Yetişkinlerde parmak emmenin nedenleri ve tedavisi

tarihinde Gözde , Wengood yazarı tarafından güncellendi

3-4 yaşlarına kadar normal parmak emmek normal kabul edilirken, parmak emme alışkanlığına sahip bir yetişkin için bu durum anormal, tuhaf ve patolojik kabu edilebilmekte. Peki neden bazı yetişkinler parmak emmeye devam ediyor? Gelen yanıtlardan biri şöyle; “Ben stresli olduğumda, başparmağımı emerek kendimi bırakıp çocukluğuma geri dönmeme izin veriyorum. Beni görüp şaşıranlar, utanacak bir şeyim olduğunu düşüntürtüyor bana…”. İkna oldunuz mu? Gelin ileriki yaşlarda parmak emme davranışı üzerine biraz konuşalım.

Yetişkinlerde parmak emmenin nedenleri ve tedavisi
Özet

Çocuklarda parmak emme 

Herhangi bir patolojik etken sayılmadan çocuklarda parmak emme 3-4 yaşına kadar devam eder. Bazı çocuklarsa 6 yaşına kadar bu alışkanlığı sürdürebilir. 

Aslında emme refleksi doğumdan itibaren ortaya çıkar ve beslenme amacı güder. Bu dönemde bebek parmak emmekten haz alır. Giderek eline geçirdiği her şeyi emmeye başlar. Oyuncaklarını, etrafındaki eşyaları, giysilerini, battaniyesini vb. emmeye başlar. Bebeğin çevresinde gördüğü şeyleri emmesi, onun hem emme iç güdüsünü doyurma hem de dış dünyayı tanıma ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

6 yaşından sonra psikolojik sorun ve ruhsal gerginlik işareti 

Anne babanın yeterli ilgi ve sevgi ile büyütemedeği çocuklarda bu davranış sıklıkla gözlemlenmekte. Çocuklar kedilerini yalnız ve güvensiz hissettiklerinde, yeterli ilgi ve sevgi görmediklerini düşündüklerinde parmak emerler. Kendilerini rahat hissettikleri eski dönemlere geri döner ve o dönemde yaptıkları davranışları sergilerler. Parmak emme onların rahatlama ve hissettikleri duyguları ifade etme veya yatıştırma yoludur. 

parmağını emen bir çocuk

Yetişkinlerde parmak emmenin nedenleri ve sonuçları

Tıpkı çocuklarda olduğu gibi parmak emen yetişkinlerin de bu davranış ile kendilerini rahatlatmaya çalıştığını söyleyebiliriz. 

📌
Pediatri dergisi Minerva Pediatrica, parmak emme alışkanlığına devam eden, 5-25 yaş aralığındaki bireylerle nörolojik bir çalışma yürütmüş ve parmak emmenin, fiziksel ve psikolojik gerginliği azaltan bazı reseptörleri harekete geçirdiğini ortaya koymuş.

Aslında parmak emme gibi, tırnak yeme, tırnak etlerini yolma, saç koparma, saçlarla oynama, parmak kütletme gibi çeşitli davranışların da bundan farkı yok. Hepsinde amaç olumsuz duyguları yatıştırmak. Sigara ve alkol bağımlılığı, duygusal yeme, obsesif kompülsif bozukluk gibi parmak emmenin çok daha ciddi ve sağlıksız versiyonlarını bulmak mümkün.  

Erişkin başparmak emme sebepleri değişiklik gösterebilir ancak çoğu zaman psikolojik nedenlere dayanır; stres, kaygı, korku, psikolojik ve ruhsal sorunlar gibi. Bu kişiler parmaklarını emmekten güçlü bir sakinlik ve yatışma etkisi alırlar. Genelde stres ile baş etme mekanizması olarak kullanılır ve sıklıkla yaşamın zor dönemlerinde ortaya çıkmaktadır. Kendini boşlukta hissetmek, yalnızlık hissi gibi duygular sizi güvensiz hissettirir ve bu dönemlerde bu tip davranışları kendinizde gözlemeniz muhtemeldir. Bazı yetişkinler bunu doğal bir uykuya dalma desteği olarak da kullanabilmekteler.  

Kimseye zararı yoksa, parmak emmenin olumsuz sonuçları nelerdir? 

Parmak emmek, ağız sağlığı problemlerine yol açabilir. Özellikle de yetişkin yaşlarda parmak emmek, dişlerin dizilişini etkileyebilir, damağa zarar verebilir ve hatta çene hattında değişime yol açabilir. Yani parmak emme davranışı bir süre sonra mükemmel gülüşünüzü olumsuz etkileyebilir. 

Ayrıca sosyal anlamda da sizi zor durumda bırakabilir. Genelde, toplum parmak emmeyi çocuksu veya olgunlaşmamış olarak görür.

uyurken parmak emen orta yaşlı bir kadın

Yetişkinlerde parmak emmek tuhaf kabul ediliyor...

Bu damga, erişkinlikte parmak emen birçok bireyin parmak emmeyi yalnız veya güvendikleri insanlarla oldukları zamanlarla kısıtlamalarına neden olur. Anne baba veya akranlarından gelen alay şeklindeki toplumsal baskıdan dolayı genelde geç çocuklukta parmak emme davranışı bulunan kişiler bu durumu saklamaya yönelir ki bu alışkanlığın daha da yerleşmesine neden olur. 

Çocukla bu alışkanlığı birbirinden ayırmak gerek ve hangi ihtiyacı giderici olarak parmak emmek istediğimize odaklanmak gerek. Birçok insan utanma hissi gibi olumsuz duyguları bu alışkanlık yüzünden çekiyor. Sigmund Freud'a göre "her şeyden önce bu bir otoerotik gösterge eylemi, dolayısıyla bu eylemi şaşırılacak veya tuhaf hale getiren diğer insanların utançları". Halbuki yetişkinlerin parmak emmesi, bireyin olgunluk düzeyi veya hayattaki başarı derecesiyle alakalı değildir

Kendi sağlığım ilk sırada gelir, eğer bu beni rahatlatıyorsa, çocukça alay edilmekten kaçmak adına kendimi rahatlatmaktan vazgeçemem. Kendinize şunu söylemekten (ya da onlara söylemekten) çekinmeyin: "asıl kötü ve tuhaf olan onların kendi zihinleri!" Gerçekte bu ne korkunç zararlı bir patoloji ne de ciddi bir davranış problemi! 


"İnsan, hayatının ortalarında yetişkinlik taklidi yapabilen ebedi bir çocuktur. "

Tristan Bernard


Çocukluğa geri dönmek bazen sorun değil... 

Sıklıkla çocukların aralarında zalim olduğu söylenir, ancak bazen yetişkinlerin de kalır yanı yok. Bir yaştan sonra, parmak emme utanç verici bir huy olarak görülür ve bu da alay konusu olur. Böyle bir davranış büyük bir bebek görünümü vermekle kalmaz, kendi içine kapanma eğiliminde olan kırılgan, savunmasız bir kişilik imajı olarak kabul görür.

Ne olursa olsun, kim ne derse desin çocukluğa geri dönmek, kozanıza bir süre sığınmak sorun değildir. Olumsuz duygularla baş etmek, bir annenin kucağında gibi kendini tekrar güvende hissetmek için bazı çocuksu alışkanlıkları sürdürmek dünyanın sonu değil.

Beni ancak hala çizgi film izlemekten büyük keyif alan yetişkinler anlar. İyi haber şu ki psikiyatristler ve psikanalistler de kendinize çocukluğun bir bölümünü yeniden keşfetme izni vermenin kötü bir fikir olmadığını savunuyor. Kendi davranışlarımız üzerinde elbet kontrol sahibi olmalıyız ancak bazen zihni, ruhu ve bedeni kendi haline bırakıp kendini dinlemek de fena fikir değil

Yetişkinlerde parmak emme tedavisi

Bu olumlu bir his olduğu için ve genelde gizlilik içinde yapılabileceği için birçok bireyin parmak emmeyi bırakma gibi bir arzusu olmaz. Ancak bazı insanlar için bu davranış kendini sevmeme ve öz saygısını kaybetme ile sonuçlanabiliyor. Eğer parmak emme davranışının sizi olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız BDT yani Bilişsel Davranışçı Terapi ile bu alışkanlıktan kurtulmak mümkün. Ayrıca özel bir diş cihazı bunu bırakmakta zorlananlara yardımcı olabilmekte. Eğer parmak emme altta yatan kaygı sorunlarıyla ilişkiliyse psikiyatrik ilaçlar dahi reçete edilebilir.

Çocukluğumuzun izlerini yetişkinliğimiz taşıyor. İşte ilginizi çekebilecek diğer makaleler; 

🔗 Talassofobi nedir? Talassofobi testi yap!

🔗 Psikolojim bozuk mu? Nasıl anlarım? Ne yapmalıyım?

🔗 Gülme krizi: neden olur? İnsan neden gülme krizine girer?

🔗 Durduk yere ağlamak: Sürekli ağlama isteği neden olur?

Yazar: Asıl sorun davranışın kendisi değil!

Sosyal olarak sizi zor duruma düşürebilen bu alışkanlığa bir son vermek istiyorsanız, vücut terapisi aşırı duyguları serbest bırakmanıza yardımcı olabilir. Sofroloji, reiki veya farkındalık meditasyonu birer örnek! Parmağınızın etrafına bant yapıştırmak veya iğrenç bir tada sahip bir oje sürmek gibi bazı hileler uygulayabilirsiniz.

Kendinizi savunmasız hissettiğinizde ve stresle savaşmak veya kendinizi korumak istediğinizde baş parmağınızı emdiğinizi unutmayın. Ne olduğunu göreceğiz. Başparmak emmeye bir son vermek için, altta yatan sorunu ele almalı ve stresin veya rahatsızlığın kaynağını belirlemeye çalışmalıyız. Bu noktada size en iyi yardım edebilecek kişi bir ruh sağlığı uzmanı olacaktır.
 
👉 Ücretsiz psikolojik destek almanın yolları

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynak

Psikoterapi Atölyesi

Kaleme alan Gözde , Wengood yazarı

🍂Modern zamanlarda bir adet romantik.

En yeni makaleler

Hayal kırıklığı yaşamaktan korkmak (benim hikayemden notlar)

Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Başarısız olmaktan korktuğum için hiçbir şey yapmıyorum. Ya da içim rahat bir şekilde hiçbir şey yaşayamıyor, andan ve hayattan keyif almak konusunda kendimi sabote etmekten vazgeçemiyorum. İnsanların bana bakış şeklini saplantı haline getiriyor ve kendim olmakta zorlanıyorum... Peki hayatın bir rekabet olduğunu kim söyledi? Her şekilde mükemmel olmak zorunda mısın? Bir adım geri atarak, özgüven kazanarak ve zihnimi tekrar düzenleyerek hayal kırıklığına uğramaktan korkma eğilimine bir son vermek mümkün. Benim hikayem şöyle…

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest