Türkiye’de 3.dalga koronavirüs: karantina psikolojisi ve ustalık sırları

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

1,5 yıl oldu, Covid ile kedi fare oynadık durduk. Ve işte üçüncü dalga geldi! Son durum: Cumartesi ve Pazar günü, Cuma akşamı 21.00’da başlayıp, Pazar gününün tamamını kapsayacak şekilde risk grubunda yer alan almayan herkes olmak üzere, Pazartesi günü saat 05.00 olana kadar sokağa çıkma kısıtlamasına geri dönüldü. Muazzam bir darbe daha. Karantinanın depresif etkileri uzayan anormal şartlar dolayısıyla, psikolojileri olumsuz yönde etkiliyor. Üretkenlik, verimlilik, motivasyon kaybı ve tabii konsantrasyondaki dağınıklık. Endişeli miyiz? Bıktık mı? Artık biraz fazla mı oluyor? Belki biraz, ama en azından bu sefer karantina sürecinde eve hapsolma konusunda tecrübemiz var. Birincil hedefimiz: kendimize iyi bakalım ve kendimize yüklenmekten vazgeçelim!

Türkiye’de 3.dalga koronavirüs: karantina psikolojisi ve ustalık sırları
Özet:

Hafta sonu sokağa çıkma yasağı geri geldi!

Tam işletmeler açılmaya başlıyor, derken… Türkiye, artan vakalar dolayısıyla tekrar hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması kabusuna geri döndü. Artık, Cumartesi ve Pazar günü sokağa çıkma yasağı var. Cumartesi ve Pazar günlerinin kısıtlaması hafta içinde olduğu gibi bizleri olumsuz etkiledi.

Umutsuzluğa kapılmak yerine, neyin işe yarayıp neyin yanlış gittiğini değerlendirmeye karar verdik, böylece bu seferki karantina, öncekilerden daha iyi geçecektir. Daha fazla huzur için, bu bahar olumluya odaklanmaya çalışıyoruz ve hepsinden önemlisi birkaç basit ilkeyi uygulamaya koyuyoruz: kendini dinle, sakin ol, önceliklerini yönet.

Karantina psikolojisi ve ustalık sırları

1. Herkesin yalnız kalmaya ihtiyacı vardır!

İlk ipucu, karantina eşlerine geliyor! Üst üste olmak, geçen seferlerde gördüğümüz gibi karantina ikilileri için biraz ağır olabiliyor. Bu sefer kuralları en baştan belirleyelim: her gün yalnız kalabilmek için birbirimize zaman tanıyalım.

Tüm etkileşimlerin yasak olduğu zamanlar olmasa da, yapabildiğimiz takdirde kendimizle baş başa vakit geçirebildiğimiz zamanlar olmalı. Çift uyumu, aile uyumu önemlidir, ancak hiç kimse günün 24 saati beraber yaşamak için yaratılmadı. Dikkat edin, yalnızlık hissinden bahsetmiyoruz. Burada, her bireyin kendi ile baş başa kalma fırsatının gerekliliğinden söz ediyoruz. Yalnızlık ihtiyacını dinlemek ve bunlara saygı duymak, denge kurmanın ilk kuralı! 

2. Sosyal ağınızı genişletmek hala mümkün!

Bazıları için yaşanması en zor olan kesinlikle yalnızlık. Yalnızlık, tek başına veya başkalarıyla beraber iken. Bazıları gece gündüz aileleriyle birlikte yaşamakta zorlanabilir. Yani etrafındaki kalabalık sosyal anlamda bazılarımızı tatmin etmiyor olabilir. 

Çemberinizi genişletmek ve başka bir aile, başka bir çift veya bir arkadaş, nefes almanıza ve havanızı değiştirebilmenize izin verecektir. Çoğu zaman günlük sorunların yönetimde aynı şeylerle karşılaşıyoruz ve birbirimize yardım ederek bunu günden güne daha kolay hale getirmek mümkün. Depresyon hakkında konuşabilmek ve stresle doğal şekilde baş edebilmek için, sosyal çemberinizi geniş tutmak oldukça önemli. 

Eğer imkanınız var ise, yalnızca uzaktan değil, kontrollü ve sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek, haftasonları diğer karantina eşliklerini deneyebilirsiniz. Veya arkadaşınızı karantinaya davet edebilirsiniz. Test yaptırmanın mümkün olduğunu unutmayın! Tedbiri ne olursa olsun, elden bırakmayın!  

3. Kendi kendinize baskı yaratmaktan vazgeçin!

Evlerimizde ilk hapsolduğumuz esnada, zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını aradık. Godard'ın tüm filmlerini izlemeye çalıştık, evde yap videoları izledik, ekmek ustalarına sırayla meydan okuduk, kimimiz yogaya sardı, kimimiz resime! Sonuç? Her hafta Instagram'da paylaşılanlardan daha aptal, daha eğitimsiz veya daha yetersiz ve tembel hissettik.

Bu sefer, kendinizi dinleyin! Kendinize yüklenmekten vazgeçin! Bu durumu çok uzun süredir yaşıyoruz, bu yüzden moral ve motivasyonunuzda dalgalanmalar olması kaçınılmaz! Kendinizi herkes gibi olmaya zorlamayın.

4. Zihinsel yükü paylaşmaya çalışın!

Sıklıkla, pandemi döneminde, kadınlar ve anneler için sorumlulukların iki kat arttığından bahsediliyor. İşyerinde ve evde, karantina boyunca kadınların rolleri çoğaldı: ofis çalışanı, öğretmen, kantinci, hemşire, eğlenceden sorumlu kişi de o! Çocukları kim oyalayacak? Karantinanın çocuklar üzerindeki etkileri, anneleri birincil olarak etkiliyor elbette. Tüm bunların arasında eş veya sevgili rolüne de yer açmak gerekiyor tabii. Hiç kimse ama hiç kimse, tek başına bu rollerin hepsini yerine getiremez. Hepimiz insanız ve bunu hesaba katması gereken birileri var. Özellikle de, okullar ve kreşler kapalı olduğu zaman: işveren, koca, okul ve hatta daha fazlası sizden ilgi bekler iken siz, kendinize empoze edilen bu aşırı yükü farkında olun ve etrafınızla paylaşın! Zihinsel yükünüzü büyük ölçüde azaltabileceğinizi bilin ve etrafınızdan destek isteyin!

5. Hazırlıklı olun!

Artık tuvalet kağıdına koşmaya gerek yok, ama evde değişik bir haftasonu geçirebilmek için kitaplığınızı ve masa oyunu koleksiyonunuzu biraz doldurmayı deneyin. Sıkıntılı düşüncelerinizden kaçmak için malzemelerini önceden aldığınız tarifleri denemeye devam edin. Üretmek size iyi hissettirecektir. Yalnızlık ve boşluk hissi veya  ne yapacağını bilememek, karamsarlığa sebep olurken kendinize alternatif etkinlikler yaratmadığınız sürece sizi kolayca olumsuz şekilde etkileyecektir.

Ruh sağlığınızı önemseyin!

İhmale yer olmayan fakat yine de oldukça üzücü bir gerçek: 3. dalga ve yine karantina! Bizi, bazen ciddi şekilde etkileyebileceğini artık bilecek kadar uzun süre bu durumla beraber yaşadık. Yani, eğer acı çekiyorsak, korkuyorsak, endişeliysek, depresyondaysak, bulaşma riski olmadan, bu hassas belirsizlik döneminde bize eşlik edebilecek çevrimiçi psikologlara başvurabiliriz. Ücretsiz psikolojik destek almanın da mümkün olduğunu unutmayın.

Kaynak:

BBC

Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi... Sloganı: aslında çok basit... Ne istiyor: Herşeyin çok ciddiye alınmadığı ve hayat sevincinin esas alındığı bir dünya...

En yeni makaleler

50 soruluk arkadaşlık testi ✅ | Arkadaşını ne kadar tanıyorsun?

Arkadaş çevremiz bizim için önemli bir sosyal destek alanını oluşturuyor. Arkadaşların seni ne kadar tanıyor? Veya sen arkadaşını ne kadar tanıyorsun? Hiç merak ettin mi? Arkadaşlıklarınızın ne durumda olduğunu öğrenmek veya birbirinizi daha iyi tanımak için çok etkili ve eğlenceli bir yöntem var: Arkadaşın ile birbirinizi yeniden keşfetmek ve yeniden bağ kurmak için 50 soruluk arkadaşlık testi ile tanışın! Ayrıca, arkadaşlarla paylaşmak için mükemmel bir test! 😊😉

Hayal kırıklığı yaşamaktan korkmak (benim hikayemden notlar)

Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Başarısız olmaktan korktuğum için hiçbir şey yapmıyorum. Ya da içim rahat bir şekilde hiçbir şey yaşayamıyor, andan ve hayattan keyif almak konusunda kendimi sabote etmekten vazgeçemiyorum. İnsanların bana bakış şeklini saplantı haline getiriyor ve kendim olmakta zorlanıyorum... Peki hayatın bir rekabet olduğunu kim söyledi? Her şekilde mükemmel olmak zorunda mısın? Bir adım geri atarak, özgüven kazanarak ve zihnimi tekrar düzenleyerek hayal kırıklığına uğramaktan korkma eğilimine bir son vermek mümkün. Benim hikayem şöyle…

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest