Asosyal & Antisosyal, farkları ne?

tarihinde Yudum , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Asosyal ve antisosyal çoğunlukla birbirinin yerine kullanılıyor, ancak bu terimler asla aynı şeyleri ifade etmiyor. Bazı yönlerden kesinlikle örtüşebilseler de, asosyal olmakla antisosyal olmak arasında pek çok fark var. Asosyallik, minimum sosyal etkileşimi tercih ederek, yalnız veya tek başına etkinlikleri daha çok tercih etmekle ilgili bir davranışsal eğilim. Antisosyallik ise, empati eksikliği ve sağlıklı sosyal ilişkileri sürdürmede zorlukların yanı sıra sömürücü, sapkın ve suç niteliğindeki davranışlara yatkın olmak ile karakterize edilen bir kişilik bozukluğunu tanımlamak için kullanılır.

Asosyal & Antisosyal, farkları ne?

Asosyal olmak ve antisosyal olmak ne demek? 🔎

Günlük hayatta sözcükleri anlamlarından kopuk şekillerde kullanabiliyoruz. Asosyal ve antisosyal birbiri ile sıklıkla karıştırılan iki kelime! Genelde insanların sosyal hayat ile etkileşim şeklini tarif etmek için kullandığımız bu iki kelime çok yakın örüntüler barındırıyor ancak birbirinden tamamen farklı şeyleri ifade etmek için kullanılıyor. 

Asosyal ve antisosyal bireyler arasındaki bu örtüşmenin nedeni, sınırlı sosyal etkileşim veya çevreden kopukluk gibi ortak eğilimlere sahip olmalarında yatıyor. Antisosyal insanlar başkalarının duygularını göz ardı ettikleri için ya da kendi hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacağı için yalnız kalmayı tercih edebilirler.

Başka bir deyişle, asosyal ve antisosyal insanlar hem yalnız kalmaktan hoşlanabilir, hem de utangaç veya başkalarıyla etkileşime girme veya sosyalleşme konusunda isteksiz olarak algılanabilirler, ancak bu yalnızlık arzusu, asosyal veya antisosyal olmalarına bağlı olarak farklı motivasyonlardan kaynaklanır.

👉 Asosyal  :

Asosyal kişi, sosyal etkileşimlerden kaçınmayı tercih eden veya sosyal aktivitelere katılmaya çok az ilgi duyan kişidir. Bunun nedeni içe dönüklük, sosyal kaygı veya sadece sosyal etkileşimlere ilgi eksikliği olabilir. Asosyal insanlar yalnız kaldıklarında kendilerini daha rahat hissederler ancak toplumla aralarında olumsuz bir ilişki söz konusu değildir. 

👉 Antisosyal :

Düşmanca, saldırgan veya topluma veya sosyal normlara zarar veren davranışları tanımlamak için “antisosyal” veya antisosyal kişilik bozukluğu (APD) terimi tercih edilir. Bu, başkalarının haklarını ihlal etme, saldırganlık, hırsızlık, manipülasyon vb. toksik davranışları içerebilir. 

Özetle, asosyal bir kişi sadece yalnız kalmayı tercih edebilirken, antisosyal bir kişi topluma veya başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunabilir. Üstelik eşanlamlı olarak “marjinal” veya “sosyopat” kelimeleri de karşımıza çıkıyor. Bu durum sadece utangaç ve yalnızlığı seven karakter özelliklerinin ötesine geçiyor.  

💥 Antisosyal kişilik bozukluğunda toplumsal normların ya da kültürel kodların reddi söz konusudur ve bu bir psikiyatrik durumdur. 

Asosyal ve Antisosyal Kişilik Özellikleri Karşılaştırması

➡️ Benzerlikler 

Sosyalleşme davranışı : Hem asosyal hem de antisosyal insanlar sosyalleşmede zorluk yaşayacak ve küçük bir arkadaşlık çevresine sahip olma eğiliminde olacaklardır. Her ikisi de yakın ilişkiler başlatmakta zorlanacaklar.

Sosyal normlarla ilişki : Sosyal normlara saygı eksikliği her iki kişilikte de yaygındır, ancak antisosyal kişilikler genellikle daha aşırı olacak ve suç işleyecek ve başkalarına zarar verecek kadar ileri gidecektir.

➡️ Farklılıklar 

Empati yeteneği Her iki kişilik tipinin özelliklerinin ardındaki motivasyon büyük ölçüde farklılık gösterir. Her ikisi de sosyal normları göz ardı etme eğiliminde olsa da, asosyal insanlar bunu yaptıklarının farkında olmayabilir ve başkalarını üzme niyetinde olmayabilirler. Antisosyal insanlar kasıtlı olarak sosyal normları ihlal ederler ve sonuçları veya diğer insanlar üzerindeki etkileri umurlarında değildir.

Uzun vadeli ilişkiler sürdürebilme : Bu iki kişilik tipi insanlarla bağ kurma yeteneklerine de göre de ayrışır. Asosyal insanlar arkadaşlıkları ve sosyal ilişkileri nispeten kolay bir şekilde sürdürebilirler ancak bunları başlatmakta zorluk yaşayabilirler. Antisosyal insanlar ise başkalarına saygı göstermemeleri ve umursamaz davranışları nedeniyle nadiren uzun vadeli ilişkiler sürdürürler.

Benlik imajı : Antisosyal insanlar sıklıkla kendilerini çok yüksekte görürler ve abartılı bir benlik imajına sahip olurlar; bu genellikle kibir ve çok inatçı olma yoluyla gösterilir. Bununla birlikte, asosyal insanlar sıklıkla kendileri hakkında olumsuz düşünürler ve özsaygıları düşüktür. Başka bir deyişle, asosyal ve antisosyal insanlar hem yalnız kalmaktan hoşlanırlar hem de utangaç veya başkalarıyla etkileşime girme veya sosyalleşme konusunda isteksiz olarak algılanabilirler, ancak bu arzu yalnızlık, asosyal veya antisosyal olmalarına bağlı olarak farklı yerlerden gelir.

Antisosyal kişilik nasıl anlaşılır? 

Antisosyal kişilikle ilişkili semptomlarda genellikle çok fazla öfke ve şiddet vardır . İkincisi, duyguları deneyimleme ve başkalarının duygularına karşı empati kurma becerisinden yoksundur, bu da onu bir psikopat yapar . 

👉 Sağlıksız, hatta tehlikeli davranışları var: 

  • Dürtüsellik, Sinirlilik ve saldırganlık 
  • Suçluluk veya pişmanlık duygusunun yokluğu , 
  • Çok istikrarsız bir yaşam (iş, romantik ilişki), 
  • Kendisinin ve başkalarının güvenliğine ilişkin farkındalık eksikliği, 
  • Sosyal normlara uyum sağlamada zorluk, 
  • Alkol ve uyuşturucuya ilgi, 
  • Yasa dışı, hatta suç teşkil eden eylemlerin tekrarlanması. 

Antisosyal kişilik bozukluğuna neden olan faktörler nelerdir?

Güncel istatistiklere göre, erkekler bu kişilik bozukluğundan kadınlara göre çok daha fazla etkilenmektedir (erkeklerde görülme oranı %5,8, kadınlarda ise %1). Psikiyatrist ve nörobilim uzmanı Dr. Cancel,  genetik yatkınlık faktörlerinin ve özellikle yaşam olaylarının kişilik üzerinde etkili olabileceğini açıklıyor. Ancak bu patolojinin genel bir sebebini saymak yine de mümkün değil. Ancak genelde hastanın yaşam akışı, özellikle çocukluk döneminde sıklıkla travma ve şiddet içeren yaşantılar gözlemlenir🧠. 

👉 Psikolojik ve hatta fiziksel şiddete maruz kalacak bir çocuğun bu patolojiye yakalanma olasılığı daha yüksektir . Ancak bu gerçekler olmadan bile öfke, diğer çocuklara ve hayvanlara karşı saldırganlık, ebeveyn otoritesine karşı aşırı muhalefet gibi antisosyal belirtileri tespit etmek mümkündür .

👋 Bu makale ilginizi çekebilir: Psikolojik şiddete örnekler 

Antisosyalliğin günlük yaşam üzerindeki etkisi nedir? 

Ne yazık ki bu durumun hasta kişinin hayatı üzerinde, aynı zamanda yolu kesişen diğer kişiler üzerinde de büyük yansımaları oluyor 😔. Başkalarıyla sosyal uyum içinde yaşamak için ciddi bir empati ve duygusal zeka eksikliği söz konusudur. Ayrıca anti-sosyal kişinin yaşamının merkezinde tehlikeli, hatta yasa dışı davranışlar yer alır. Toplumsal normlara karşı farkındalık eksikliği ve başkalarına saygı duymakta zorlandığı için bu hastalıktan muzdarip kişinin sağlıklı sınırları yoktur. Bu kişilerde hassasiyet olmadığı için “psikopat” veya "sosyopat" olarak anılmaları mümkündür. 

⚠️Birkaç suçtan sonra kişiyi tespit eden ve onu akıl hastalığını tedavi etmeye zorlayan genellikle yargı sistemidir.

Bu davranış tipi ile nasıl başa çıkılır? 

Bir sosyopat asla kendi başına destek aramaz; onu terapiye başlatan genellikle başkalarının baskısıdır. Bir psikiyatrist tarafından tanı konulduktan sonra, kişinin yaşamını daha uyumlu şekilde sürdürebilmesini sağlamak  öfke patlamalarını ve dürtüsellik patlamalarını sakinleştirmek için ilaç tedavisine gerek vardır. Genellikle psikiyatrik takibin yanı sıra davranışlar üzerinde çalışmak amacıyla  bilişsel-davranışçı terapi ile takip de önerilmektedir . 

Ergenlik yıllarında gözlem çok önemli! 

Bazı ergenler antisosyal davranışlar sergilerler, ancak kriminal gelişim konusunda uzman İngiliz psikolog David P. Farrington'un açıkladığı gibi, bazıları yetişkin olduklarında antisosyal olmayı bırakabilirler. Durum ne olursa olsun ergenlikte gözlem ve süpervizyon oldukça önemlidir.

Psikolojik danışman Nevin Bakırcı'ya göre, asosyallik bazen ‘bağlanma’ sonucu da ortaya çıkabilir. Bu bağlanma, çoğu zaman bilgisayar ve internet kullanımına yöneliktir. Özellikle gençlerde görülen bu durum, bilgisayarın başında sürekli vakit geçirme, online oyunlara yönelik bağımlılıklar sonucu oluşur. Sanal ortamda arkadaşlarıyla vakit geçiren, çoğu zaman saatlerce oyun oynayan ve ‘gerçek’ hayattan kendisini soyutlayan kişilerde de asosyallik eğilimi görülür.

Günlük yaşantısında insanlarla çok fazla konuşmayan/konuşamayan kişi, sanal ortamda rahatça ilişki kurabilir sohbet edebilir. Bilgisayarın ardında, duygu ve düşüncelerini çok rahat ifade edebiliyorken, konuştuğu kişilerle yüz yüze geldiğinde aynı rahatlık içinde olamayabilir. Bu durum bilgisayar başında geçirilen uzun saatlere, kurulan sanal ilişkilere sebep olur. Bilgisayar başında geçirilen bu saatler ise, kişiyi yavaş yavaş günlük hayattan koparır. İnternet ve bilgisayar dışında her şeye karşı azalan bu ilgi, günlük rutin işleri de aksatmaya başlar. Yakın çevre ve arkadaşlara, hatta okula/işe karşı olan ilgi azalır, bilgisayar karşısında geçirilen uzun saatler beslenme düzenini aksatır, bedensel ve fiziksel ağrılara sebep olur. Özellikle çocukları ve gençleri son zamanlarda tehdit eden bu problem, akademik başarılarının düşmesine de sebep olmaktadır.

Asosyallik eğilimi gösteren çocuklara ve gençlere ailelerinin yaklaşımı oldukça önemli!

Onlara asosyal yetişkinler olmak yerine sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri konusunda yardımcı olmak için aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmalı... 

  • Yakın çevreleri, arkadaşları ile birlikte zaman geçirmeleri için onları teşvik etmek,
  • Bilgisayar/internet kullanımını azaltmak amacıyla onları farklı etkinliklere yönlendirmek,
  • Online oyunlar yerine arkadaşları ile birlikte paylaşım içinde bulunabilecekleri faaliyetler konusunda cesaretlendirmek,
  • Özgüven kazanmak amacıyla çeşitli grup etkinliklerine katılmalarına destek olmak

👋 Bu makaleler de ilginizi çekebilir:

Çocukları Ekrandan Uzak Tutmak için 7 ipucu 

Dijital çağda çocuk yetiştirmek, Psk. Esra Orçunlu

Yazar notu: tedavi gerektiren bir patoloji 

Bu makaleyi okuduktan sonra artık asosyal ve antisosyal arasındaki farkı bildiğinizi umuyoruz. Anlayacağınız gibi antisosyal kişiliğe karşı mutlaka dikkatli olmalısınız. Tedavi gerektiren psikiyatrik bir patolojidir. Tanıdığınız birinin bu durumdan muzdarip olduğunu düşünüyorsanız, bu konuda konuşmak ve tavsiye almak için bir psikologla randevu alın. 

🤗"KENDİNİ DİNLE, KABUL ET VE MUTLU OL! HEMEN ŞİMDİ, BAŞLA..."
#BornToBeMe

Kaynak

Kaleme alan Yudum , Wengood yazarı

🤩Hayatımı fiziksel ve zihinsel harekete adadım. 🖋️Yazmayı, 💭düşünmeyi, 📖okumayı ve 🔎araştırmayı çok seviyorum. 😺💕🧘‍♀️Kedim ve yoga matım vazgeçilmezim.

Güncel içeriklere göz at!

Sosyal medya mutluluğu engelliyor olabilir mi?

Sosyal medyanın zararları konusu her geçen gün hararetlenir iken paralel olarak platformlar çeşitleniyor ve alan gittikçe büyüyor. Sosyal medya olarak adlandırılan bu sanal ortam, kullanıcı tabanlı olmasının yanında kitleleri ve insanları bir araya getirmesi ve aralarındaki etkileşimi arttırması bakımından önemli. Bu “like” ve “takipçi sayısı” çılgınlığı doğamızı değiştirmiyor değil. Mutluluk ve sosyal medya birbirine doğrudan ilişkili olmasa da bugün bağlantımız kopsa mutlu olacağımızı söylemek de zor. Sosyal ağların sorunu tam da bu. Onlar moralimizi bozduğu kadar yükselten de mecralar. Yani tam bir aşk/nefret ilişkimiz var. Beğeni yarışı, kendini karşılaştırma, ideallerin olur olmaz tanımları ve boşa harcanan onca zaman... Peki ya sosyal ağlar mutluluğumuza bir engel teşkil ediyor ise?

Olumlu düşünmenin gücü ve ardındaki mantık | #pozitifdüşünce

"Pozitif düşünmenin gücü sayesinde..." ile başlayan cümleler size hep abartılı mı geldi? Belki de "olumlu düşün ki olumlu olsun" anlayışı hakkında biraz ciddi bilgi okursanız fikriniz değişir. Zihin güçlü bir araçtır çünkü bakış açımızı belirler. Sadece pozitif düşünme alışkanlığı bile olumsuz duyguları olumlu duygular ile değiştirebilir, ruh ve beden sağlığınızı ve sosyal ilişkilerinizi iyileştirebilir. Tüm bunlar sizi hayatın akışına güçlü şekilde bağlar ve mutlu bir insan yapar. Olumlu düşünmek, kusurları reddetmek değil, onları birer iyileşme fırsatı olarak görmek demektir. Bu sefer bir yaşam felsefesi olarak pozitif düşünme alışkanlığının işlevselliği ve kazanımı üzerine konuşacağız.

En ilham verici motivasyon sözleri! 20 mükemmel söz!

Motive edici sözler duymaya mı ihtiyacınız var? Güzel sözler söyleyen biri olsa da biraz motivasyon olsa mı diyorsunuz? O zaman doğru yerdesiniz. Motivasyon sözleri kısa ama etkili oluyor. Kişi kendini çıkmazda hissettiğinde motivasyon sözleri birer ışık oluyor. Hiçbir şey, hiçbir zaman senden daha önemli değil. Tek önemli olan şeyi yap ve ne olursa olsun, hayattaki zorlukların seni vazgeçirmesine izin verme. Bir iki güzel söz oku, yeniden güç bul. 💪 İşte arada bir açıp bakmalık 20 maddelik motivasyon sözleri listesi!

Yalnızlık sözleri: Yalnızlığa dair söylenmiş 10 söz

Yalnızlık, kimisine göre biraz kendi kendine kalmak kimisine göre kendinle yüzleşmek zorunda kalmak demek. Yalnız olduğunu düşünüyorsan, yalnız değilsin! Çoğumuz zaman zaman günlük yaşantımızı devam ettirsek de insanlardan uzak, kimse yokmuş, ve boşluktaymışız gibi hissedebiliyoruz. Yalnız olmaya dair söylenmiş sözler sayesinde etrafımızı saran boşluk hissi ile yüzleşmenize yardımcı olmaya geldik! Kelimelerini nasıl seçeceğini bilen büyük düşünürlerin sözlerini bir araya getirdik!

Aslı Gülaydın (yoga eğitmeni): Güne hareketle başlamak!

Sabah yataktan kalktığımızda, zihnimiz yapılacaklar listesi ile dolu olsa da bedenimiz ihtiyacı olan uykudan yeni kalkıyor. Güne başlamadan önce hareket etmek, bedeni uyandırmak ve gün içerisindeki koşuşturmaya hazırlamak için aslında çok değerli. Bunun fizyolojik ve biyolojik bir çok açıklamasını yapmak mümkün. Aslı, bu yazıda bu pratiğin ne kadar değerli olduğunu açıklıyor.

Platonik aşkı anlamak

Platonik aşk, günümüz ilişkilerinde sıkça duyduğumuz fakat çoğunlukla yanlış anlaşılan bir kavram. Herkes karşılıksız aşk olarak bilse de platonik ilişkiler hakkında bundan çok daha fazla şey söylemek mümkün. Bu yazıda, platonik aşkın ne olduğunu, romantik aşktan nasıl farklı olduğunu ve kişisel ilişkiler açısından doğasını tartışıyor olacağız.

Aromantizm Nedir? Romantik İlişkiler Olmadan Yaşamak

Aromantizm, kişinin romantik çekim hissetmediği, romantik ilişkilere ilgi duymadığı bir yönelimi ifade eder. Bu makalede, aromantizm nedir, bu yönelime sahip bireyler nasıl bir yaşam sürdürürler ve kendinizi bu spektrumda buluyorsanız nasıl başa çıkabilirsiniz gibi konuları ele alacağız. Aynı zamanda, aromantizmi daha iyi anlamak için uzman görüşleri, kişisel deneyimler ve çeşitli kültürlerdeki yeri üzerinde duracağız.

Bilişsel Davranışçı Terapi | Duyguları kontrol etmeyi öğren!

Birçok kişi, günümüzün yoğun ve stresli hayatında kişisel mutluluğu ve mental sağlığı korumanın yollarını arıyor. Bu yolculukta, bizi kendimizi daha iyi anlamamıza ve kabul etmemize yardımcı olan yöntemlerden biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle depresyon, anksiyete, fobi ve obsesif kompülsif bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıkların üstesinden gelmek için etkileri kanıtlanmış bir tedavi yöntemi ve psikolojik yaklaşım tipidir. Özetle duygu ve davranışlarımız arasındaki bağlantıları keşfederken bize nasıl daha mutlu ve dengeli bir yaşam sürebileceğimizi gösterir.

İş ve yaşam koçu Özlem Şen ile söyleşiler

Youtube kanalımıza 💜 abone olmayı, 🔔 bildirim zilini açmayı, 👍videoları beğenmeyi, veee ✍🏻 bize yorumlardan ulaşabileceğini unutma! 

İş ve yaşam koçu Özlem Şen ile söyleşiler

🎧 Podcast dinle!

Spotify hesabımızı takip ediyor musun?

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

Sosyal medya hesaplarımıza abone oldunuz mu?

Instagram'da takipleşelim!

Pinterest'de de bizi görmek istemez misin?

TikTok'da da var mısın? Biz varız!