Psikolojide savunma mekanizmaları
Temelleri çocukluk dönemine dayanan ve fiziksel varoluşumuzun yanında gelişen ve varolan ruhsal dünyamız büyüme ile birlikte uyum süreci yaşamaktadır. Bu süreç içerisinde ilkel alt-benlik (id) ve ondan ayrımlaşan ego (benlik) gelişir. Ego bazı savunma mekanizmaları geliştirmiştir. Bunlara bastırma, yansıtma, veya yer değiştirme gibi örnek verilebilir. Tıpkı vücudumuzun sahip olduğu biyolojik savunma silahları gibi. Her birinin bir görevi var.
İnsan biyolojisi dış dünyadan bir tehlike geldiğinde kaçabilir veya savaşabilir. Burada bir dış tehlike söz konusudur. Ancak benliğin savunma mekanizmaları denilince kişinin içinden (yani id veya superegodan) gelen bir tehlikeli ve çok güçlü dürtü veya varolan içsel dengeyi sarsabilecek uyarana karşıt tepki söz konusudur. Yani düşman içimizdedir.
İçimizden gelen ve ne olduğunu bilincimizin anlayamadığı tehlikeye karşı savunma mekanizmalarımız tehdidin diliyle konuşur, yani tehlike ve ona karşı savunma mekanizması bilinçdışıdır. Beyin, kabul edilemez gerçekliğin bize yetişememesi için veya bizim kabullenme evresine geçmemiz için beklerken, belirli bir süre artık ona erişemememiz için bir takım bilgileri kamufle etmeye çalışıyor. Bu arada, sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ederiz. İşte buna da "inkar etme" veya "devekuşu sendromu" diyoruz.
Gerçeğin reddedildiği savunma mekanizmaları; bireyin sağlıklı olmak adına kaçtığı, görmezden geldiği ve inkar ettiği örüntülerden ötürü, onun gerçeklik içinde sağlıklı bir yaşantıya sahip olmasına düşünülenin aksine imkan vermez. Yetişkin insanın rahatsızlık veren duygu, düşünce ve davranışları görmezden gelerek, gerçekte var olan bir durumu ortadan kaldırmak gibi çocukça fantezilerine geri dönmesi, onu daha sağlıklı ilişkilere, duygulara, düşüncelere ve davranış kalıplarına yönlendirmeyecektir.
Savunma mekanizmaları, Freudyan psikanaliz teorisinde bireyin gerçekleri manipülasyon, yadsıma ya da çarpıtma gibi yöntemlerle, sosyal olarak kabul edilebilir bir "öz-imajı" korumak ve sürdürmek için bilinçsizce geliştirdiği psikolojik stratejilerdir.
İnkar ne demek? | Alternatif bir başa çıkma yöntemi
İnkar, beynimizdeki en yaygın savunma mekanizmalarından biridir. Hepimiz en az bir kere farkına bile varmadan az çok ılımlı bir şekilde karşılaşmışızdır bu mekanizmadan. Bilirsiniz işte, birine "devekuşu gibi kafanı kuma gömme artık" diye sitem etmişliğiniz vardır. Ve bu kişi, kendini sorguladığında, ortaya çıkan sorunun tamamen dışında hissettiğini savunur genelde, o kadar görmüyordur sizin gördüğünüzü. Bu inkar ilkesi olarak geçer.
🧠 Beyindeki bilgiyi erişilemez hale getirerek gerçekliği inkar etmeye yarayan tamamen bilinçsiz bir savunma mekanizması. Beynimizin inkar modu, aşılamaz olanın üstesinden gelmeyi başarmamıza yarayan, bir anda kabullenmesi zor olan bir durumu ve ağır bir gerçekliği, derinlere bastırıp, kutuyu daha sonra açacak olan anahtarı da denize fırlatmaya yarar. Bu, şu gibi durumlar için geçerli olabilir:
- Duymak istemediğiniz haberler: acı haberle; sevilen birinin ölümü, hastalık vb…
- Görmek istemediğimiz durumlar: bağımlılık (kişinin kendisi veya sevdiği biri olabilir, örneğin alkol, kumar, kötü beslenme vb.), Kaçınılmaz bir ayrılık, psikolojik veya fiziksel şiddet (aile içi şiddet, cinsel istismar vb.), taciz, tükenmişlik durumu vb...
➡ İnkar, travmatik olarak deneyimlenen bir olayın gerçekliğini tanımayı reddetmektir. Gerçek hayatımızda olanları kabullenme kapasitesi ile ilişkili olarak, bizi hayatımızın akışından ziyade sanki hiçbir şey olmamış gibi alternatif bir rotaya yönlendirir. Bu, duyguların yönetiminde gerekli bir savunma mekanizması olsa bile, bizi ancak bir süre çok yoğun psikolojik acıdan koruyabilecektir. Dolayısıyla bu anlık sapma hali yalnızca geçici olmak durumunda.
Yadsıma savunma mekanizması neden kusurlu?
Kulağa müthiş bir psikolojik savunma mekanizması gibi geliyor olabilir, ama inkar mekanizmasının da elbette kusurları var. Öncelikle inkar etmek sadece geçici bir çözüm yöntemidir. Bu inkar sürecinde kişi, durumun gerçekliğini hesaba katmayıp enerjisini hayatının akışını takip etmek için kullanmıştır. Günlük hayata devam edebilmek için başımıza geleni inkar ettik çünkü psikolojik olarak kabul etmek ve zor gerçekliğe uyum sağlamak imkansızdı. İnkar dönemi, ne kadar uzun sürerse sürsün, sıkıca kapatılmış derinliklerdeki o kutu hiçbir bilgiyi yok edemez ve gerçekliği manipüle edemez. O kutu bir gün açılacak, içindeki duygular taşacaktır ve güzel bir sabah esnasında aniden tekrar ortaya çıkacaktır. Yüzleşme bir gün gerçekleşecektir. Gerçek aniden yeniden karşınıza dikilecektir.
Öyleyse bize yardımcı olan bir mekanizmadan çok, tam tersine, bizi gerçek olmayan bir dünyaya sürükleyen ve ardından da aynı sonuçlarla yüzleşmek için bizi yalnız bırakan bir mekanizmadan bahsediyor olabilir miyiz? Evet, o zaman, inkar, zor durumların gerginliğini ve endişelerini azaltacaktır, ancak aynı zamanda, bilinçsizce gerçekleşmiş olsa dahi inkarın da kendi içinde riskler barındırdığını kabul edelim. Aşırı durumlarda tam ters etkiye sahip olabilir ve nevrotik tepkiler, panik ataklar, anksiyete ve fobilere, takıntılara ve hatta doğrudan ruhsal durumumuz ile ilgili tehlikelere mal olabilir...
İnkar mekanizması ilkel bir savunma mekanizması olduğundan dolayı oldukça istilacı olabilir. Öyle ki gerçeği görmezden gelebilmemizi sağlayabilen, zor bir gerçeklik karşısında koruyan bir tuzak, ama ne pahasına? Örneğin alkolizm gibi patolojiler bağlamında inkarı ele alalım. İnkar, alkoliğin özgüvenini korurken durumunu görmezden gelmesine izin verir, ancak sağlığını riske atmaya devam eder.
Çözüm ne?
İnkar eden bir kişi, bu gerçek dışı dünyaya daldığı sürece problemini çözemeyecektir. Yeniden başlayabilmek veya tekrar devam edebilmek için farkındalığa ihtiyacımız vardır. Erteleyip, reddettikçe, durumun üstesinden gelip aşabilmek daha da zorlaşacaktır. Ancak, her şey bilinçaltında gerçekleşir, bu nedenle ne aile ne de yakın arkadaşlar birisini inkar aşamasından çıkmaya ikna edemez. Kişinin kendi içinde bir dönüşüm sürecidir bu.
Sadece inkar etmekte olan kişi, zamanı geldiğinde, gerçekle yüzleşmek, uyumlanmak ve kabullenmek adına adım atabilecektir. Yeni koşullara uyum sağlamak için yavaş yavaş inkarından vazgeçecektir. Acıyı işlemeyi, analiz etmeyi, kabullenerek iyileştirmeyi, görünmez zihinsel zincirleri bırakmayı mümkün kılacak olan farkındalıktır. Bu yüzden çevresel olarak kişiyi desteklemenin tek yolu, farkındalık yolculuğunda kişiye eşlik edebilmektir.
Yazar notu: Psikolojik destek almaktan çekinmeyinAçıklanamayan bir rahatsızlık ve buna neden olacak yanlış bir şeyler olduğunu anladığınızda, bir terapiste danışmaktan çekinmemelisiniz. İnkar durumunda, bir sofroloğa danışmak, nefes alma ve gevşeme egzersizleriyle rekonstrüksiyon çalışmalarına başlamaya yardımcı olabilir. " Burada ve şimdi" üzerinde çalışmak, beden ve zihin uyumu üzerinde çalışmak size yardımcı olacaktır. Ücretsiz psikolog ile görüşmek mümkün mü?
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|
Kaynak
PDR Birimi