eden sürecin farkındalığını vurgular. Her durumun şimdiki zamanı ile ilgilenir, bu yüzden hümanist veya varoluşçu psikolojinin akımında sınıflandırılır.

Alan kuramı ve bütüncül bakış açısı

Alan kuramı der ki; insan, çevresi ve bağlam anlaşılmadıkça, anlaşılamaz. Bir hasta size hikayesinden bahsettiğinde, onun geçmişini anlamamız mümkün değildir. Onun anlatımlarından tek ulaşabileceğimiz bilgi, "şu anda ve burada" hasta geçmişini nasıl algılıyor.

Bütüncül bakış der ki; insanı zihinsel, bedensel, ruhsal olarak bölemeyiz. Aynı zamanda, birey, kendi içinde bir bütün olarak ele alınırken, içinde bulunduğu çevreden de ayrı olarak değerlendirilmemelidir. İnsan sosyal bir varlık, dolayısıyla sürekli etkileşim halinde. Dolayısıyla ortaya çıkan psikolojik sorunlar, birey ve çevre arasındaki temaslara da dayanmaktadır.

Gestalt terapi aynı zamanda varoluşçu bir yaklaşımdır. Birey her zaman seçim yapma ve kendisini yeniden var etme gücüne ve yeteneğine hakim. Bugün, hayvan doğamıza aykırı, bastırılmış bir dizi içgüdü ile yaşıyoruz. Kendimizi sürekli olarak ayarlama mekanizması geliştirmişiz. Haliyle bireyin kendine yabancılaşması zaten beklenen bir durum ve bir ruhsal çatışmaya neden olabiliyor. Bu durumla baş etmenin tek yolu; "kendini tanımak ve olduğu gibi kabul etmek".

Varoluşcu yaklaşım ve benlik teorisi

Maslow Piramidi, insanın temel ihtiyaçlar hiyerarşini ortaya koyar. İhtiyaçlar arasında yerini alan "kendini gerçekleştirme yolculuğu" esnasında, birey sürekli olarak sorunlar, fırsatlar ve alternatiflerle muhattap. Bu yolculuk ölüm, yalnızlık, belirsizlik, özgürlük ve sorumluluk gibi varoluşsal gerçeklerle dolu. Ortaya çıkan kaygı veya sıkıntı, nevrotik olmayan bir kaygı olarak kabul edilmeli. Ve hatta bu varoluşsal sancılar, bireyi hayatını anlamlandıracak olan unsurlar olarak kabul edilmeli ve bu farkındalıkla göğüslenmeli.

Bugün ruh sağlığı için, kişi ihtiyaçlarını farkında olmalı, çevresel koşulları doğru algılayabilmeli ve ihtiyaçları ile çevresel koşulları birbirine uyumlu hale getirebilmelidir. Gestalt yaklaşımına göre ruh sağlığının bozulmasındaki ana faktör kişi ile çevre arasındaki uyumsuzluk. Örneğin, danışanın "şimdi ve burada" olma halinde hoşnutsuzluk hüküm sürüyorsa, bu temas engellenmiş, gergin, soğuk gibi görünüyorsa, Gestalt terapi esnekliği yeniden sağlamayı amaçlayacaktır.

Benlik teorisi Gestalt terapisinin bir başka temelidir. Benlik, dünyada varolma biçimimizdir. Nitekim Gestalt, hastayı kendi değişiminin merkezine koyar, onu baş aktör yapar. Bu nedenle, kişinin kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için yaşamsal becerilerini geliştirmesi, ancak her zaman dışarıyı hesaba katması meselesidir. Gestalt terapide hasta kendi değişiminin aktörüdür.

🧠 Gerçekten de, bir sorunun nedenlerini aramak yerine, Gestalt terapisi hastayı kendisine nasıl olduğunu sormaya davet eder: Beni bu duruma getiren süreç nedir? Geleneksel terapiden farklı olarak, burada geçmişe bakmaya, hastanın hikayesini yeniden oluşturmaya gerek yoktur. Mevcut anda kalmak ve o an, orada olmaya odaklanmak gerekir.

Gestalt terapinin temel amacı nedir?

Gestalt terapisinin amacı, bireyin hayatta karşılaştığı durum ve olaylar karşısında işlevsel tepkiler verebilmesi için farkındalık oluşturmaktır. Farkındalık ile yaşam becerileri gelişecek ve sonuç olarak kişi, daha huzurlu ve tatmin dolu bir yaşam sürebilecektir.  

Gestalt terapisi herkesin, yetişkinlerin, ergenlerin veya çocukların tedavi edilmesi için uygun kabul edilir:

  • ilişki sorunları: utangaçlık, dışlanmışlık hissi
  • duygusal sorunlar: çift sorunları, ayrılık ve yas
  • yeme davranışı bozuklukları
  • ruhsal bozukluklar: stres, kaygı, anksiyete, depresyon, bipolar bozukluk, psikosomatik bozukluklar

1970'lerden bu yana, Gestalt'ın iki ana akımı ortaya çıktı: biri tam anlamıyla saf Gestalt terapisi olarak adlandırılabilecek ve benlik teorisine sadık kalan yaklaşım, diğeri, kişisel gelişim alanında daha çok kullanılan ve kendini yeniden inşa etmeyi amaçlayan yaklaşım. Her iki durumda da, kişinin yaşamını kontrol etmesi, kendini göstermesi, gelişmesi, potansiyelini keşfetmesi ve bu nedenle kişisel yaşam koçluğu, iş veya grup koçluğuna doğal olarak uyum sağlayabilen bir ekol olarak kabul edilebilir.

Gestalt yaklaşımına dayalı bir psikoterapi seansı nasıl gerçekleşir?

Gestalt terapi, bireysel veya grup halinde uygulanır, hastanın durumuna en uygun terapi biçimine terapist karar verir. Genel olarak 2 ila 3 yıl boyunca haftada bir uygulanan seanslar, orta veya uzun vadeli tedavinin bir parçasıdır. Genellikle birkaç ay sonra hastalar ilişkilerinde ve günlük yaşamlarında kendilerini daha iyi hissetmeye başlarlar. Ancak unutmamak gerekir ki, başarıları sürdürülebilir bir şekilde pekiştirmek daha fazla zaman alır.

Bu terapinin bir seansı 3 eksen etrafında gerçekleşir:

  • Sözelleştirme: Hasta durumu, sorunu hakkında konuşur, terapist onun jestlerine ve duygularına dikkat etmesine yardımcı olur.
  • Deneyimselleştirme: Hastanın kendisiyle, başkalarıyla veya nesnelerle nasıl etkileşime girdiğini not etmek için rol yapma veya sanatsal yaratıcılıktan destek alınan kısım.
  • Değişim: İkinci aşamaya göre terapist, hasta ile çevresi arasındaki temasları ve ilişkileri dengelemek için başlatılacak bir değişime yol açmanın yollarını arar.

Yazar notu: kendi kendini iyileştirebilme yeteneğine odaklanan farkındalığa dayalı bir yaklaşım

Gestalt terapinin ilkeleri çekici geliyorsa, kişisel yaşamınızda zorluklarla karşılaştığınızı düşünüyor ve bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyorsanız bir ruh sağlığı uzmanı ile iletişime geçmenizi tavsiye ederim. Birlikte, durumunuzu değerlendirebilecek ve uzun vadede gelişmenizi sağlayacak yeni davranışlar ortaya koyabileceksiniz.

Ekonomik sıkıntılar bu yolda adım atmanıza engel oluyorsa; ücretsiz psikolojik destek almanın yolları olduğunu unutmayın!

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

En yeni makaleler

Hayal kırıklığı yaşamaktan korkmak (benim hikayemden notlar)

Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Başarısız olmaktan korktuğum için hiçbir şey yapmıyorum. Ya da içim rahat bir şekilde hiçbir şey yaşayamıyor, andan ve hayattan keyif almak konusunda kendimi sabote etmekten vazgeçemiyorum. İnsanların bana bakış şeklini saplantı haline getiriyor ve kendim olmakta zorlanıyorum... Peki hayatın bir rekabet olduğunu kim söyledi? Her şekilde mükemmel olmak zorunda mısın? Bir adım geri atarak, özgüven kazanarak ve zihnimi tekrar düzenleyerek hayal kırıklığına uğramaktan korkma eğilimine bir son vermek mümkün. Benim hikayem şöyle…

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest