Kadınların duyduğu toksik ve suçlayıcı cümleler | 10 örnek

tarihinde Damla KOLLUOGLU, Wengood yazarı tarafından güncellendi

Bilerek veya bilmeyerek, karşıdakinin sınırlarını ihlal eden yargılayıcı cümleler bize de sarfediliyor, biz de sarfediyoruz. Kelimelerin gücü yadsınamaz. Dolayısıyla insanlarla iletişim kurarken daha dikkatli olmalıyız. Karşı tarafın özgüvenini, özgürlüğünü, kendisi ile ilgili duygularını hedefleyen, durduk yere moral bozan, zarar veren ve suçluluk duygusu uyandıran faydasız yorumlar vardır, bildiniz mi? Eminim, toksik cümleler özellikle biz kadınların karşısına daha sık çıkıyor.

Kadınların duyduğu toksik ve suçlayıcı cümleler | 10 örnek
Özet

Kadınların en sık duyduğu toksik cümleler

Duygu ve düşüncelerinizi ifade ederken yapmamanız gereken bir şey varsa o da yargılayıcı dil kullanmaktır. Amaç ister karşıdakini yönlendirmek, “akıl vermek”, ister teselli etmek veya motive etmek olsun, yorum yaparken toksik olarak nitelendirilebilecek cümleler kurmamaya özen göstermeliyiz.❗

Aşağıda: kimseye söylenmemesi gereken suçluluk duygusu uyandıran cümlelerin bir listesi mevcut. Şu toksik cümlelerden bir vazgeçsek artık?

1.“Bunu yemesen daha iyi olur.” / “Bir tabak daha mı yiyeceksin?”

Şu kadınların önündeki tabaklarla ilgili yorum yapmak adet olmuş. İster 50 kilo ol ister 120 kilo, herkesin bir yorumu var. İnsanlar ne yediğinize müdahale etme hakkına sahip değil. Kendimize de hatırlatalım: biz de, diğer insanların nasıl ve ne yediği hakkında yorum yapmak zorunda değiliz.

Herkes kendi tabağına baksın arkadaş! 🍽️

2. “Gerçekten, bunu mu giyeceksin?”

İstediğimizi giyme hakkımız var: kapalı, renkli, dar, bol, kısa, uzun, delikli, yırtık… Bir kıyafeti giymeye karar vermişsek, belli ki içinde rahatızdır veya kendimizi öyle iyi hissetmişizdir. Sorun şu ki, insanlar görünüşe göre yargılamaya çok müsaitler.

🚫 En kötüsü de kadının giydiği kıyafetin taciz için bir neden olduğunu iddia etmek. Hayır! Cinsel taciz, bir şiddet türüdür ve kadının tacize uğrama nedenlerine ilişkin kadının kılık kıyafetine, konuşmasına, tavır ve davranışlarına yönelik bakış açıları kabul edilemez.

3. “Umarım emzirmeyi planlıyorsundur… Süt yapıcı şeyler yiyorsun değil mi?”

Hele anne olunca bütün seçimlerimiz sorgulanıyor. Ebeveyn olduğumuzda suçluluk duygusu hisetmeye çok daha müsait hissediyoruz çünkü söz konusu çocuklarımız olunca çok daha hassasız. 

Anne olduğunuzda duyduğunuz toksik yorumlardan biri emzirme konusu üzerine yapılır. Emzirme seçimi çok kişisel bir şeydir ve sadece bize bağlıdır🤱. Müstakbel bir anneye bu konuda fikrimizi vermek zorunda olmadığımız gibi, özellikle de bize sormadıysa ona yorum yapma hakkımız yoktur. Eminim kendi doktoru ile bu konuda konuşmuştur bile.

4. “Neden üzülüyorsun? Mutlu olmak için her şeye sahipsin!”

“Mutlu olmak için her şeyimiz olsa” bile, kendimizi kötü hissetmeye, üzülmeye hakkımız var. Üzgün olmaya hakkımız olmadığını söyleyenler, toksik pozitiflik nedir bilmiyor olabilir.  Mutluluk seviyemize karar vermek başkalarına kalmadı. 

Ayrıca, ruh halimiz ile ilgili yapılan bu yorumlar, hissedilen duygular ve psikolojimiz konusunda kendimizi suçlu hissetmemize sebep olur. Depresyon, moral bozukluğu ile karıştırılınca zaten ruhsal olarak acı çeken bir kişiye söylenecek en son şey, öyle hissetmeye hakkı olmadığıdır. 

👉 Bunun yerine “Üzgün müsün? Sana nasıl yardım edebilirim ?" gibi destekleyici ve olumlu cümlelerle yaklaşmak daha doğru.

5. “... Peki gerçek işin ne?”

Bu soruyu şahsen çok duydum. Sanatsal alanlarda çalışan herkesin, mesleği ne olursa olsun (eğlence sektörü, illüstratör, blogger, fotoğrafçı vb.) bir gün mutlaka bu soruyu duymuştur. Bunların gerçek işler olduğu gerçeğini, maalesef insanlar anlamıyor. İşten sıkılmıyor olman ve düzenli saatlerle, bir ofiste çalışmıyor olman, gerçek bir işinin olmadığı anlamına gelmez 🙄!

6. “Bak, arkadaşlarına / ablana / kız kardeşine / annene… !”

Kıyaslama üzerinden bir düşünceyi ifade etmek asla iyi bir fikir değil. 👨‍👩‍👧‍👦Ayrıca, ne pahasına olursa olsun çocuklarınızı karşılaştırmaktan kaçınmalısınız! Duygusal bozulmalara neden olabilecek sağlıksız bir tutum bu.

Bir yetişkin olarak duyduğunuzda ise çocuktan daha az yaralanmıyorsunuz. Karşılaştırma,  suçluluk duygusu uyandırmasının yanı sıra, son derece incitici olabiliyor. Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz, bu yüzden diğer insanlarla karşılaştırılmanın bir anlamı yok, özellikle de aile bireyleri ise...

7. “Bırak ağlasın, çok üstüne düşüyorsun. / Susturamıyorsun sen bu çocuğu.”

Anne olunca hep aşırı hassas olmak ile suçlanıyoruz. Bebek daha üç aylık 😱. Naz yapacak hali yok, ağlıyorsa bir derdi var belli ki! Ayrıca bebek ağladığında, ağlamasına izin vermenin ciddi sonuçları olabileceği çoktan kanıtlandı. Bu şekilde “terbiye” edilmiş çocukların yetişkinlikte büyük kaygı problemleri yaşadığını biliyoruz.

Bebekler ağlar, bu onların tek iletişim aracı. Ve sonra, o bizim bebeğimiz, biz anneyiz ve çocuğumuzu en iyi biz tanırız. Ben onu 9 ay bekledim! Sizce dün elime vermişler de, ben ne yapacağımı bilemiyor olabilir miyim? Özellikle de çocuk yetiştirme ile ilgili okuduğum onca profesyonel bilgi varken!

8. “Ne zamandır … yapmıyorsun?”

... spor, temizlik, bulaşık vb. Özellikle sen dili ile yapılan açıklamalar suçlayıcı dilin temeli. Uzun zamandır bir şey yapmadığımızı söylerken karşıdakinin onaylamadığı bir şey olduğu vurgusunu duyarız. Özellikle, spor motivasyonu konusunda herkes birbirine laf sokmaya çok müsait. Herkesin kendi hızı vardır! ✋Demek ki bir süredir başka şeyler yapmaya ihtiyacım vardı. Yetersizlik duygusu yaratabilecek bu yargılayıcı cümlelerden sakının.

9. “X’in 3 çocuğu var, hepsi mum gibi! Seninki biraz hareketli.”

Tercüme 💬: "sadece bir tane var ve ona sahip çıkamıyorsun". Yine, ebeveyn olduğunuzda sıklıkla duyduğunuz pasif-agresif yorumlardan biri. Eğitim seçenekleri aileden aileye değişir, bu yüzden insanları rahat bırakın! Ayrıca, çocukta hiperaktivite gibi bir davranış bozukluğu da olabilir. Anneyi yetersiz hissettirecek bu tip ebeveynlik karşılaştırması yapan yorumlardan kaçının!

10. “Ben olsam böyle yapardım, ama sen bilirsin…”

Bunu duymak insanın kendi düşüncelerini sorgulamasına itiyor ve “acaba” yüklüyor! Özellikle iş hayatı için korkunç bir cümledir bu. Çoğu zaman, şu ima da vardır: Senden daha iyisini yapıyorum.

Eğer amaç iyi niyet ise şu şekilde de yapabiliriz. Önce, mutlaka kişi tavsiye istiyor mu? bilmelisiniz. Karşınızdaki kişinin tavsiyeye ihtiyacı olup olmadığını sorun. İstemediği takdirde hiçbir şey söylemeye hakkımız yok 😶.

Bu cümleleri duyunca ne yapmalı?

O sırada cevap vermek bazen zordur. Bence sizi rahatsız etmiş bu tip pasif agresif ifadelere veya toksik cümlelere karşı dikkatli olun ve bir kenara not edin. Saldırgan olmayacak şekilde bir sonraki sefer duyduğunuzda kendinizi ve sınırlarınızı nasıl koruyabileceğinizi düşünün.

Her şeyden önce, bize söyleyenleri tanımlamayı öğrenmeliyiz. Bana bunu söyleyen kişi kim? Neden bunu söylemiş olabilir? Evet, hepimizin etrafında toksik insanlar var, hepimiz toksik ilişki nedir farkındayız. Kendini değerli hissetmeni engelleyen ve seni aşağıya çeken bu ilişkilerden mümkün olduğunca uzak durmak veya psikolojik olarak onlarla nasıl başa çıkacağımızı bilmek en güzeli. Bunun için, mümkün olduğunca kendinizi tanımak, kendinizle doğru iletişim kurmak ve  özgüveninizi güçlendirmeniz gerekir.

💜Bu makaleler de ilginizi çekebilir! 

🔗4 adımda şiddetsiz iletişim

🔗Kadından güler yüz beklemek niye? Canım isterse gülerim!

🔗Cinsiyetçilik nedir? Seksizm yapmak ne demektir?

Yazar notu: Bu cümleleri ne kadar sık duyduğunuz, önemli. 

Başta dediğimiz gibi, belki biz de farkında olmadan bu sözleri birilerine satır aralarında sarfediyoruz. Ama boşvere boşvere önünü alamayacağız belli ki.

Bu kısa ama etkisi derin olabilecek ifadeler, özellikle sık sık tekrarlanırsa çok can yakabilir. Bu ifadeleri bırakmak için en temel neden, hiçbir işe yaramadıkları gibi bir de, muhatabınızda anlaşılmadığı, hatta dinlenmediği izlenimi bırakacak olması.Bu iki durum sağlıklı iletişim ve sağlıklı ilişkiler için başlı başına engel.

Sevdiklerinizden bunları sık sık duyuyorsanız, ilişkinizin doğasını sorgulama vaktidir belki de… Bu yazı sizde bir şeylere dokundu ise durumu değerlendirmek için psikolojik destek almaktan çekinmeyin.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Damla KOLLUOGLU, Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi... Sloganı: aslında çok basit... Ne istiyor: Herşeyin çok ciddiye alınmadığı ve hayat sevincinin esas alındığı bir dünya...

En yeni makaleler

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

#Seksizm nedir? Seksist kime denir? 🤷‍♀️ #farkındalık

Cinsiyetçilik, insanları yalnızca belirli bir cinsiyete veya cinsiyete ait olmaları temelinde algılamak ve yargılamak anlamına gelir. Aynı temelde "bireyin ayrıştırılmasını" kapsar. Seksizm günlük hayatımızda her gün karşılaşabileceğimiz bir olgu. Özellikle kadınları hedef alan ayrımcılığı içeriyor olsa da, kavram "cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet ifade biçimleri" üzerinden ortaya çıkan bir ayrımcılık biçimini vurgulamaktadır. Kısaca, seksizm, aslında cinsiyetçilik ve kadın haklarının önemini vurgulayan feminist bir yaklaşım, ancak son yıllarda insan hakları temelinde bir eşitlik fikrini savunur. Peki nedir bu seksizm veya seksist dedikleri? Hemen açıklayalım!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest