Neden her şeyi üstüme alınıyorum?
Anlaşılan bir süper gücüm var. Diğer insanların zihinlerini nasıl okuyacağımı biliyorum ve onlar sadece beni düşünüyorlar, benimle ilgili yorumlarda bulunuyorlar 👁️🗨️! Bu açıklama bir gün terapi esnasında psikolog tarafından bana söylendi.
Geldiğimde bir konuşma kesiliyor, yanımda bir kahkaha kopuyor ya da biri bana hafif ısrarlı bir bakış atıyor. O sırada aklımdan kaygılı bir sürü düşünce geçiyor: İnsanlar benim hakkımda konuşuyor, beni eleştiriyor, kötü giyimli buluyor, kilo aldığımı görüyor vs. vs. Kısacası aşırı alınganım ve sürekli hedef alındığımı hissediyorum ve her şeyi kendi üzerime alınıyorum.
Böyle hissettiğinizde genelde başarısız olan özgüveninizi yeniden kazanmaya çalışma çabası anlamına gelir. Her şeyi üstünüze alındığınızda, mantık basittir: kayıtsızlık yerine her şeyi kaydet! Her ne pahasına olursa olsun başkalarının gözünde önemli olmaya çalışıyorum, yanıltıcı olsa ve her şeyden önemlisi hiç ödüllendirici olmasa bile.
👉 Bu makale ilginizi çekebilir: Özgüven nasıl kazanılır? | Beyoncé gibi yetişmeye geldik!
Kontrolde kalmak gerekiyor
Başkaları ve onların tutumları, tanımı gereği gözümüzden kaçan şeylerdir. Etrafta olup bitenlerle ilgili kendi ile ilgili çıkarımlar yaparak aşırı alınganlık göstermek, kontrolü yeniden ele geçirmenin bir taklidi gibidir. Başkalarının davranış şeklini kontrol edemeyiz ancak tepki verme şeklimizi kontrol edebiliriz.
Bu davranışın arkasında önemli bir itibar eksikliği yatmaktadır. Muhatap tarafından çoğunlukla kasıtsız olarak gerçekleştiren bir hareket veya söz kişide çaresizlik, izolasyon, değersizlik hissi, aşağılık kompleksi, utanç vb. hislere neden olur. Yani bu çok kararsız bir duygu. Kötü bir şekilde algıladığımız sözler bizi izole etse de, başkalarının gözünde var olmama korkusuyla her şeyi kişisel olarak algılamaya devam ederiz.
👉 Bu makale ilginizi çekebilir: Neden her zaman her şeyi kontrol etmem gerekiyor?
Küçük bir yorumlama hatası
Kendimizi merkeze alma ve her şeyden önce terk edilme korkusuyla var olma isteğinin ötesinde, her şeyi kötü algılamak da mesajları çözmekte zorlandığımızı gösteriyor. Yorumumuz kötü ve bizi gerçekliğe sistematik olarak olumsuz bir prizmadan bakmaya itiyor.
Aslında burada istisnai bir durum yok. Beyin her zaman bir olayın gerçekliğini aktarma eğilimindedir, ancak burada icat ettiğimiz gerçeklik bize zarar verir. Psikolojide bu durum olumsuz otomatik düşünce veya bilişsel çarpıklık olarak tanımlanır.
Bu çarpıklığın kökeni genellikle çocukluğumuzda ya da yeterince iyi olmadığımızı düşünmemize neden olan bir travma sırasında oluşur ve zihnimize ruhumuza kazınır. Belki de başkaları tarafından reddedilen, zorbalık kurbanı olan öğrenciydik. Belki de aşağılanan, sorgulanan çocuk ya da ergendik. İhmal edilme ya da reddedilme ya da yanlış anlaşılma hissi de bu sürekli hedef alınma hissine neden olabilir.
İnsanların sizin hakkınızda söyledikleri çok şey söyler evet ama; sizin hakkınızda değil, onlar hakkında.
Bu makaleyi beğendiniz mi?
Daha fazla bilgi almak ister misiniz 🤔 ?
Doğrudan yazara yazınBanu Karadeniz, Psikolog !
Banu Karadeniz'e bir soru sor
Düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz? Yorum bırakın