Annemin her şeye karışması ile suçluluk duygusu arasında bir yerdeyim... 😮💨
Bir yetişkin olduğumdan, bir partnerle yaşadığımdan ve kendi ailemi kurduğumdan beri annem hiçbir şeyden kaçınmadı. O her zaman hayatımın en ortasında 😅! Allah kimsenin başından eksik etmesin. Genel olarak çok iyi anlaşıyoruz ve yakınız, muhtemelen sorun da bu: aşırı yakınız. O kadar yakın ki ona çok ileri gittiğini asla söyleyemiyorum.
Yetişkin olmak ve annenizi incitmemek için yalan söylemek zorunda olduğunuzu hissetmek sinir bozucudur ve özgüveninizi, psikolojik dayanıklılığınızı zayıflatır.
"Annem, hayır diyebileceğiniz biri değil!"
Bir şeyi istediğinde, benim ihtiyaçlarım ve arzularım pahasına olsa bile onu nasıl elde edeceğini biliyor. Bunu kendince iyi niyetli yapıyor ancak ben kendi adıma suçluluk duygusu hissediyorum. Kendimle annem arasında seçim yapmam gerekiyor gibi hissediyorum, ki benim için çok ağır.
Kendime pahalı bir elbise almak istesem bunu ona söylemem, o bu masrafı çılgınca, gereksiz bulur ve bunun için beni suçlar, ama ben nedenini bilmeden ona söylemediğim için kendimi suçlu hissederim.
Babam pek konuşkan değildir, o yüzden konuşmak istediğinde beni arar, cevap vermediysem her gün konuşmamıza rağmen kendimi yine suçlarım.
📌 Örneğin: Oğlumun eğitimi konusunda onun da söz hakkı var 🙄 Onun yaptığını yapmazsam iyi yapmıyorum, istediğim gibi yaparsam binlerce şüphe tohumu ile kendimden emin olmakta zorlanıyorum. Kısacası annemle sağlıksız ve dengesiz bir ilişkiye hapsolmuş durumdayım.
|
📍 Sürekli suçu kendimde aramaktan nasıl kurtulurum?
📍Hayır demeyi öğrenmek: Hayır diyememek neden kaynaklanır?
Her karışan anne toksik anne değildir!
Toksik anne ile sizi sevdiği ve bakım vermek istediği için size sürekli karışan anne aynı şey değil. Lütfen annelerimize bu konuda haksızlık etmeyelim. Toksik anneler sizi manipüle etmeye çalışır, kıskanır, başkaları ile kıyaslar, başına gelen talihsizliklerden çocuğunu suçlar.
Öte yandan, size sık sık karışan anne sadece müdahaleci olarak kabul edilebilir. Sınırları aşmak veya koruyamamak gibi bir derdi vardır. Çocuğunu sever ve saygı duyar, empati yapar, ihtiyaçlarını gözetir, ancak belki fazla kaçırıyor olabilir. Çocuğunun isteklerine saygı göstermez, hayatını kontrol eder ve en küçük detayları bilmesi için anneliğini kullanarak duygusal şantaj yapar. 😅 Sonuç: Anneme hayatımda muhtemelen bilmemesi gereken olaylardan bahsetmek benim için alışılmadık bir durum değil. Stockholm sendromu mu sizce? Belki, daha ziyade bir suç ortaklığı izlenimi, ki bu aslında kötü kontrol edilen ve yıkıcı bir kaynaşma hali.
Dolaylı yollarla hayatımla ilgili her şeyi bilmek istiyor ve beni yargılıyor, bana fikrini veriyor, beni etkilemeye çalışıyor, hepsi iyi niyetli. Ancak yaptığım şeyden beni ne kadar şüphe ettirirse, onun onayına o kadar çok ihtiyaç duyuyorum, bu yüzden her gün annemi arayıp, hayatım hakkında onun bilmemesi gereken şeyleri ona anlatmak zorunda kalıyorum. Kısır döngü 🔄!
📍 Onaylanma ihtiyacı nedir? neden olur?
Anne ile ilişki nasıl yeniden dengelenir? ⚖️
Farkında olmasa ya da kabul etmek istemese de ben annemden farklıyım, o da kendi kişiliğini benimkine yansıtıyor. Bu benim de artık yetişkin olduğum bir dünyada düzenin yeniden sağlanmasının gerekli olduğu dengesiz ve zararlı bir ilişki biçimine dönüyor.
1. Biraz mesafe koyun
Anne-kız ilişkisini yeniden dengelemek için öncelikle aranıza mesafe koymalısınız. Kendinizi uzaklaştırmamak ve deyim yerindeyse dayanmaya çalışmak, yalnızca tatmin edici olmayan bir ilişkiyi sürdürmek ve kırılganlığınızı artırmak anlamına gelir.
Duruma göre mesafeyi seçeceğiz veya verdiğimiz bilgileri filtreleyeceğiz. Uzun süre müdahaleci bir annenin boyunduruğu altında yaşadığımızda bazen ona ne diyebileceğimizi, neyi kendimize saklamamız gerektiğini bilememekte zorluk çekeriz. Bu durumda çevremizdekilerin fikrini sormaktan çekinmemeliyiz. Hele ki bizimle birlikte yaşayan ve çoğu zaman bu ilişkinin ayrıcalıklı izleyicisi olan kişiye 🙃.
📍Birine mesafe koymak bazen en sağlıklı ve işlevsel olandır!
2. Mola verin
Mart 2020'deki ilk karantina benim için biraz nefes aldığımı hissettiğim zamanlardı. Başkalarını memnun etmek için yaşadığımı, zorunluluklar ile kendi üzerimde bir baskı oluştuğunu farkettim. Sadece annemin gönlünü yapmak bir şeylere zorunda kalmadığımda kendi hayatıma ne kadar çok vakit ayırabildiğimi farkına vardım. İşte o zaman mola vermenin önemini öğrendim.
Hiç kimse, bu anneniz de olsa bir şeyleri yapmak zorundaymış gibi hissetmemeli. Molalar, sizin kendinizle baş başa kalabilmenize, ihtiyaçlarınızı fark edebilmenize, aynı zamanda anne onayı veya fikri olmadan karar verebilme yeteneğinize katkıda bulunur. Ayrıca annenizin size daha az karışmasına, hatta izin verdiğiniz bir yakınlığı yeniden yaratmanıza da olanak tanıyacaktır.
3. Onun için bahaneler üretmeyi bırakın
Müdahaleci bir anne söz konusu ise bunun nedeni çoğunlukla kendimize müdahale edilmesine izin vermemizdir. Çünkü onun için bahaneler bulma eğilimindeyizdir. Yirmili yaşlarımdayken ailemin evlilik sorunları vardı. Annem yalnız kalmak istemedi ve akşamlarımı onunla geçirmemi istedi. Zamanını babamı eleştirerek geçirdiği akşamlar... Bu durumlardan nefret ediyordum ama anneme üzülüyordum, onun bana ihtiyacı olduğunu kendime söylüyordum. Bugün artık onun için mazeret üretmemeye çalışıyorum. Eğer yalnızsa bu benim hatam değil. Eğer beni bir anne olarak eleştiriyorsa endişelendiğinden değil. Onu anlamaya çalışıyorum ama artık kendimi suçlu hissetmiyorum.
4. Yüzleşmek için danışın
Söz konusu anne de olsa, el insanı da olsa, hayatınızın kontrolünü ele geçirmesine izin vermemenin anahtarı özgüvendir. Artık şüpheniz olmasın, sizin için neyin iyi neyin kötü olduğunu bilin, hayatınızın kontrolünü elinize alın, kendinizi bir yetişkin olarak gösterin ve artık her zaman çocukmuşsunuz gibi davranılmasını kabul etmeyin.
Bunu başarmak için bir psikoloğun yardımı çoğu zaman gereklidir ve her zaman faydalıdır. Özgüveni (yeniden) kazanmak aynı zamanda annemizle sakince yüzleşmemize ve ilişkimizi yeniden dengeleyecek sınırları belirlememize olanak tanıyacaktır :
✋ “Seni seviyorum anne, ama ne yaptığımı biliyorum, hayatımı kontrol ediyorum, ben bir yetişkinim. . Seni reddetmiyorum ama bana güvenmeyi öğrenmelisin."
Yazar notu: sınırları belirleyin! Durum daha da kötüleşmeden önce net sınırlar koymak ve rahatsızlığınızı dile getirmek önemlidir. Psikoloğum bu konuyu bana şöyle açıklıyor: "Başarılı olmak için kendimizi bir yetişkin olarak konumlandırmak ve bize "sen her zaman bizim çocuğumuzsun" gibi yaklaşıldığını kabul etmemek gerekebilir. Bu özellikle ebeveynleri müdahaleci olan insanlar için geçerlidir. Böylece, ihtiyaçlarını kendi belirleyebilen bir birey olarak dışarıdan etkilenmene izin vermezsin." Bu ilişki size yük oluyorsa ve yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bir psikolog ile iletişime geçmekten çekinmeyin. 🔗Ücretsiz psikolojik destel almanın yolları neler? 🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe |