Hayatımdan nefret ediyorum 😢 Neden çok mutsuzum?

tarihinde Gözde , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Özellikle pandemiden sonra herkesin ruh sağlığı olumsuz etkilendi. Hayattan eskisi gibi zevk alamaz olduk. Herkes birbirine çok mutsuzum diyor ve herkes aynı cevabı veriyor: “bu ara herkes böyle, yalnız değilsin.” Peki, bu sorunu ortadan kaldırıyor mu? Ne yapacağız, hepimiz mutsuz ve yolunu kaybetmiş olduğumuz için, pes edecek ve aşağı doğru giden bu sarmalda sıkışıp kalacak mıyız? Hayır! Böyle olmamalı, çünkü hayatı sevmek, mutlu olmak ve yaşamdan keyif almayı hak ediyoruz. Böyle bir döneme denk geldi diye bize bir kere bahşedilmiş bu hayatı keyif alarak yaşamayalım mı? Çözüm ne? Daha iyi hissetmek için ne yapılabilir? Hem içimi döktüğüm hem de kendim attığım adımları paylaşmak için bu yazıyı kaleme aldım.

Hayatımdan nefret ediyorum 😢 Neden çok mutsuzum?
Özet

Bunu yazmaya cesaretim olacağını düşünmezdim, ama işte buradayım, sayfayı ziyaret edecek tanımadığım herkese kalbimi dökeceğim. İçimden bir ses yalnız olmadığımı söylüyor. 🤔 Öncelikle, son zamanlarda ruh sağlığım her zamankinden daha kötü halde. Bir süredir zaten farklı sebeplerden ötürü psikolojim bozuk. Duygularımla sağlıklı bir şekilde başa çıkmayı tam olarak öğrenememiş bir çocuk olduğumu söylemeliyim. Yetişkinlikte de bunun zorluklarını çekiyorum diyelim.

Ama bu, sonsuza kadar pes edip aşağı doğru giden bu sarmalda sıkışıp kalmak istediğim anlamına gelmiyor! Sonunda karamsar olmayı bırakmak ve daha iyi hissetmek istediğime karar verdim, çünkü ne de olsa yaşadığım hayatı ve kendimi sevmeyi hak ediyorum. Sahip olduklarımdan ötürü minnetkar hissetmek istiyorum. Hayata yeniden aşık olmak için yaptığım değişiklikleri sizinle paylaşmak istiyorum, sonuçta hayat nefret edilemeyecek kadar değerli! 🫶

Hayatımı sevmiyorum, neden?

5 yıl önce depresyon teşhisi konduğundan beri, bir tür aşağı doğru bir sarmalın içinde buldum kendimi ve olayların iyi tarafından bakamayacak kadar bitkin hissetmeye başladım

Her şeye sahip gibi görünsem de, ben kendimi boşlukta hissediyorum. Evet, işim var, evet arkadaşlarım var, evet destekleyici aile üyelerim var ama bu umutsuz ve kayıp hissetmekten muaf olduğum anlamına gelmiyor. 🚩 İmdat: toksik pozitiflik!  

Bunların hiçbirini reddediyor veya “şükretmiyor” değilim, ama belli ki, bir şeylere ihtiyacım var ve sahip olduğum şeyler kendimi kötü hissetmemek için mucizevi bir çözüm sağlamıyor. Hatta bu teselliyi duyduğum zaman, daha da kötü hissediyorum çünkü sanki iyi hissetmemeye hakkım yokmuş gibi hissettiğim duygular yüzünden kendimi suçlu hissediyorum. Keşke bir düğme olsa da, basıp içimde hissettiklerimi kapatabilsem.

İçimdeki boşluk çok derin ve içinde bulunduğum hayattan nefret etmeme yardım edecek hiçbir şey yok gibi görünüyor.

Hep, herkesten farklıymışım gibi hissettim…

İnkar, ideal bir savunma mekanizması değil. ✖️ O yüzden inkar etmeyeceğim, başkalarıyla uyumlu olduğumu hiçbir zaman hissetmedim. Farklı hissetmemin nedenini hep aşırı hassas bir genç olmama bağladım. Bu yüzden, yıllarca gerçek hislerimi gömdüm ve bir şekilde, insanları ve kendimi iyi olduğum konusunda ikna etmek için günde 8 saat yüzümü güldürmeyi başardım. Merhaba bir başka savunma mekanizması: mizah! Ama artık, bunu yapmaktan bıktım ve sonunda numara yapmaya bir son vermeye karar verdim.

Arkadaşlar ve sevgili ailem, sonunda hayatımdan nefret ettiğimi itiraf etmeye hazırım: “Çok mutsuzum! Hayattan hiç zevk almıyorum!” 

Evet, doğru, işimi küçümsüyorum, numara yapmaktan ve fikrimi söyleyememekten nefret ediyorum.🤷‍♀️ Yaşadığım bu hayat beni ne mutlu ediyor ne de tatmin ediyor. Hayır ben bir tatminsiz değilim! Aslında, başkalarını memnun etmek için yaşadığımı ve kendi ihtiyaçlarımı düşünemediğimi hissediyorum.

Bir şey yapmalı…

Anlayacağınız, kendimi sorguluyorum sürekli. "Bir şeyleri değiştirmeliyim, harekete geçmeliyim" diye söylemeye başladım kendi kendime. Evet, hala hayattan zevk aldığımı söyleyemem. Hayattan nefret ediyorum. Ama bir yandan da, diğer insanlar gibi bir şeylerden zevk alabilmek istiyorum. Mutlu olmak benim de hakkım, biliyorum. İçimde bir yerlerde çok derinlerde kalmış olsa da yaşama sevinci duruyor biliyorum.

😌İyi bir haber aldığımda içtenlikle gülümseyebilmek, arkadaşlarımla sohbet edebilmek, eğlenmek ve özgür hissetmek istiyorum. Hepsini istiyorum ve şimdi istiyorum! Sadece bir hayatım var, bu yüzden ondan en iyi şekilde yararlanmak ve bu dünyadan keyif almış bir şekilde gitmek istiyorum.

Bugün düşünüyorum da, evet belki dibi gördüm, evet belki ruh sağlığı verilerim pek iyi durumda değil ama “değişmem gerektiğini anlamak” bile iyileşme yolculuğunun ilk kıvılcımı değil mi? Yani madem kafamın içindeki olumsuz düşünceler ve olumsuz duygular arasında bir de kendime aslında mutlu olmayı hakediyorum ve bunu istiyorum diyebiliyorsam, demek ki ruhum bana bir mesaj veriyor. 🗣️Harekete geçmek için bu iç ses beni uyarıyor. İç sesime kulak vermeliyim. Varoluşsal sancılar, kendimi doğurabilmek için değil midir zaten?

En zor kısım, özellikle depresyon gibi bir bela ile uğraşıyorsanız harekete geçebilmektir. Ama iç sesimin benimle olduğunu bilmek şimdiden güven veriyor.

Çok mutsuzum, ne yapmalıyım?

Bu nefret duygusu oldukça külfetli. Bu ağırlık, karamsarlık, olumsuz düşünceler ve nefreti arkamda bırakmanın zamanı geldi. Çünkü mutlu olmayı hak ediyorum. Çok şey okudum, çok fazla soru sordum, cevaplar aradım. Kendimce daha iyi hissetmek için neler yapılabilir? not ettim. 

👉Hayatı tekrar sevebilmek için atabileceğim 5 adım.

1) Sosyal medya ile arana mesafe koy

Sosyal medya tartışmasız gelmiş geçmiş en iyi icatlardan biri. Buna lafım yok. Ancak zararlı etkileri ve toksik sonuçları da göz ardı edilemez. Artık ne zaman kendimi Instagram'da fotoğraflar arasında gezinirken bulsam; kafamın içinde dırdır eden bir ses uyanıyor.  Evet sosyal medya mutsuzlaştırıyor! Neden mi? 

Öncelikle 🤳🏻 sosyal medya kendini başkalarıyla kıyaslamak için çok uygun bir platform

💭 Neden benim hayatım diğerlerininki kadar mükemmel değil? (— kimsenin hayatı orada gördüğünden ibaret değil!)

💭 Neden hiç dostum yok? (— onun da yalnız kaldığı anlar oluyor!)

💭 Benim tenim neden bu kadar pürüzsüz değil? (— onunki de değil!) 

💭 Neden sürekli pahalı restoranlarda yemek yemiyorum? (— insanların çok büyük bir kısmı bunu sürekli yapmıyor!) 

💭 Neden Tulum'da tatil yapmıyorum? (— çünkü sen kendi ihtiyaçlarına göre tercihler yapıyorsun.)  

Muhtemelen ne dediğimi anladınız. Ayrıca, duymak isteyip istemeyeceğim bir çok farklı ses, insanların acımasız veya akıl almaz yorumları, linçler… İnsanın siniri bozuluyor, geriliyorum elbet. Örneğin; sabah uyandığımda ilk iş, kadına şiddetle ilgili takip ettiğim hesaplarda yine moral bozucu bir haberle karşılaşmak bütün keyfimi kaçırabiliyor.

2) Sağlıklı beslenmeye başla

Herkes vegan olmak zorunda değil, ya da detoks suları ile beslenmek. Kimse 🍔 büyük yağlı bir burgeri benden daha çok sevmez, ama dürüst olmam gerekirse, kötü yemek yemek ruh halim için de iyi bir şey değil.

Duygusal yeme davranışından muzdarip bir kadın olarak, her şeytana uyduğumda, ardından mutlaka pişmanlık hissedip, kendime kızıyorum. Sert bir diyetten veya bazı lezzetleri kendime yasaklamaktan bahsetmiyorum.

Yavaş yavaş daha fazla meyve ve sebzeyi beslenmeme dahil etmek için çaba göstererek, bedenim için iyi şeyler yaptığım için kendime değer verdiğimi hissediyorum. 💪Değişimi başarmak için yeterli disipline sahip olduğumu küçük hedefler belirleyip adım adım öğreniyorum. Neredeyse kendimle gurur duyuyorum, ki bu benim için çok nadir bir şey!

3) Psikolojik destek almaya başla

Depresyon hakkında konuşmak zor. Öncelikle zaten sen neler olduğunu anlamazken birine duygularını anlatmak çok daha zor. Duygularımı ifade etmek benim için hiçbir zaman kolay olmadı. Kalbimi açarsam insanların beni yargılaması fikrinden endişeleniyorum ve bu muhtemelen terapiye gitmeyi neden bu kadar uzun süre ertelediğimi de açıklıyor.🤐

Sonunda bir profesyonelden yardım istemeye karar verdiğimde, omuzlarımdan bir yük kalkmış gibi hissettim. Terapistimle çalışmak bana her şeyi daha farklı görebilmek ve karmaşık duygu ve düşüncelerimi teker teker daha sağlıklı perspektiflere oturtmam için yardımcı oldu. Ayrıca psikoloğa her şeyi söylemek zorunda değilsiniz. Sizin ağzınızdan laf almak değil, söylediğiniz kadarını dinlemek için oradalar.

Eğer siz de benim gibi bütçe kısıtlığı nedeniyle yardım istmekten çekiniyorsanız 👉 ücretsiz psikolojik destek almanın yolları

4) Olumsuz iç sesi susturmanın yollarını arayın

Hepimizin içinde yatıştırılması gereken küçük bir düşman var. 😈 Bize yeterince iyi olmadığımızı söyleyen o iç sesimiz. Kafamızın içindeki bu sınırlayıcı düşünce ve inançlar, olumsuz tetikleyiciler olarak toksisite görevi görüyor. Bizi aşağı çekip hayatın güzellillerinden zevk almamızı engellemekten başka bir işe yaramıyorlar. 

🛑Olumsuz iç sesi ne zaman duymaya başlasanız, onu yatıştırmalı ve frekansı değiştirmelisiniz. Zamanla da bu olumsuz düşüncelerin yerini olumlu düşüncelerle değiştirebilmeyi öğrenmeliyiz. Mesela “her şey çok kötü gidiyor”, “hayat bana hep kötülük veriyor” yerine “şu an bir şeyler ters gittiği için mutsuzum ama bu bir dönem ve olumsuz gidişatı değiştirmeye gücüm var.” demeli.

5) Meditasyon etkili aktiviteler bulun

🧘🏻‍♀️Doğal antidepresanlar: meditasyon ve yoga. Meditasyonun ne kadar rahatlatıcı ve özgürleştirici olduğunu herkes söylüyor, ancak ben uzun süre bunun bir mit olduğuna inandım. Halbuki, kurumlar ve profesyoneller, özellikle pandemi sonrası, meditasyon ve farkındalık çalışmalarının stres, anksiyete ve depresyon için oldukça etkili olduğunu söylüyor.

İlk kez denediğimde, neden bu kadar çok insanın nefes egzersizleri ve meditatif yöntemlere yöneldiğini anladım. Sakin bir ortamda düşüncelerimle baş başa kalmak, duygu ve hislerimi rasyonelleştirmeme olanak sağlıyor. Bu güvenli düşünme alanı, bana işlerin her zaman sandığım kadar kötü olmadığını göstermede kilit rol oynuyor. Hepsinden önemlisi kendimi yatıştımak için bana yardımcı oluyor.

Yazar notu: "sabırlı olmalıyız..."

Hayatımızdan nefret ettiğimize karar verdiğimizde ve içindeki güzellikleri bulmak için gerçekten mücadele etmemiz gerektiğinde, işleri yoluna koymak için kapsamlı bir iç gözlem ve çaba gerekir.

Hissettiklerinizi düzeltmenin kolay bir çözümü yoktur, ancak olumlu adımlar atmak sizi uzun vadede daha mutlu ve daha iyi hissettiğiniz bir yere doğru götürecektir. Kendinizi daha iyi hissetmenin ve kendinizle uzlaşmanın anahtarı, neye sahip olduğunuzu ve ne kadar şanslı olduğunuzu anlamak için kendinize zaman tanımaktır.

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaleme alan Gözde , Wengood yazarı

🍂Modern zamanlarda bir adet romantik.

En yeni makaleler

Hayal kırıklığı yaşamaktan korkmak (benim hikayemden notlar)

Hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. Başarısız olmaktan korktuğum için hiçbir şey yapmıyorum. Ya da içim rahat bir şekilde hiçbir şey yaşayamıyor, andan ve hayattan keyif almak konusunda kendimi sabote etmekten vazgeçemiyorum. İnsanların bana bakış şeklini saplantı haline getiriyor ve kendim olmakta zorlanıyorum... Peki hayatın bir rekabet olduğunu kim söyledi? Her şekilde mükemmel olmak zorunda mısın? Bir adım geri atarak, özgüven kazanarak ve zihnimi tekrar düzenleyerek hayal kırıklığına uğramaktan korkma eğilimine bir son vermek mümkün. Benim hikayem şöyle…

Narsist düzelir mi? Bir narsist değişebilir mi?

Narsist bir insanla tanışıp onu sevmiş bulunduysanız, muhtemelen yukarıdaki soru aklınızdan geçiyordur. Narsist kişilik bozukluğu tanısı olan insanlar empatiden yoksundur, kendisini başkalarından üstün görür. Bu durum, narsistlerle yakın ilişki kuran diğer insanları ruh sağlığı ve duygusal olarak yıpratabilir. Gerçek şu ki, narsistik kişilik bozukluğu olan bir insanda, toksik özellikler o kadar derinlere işlemiştir ki, değişme ve daha iyi insanlar olma ihtimalleri yoktur. Bir narsistin değişemeyecek olduğunu kabul etmek, ve kişinin kendine bunu itiraf etmesi, kendi psikolojik sağlığı için oldukça önemlidir.

⚠️ Narsist insanı tanımak için bu işaretlere dikkat edin!

Patronunuz, eşiniz, veya sevdiğimiz bir yakınımız... Gün gelir hepimiz narsist bir sapkınla karşılaşabilir ve yıkıcı bir sarmalın içine çekilebiliriz. Peki kimdir bu narsistler? Onları nasıl tanıyabiliriz? İşte çevrenizdeki narsist biri varsa tespit etmek için 10 işaret!

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında bilmeniz gerekenler

Ben OKB olan insanlar arasında değilim, ancak bu oldukça yaygın bir hastalık. Türkiye’de büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB'nin her 100 kişiden 2-3'ünde görüldüğü saptanmış. Obsesif kompülsif bozukluk sahibi değilim fakat, sevdiğim bir yakınım ile bu sınavı beraber verince, bir yazı kaleme almak istedim. Endişeleri nedeniyle, bir takım şeylerin uzun süre takıntılı bir şekilde kafasını meşgul ettiğine şahit oldum. OKB'yi tanımlayan şey işte budur, bu hislere neden olan anksiyete ve atakları. Peki OKB nasıl tedavi edilir? Obsesif Kompulsif Bozukluğa neler sebep olur? Hadi açıklayalım!

Kendini sınırlamana neden olan inanç kalıpları | 🚫 TOP15

"Ben zaten şöyleyim", "Ben zaten böyleyim", "Ben yapamam...", “Benden olmaz…” Kendi kendini sabote etmene neden olan sınırlayıcı düşünceler, gerçek potansiyelini küçümsemene neden olur. Kendine farketmeden koyduğun bu sınırlar, öz motivasyonunu ve kendini gerçekleştirme girişimlerini engeller. Kısacası, kendin olmanı engeller. Herkesin deneyimi kendine, ama sınırlayıcı düşünce kalıpları az çok aynı. En yaygın 15 sınırlayıcı düşünce ve inançları kendinizden uzak tutmak için önce farkına varın.

Varoluşsal sancılar : Rahat atlatmak için yardım almaktan çekinme

Hayatın bir noktasında anlamı ve amacı aramaya başlamak. Varoluşsal bir sancı yaşamak için illa “30 yaş sendromu”nun gelmesini beklemeniz gerekmiyor maalesef, ergenlik desem, lise sıraları desem... Gözünüzde canlandı mı? Varoluşsal sancılar sırasında her şeyi sorgulamak mümkün: romantik ilişkileri, iş hayatını ve hatta yaşadığınız evi, neredeyim? ne yapıyorum? Kendini sorgulamak ve hayatla ilgili tüm bu soruları sormak sizi, kararlar almaya ve her şeyi değiştirmeye yöneltebilir. Peki neden bu sancıları yaşıyoruz? Ve varoluşsal sancıların nasıl üstesinden gelebiliriz?... bunları konuşalım!

🥊 Psikolojik savunma mekanizmaları nelerdir?

Herhangi stresli bir durumdan kaçınmak için kendi kendinizi farkında olmadan "kandırıyor" olabilirsiniz. İnsanlar gündelik hayatlarını yaşarken, psikolojik dengelerini koruyabilmek amacı ile çeşitli psikolojik savunma mekanizmaları kullanırlar. Bu savunma mekanizmaları hali hazırda kişinin kötü duygu ve düşüncelerden kaçınmasını, daha az psikolojik gerilimler yaşamasını sağlıyor olsa da, sorunların asıl kaynağı da olabiliyor. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır... En yaygın örnekleri ise; inkar veya yadsıma, erteleme, bastırma, yön değiştirme, yansıtma, mizahlaştırma, somatizasyon vb.

Yas tutan birine baş sağlığı mesajları | 🖤 Taziye mesajları

Yaşam öyle yaratılmıştır ki sonunda hep bir son/başlangıç vardır. Doğadaki tomurcuklar gibi döngümüz, devir daim mi, bilmiyorum ama ne yazık ki ölüm bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Geride kalanlara ne diyeceğini bilmek zor. Yakını vefat eden birine nasıl baş sağlığı dilenir? Kelimeler bazen kifayetsiz hissettirse de güçlüdür. Bir acıyı dindirmiyorsa da en azından biraz olsun yatıştırabilir. Sıradan bir “başın sağolsun” yerine çok daha içten, doğal ve samimi taziye mesajları örnekleri baş sağlığı dileklerinizi iletmek için size yardımcı olabilir.

Toksik romantik ilişkilere dair 10 kırmızı çizgi 🚩

Toksik bir ilişki aslında sinyallerini tanışma veya flirt aşamasında veriyor. Bu yüzden toksik bir ilişkiye başlamamak için tehlikeli sinyallerin bir listesini yapalım dedik. İçinde bulunduğun ilişkinin toksik olduğunu gösteren 10 kırmızı çizgi! 🚩

İlişkimde mutsuzum, ne yapmalıyım?

Cicim aylarının büyüsü ortadan kalktı, karnındaki kelebekler yok oldu ve heyacan azaldı. Bir ilişki içinde olmak, bizi yükselten bir hayat arkadaşına sahip olmak anlamına gelir. Sen nasıl hissediyorsun? Mutsuz, umutsuz, depresif, yorgun? Veya anlaşılmadığını düşünüyorsun? Hayat arkadaşınızın sizi güldürmekten çok ağlattığını anladığınız anda, ilişkiyi sorgulamak meşrudur... Ama gemileri yakmadan ve çekip gitmeden önce, bilin ki çözümler de mümkün! İlişkimde mutlu değilim, ne yapmalıyım diye soruyorsan doğru yerdesin.

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi Youtube'da da devam ediyor olacak! 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest