Çocukların duyguları da gerçektir, Psk. Esra Orçunlu

tarihinde Esra Orçunlu Psikolog ve Aile Danışmanı tarafından güncellendi

Çocuğun duygularına ve düşüncelerine gerçekten ilgi göstermek onun kendisi olmasına yardım eder. Çocuğun kendi kendinin bilincine varmasında ona eşlik etmek öncelikle onu yargılamadan, tavsiye vermeden, yönlendirmeye çalışmadan, sadece yaşadıklarını sözcüklere dökmesine izin vererek, içinden geçenleri tanımlamasına, kabul etmesine ve anlamasına yardım ederek onu gerçekten dinlemektir.

Çocukların duyguları da gerçektir, Psk. Esra Orçunlu

Çocuklar ve duygu yönetimi

Yetişkinin beyni tamamen olgunlaşmıştır ve bu ona tek başına bir duyguyu yönetebilme imkânı verir. Çocuğun beyni henüz gelişimini tamamlamamıştır. Başkalarına odaklanmaya yardım eden frontal alanlar, kendi duygularından bahsetmeye, onlara anlam vermeye yarayan üst kortikal alanlar daha gelişimlerini tamamlamamıştır. Limbik beyin, korkulara kahkahalara ve gözyaşlarına üst dediğimiz diğer alanların aracılığı olmadan komuta eder.

Bu nedenle, çocuklar; duygularında boğulmamak, enerjisini yönlendirmek, ihtiyaçlarını toplumsal olarak kabul edilir şekilde ifade etmeyi öğrenmek, hislerine kapılıp kendini tehlikeye atmamak için bir yetişkinin ona eşlik etmesine ihtiyaç duyar. 

Henüz yaşadıklarını etkili bir şekilde yönetebilecek kapasiteye sahip değilken kesinlikle çocukları duygularıyla baş başa bırakmamalısınız. Bu tutum; onu inkâr, kırılma, başkalarına yansıtma, tepkisel oluşum gibi ruhsal savunma mekanizmalarına terk etmek olur.  Bunlar kesinlikle o duyguları yeniden hissetmemesi için etkili yöntemlerdir(nasırlar oluşmuştur bile) ama gerçeklikle olan bağını bozma pahasına…

psikolog ve aile danışmanı esra orçunlu

Çocukların duygularına eşlik etmek

Çocuğumuzu kendi başlarına ve içlerindeki canavarla birlikte bırakmaktansa yanlarında olabiliriz. Çocuklarının duygusal anlamdaki güvenliği de anne babaların sorumluluğundadır.

Çocuk çocuktur. Henüz bir şeyleri güzelce söylemeyi bilmez. Anne babanın rolü onunla duygusal bir yarışa girmek değil, ona uygun sözcükleri bulmada yardım etmektir. Yetişkin bir insan içgüdülerini kontrol edebilir. Çocukların duygularının anne babalarınınkinden önce gelmesi doğaldır.

Elbette çocuk büyüdükçe anne baba kendini geri çeker. Ama bunu çok erken yaparsa çocuk henüz öğrenememiş olabilir ve sıkıntısını kontrol etmek için savunma mekanizmalarına terk edilmiş olur.

Neler olduğunu anlamak için bebeğinizin üstüne eğilelim. Henüz çok küçük ve annesinden ayrı bir özne olma bilincine sahip değildir. Biz yetişkinler bir sıkıntımız olduğunda o acının dışında da varlığımızı sürdürürüz. Bebek içinse durum böyle değildir, sıkıntı onun varlığını tamamen kaplar ve mutlaka annesinin müdahalesine ihtiyaç duyar. Onun varlığına, sesine, sevgisine, onu bir zarf gibi sarmasına… Henüz bedensel ve ruhsal sınırları belirgin olmadığından, bebek, ancak annesi onu sarınca, duygularını içinde tutabilir ve kendisini güvende hisseder.

Çocuklar şimdiki andadır. Henüz geleceği planlama kapasiteleri gelişmemiştir. O anda yaşadıkları şeyin yoğunluğu ağır basar. Acının geçeceğini bilmezler, kızgınlığın biteceğini ve rahatlık hissinin geri geleceğini bilmezler. Küçüktürler ve duyguları onları ele geçirir. Biz yetişkinler ise biliriz ki içinde bulunduğumuz an geçecektir.

Anne ve babalar çocukların duygusal gelişimi ile ilgili nelere dikkat etmeli? 

psikolog ve aile danışmanı esra orçunlu


Çocuk anne babasının sağlamlığını görmek ister. 

Çocuk bir duygu hissettiğinde sizin kendinize sormanız gereken soru, ‘’ Onun içinde olup bitenlerin bilincine varmasına nasıl yardımcı olabilirim? olmalı.

Bir bebeğe mümkün olan en hızlı şekilde müdahale edin. İhtiyacını tanımlamaya ve onu tatmin etmeye çalışın. O acıktığını doktorunuzdan ya da saatinizden daha iyi bilir. Duygularını ifade etmesine eşlik edin.  Tüm bedensel ihtiyaçları karşılanmışsa öyleyse ruhsal bir ihtiyacı var demektir. Onu kalbinizle dinleyin. Size şikayetini isyanını, sıkıntısını iletmesine izin verin.

Çocuk büyüdükçe duygularını yönetme becerisi artar. O zaman birkaç saniye bekleyebilir ve yaşadığı şeyle nasıl başa çıktığını gözlemleyebilirsiniz. Eğer sizden bir talebi olmazsa ona güvenin.

Ona ifade alanı bırakın 

Hepimiz hemen teselli etmek isteriz. Ben de öyleyim. Ama kendimi tutuyorum. Çocuklarım ağladığında onları teselli etmeden önce dinlemeye çalışıyorum. ‘’ Kötü hissettiğini görebiliyorum. ‘’ Gerçekten kendisini çok kötü hissediyorsa ağlaması için onu yüreklendiriyorum. ‘’ Ağla, bir tanem, ağla, canım doya doya ağla, kendini kötü hissediyorsun, öyleyse sarıl bana ve istediğin kadar ağla.’’

"Neden?" sorusundan ise kesinlikle kaçının

"Neden ağlıyorsun?" dediğimizde suçlandığını ya da küçük görüldüğünü sanabilir ve aslında ağlayacak bir şey yok anlamı çıkarabilir. Üstelik bu soru onu düşünmeye zorlar. Oysa henüz çocuk oraya gelmemiştir. Onlardan söz etmeden önce duygularını ifade etme ihtiyacı vardır. Ayrıca neden ağladığını bilerek ona çözüm getirmeye çalışırız. Oysa onun ihtiyacı olan şey bu değildir. Muhtemelen sorunuyla kendi kendine başa çıkabilecektir, ihtiyacı olan şey duygularına kulak verilmesidir.

Ona ‘’ neden ?’’ diye sormak yerine ‘’neler oluyor?’’ ‘’ ne hissediyorsun ?’’ diye sorarak içinde yaşadığı şeye eşlik edin.

Düşüncelerini okumaya ya da yorumlamaya da kalkışmayın. Böyle yaptığımızda kendi duygularımızı karıştırıp yansıtarak bazen çocuğun yerine düşünebiliriz. Söylediklerinin şifresini saygılı bir biçimde çözmemiz gerek, yoksa onları kendi bildiğimiz gibi yorumlarsak çocuğu yine belli tanımların içine hapseder ve onu dinlemiş oluruz.

Ona şefkat gösterin

Sonuçta çocuğun duygularına eşlik edebilmek için sadece şefkat gösterin. Onun hissettiklerinin aynı şekilde hissetmeye çalışın. İnsani olan hiçbir şey insana yabancı değildir. Siz de bir zamanlar çocuktunuz. Onun içinden geçenleri anlayabilirsiniz.

Sözlü ifadeler her zaman yeterli değildir. Fiziksel temas, sarılma, bir ihtiyacın karşılanması esastır. Çocuğa sürekli davranışlarını açıklamak değil ama gerektiğinde sıkıştığı durumdan çıkmasına ya da duyduğu acıya eşlik etmek için yaşadıklarını sözcüklere dökmesine yardım etmek gerekir.

Elbette bu empatiyle dinleme sürecinde kendi duygularınızla karşı karşıya gelebilirsiniz, geçmişinizdeki bazı eksiklikleri, sıkıntıları uyandırabilirsiniz.

İnsan kendisi sağlıklı bir şekilde öfkesiyle başa çıkmayı bilmiyorsa çocuğun öfkesine saygı göstermesi zordur. Ya da üzüntüsünü aşması için çocuğu kollarımıza almak bize kendi anne babamızın hiç kulak vermediği umutsuzluklarımızı hatırlatıyorsa bunu yapabilmemiz neredeyse imkansızdır.

Böyle olunca çocuk size gerçekten güvenemeyeceğini hisseder ve sonunda sırtını döner, hatta aranızdaki köprüyü tamamen yıkabilir.

🖋️Esra Orçunlu'nun diğer içerikleri!

🔗 Çocuğa sevgi göstermenin yolları: şefkat dili

🔗 Dijital çağda çocuk yetiştirmek

🔗 Korku çağında çocuk yetiştirmek

Kaleme alan Esra Orçunlu Psikolog ve Aile Danışmanı

👩🏻İşine aşık bir psikolog. 🧠Özel ilgi alanı çocuk, ergen ve aile psikolojisi. 🌟2009 yılından beri bir çok okul, kreş ve danışmanlık merkezinde çocukların gelişimini takip etmiş ve aile danışmanlığı vermiş olan Esra Hanım, 2016'dan beri kendi ofisinde çocuk, ergen ve ailelerle çalışıyor.

En yeni makaleler

50 soruluk arkadaşlık testi ✅ | Arkadaşını ne kadar tanıyorsun?

Arkadaş çevremiz bizim için önemli bir sosyal destek alanını oluşturuyor. Arkadaşların seni ne kadar tanıyor? Veya sen arkadaşını ne kadar tanıyorsun? Hiç merak ettin mi? Arkadaşlıklarınızın ne durumda olduğunu öğrenmek veya birbirinizi daha iyi tanımak için çok etkili ve eğlenceli bir yöntem var: Arkadaşın ile birbirinizi yeniden keşfetmek ve yeniden bağ kurmak için 50 soruluk arkadaşlık testi ile tanışın! Ayrıca, arkadaşlarla paylaşmak için mükemmel bir test! 😊😉

Hayal kırıklığı yaşamaktan korkmak (benim hikayemden notlar)

Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Başarısız olmaktan korktuğum için hiçbir şey yapmıyorum. Ya da içim rahat bir şekilde hiçbir şey yaşayamıyor, andan ve hayattan keyif almak konusunda kendimi sabote etmekten vazgeçemiyorum. İnsanların bana bakış şeklini saplantı haline getiriyor ve kendim olmakta zorlanıyorum... Peki hayatın bir rekabet olduğunu kim söyledi? Her şekilde mükemmel olmak zorunda mısın? Bir adım geri atarak, özgüven kazanarak ve zihnimi tekrar düzenleyerek hayal kırıklığına uğramaktan korkma eğilimine bir son vermek mümkün. Benim hikayem şöyle…

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest