Neden yalan söyleriz? Gerçeği çarpıtma isteği neden kaynaklanır?

tarihinde Gözde , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Haydi kendimizi kandırmayalım (bir kez olsun), hepimiz belli noktalarda hakikati daha uygun hale getirmeye çalışmışızdır! Kabul edin, inkar edersek yalan söylemiş oluruz! İster farkında olmadan hikayeleri abartan insanlardan biri olun, ister ara sıra küçük beyaz bir yalanı ağzınızdan kaçırmış olun, hepimiz yalan söyleriz. Peki insan neden yalan söyler? Yalan söyleme davranışının ardındaki psikoloji nedir?

Neden yalan söyleriz? Gerçeği çarpıtma isteği neden kaynaklanır?
Özet

Yalan söylemek doğuştan gelen bir insan eylem

Yalan söylemek, rol yapmak, aldatmak vb. hepimizin birlikte yaşadığı insan davranışlarıdır, ancak bu sürekli olarak birbirimizi manipüle ettiğimiz anlamına gelmez. Aksine, toplumsal yaşam bazen katı ve acımasız gerçekleri içerir ve bu da çoğu zaman gerçeği manipüle etmemize yol açar.

Aslında yalan söylemek; oldukça doğal ve insan doğasına ait bir davranış. Doğuştan gelen bir eylem, öyle ki çocuk gelişiminin bir parçasıdır. 3 veya 4 yaşlarında bir çocuk hikayeler uydurmaya ve anlatmaya başlar. Veya daha önce kendisine soru yöneltildiğinde hep gerçekleri size söylemeyen bir çocukla eminim karşılaşmışsınızdır.

Çocuk, okul çağına gelip aileden ziyade toplum ile karşılaşmaya başladığı sıralarda, mesela 7 yaşlarında böyle yapmaması gerektiğini anlamaya başlar. Başka bir deyişle, “söylememesi gerekenleri” özümser. Örneğin okuldaki kötü notlar gibi, bazı gerçekleri gizleyebileceğini veya yetişkinlerden bazı şeyleri saklayabileceğini de anlar. İnkar mekanizmasının mucizesi ile tanışma anı gelmiş çatmıştır.

🔗İnkar: ideal bir savunma mekanizması mı?

Neden yalan söyleme ihtiyacı hissediyoruz? — Çünkü faydalı olabilir!

Özgecil yalan (Karşındaki düşünerek yalan söylemek)

Yalan söylemek çoğu zaman olumsuz bir eylem olarak görülse de toplumda her gün kullanılmaktadır. Çünkü, beyaz yalanlar veya özgecil yalanlar günlük yaşamda bize yardımcı olur.

Muhatabı olduğunuz kişiyi korumak, insanları üzüntü ve utanç gibi kötü deneyimlerden kaçındırmak isteriz. Bazen diğer insanların duygularını korumak için gerçekten ne düşündüğümüzü saklamamıza neden olan şey budur: “Evet, bu pantolon sana çok yakışmış”, “Yeni saç kesimini çok sevdim” gibi.

Aynı şekilde, bazı insanları yönlendiren de aynı mekanizmadır. Sevmediğin bir hediyenin önünde seviniyormuş gibi yapmak, çok komik olmayan bir şakaya gülmek için kendini zorlamak veya orgazm taklidi yapmak gibi.

Bu tür küçük yalanlar veya gerçeği çarpıtma eylemi çok ciddi görünmese de, aslında arkadaşlıklarınıza veya aşk ilişkilerinize zarar verebilir. Örneğin; ihanet ve sonrasında bunu karşı tarafı kaybetmemek için saklamak. Bu yüzden fazla ileri gitmemeye dikkat edin çünkü zararsız görünseler de uzun vadede iletişim uyumsuzlukları yaratacağından zararlı olabilirler.

yalan söylemek

Bencil yalan (Kendini korumak için yalan)

Özgecil yalanın aksine, bencil yalan, adından da anlaşılacağı gibi kişisel bir amaca hizmet eder. Kendini korumakla (örneğin yaptığın bir hatayı gizlemek) veya başkasından bir şey elde etmekle ilgilidir. 

Bencil yalan her zaman çok ciddi olmak zorunda değildir. Örneğin; Bir akşam yemeği davetinden kaçınmak için ani bir migren ağrısı sizi bulabilir.

Ancak, bazı bağlamlarda bencil yalanların ciddi sonuçları olabilir. Bazen bir sözleşmede, özgeçmişte vb. yalan söylemeniz cezai olarak kınanabilir. O kadar ileri gitmeden, utancınızdan veya aşağıladığınızdan gerçeği doktorunuzdan sakladığınızda sağlığınızı etkileyebilir.

Her iki durumda da, kendinizi yalan söylemekten alıkoymakta güçlük çekiyorsanız veya yalan söylemenin hayatınızda çok önemli hale geldiğini düşünüyorsanız, bunu sevdiğiniz biriyle veya bir psikologla konuşmaktan çekinmeyin. Çok ciddi bir sorun olmasına gerek yok… Çoğu zaman özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor oluyor!

Dürüst olmamak daha derin bir gerçeği mi gösteriyor? — Mitomani ve Mitomanyak

%100 dürüst olmamak insanidir ve küçük dozlarda yalan söylemek normaldir. Bununla birlikte, bazı insanlar tekrar tekrar yalan söylerler ve bu mitomani adı verilen bir psikiyatrik bozukluğa işaret edebilir. Mitomani yani patolojik yalan, her birimizin zaman zaman sığındığı uydurulmuş gerçeklerden çok daha farklıdır. 

Mitomanyak insanlar, sürekli hikayeler uydururlar. Mitomanyaklar bilinçsizce gerçeklikten kaçmaya çalışırlar ama yapmaya çalıştıkları aslında sizi aldatmak değildir. Bir nevi kendini savunma mekanizması diyebiliriz buna. Bu nadir patoloji genellikle diğer kişilik bozuklukları (şizofren, paranoyak vb.) ile ilişkilidir.

Yazar notu: Mecburen yalan söylemek

İster toplumsal alan, ister romantik ilişkiler söz konusu olsun, yalan söylemek gereklidir. Bu bir refleks, içgüdüsel bir hareket ama aynı zamanda daha iyi iletişim kurmanın bir yolu. Aklımızdan geçen her şeyi sansürsüz ve başkalarının ne düşündüğünü umursamadan söylemek yerine, etrafımızdakileri dikkate alır ve yalan söyleriz.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Gözde , Wengood yazarı

🍂Modern zamanlarda bir adet romantik.

En yeni makaleler

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

Sınırlayıcı düşünceler: kendi kendini baltama artık!

“Sky is the limit!” Sınır gökyüzüdür… Ya da değil! Peki, size engel olan düşünceler var ya, onlardan nasıl uzak dururuz? Hepimizde var olan sınırlayıcı düşünceler, önkoşullanma nedeniyle ilerlememizi engeller. Gerçek kabul ettiğimiz sınırlayıcı inançlar ve size engel olan düşünceler artık önünüzde duramasın! Bu söylediklerimiz sizi heyecanlandırdı mı?

Ailemizi sevmek zorunda mıyız? Ben hayırsız evlat mıyım?

Ebeveynlerimiz bizim rol modelimiz, ilham kaynağımız, koruyucularımız. Ergenlikte, kendi kimliğimiz oluşmaya başladığında, insan ailesine karşı aynı duyguları ve hayranlığı hissetmeyebiliyor. Tek başına muhakeme yeteneği kazanıp dünyayı kendi gözünden değerlendirmeye başlayabildiğinde kendine “kimseyi sevmek zorunda değilim.” diyebiliyorsun. İşte tam o anda, üzerinde hak sahibi olduğunu düşündüğün ebeveynlerin ile fikir ayrılığına düştüğünü hissettiğinde kendine kızmaya başlıyorsun. Önemli değil, insan ailesini sevmek zorunda değil ve inan bunu kabul etmek çok iyi hissettiriyor!

Sapyoseksüel ne demek? Kısaca: beyin aşkı!

Latince "zeki, bilge, bilgili" anlamına gelen "sapio" ve cinsel ve cinsellikle ilgili anlamına gelen “seksüel” kelimesinden oluşan “sapyoseksüel” kelimesi, dış görünüş ve fiziksel görünümden önce zeka, entelektüel seviye ve kültür düzeyi gibi kriterlerden etkilenen insanları tanımlamak için kullanılır. Bir sapyoseksüel için zeka, espri ve mizah anlayışı, diyalogların kalitesi önemli bir cinsel çekim aracıdır. Zeki sözcüğü onlar için büyülüdür. Sapyoseksüellik ile ilgili daha fazlası için aşağı kaydır!

🏳️‍🌈LGBTİ+ ne demek bilmeyenler var mı? LGBTİ+ açılımı nedir?

İnsanların kimlik veya cinsel yönelim farklılıklarını öne sürdüğü, gelişen bir toplum görmekten mutluyum. Heteroseksüel normlar dışında farklı cinsel yönelimlere sahip kişiler kendilerini LGBTI+ topluluğunda bulmaktadır 🏳️‍🌈. Peki LGBTI+ ne demek, açılımı nedir? Bu kısaltmanın her harfi neye karşılık geliyor? LGBTI+ sözlüğü niteliğinde bir yazı sizi bekliyor.

Panseksüel nedir? Panseksüellik: kısaca etiket tanımayan aşk!

Bugün hala ne anlama geldiği herkesçe bilinmeyen "panseksüel" kelimesi yeni bir kavram değil. Ne anlama geldiğini tam olarak bilmeden, sık sık karşımıza çıkan bu terim, medyanın biraz malzemesi haline geliyor. Öyle ki, televizyon programlarında bazı sanatçılar artık heteroseksüellik çerçevesinin ötesine geçemeyen bir cinsellikle, alakalı alakasız, çoğunlukla LBTQIA+ bireylere yönelik mantıksız soruları, açıkça yanıtlamaktan çekinmiyor. Bir cinsel yönelim: panseksüellik. Panseksüel nedir? Ben panseksüel miyim? Panseksüel bayrağı nasıldır? Gelin, Freud'dan Miley Cyrus'a, panseksüellik ile ilgili her şeye beraber göz atalım ve bilinçlenelim.

Monoton ilişki yürür mü? Rutin öldürür mü?

Bir çift olarak rutinden kaçmak, kendinizi sürekli yenilemek ve hem günlük hayatınızı hem de ilişkinizi renklendirmek için çaba gerekir. Kadın dergileri bize monoton ilişki ne demek diye bir kere kodladı. Rutin sanki olumsuz bir şeymiş ve ona karşı savaşmamız gerektiğini, ilişkimize renk katmamız gerektiğini vs. söyleyip durdular. “Evlilik aşkı öldürüyor!” veya “Monoton ilişkiler bir süre sonra bitmeye mahkum.” gibi hurafelerle bizi yıllarca yiyip bitirdiler. Peki ya aslında bir çiftin asıl birleştirici gücü düzen ve rutin ise? Sonuçta ilişkiler biraz da güvenlik ve düzen arayışı değil midir?

Duygusal travmalar | Neden olur? Belirtileri nelerdir? Çözüm ne?

Sanırım hepimiz hayatımızın bir noktasında az çok travmatik olaylar yaşamışızdır. Benim ilk travmaya maruz kalışım, annemin ölümüydü. Bu olay karşısında travmanın etkisini azaltmak amacıyle verdiğim duygusal tepkiler tam da travma sonrası stres bozukluğu belirtileri veriyordu. O an anladım ki travmatik bir olaydan sonra nasıl hissettiğinizi asla küçümsememelisiniz. Psikolojik travma insan hayatını derinden etkileyebilir. Duygu ve düşüncelerinin yönünü belirleyebilir, fiziksel ve duygusal rahatsız edici bir çok sonucu olabilir. Duygusal şok, zihnimizin ve vücudumuzun şok edici bir duruma karşı tepkisidir. Devam ederse bazı kişilerde psikiyatrik patolojiye dahi dönüşebilir. Peki ruhsal travma nasıl anlaşılır? Duygusal travma nasıl iyileşir? Atlatamayacak mıyım?

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest