Duygusal yeme nedir? Neden sürekli bir şeyler yemek istiyorum?

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Mutsuzken, stresliyken, endişeliyken.. tok olmama rağmen sürekli yemek yemek istiyorum. Duygusal açlık, size sorunlarınızı yemekle çözüyormuş gibi hissettirir. Duygusal boşlukları yemeyle doldurmaya çalışırsınız; yani çevreden görmeyi istediğiniz ilgi ve alakayı göremediğinizde kendinizi bilinçsizce yemeğe verirsiniz. Neden böyle bir yeme davranışına sahip olduğumu anlamamı sağlayan bir psikolojik beslenme izleme çalışmasına katıldım ve deneyimlerimi sizinle paylaşmak istedim. Duygusal açlık veya duysual yeme nedir, neden kaynaklanır ve bu eğilim ile nasıl başa çıkılır?

Duygusal yeme nedir? Neden sürekli bir şeyler yemek istiyorum?
Özet

Duygusal yeme nedir?

Açlığınız duygusal mı yoksa biyolojik mi?

Peki, gerçekten yeme bozukluğu mu söz konusu, yoksa yalnızca yemek yemeği mi seviyorsunuz? 3 haftadır, basit bir mevsimsel depresyon yüzünden mi o dondurmayı gece yataktan kalkıp yiyorsunuz, yoksa bu bir duygusal yeme davranışı mıydı? 

Duygusal açlık her şeyden önce bir arzudur ve belli bir ihtiyaçtan kaynaklanır. Genellikle yemek saatleri dışında, duygu değişimlerinin sonucunda aniden ortaya çıkar. Örneğin; aşk acısı, stres, üzüntü, terkedilme korkusu veya aşırı sevinç, heyecan vb. Sonuç olarak, genellikle büyük bir yeme dürtüsü ile sonuçlanan duygu geçişi.

Biyolojik açlıktan farklıdır çünkü biyolojik olan, enerji için besin talep eden bedenin size sesleniyor olmasından ibarettir. Duygusal açlık ise tamamen psikolojiktir, güçlü bir duyguyu telafi etmek adına beyin sizden yemek=ödül talep eder.

Duygusal açlık mı, biyolojik açlık mı sorusunun cevabını bulmak için kendinize şunu sorun;

  • Moralinizin bozuk olduğu zamanlarda o duygusal boşluğu yemek yemeyle dolduruyor ve üzüntü duyduğunuz şeyin acısını bedeninizden çıkarıyor olabilir misiniz?
  • Ya da çok mutluyken ve kutlamalar yapıyorken olumlu duygularla yeme eylemini sanki bir ödülmüş gibi kendinize hediye ediyor olabilir misiniz?

Bu iki durumda da sonuç suçluluk duygusu ile sonuçlanıyor ve hatta bu suçluluk duygusunu bastırmak adına tekrar yeme isteğine kapılıp kendinizi, tok olmanıza rağmen tekrar bir şey yerken buluyorsanız, şüphe etmenize gerek kalmayacağını üzülerek belirtiyoruz.  

Duygusal yeme nedenleri

Aslında, hayatta kalmak için birincil ihtiyaç olduğu için duygusal yemeye başvururuz. Genellikle bir duyguyu yemekle sakinleştirmenin "doğru" olmadığını düşünürüz, çünkü aslında bu durum, anoreksi veya bulimia gibi yeme bozukluklarına yol açabilen bir durumdur.

Bu anlamda, duygusal yeme davranışı ile ilgili farkındalık sahibi olmak oldukça önemlidir. Ancak insanların çoğu için, güçlü bir duyguyu yemekle yatıştırmak normal bir refleksten başkası da değildir. Bedenlerine ve duygularına güvenen sezgisel yiyiciler de diyebiliriz onlara. Önemli olan, o an o ödülü kendinize neden vermek istediğinizi farkında olmak dolayısıyla, bilinçsiz bir davranıştan çok bilinçli olarak kendi bedeniniz ve ruhunuz üzerinde hakimiyete sahip olmanız.

🍝 Anahtar cümle şu; duygularınızı yememeyi, yalnızca duygu ile yemeyi öğrenmek. Bir diğer deyişle, duygularınızı yönetmeyi öğrenmek ve onlarla nasıl anlaşacağınızı bilmek. 

Duygusal yeme ile nasıl baş edilebilir?

Farkına varma ve kabullenme

Psikolojik beslenme izleme programında bana duygularımı yemeyi bırakmam için sundukları ilk çözümlerden biri “kontrolden çıkmak”. Neden mi? Çünkü, duygusal olsa bile yeme dürtüsüne cevap vermek gerekiyor!

Yukarıda belirttiğimiz gibi, beynin çok güçlü duygu veya anksiyete karşısında psikolojik olarak çatlamaması gerekiyor. Bu duygusal ihtiyaç, zaten bu yüzden ortaya çıkıyor ve bu nedenle karşılanması gerekiyor. Ancak, tabi ki eski yöntemle değil.

Genellikle, yeme dürtüsüne kapıldığımızda kendimize, aşık olduğumuzu", bunun bir "oburluk" değil yalnızca bir "ısırık" olduğunu söyleyip duruyoruz. Bu sözleri zaten yasaklamalısınız. Çünkü onlar suçluluk çağrıştırır! Bir nevi inkar etme, gerçekliği manipüle edip, kendini rahatlatma çabasına işaret ediyorlar.

Aslında, daha güçlü dürtülere ve yeme bozukluklarına yol açan şey zaten tam da; suçluluktur.

Zevk ve bilinçle yemek yeme

Duygusal açlığımızı daha da kötüye götüren ve tetikleyen suçluluk duygusunu durdurmanın çözümü zevkle yemek yemektir. Zevk ve arzu merkeze konulmalı, kaldı ki bunlar zaten sezgisel yemenin ilkeleridir.

Bilinçli yemeyi ne kadar çok öğrenirsek, duygusal açlığımız o kadar çabuk yatıştırılır. Tıpkı meditasyon yaptığımızda olduğu gibi, içimizde olup biteni anlarken şimdiki andan zevk almak gerekir ve yemek yiyor isek onu bilinçli bir şekilde zevkle yemeliyiz.

Son olarak, sizi  bunun uzun bir süreç olduğu konusunda da bilinçlendirelim!

🍫 Bilinçli ve suçluluk duymadan yemek yiyebilmek için yiyeceklerle ilgili düşüncelerimizi yıkıp baştan inşa etmeyi öğrenmeliyiz. Bu, duygularınızı yemek yerine, duygularla yemek yiyebilmenin ve dolayısıyla sakinleşmenin anahtarıdır.

Rejim yapmak çözüm değil

Diyetler ve kontrol, duygusal açlık sancılarımızı gidermek için bir çözüm değildir. Bunlar aksine, durumu daha da zorlaştırabilir, çünkü bedeninize ve duygularınıza uyumsuzluğa kendinizi itiyor olursunuz.

Kendinizle ilgili asıl keşfetmeniz gereken şey, neden bir anda kendinizi yerken bulduğunuzdur. O anın öncesinde ne düşündünüz ve ne hissettiniz? Çünkü o düşünce ve duygu sizi bir sonraki aşamaya yani yeme davranışına sevk etmiş olan şeyin ta kendisi.

Beyin psikolojik açlıktan sorumludur, bu yüzden anlamak için ona dönmemiz gerekir. Bu nedenle uygun bir psikolojik destek almak önemlidir. Bunlar deşifre edilmesi gereken duygulardır! Kendinizi daha iyi anlamak ve kendinizi daha fazla dinlemek, biyolojik açlık kadar meşru ve önemli olan duygusal açlığınızı anlamanızı sağlayacaktır.

➜ Bu farkındalık çalışmasına başlamak için, işte psikolog ve psikoterapist Feyza Bayraktar’a ait oldukça yararlı bir kitap önerisi. Ayrıca kendisi, @psk.dr.feyzabayraktar hesabı üzerinden uzmanlık alanı ile ilgili müthiş yayınlar yapmakta.

Feyza Bayraktar, Yemek ya da yememek kitabı

"Yemek ya da Yememek", Yazar: Psk. Dr. Feyza Bayraktar, Doğan Kitap

Yazar ekibi: duygularınızı dinleyin, size söyleyecekleri bir şey var

Duygusal açlık, olumsuz duyguların kötü yönetimi, zayıf duygusal düzenleme veya psikolojik dayanıklılık ile bağlantılıdır. Bu nedenle, bizi aşan bu duyguları kabul etmeyi öğrenmek önemlidir, bunlar sadece geçicidir, onları dinlemeliyiz, her zaman bize söyleyecekleri bir şeyleri vardır. Duygularınızı yönetmeyi öğrenmek, kendinizi duygusal olarak düzenlemeyi öğrenmek destek gerektirebilir tabi ki, bir psikologtan yardım almaktan çekinmeyin.

Kaynak

“Yemek ya da Yememek”, Psk. Dr. Feyza Bayraktar, Doğan Kitap

Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi... Sloganı: aslında çok basit... Ne istiyor: Herşeyin çok ciddiye alınmadığı ve hayat sevincinin esas alındığı bir dünya...

En yeni makaleler

50 soruluk arkadaşlık testi ✅ | Arkadaşını ne kadar tanıyorsun?

Arkadaş çevremiz bizim için önemli bir sosyal destek alanını oluşturuyor. Arkadaşların seni ne kadar tanıyor? Veya sen arkadaşını ne kadar tanıyorsun? Hiç merak ettin mi? Arkadaşlıklarınızın ne durumda olduğunu öğrenmek veya birbirinizi daha iyi tanımak için çok etkili ve eğlenceli bir yöntem var: Arkadaşın ile birbirinizi yeniden keşfetmek ve yeniden bağ kurmak için 50 soruluk arkadaşlık testi ile tanışın! Ayrıca, arkadaşlarla paylaşmak için mükemmel bir test! 😊😉

Hayal kırıklığı yaşamaktan korkmak (benim hikayemden notlar)

Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Başarısız olmaktan korktuğum için hiçbir şey yapmıyorum. Ya da içim rahat bir şekilde hiçbir şey yaşayamıyor, andan ve hayattan keyif almak konusunda kendimi sabote etmekten vazgeçemiyorum. İnsanların bana bakış şeklini saplantı haline getiriyor ve kendim olmakta zorlanıyorum... Peki hayatın bir rekabet olduğunu kim söyledi? Her şekilde mükemmel olmak zorunda mısın? Bir adım geri atarak, özgüven kazanarak ve zihnimi tekrar düzenleyerek hayal kırıklığına uğramaktan korkma eğilimine bir son vermek mümkün. Benim hikayem şöyle…

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest