Aşırı duyarlılık: yönetmek için 5 ipucu
Aşırı duyarlıysanız, sizi zaten sık sık gergin, kafanızın karışık olduğu ve hatta sinirlendiğiniz zamanlarda görmüşüz demektir. Sık sık yorgunluk, yalnızlık ihtiyacı, yüksek seslere tahammülsüzlük, seçim yapmada zorluk ve tabii aşırı ağlama hali aşırı duyarlılığı işaret eden şeylerden en önemlileri. Kolayca demotive olup duygularının günlük ritimlerine etki etmesine karşı koyamıyorsanız bu 5 ipucu size yol gösterici olacak.
🤯 Kısacası, hiper-duygusal veya aşırı duyarlı insanlar için hayat kolay değil, bu yüzden bu özelliği daha iyi yönetmek bize yardımcı olabilir, böylece bir yükten ziyade bir hediyeye dönüşebilir.
1. Mesafeni koru
Aşırı duyarlı insanlarda empati duygusu çok güçlüdür. Böylelikle olaylarla aralarına mesafe koymakta zorlanırlar. Sizin için de durum böyleyse; kendinize sorun. Bu durum karşısında ne hissediyorsunuz. Gerçekten sizin mi yoksa başkalarının sorunu mu, bir daha düşünün. Başkalarının ise, o zaman bu bilgiyi göz ardı etmeyin ve kendinize yeniden odaklanmaya çalışın.
👉 Empati nedir, ne işe yarar? Empati kurmak ne demek?
👉 Birine mesafe koymak bazen en sağlıklı ve işlevsel olandır!
2. İpleri biraz salın
Başkalarından gelen her şeyi kabul etmeniz, onların sizi seveceği anlamına gelmez. Ayrıca gördüğünüz tüm adaletsizlikleri de çözemeyeceksiniz.
Bırakmayı öğrenmek, kendinizi günlük olarak dayanılmaz suçluluk veya huzursuzluk duygularından kurtarmak için çok önemlidir. Herşeyi kontrol etmek istemek hastalıklı bir davranış olurdu. O zaman neden herkesi memnun etmeye çalışıyorsun?
3. Ayağa kalkmayı öğrenin
Hayır, sonucu değiştiremiyor olmak bir başarısızlık değil! Ve başarısızlık da bir son değil. Aşırı duyarlı insanlar, bunun kendilerini aşmanın bir yolu olduğunu anlamalıdır. Bu davranışın motivasyon kökeninde başarısızlık korkusu olmamalıdır. Aksi takdirde başarısızlık depresyona yol açabilir. Başarısızlık, başarı için itici bir güç haline gelmelidir. Bakış açınız üzerine biraz çalışarak bunu başarabilirsiniz.
4. Sinirlerinize hakim olun
Aşırı duyarlılık ve saldırganlık, hiper duygusallığın paralel özellikleridir. Bir haksızlık karşısında olduğunu hissettiği an şiddetli tepki verebilir. Bu saldırganlığı bir kenara bırakırsak diyaloğa yer bırakabiliriz, eleştiriyi dinleriz, böylece ilerleriz ve işlerin göründüğü kadar kötü olmadığını anlarız. Bunun için sağlıklı iletişim ve sağlıklı ilişkiler ile ilişkili yöntemler kullanabilirsiniz, sonuçlar garanti!
5. İç huzurunuzu bulun
Duygular bizim düşmanımız değildir, ancak onlarla olumlu bir şekilde yeniden bağlantı kurmak gerekir. İç dünyaya yapılacak bu yolculuk için herhangi bir sanatsal faaliyetin, ne olduğu mühim olmaksızın faydalı olacağı kesin. Tiyatro veya doğaçlama içeren masa oyunları veya terapiler ideal birer aktivite olabilir. Çünkü karakteri oynayarak duygularınızın kuklası olmayı bırakabilir, hakimiyeti elinize alabilirsiniz! Son olarak, farkındalık meditasyonu veya yoga da iç huzurunuzu geliştirebileceğiniz aktivitelerden.
Aşırı duyarlı olmanız konusunda siz ne düşünüyorsunuz?Aşırı duyarlılık bir güç veya zayıflık olarak görülebilir. Sadece bu aşırı duyarlılığı kötü bir şekilde yaşıyorsanız veya günlük olarak sizi yavaşlattığını veya engellediğini hissediyorsanız, tedavi etmek faydalı olacaktır. Kişilerarası terapiler (IPT) ve bilişsel davranışçı terapilerin (CBT) bu durumda çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Aşırı duyarlılığınızı yönetmek, psikanaliz veya psikoterapi dahil olmak üzere bir çok terapi desteği ile de yapılabilir. Hislerinizi daha iyi kontrol etmenize yardımcı olabilecek konuşma grupları da bulmak mümkün.
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe |
Kaynak
Felaket karşısında öznellik(La subjectivité face au désastre), Paris, 2018 Saverio Tomasella
Bu makaleyi beğendiniz mi?
Daha fazla bilgi almak ister misiniz 🤔 ?
Doğrudan yazara yazınDamla, Wengood yazarı !
Damla'e bir soru sor
Düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz? Yorum bırakın