Korku, karşılanmamış bir güvenlik ihtiyacıdır!

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Korku hepimizi öyle ya da böyle etkileyebilir. İster gerçek bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda hissettiğimiz korku olsun, ister hayatta ilerlememizi engelleyen bir korku olsun, örneğin yalnız kalmaktan korktuğunuz için mutsuz bir ilişki içinde kalmaya devam etmek gibi. Korkularımızı anlamak bize çok şey kazandırır, çünkü tüm korkularımız aslında bize kendimizden bir mesaj iletir. Korkularınızın sizi felç etmesine izin vermektense, size ne mesaj vermek istiyor farkına varmak, daha iyi bir yaşam için onlar üzerinde çalışmak inanın bana daha iyi!

Korku, karşılanmamış bir güvenlik ihtiyacıdır!

Korkuyu aşırı korumacı bir anneye benzetmişimdir hep. Başımıza bir şey gelmesin isterken bizi bir şeylerden alıkoyar durur. 😉 Korkularımız bazen bize ve ilerleyişimize engel olur. Örneğin, yeni bir şey denememizi, risk almamızı, yapmak istediklerimizi yapmamızı, istediğimiz ilişkiler içinde olmamızı engelleyebilir. Hatta bazı durumlar içinde sıkışıp kalmamıza sebep olabilir. Bu yüzden, korkularımızı anlamak ve korkularımızın ardında gizlenen gerçekleri farkına varmak daha iyi bir yaşam için kilit bir rol oynar!  

Korku nedir? 

Korku, temel duygu türlerinden biridir ve bizi tehlikelere veya tehditlere karşı uyaran bir duygudur. 
Bizi tehlikeye karşı uyarır ve kendimizi tekrar güvende hissedebilmek için davranışlarımızı uyarlamamıza olanak tanır.

Örneğin bize doğrultulan bir silahı gördüğümüzde tüm fizyolojik durumumuz değişir, beyne bir uyarı gönderilir. Korku durumunda stres hormonlarının salınması tetiklenir: kortizol, norepinefrin ve adrenalin. Beyne ve kana salındıklarında bu hormonlar vücudun fizyolojik parametrelerinin değişmesine neden olarak sizi hayatta kalmak için harekete geçmeye hazırlar. Hatta size bedensel sinyaller gönderir. Karın ağrısı, gerginlik hissi, boğazda sıkışma, titreme, terleme, nefes ve kalp ritminde değişiklik vb. 

Tüm bunlar, uygun bir tepkiyi verebilmek için bilinçli ve bilinçsiz düzeyde işleyen bilişsel bir değerlendirmeyle paralel olarak ilerler. Bu değerlendirmeyi anlamak için ormanda ayı ile karşılaşma örneğini ele alalım. Korkuyla karşı karşıya kaldığınızda üç tepki verebilirsiniz:

Donmak 👉 Panik moduna geçip donup kalabilirsiniz.
Kaçmak 👉 Ondan kaçmak için koşmaya başlayabilirsiniz.
Savunmak / Saldırmak 👉 Ondan korunmak için karşı saldırıya geçersiniz.

Korkunun türevleri : kaygı ve panik hali

Tüm temel duygular gibi korku da birçok türev duyguya yol açar. Bu türev duygular psikolojide ikincil duygular veya karmaşık duygular olarak bilinir. Örneğin, duygu araştırmalarında öncü olan Amerikalı psikolog Paul Ekman, utanç duygusunun, korku ve öfkenin bir karışımı olduğunu belirtir. Korku ile en ilişkili iki diğer duygu durumları : kaygı (anksiyete) ve panik. 

Korku 👉
Kişinin gerçek ve acil bir tehlike karşısında hissettiği güçlü ve yoğun duygu. Hayatta kalma içgüdümüz tetiklenir.
💭 Zihin: refleks düşünceler
🧘‍♀️ Beden: titreme, hayatta kalma içgüdüsünün yönlendirdiği refleks hareketler
⏳ Süre: ani ve geçici
Kaygı / Anksiyete 👉
Beklentilere dayanan korkular. Gerçek ya da hayali bir tehlike beklentisiyle ortaya çıkan güvensizlik ve endişe duygusu buna eşlik eder.
💭 Zihin: karamsar, endişeli, tekrarlayan düşünceler.
🧘‍♀️ Beden: kas ağrısı, nefes düzensizliği
⏳ Süre: süreklilik gösteren
Panik 👉
Mantık yürütme mekanizmasını bozan yoğun ve ani bir duygu. Kontrol kaybı ve ciddi bir tehlikenin yaklaştığı düşüncesi eşlik eder.
💭 Zihin: panik, kendini kontrol etmekte zorluk
🧘‍♀️ Beden: Solunumda sıkışma hissi, hızlı kalp atışı, midede balon hissi.
⏳ Süre: ani ve geçici.

Kaygı ve Korku arasındaki fark nedir?  

Korku ve kaygı arasındaki fark aynı zamanda "işlevsel ve yerinde" veya "aşırı ve işlevsiz duygular" arasındaki farka dayanmaktadır. Korku, belirli, gerçek bir tehlikeye verilen duygusal bir tepkidir; kaygı ise çeşitli uyaranların tetikleyebileceği aşırı ve odaklanmamış bir duygudur ve olabilme ihtimali olan bir şeyle ilgili endişe veya rahatsızlık duymakla ilgilidir. 

🔗 Korku ve kaygıyı birbirinden ayırt ederek onlardan kurtulun ⛓️

İster gerçek bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda ani bir korku, ister ilerlememizi engelleyen kronik kaygı olsun. Tüm duygularımız bize dinlemesi iyi olan önemli bir mesaj iletir. Korku hissettiğimizde, güvende hissetmemiz için güvenceye ihtiyacımız var demektir.

Korku ve güvenlik ihtiyacı üzerine biraz düşünelim...

Korku, güvenlik ve korunma ihtiyacıyla doğrudan bağlantılı. Bunu Maslow Piramidi dediğimiz ihtiyaçlar piramidi teorisinde çeşitli şekillerde görebiliriz. Örneğin Abraham Maslow’a göre, ihtiyaçlar teorisinin en önemli basamağı fizyolojik ihtiyaçlardır. Çünkü fizyolojik ihtiyacını giderememiş bir kişi için diğer ihtiyaçların bir ehemmiyeti yoktur. İkinci seviyede ise güvenlik ihtiyacı bulunmaktadır. Çünkü birey hayatta kalmayı başardıktan sonra, güvenli ve huzurlu bir hayat sürebilmeyi arzu eder. 

Kişi kendisini güvende hissetmediğinde, kaçınılmaz olarak yaşama dair korku ve kaygısı artar. Çünkü insan içsel olarak tehlikelere karşı koyma ve sahip olduğu şeyleri korumaya yönelik bir güdüye sahiptir. Bu ihtiyaçlar, kişiler arası münasebetlerde de geçerlidir. Yani, insan sürekli olarak elinde bulundurduklarını muhafaza etmek, korumak ve yaşamını güvenli bir şekilde sürdürebilmek için bir mücadele içindedir. Kısacası bu güvenlik ihtiyacı bir duygusal güvenlik arayışı şeklinde de kendini gösterebilmektedir. Dolayısıyla karşılayamadığımız ihtiyaçlar da üzüntü, öfke, kaygı ve korku gibi olumsuz duygular ortaya çıkar. 

📝 Modern insanın korkuları genellikle ya hafızamıza kazınmış tehlike unsurlarından ya da bilinmeyen bir durum karşısında hissettiğimiz veya öngördüğümüz güvenlik açığına bağlı şekilde ortaya çıkan korkular oluyor. Mesela işimizi kaybetmek, terkedilmek, yalnız kalmak, değişim gibi deneyimler en az bir aslan kadar tehdit edici hissettirebiliyor. 

Korkularımız bizi neyden koruyor?

Korku duygusu ile çalışan kaç veya kendini savun mekanizması, bizi daha gerçekçi ve ölümcül tehlikelere karşı uyarmak için vardı. Günümüzde ise hayati tehlikeler daha nadir ortaya çıkıyor. Ama şunu unutmayın: korku, "tehlikeyle ya da potansiyel bir tehlikeyle" karşı karşıya kaldığınızda kendini gösterir. O zaman burada önemli olan "tehlikenin veya potansiyel tehlikenin" sizin için ne anlama geldiği! 

Sahip olduğumuz korkuları doğuştan getirmeyiz, deneyim veya öğrenme yoluyla edinilir. Çocukken ateşin yaktığını bilmiyordunuz, sizi tehlikelerden korumak için bunu size öğreten, tekrarlayan anne babanızdı. Hayatınızdaki bazı deneyimler de belirli durumlardan korkmanıza yol açmış olabilir ve bunlardan kaçınıyor olabilirsiniz. Bu durumları hatırlayacaksınız ve her karşılaştığınızda korku veya türevlerini yaşayacaksınız. Daha sonra seçimlerinizi ve tepkilerinizi buna göre yönlendireceksiniz. 

Örneğin, bir araba kazası geçirdiniz: muhtemelen tekrar araba sürme fikri konusunda çok endişeli olacaksınız. Sonuç olarak kendimizi korumak istediğimiz durumlar herkes için farklılık gösterebiliyor. Gerek çocukluk öykümüz, geçmiş yaşantılarımız, hayat deneyimlerimiz, psikolojik travmalarımız gerekse bize öğretilen korkular ile mücadele edebiliyoruz. 

Gerçek ve gerçek dışı korkular

Gerçek korkular diyince aklımıza, bir arabanın son hızla size doğru gelmesinden korkmak, havlayarak üzerinize atlayan bir köpeğin karşısında dehşete kapılmak gibi durumlar gelebilir. Bu korkular meşrudur çünkü kendinizi korumanıza izin verirler. Hareket eden arabadan veya saldıran köpekten uzaklaşmanız önemlidir. 

Geçmiş deneyimlerinize bağlı olarak gelişmiş gerçek dışı korkular da vardır, ki hepimiz en çok bunlardan çekeriz. Örneğin, başarısız olma korkusu, dışlanma korkusu, karanlıktan korkma, aşık olmaktan korkma, aldatılmaktan korkma, yalnız kalmaktan korkma, yeterince iyi olmamaktan korkma vb. Tüm bu korkular, sizi korumaya çalışan zihninizin yansıtmalarıyla bağlantılıdır. 

Beyninizin amacı sizi hayatta tutmaktır ancak gerçek korku ile gerçek dışı korku arasındaki farkı bilmez. Belirli korkuları besleyen genellikle düşüncelerinizdir. Bunun hakkında ne kadar çok düşünürseniz, bu korkuları o kadar pekiştirme eğiliminde olursunuz.

🚨
Kaygı sürekli bir duygu durumu haline geldiğinde, kaygı yaşamaya dair korku geliştirebilirsiniz. Bu döngü, korkuya neden olan şeylerden kaçınmanın bir yolu olarak sağlıksız davranışları ortaya çıkarır. Bu duruma psikolojide kaygı döngüsü de denir. Görünüşte normal olaylar karşısında oluşan bu baskın duygular, doktor randevuları, market alışverişi veya şehirde dolaşma gibi günlük yaşamı etkilemeye başladığında kaygı bozuklukları olarak sınıflandırılır. Toplumun yaklaşık %20'si yaşamları boyunca anksiyete bozukluğu belirtileri yaşıyor.

🔗 Kaygı döngüsünden çıkmak | ☔ RAIN yöntemi

Korkularınızı anlamak için ne yapabilirsiniz?  

Ne olursa olsun, bazı korkularımızın nereden geldiğini anlamak, neye ihtiyacımız olduğunu anlamak ile eş değer. 

💬
“Seçimlerinizin korkularınızı değil, umutlarınızı yansıtmasına izin verin”
Nelson Mandela

Her korkuyla karşı karşıya kaldığınızda, sizi belli bir tehlikeden korumak için korunmaya ihtiyaç duyduğunuzu varsayın. Bu tehlike mutlaka gerçek olmayabilir ancak korkunun neyi gizlediğini anlamak için kendinize birkaç soru sorarak bunu tanımlayabilirsiniz.

1) Bu korku beni ne yapmaktan alıkoyuyor?

Bir şeyi yapmaktan korkuyorsanız, risk almaktan kaçınmak için bunu yapıyorsunuzdur. Kaçındığınız eylem sonucunda daha önce belli rahatsızlıklar yaşamışsınızdır. Örneğin, birine güvenmekten korkuyorsanız, bu hayal kırıklığını önlemek için olabilir. Belki hayal kırıklığına uğradığın bir zamanı hatırlıyor olabilirsin. 

2) Bu korkuyu sürdürmenin bana faydası nedir?

Bazı korkular onlardan faydalanmanıza yardımcı olmak için vardır. Örneğin işimi geliştirirken çoğu zaman yeterli paraya sahip olamamaktan korkuyordum. Bu korku düzenli gelir elde etmek için çalışmamı sağladı. Yaptığım eylemlerden vazgeçmemi uzun süre engelledi. Daha sonra bu bir engel haline geldi ve kendimi ondan kurtarmayı öğrenmek zorunda kaldım

3) Korkunun ardında gizli olanları keşfedin. 

Bazı korkulardan kurtulmak için onların neyi gizlediğini anlamalısınız. Korkunun neyi gizlediğini tanımlayın. Bir korkunun var olduğunu fark ettiğinizde, onun ne tür bir korku olduğunu keşfedebilirsiniz. Çoğu zaman ilk izlenimde bulunuruz:

“Bu pozisyon için aday olmaktan korkuyorum”

Arkasında başka bir endişe, hatta birkaç endişe gizleniyor. Kendinize birkaç kez şu soruyu sorun: “Aslında korktuğum şey ne?". Dipteki nedeni bulmalıyım. Ve o zaman asıl korktuğunuzu sandığınız şeyin hayal ettiğiniz gibi olmadığını anlayacaksınız. 

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi gerçek korkularınız şunlar olabilir:

Ne zaman korksanız, kendinize asıl korkunun ne olduğunu sorun. Bu, onu anlamanıza ve eğer haklı değilse muhtemelen yapısını bozmanıza yardımcı olacaktır.

Bu içeriği okuyanlar bunu da mutlaka okuyor >> Beklentisel kaygı veya anksiyete | Hep en kötüsünü beklemek

Yazar notu: Korkularınızın kökenlerini belirleyin, kendinizi onlardan kurtarmak için onları tanımlayın

Bu makalenin başında da belirttiğimiz gibi korkularımız doğuştan değil, geçmiş deneyimlerimiz sonucunda edinilmiştir. Ve bu deneyimler zamanla birikir ve bazen korkular da birikecektir.

Eğitiminiz, anne-babanızın ve çevrenizdekilerin size gönderdiği mesajlara bağlı olarak bazı endişeleri, korkuları ve dehşetleri beslemiş olabilirsiniz. Aileniz paranın bitmesinden mi korkuyordu? Belirli insanlardan veya insan kategorilerinden şüpheleniyorlar mıydı? Size kedilerin hastalık taşıdığını söylediler mi? Atalarınızın veya bağlanma modellerinizin ardındaki korku nedenlerini bir bir keşfederek, şüphesiz mevcut korkularınızdan çok daha kolay arınacaksınız.

Çünkü kendiniz ile ilişkiniz değişecek, her şeyi daha iyi anlayacaksınız. Daha sonra anne babanıza ihanet ediyormuş gibi hissetmeden onların işlevsel olmayan aktarımlarını terk etmeye karar verebilirsiniz. İnançlarınız veya önyargılı fikirleriniz de değişime daha açık olacak.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynakça: 

  • LeDoux JE. Emotion circuits in the brain. Annu Rev Neurosci. 2000;23:155-84. DOI: 10.1146/annurev.neuro.23.1.155. PMID: 10845062. 
  • Alison Mary et al., Resilience after trauma: The role of memory suppression. Science 367, eaay8477 (2020). DOI:10.1126/science.aay8477
  • Starkstein, S. (2018). A Conceptual and Therapeutic Analysis of Fear. WA, Australia: Palgrave Macmillan.

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

Güncel içeriklere göz at!

Sosyal medya mutluluğu engelliyor olabilir mi?

Sosyal medyanın zararları konusu her geçen gün hararetlenir iken paralel olarak platformlar çeşitleniyor ve alan gittikçe büyüyor. Sosyal medya olarak adlandırılan bu sanal ortam, kullanıcı tabanlı olmasının yanında kitleleri ve insanları bir araya getirmesi ve aralarındaki etkileşimi arttırması bakımından önemli. Bu “like” ve “takipçi sayısı” çılgınlığı doğamızı değiştirmiyor değil. Mutluluk ve sosyal medya birbirine doğrudan ilişkili olmasa da bugün bağlantımız kopsa mutlu olacağımızı söylemek de zor. Sosyal ağların sorunu tam da bu. Onlar moralimizi bozduğu kadar yükselten de mecralar. Yani tam bir aşk/nefret ilişkimiz var. Beğeni yarışı, kendini karşılaştırma, ideallerin olur olmaz tanımları ve boşa harcanan onca zaman... Peki ya sosyal ağlar mutluluğumuza bir engel teşkil ediyor ise?

Olumlu düşünmenin gücü ve ardındaki mantık | #pozitifdüşünce

"Pozitif düşünmenin gücü sayesinde..." ile başlayan cümleler size hep abartılı mı geldi? Belki de "olumlu düşün ki olumlu olsun" anlayışı hakkında biraz ciddi bilgi okursanız fikriniz değişir. Zihin güçlü bir araçtır çünkü bakış açımızı belirler. Sadece pozitif düşünme alışkanlığı bile olumsuz duyguları olumlu duygular ile değiştirebilir, ruh ve beden sağlığınızı ve sosyal ilişkilerinizi iyileştirebilir. Tüm bunlar sizi hayatın akışına güçlü şekilde bağlar ve mutlu bir insan yapar. Olumlu düşünmek, kusurları reddetmek değil, onları birer iyileşme fırsatı olarak görmek demektir. Bu sefer bir yaşam felsefesi olarak pozitif düşünme alışkanlığının işlevselliği ve kazanımı üzerine konuşacağız.

En ilham verici motivasyon sözleri! 20 mükemmel söz!

Motive edici sözler duymaya mı ihtiyacınız var? Güzel sözler söyleyen biri olsa da biraz motivasyon olsa mı diyorsunuz? O zaman doğru yerdesiniz. Motivasyon sözleri kısa ama etkili oluyor. Kişi kendini çıkmazda hissettiğinde motivasyon sözleri birer ışık oluyor. Hiçbir şey, hiçbir zaman senden daha önemli değil. Tek önemli olan şeyi yap ve ne olursa olsun, hayattaki zorlukların seni vazgeçirmesine izin verme. Bir iki güzel söz oku, yeniden güç bul. 💪 İşte arada bir açıp bakmalık 20 maddelik motivasyon sözleri listesi!

Yalnızlık sözleri: Yalnızlığa dair söylenmiş 10 söz

Yalnızlık, kimisine göre biraz kendi kendine kalmak kimisine göre kendinle yüzleşmek zorunda kalmak demek. Yalnız olduğunu düşünüyorsan, yalnız değilsin! Çoğumuz zaman zaman günlük yaşantımızı devam ettirsek de insanlardan uzak, kimse yokmuş, ve boşluktaymışız gibi hissedebiliyoruz. Yalnız olmaya dair söylenmiş sözler sayesinde etrafımızı saran boşluk hissi ile yüzleşmenize yardımcı olmaya geldik! Kelimelerini nasıl seçeceğini bilen büyük düşünürlerin sözlerini bir araya getirdik!

Aslı Gülaydın (yoga eğitmeni): Güne hareketle başlamak!

Sabah yataktan kalktığımızda, zihnimiz yapılacaklar listesi ile dolu olsa da bedenimiz ihtiyacı olan uykudan yeni kalkıyor. Güne başlamadan önce hareket etmek, bedeni uyandırmak ve gün içerisindeki koşuşturmaya hazırlamak için aslında çok değerli. Bunun fizyolojik ve biyolojik bir çok açıklamasını yapmak mümkün. Aslı, bu yazıda bu pratiğin ne kadar değerli olduğunu açıklıyor.

Platonik aşkı anlamak

Platonik aşk, günümüz ilişkilerinde sıkça duyduğumuz fakat çoğunlukla yanlış anlaşılan bir kavram. Herkes karşılıksız aşk olarak bilse de platonik ilişkiler hakkında bundan çok daha fazla şey söylemek mümkün. Bu yazıda, platonik aşkın ne olduğunu, romantik aşktan nasıl farklı olduğunu ve kişisel ilişkiler açısından doğasını tartışıyor olacağız.

Aromantizm Nedir? Romantik İlişkiler Olmadan Yaşamak

Aromantizm, kişinin romantik çekim hissetmediği, romantik ilişkilere ilgi duymadığı bir yönelimi ifade eder. Bu makalede, aromantizm nedir, bu yönelime sahip bireyler nasıl bir yaşam sürdürürler ve kendinizi bu spektrumda buluyorsanız nasıl başa çıkabilirsiniz gibi konuları ele alacağız. Aynı zamanda, aromantizmi daha iyi anlamak için uzman görüşleri, kişisel deneyimler ve çeşitli kültürlerdeki yeri üzerinde duracağız.

Bilişsel Davranışçı Terapi | Duyguları kontrol etmeyi öğren!

Birçok kişi, günümüzün yoğun ve stresli hayatında kişisel mutluluğu ve mental sağlığı korumanın yollarını arıyor. Bu yolculukta, bizi kendimizi daha iyi anlamamıza ve kabul etmemize yardımcı olan yöntemlerden biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle depresyon, anksiyete, fobi ve obsesif kompülsif bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıkların üstesinden gelmek için etkileri kanıtlanmış bir tedavi yöntemi ve psikolojik yaklaşım tipidir. Özetle duygu ve davranışlarımız arasındaki bağlantıları keşfederken bize nasıl daha mutlu ve dengeli bir yaşam sürebileceğimizi gösterir.

İş ve yaşam koçu Özlem Şen ile söyleşiler

Youtube kanalımıza 💜 abone olmayı, 🔔 bildirim zilini açmayı, 👍videoları beğenmeyi, veee ✍🏻 bize yorumlardan ulaşabileceğini unutma! 

İş ve yaşam koçu Özlem Şen ile söyleşiler

🎧 Podcast dinle!

Spotify hesabımızı takip ediyor musun?

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

Sosyal medya hesaplarımıza abone oldunuz mu?

Instagram'da takipleşelim!

Pinterest'de de bizi görmek istemez misin?

TikTok'da da var mısın? Biz varız!