“Duygusal yeme” dediğimiz şey nedir?
Duygusal kiloların sebebi duygusal yemeye bağlıdır. Duygusal yeme, kişinin zor ve acı verici bir duygu yaşadığı zaman: stres , kaygı , öfke, korku, cesaret kırıklığı… bu duyguları yatıştırmak için yemek yeme refleksi geliştirmesi ile açıklanabilir. Bu duygularla karşılaştığı anda düşünmemek için yemek yemek veya atıştırmak. Bu şartlı bir refleks: kişi her şey düzelsin diye yemek yiyor 🍽️.
Sorun, bu yöntemin işe yaramaması. Duygunun nedenlerini ortadan kaldırmak için bir şey yapmış olmadığımız gibi bir de üstüne (özellikle kilo problemleri bağlamında) yediğimiz için pişmanlık veya suçluluk duygusu hissetmeye başlıyoruz.
👉 Duygusal yeme nedir?
Duygular neden yememize sebep oluyor?
Duygu, bir uyaran tarafından tetiklenen ve bir eylem çağrısına neden olan kısa sinyaller gibidir. İnsanın temel duygularından biri de korku. Korku eyleme geçirir: savaş ya da kaç. Ya saldıracaksınız ya da ayrılacaksınız. Bugün herbirimiz hayatta bu ilkel kodlarımızı deneyimliyoruz.
Korkularımız bizi tetikleyerek bir çok seçim yaptırıyor veya yaptırmıyor. Stres veya kaygı hissettiğimizde, “bir şeyler yapmalısın” iç sesi bizi "herhangi bir şey yapıyor olmak" seni sakinleştirecektir şeklinde güdüler. Harekete geçmek stresinizi yönetmek anlamına gelir. Stresli olduklarında kendilerini iyi hissetmelerini sağladığı için ev işi yapan insanları düşünün.
Farklı nedenlerden ötürü bir şeyler yiyip duran kişilerde de aynı şey geçerli. Duyguları bastırmak için kişinin bulduğu yöntemler, beynin "bu iyi" demesi sonuçlanıyor ve bir dahaki sefere stres vurduğunda bu yöntemi yedekte tutuyor. Böylece sorun çözülmüyor olsa da zihin sorunu çözdüğü yanılsamasını yaratıyor. Ve tekrar yoluyla, koşullu bir reflekse sahip olmuş oluyoruz. (Pavlov'un köpeğinden hatılayacaksınız - Edimsel koşullanma, nasıl çalışır? ).
Böylece canımız her sıkıldığında kendimize nasıl yardımcı olacağımızı sormak yerine en kestirme yolu kullanıp “yemek ye, sana iyi gelecek” diyoruz.
"Bazen kişi bunun farkında dahi olmaz! Ancak daha sonra, davranış dizisi bittiğinde, "lanet olsun, bunu yapmak istemedim ve yine de yaptım" diye pişmanlık duyar ve kendini suçlar." |
Hangi duygular sizi şişmanlatır?
Genelde olumsuz duygular yemek yemeyi tetikler. Rahatsızlık veren duygular: stres, anksiyete ve korku olabilir. En yaygın şemalardan biri de “ hayır ” diyemeyen insanlar gibi duygu ve düşüncelerimizi dile getiremediğimizde yaşadığımız olumsuz duygular yemeye sebep oluyor. Örneğin, aşırı öfke, hayal kırıklığı, reddedilme duygusu gibi…
Beslenmek iyidir, ancak temel itici güç açlıktır. Beyin "Acıktığımda ve yemek yediğimde bu iyi oluyor" diyor. Ancak daha sonra beyin, "acıktığımda" kavramını ortadan kaldırıyor ve sadece " yediğimde iyi oluyor" ifadesini kabul ediyor.
Yani kişi, farkına varmadan, biraz rahatlamaya ihtiyaç duyduğunda aç olmasa bile yemek yer. Kişi aç hissetmeden yemek yerse kilo alır ve bu da sağlık sorunlarına veya fazla kilonun neden olduğu diğer sorunlara neden olabilir.
👉 Olumsuz duygular: duyguları yatıştırmak öğrenilebilir...
Düşük moralle bağlantılı atıştırmalardan kaçınmak mümkün mü?
Derinlerde duygusal bir şeyler var. "Her şey kafanın içinde" sözü var ya çok doğru! Bir rekleksten kurtulmak için bilinçaltına fısıldamak gerek. Söz konusu olan irade değil, zorla yapılan bir şey değil çünkü işe yaramıyor.
Tam tersine, kendi kendimize nazikçe “işe yaramıyor, aksinin bir anlamı yok” demeyi başardığımızda , sonunda kişi bunu hissediyor. Bilişsel olarak değil, duygu içindeyiz. Çok şaşırtıcı ama o noktaya geldiğimizde mekanizma kapanıyor.
Ebeveynler olarak: Çocuğunuzun duygusal kilolara kurban gitmesini önlemek için ne yapabilirsiniz?
Çocuklar atıştırmalı, çünkü bu çocukluk! Çocuklarımızı bu tip kilolardan korumanın en önemli yolu onun ihtiyaçlarını farkında olmak. Çünkü bu davranışların çoğu içimizde söyleyemediğimiz, işleyemediğimiz tonlarca duygu ile alakalı. Kendini yatıştırmanın sağlıklı yollarını çocukluktan itibaren öğrenen bir birey kendini otomatik mekanizmaların elinden daha rahat kurtaracaktır.
Bir diğer önemli adım da duygusal boyutu yiyeceklerden ayırmak. Örneğin, “Üzgünsün, bir şeker al” demeyin. Ağlama gel bu şekeri ye demek çocuğa duygularını yemekle bastır demek gibi bir şey. Bunun yerine şu tavrı tercih etmeliyiz: “Üzgünsün, gel sarılalım, bana neler olduğunu anlat, hatta istersen bana bir resim çiz!"
Unutmayın! Kucaklaşma veya öpücükle gerçek bir eğitici ilişkinin yerini hiçbir şekerleme tutamaz!
Yazar notu: Randevu almak için beklemeyin! Koşullu bir refleksler sonucu; yeriz çünkü beyin, yemek yediğimiz zaman daha iyi hissettiğini kendisine söyler. Bu sarmaldan kurtulmak için beyni yeniden programlamalı ve ona bu yöntemi unutturmalı, ona "hayır, yemek yerken iyileşmiyorsun" gerçeğini göstermeliyiz. Duygularınızı yönetmeyi öğrenmek, kendinizi duygusal olarak düzenlemeyi öğrenmek destek gerektirebilir tabi ki, bir ruh sağlığı uzmanından yardım almaktan çekinmeyin. 🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|