Naiflik ve psikolojik kökenleri
"Naif" kelimesi, saf, deneyimsiz anlamına gelmektedir. Doğal, doğuştan gelen ve dolayısıyla doğa tarafından verilen anlamına gelen Latince "nativus" kelimesinden türemiştir. Sözlük bize saflığın "Sadelik, güven ve samimiyetle dolu doğal zarafet" olduğunu söylüyor. Bu açıdan oldukça olumlu.👍
Psikoloji alanındaki çalışmalar, naiflik, saflık ve aptallık kavramları üzerine bir sürü fikir üretmiştir. Örneğin; Freud, saflığı/aptallığı utanç duygusuna karşı bir savunma olarak kabul etmiştir. Özellikle çocuksu saflığı veya naifliği; kişilik örgütlenmesi sırasında yaşanan bir histeri olarak görür. Der ki; naiflik inkar ile kendini gösteren bir savunma mekanizması gibidir.
Ona göre, çocuk bilinç veya bilinçdışı düzeyde kendisini rahatsız eden dış dünyadaki olayları ruhsal ve bilişsel olarak kavramamak adına, davranışsal, bilişsel ve duygusal yetenek ve kapasitelerini bastırır böylece kendisini "aptallaştırır".
Naiflik aslında çocuklukla bağlantılıdır, doğasında vardır. Dış dünyanın karanlığının henüz üzerimizde fazla bir etkisi olmadığı çocukluk dönemi belli bir tazeliği yansıtıyor. Naif insan da dünyaya böyle bir perspektiften bakıyor.
Peki naiflik aptallık anlamına mı geliyor? Hayır! Çocuksu olmanın, saflık ve naifliğin zeka ve zihinsel kapasite ile yakından uzaktan alakası yok.
Naif kişilik ve zeka arasındaki bağlantı
Saflık ve aptallık arasında doğrudan bir ilişki olduğu düşünülür. Birbirimize yalan söylemeyeceğiz, saflar açık sözlülüklerinden, kendilerine söylenen her şeye inanma eğiliminden ve diğerine karşı duyulan koşulsuz güvenden dolayı rahatsız edici durumlara sürükleniklenirken bize pek yardımcı olmayabilir. Fakat, saflık bir şeyleri kavrama kapasitesi ile ters orantılı işlemez.
Naiflik, saf düşünce, dünyayı başka türlü anlama ve algılama eğilimi olarak açıklanabilir. Hepsinden önemlisi, kolayca hayret etme, kolayca heyecanlanma, doğrudanlık, açık sözlülük gibi karakter özelliklerinin gelişmesine izin veren bir nevi masumiyet yeteneğidir.
Bu masum ve dış dünyaya karşı daha sade olan bakış açısı yaratıcı zekayı da artıran bir durum. Pek çok sanatçı ve bilim insanı, dünyayı farklı bir şekilde görmenin bu yolunu denemekte ve keşfetmektedir. Mantıksız teorilere inanmaya oldukça açık ve önyargısız bu kişilik size duyduğunuz her şeyin doğru olabilme ihtimalinin olduğuna ikna eder.
Naiflik sanıldığı gibi kötü bir özellik mi?
Naiflik, istismara açık bir nitelik mi? Bu sorunun cevabı hâlâ ispata mahkum. Naif bir ruh, insan doğasının barındırdığı kötülüklerden olabildiğince sıyrılmış kişiliği ifade ettiğine göre aslında yalnızca “eksiklik” olmaktan uzak.
Peki kötü yanı ne? Güvenme ve başkalarına karşı iyi olma şapkası altında, aslında başkalarıyla veya tam olarak kendi ile yüzleşmekten kaçınma davranışını işaret ediyor olabilir. En başta bahsettiğim gibi; saflık, aslında bir savunma hali. Saf bir yetişkin, yalnızca çocuk ruhunu koruyabilmekle kalmıyor, özellikle dünyanın, başkalarının ve kendisinin kusurları, eksiklikleri, yetersizliği hakkındaki gerçekleri görmek, bilmek istemiyor.
Naiflik kurtulmak gereken bir özellik mi?
Naiflik her şeyden önce bir güven duygusu ile ilişkili. Örneğin; çevremdeki insanlar, benim aşık olduğum partnerime duyduğum mutlak güvene şaşırıyor, hatta çoğu zaman sitem ediyor. “Bu kadar saf olma, aşırı naifsin seni çok kolay üzerler.” Güvensizlik benim DNA'mda yok. Güven duygusunun bana verilmesini beklemek yerine, herkesin güvenilmeyi hak ettiği ilkesiyle yaklaşır, gerekirse güvenimi geri çekerim.
Yanlış anlaşılmasın, herkesin her zaman iyi niyetli olmadığının farkındayım ama sürekli şüphelenmektense risk almayı ve ihtimalin her zaman iyi olabileceğini düşünmeyi tercih ediyorum. Sorun şu ki; elbette, manipüle edilme, hayal kırıklığına uğrama, incinme riskim diğer insanlara göre daha yüksek. Saflık ve naif kişilik beni bir kurban haline getirebiliyor, hatta şüphesiz çoktan narsist kurbanı oldum…
Hayattaki deneyimler bizi büyütür
Hata yapma, yanlış karar verme ve yanılma riskim diğerlerine göre büyük evet ama her deneyimden ders çıkarıyorum.
Benden borç para istiyorlar ve geri vermiyorlar, hakkımda dedikodu yapmak için hayatımdan bahsetmemi sağlıyorlar, hem beni cepte tutup hem de başka ovalarda çimenlerin daha yeşil olup olmadığını görmeye devam etmek için sürekli bana açık ilişki teklif ediyorlar.
Biliyorum. Bu kötü deneyimlerin hepsini zamanında yaşadım. Sonuç: artık tahmin ediyorum, biraz daha şüpheci yaklaşıyor ve daha uzun düşünüyorum ama hepsinden önemlisi, artık herkesi memnun etmek için çalışmıyorum ve hayır demeyi öğreniyorum.
Ancak son tahlilde gaddarlığın, kötülüğün ve bencilliğin var olduğunu bilsem de ben iyimser kalmayı tercih ediyorum. Bireysellik içinde olmadığım ve inkar etmediğim sürece dünya benim için yaşamak için iyi bir yer olmaya devam edecek!
Naiflik, iç dünyamızdaki birkaç duvarı pembe ile kaplamak için kullanılmalı, bence bunda bir sıkıntı yok. Asıl sorun hayatla yüzleşmekten kaçınmak için bir bahane olarak hizmet ediyor olması. Bunun ayırdına varmakta güçlük çektiğini düşünüyorsan; psikolojik destek almaktan çekinme!
Yazar notu: Aklında bulunsun!Sonuç olarak, saf olmanızın bir önemi yok, çocukluğun bizi bencilce düşünmekten alıkoyan kısmını koruduysanız, ruhunuz yara almasın diye naif bir yanınızı ortaya çıkardıysanız ne var? Önemli olan kendinizden başlayarak kimseye zarar vermemektir. İster bir kusur, ister bir nitelik (yargılamak size kalmış) olarak kabul edin, naiflik her şeyden önce farkında olunmalı ve bilinçli şekilde sahip olunmalıdır.
Mümkün olana da, imkansız olana da inanmanıza izin verin, ama biraz acı çekmekten de kaçının. Gerçekle olduğu gibi yüzleşmek zorundayız. Her zaman bir gülümsemeyle durumu çarpıtamayız, yoksa hayat bize hiçbir şey öğretmemiş olur. İnkar ilerleyişi engeller. Kendini dünyadan korumak, aynı zamanda dünyayı anlamaktan geçer.
🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..." #BornToBeMe
|