Pandemide yakınmak veya şikayet etmek hakkım değil mi?

tarihinde Damla , Wengood yazarı tarafından güncellendi

Covid, karantina süreci uzadıkça, kronik mağduriyet tecrübe etmek elde değil. Karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek hiçbir şey değiştirmiyor belki ama salgın bir hastalığın ortasında şikayet etme hakkımız yok mu? "Covid, karantina süresi herkes için zor, biliyorsun!" Evet, biliyorum ama bırakın beni sızlanayım. Şikayet etme huyu beni iyi hissettiriyor, buna ihtiyacım var! Güncel durum, ekonomi ve sağlık koşulları oldukça hassas, insanlar hasta oluyor ve Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor. Sorunlarımın veya kronik mağduriyetimin kıyaslanacak bir şey olmadığının farkındayım. Çayımın çok sıcak olduğundan şikayet ediyor olsam, elbette haklısınız, ama, kendime sorduğum soru şu; bazen içimdekileri kustuktan ve şikayet ettikten sonra kendimi suçlu hissediyorum! Böyle hissetmeli miyim gerçekten?

Pandemide yakınmak veya şikayet etmek hakkım değil mi?
Özet

Yeter artık, bırakın da bari, sızlanmak serbest olsun!

Herkesin canı burnunda

"Bizim durumumuz yine iyi, o yüzden şikayet etmeyi kes!" Evet, daha kötüsü olduğunu biliyorum, ama yeterince yaşadım, direndim ve artık yoruldum, bunaldım! Herkes için zor olsa bile dışsallaştırmaya bazılarının daha çok ihtiyacı var.

Hepimiz 1 yıldır bir salgının ortasındayız ve aynı evde üçüncü bir karantina ile yüzleşmek zorundayız. Evde karantina süresi ve dışarda önlemler devam ederken, moral ve motivasyonumu etkileyen pek çok şey var. Karantina psikolojisi ve Covid yalnız ve boşlukta hissetmeme neden oluyor. Ne yapacağımı bilemediğimi hissediyorum.

🥂“Eski” ve “normal” hayatı özlüyorum, barlar, restoranlar, müzeler, sinemalar, konserler vb. Bir öğrenci olarak okulun karanlık koridorlarından geçmeyi bile özledim. Tekrar bu özgürlüklere kavuşmak için sabırsızlanıyorum.

Yani evet, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallum bunlar çare değil, hiç bir şey değiştirmiyor. Ama kahretsin ki, içimdekini dökmek, kafamdakileri boşaltmak ve beni rahatsız eden bir şeyden şikayet etmek, beni iyi hissettiriyor, rahatlamama izin veriyor!

Pandemi ve akıl sağlığı

Mevcut koşullarda, toksik pozitiflik veya pozitif düşünce gücü gibi akımlardan umduğumu bulamayacağıma inanıyorum, itiraf edeyim... Benim umutlarım da salgının ilk gününde karantinaya alınmıştır ve bu durumda  pandemi, sosyal destek, başkalarının sadece sıkıntısına ortak olması bile yükü hafifletiyor.

Hislerimi dışarı vurmak, sıkıntımı içimde tutmamak haksızlığı kendisini tedirgin eden bir durumu çare olarak karşılayabiliyor. Çünkü, bu salgının hepimizi nasıl haksızlığa uğramış hissettirdiğini ve bu salgından ruh sağlığımızın nasıl etkilendiğini hepimiz artık biliyor ve görebiliyoruz. Yalnız hissediyorum, sevdiklerimden kopuyorum, eskisi gibi değilim, konsantre olamıyorum ve içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor.

Daha da kötü hissetmemek için elbette bazı çözümler getirmeye çalıştım. Kız arkadaşlarımla görüntülü pilates seansları, meditasyon, yoga, ekmek pişirme, pide yapma vb. Açıkçası kafamı dağatabilmem 5 dakika falan sürüyor.

Durum çok uzun süredir devam ediyor ve çıldırmak istiyorum! Bu yüzden önemsiz bir şey olsa bile, ne zaman ihtiyaç duysam şikayet etmeye, yakınmaya başlıyorum. Bu benim salgına ve inanılmaz gerçekliğe dayanma şeklim.

Pandeminin ortasında, şikayet etmek neden iyi gelir?

Olumsuz düşünceleri serbest bırakmanın bir yolu

Fransız psikiyatrist, Saverio Tomasella, şikayet etmek, sızlanmak, yakınmak gibi eylemlerin, çok daha büyük sorunları ifade etmekten kaçınmak olduğunu açıklıyor. Sürekli şikayet eden insan, gerçek endişeden bahsetmek yerine, yanlış yere konulmuş çoraplar, kaybolan fişler, internet kesintileri, dolanmış kablolar gibi şeyler hakkında minik minik söylenecektir.

Kısacası derinlerde hissedilen bir rahatsızlığın ifadesi, benim yaptığım gibi önemsiz şeylere dayanan ve tekrarlanan küçük yakınmalar ve şikayetler şeklinde ortaya çıkıyor. Bir nevi kendinizi “önemsiz” ayrıntılarda deşarj etme isteği. Bu anlamda, şikayet etmenin olumlu etkileri olduğu söylenebilir çünkü bu, olumsuz düşünceleri veya zihinsel yükü serbest bırakmanın bir yoludur!

Ben de tam olarak böyle hissediyorum işte. Eğer gün boyu bir şeylerden yakınan bir insan isem, bunun adı, yerli yersiz bir şeylerden yakınmak değil, pandemiden kaynaklı kaygılarımı dışa vurmak veya sıkıntımı ifade ediyor olmaktır.

Zaten, pandeminin üzerimizdeki olumsuz etkilerini kendi kendime farkedip dile getirmekte zorlanıyorum, bu yüzden, tıpkı rahatsızlığını tarif edemeyen ve nasıl çözeceğini bulamayan bir bebek gibi mızmızlanıyorum. En azından duygularımı elimden geldiğince dışa vurmaya devam ediyorum, yani yaşam sevincimin arkasında olduğumu da söyleyebiliriz! Kıps

İlerleme isteği

Bu karmaşık zamanlarda, küresel bir pandemi atlatıyor olsak bile yakınma isteğininin normal ve şikayet etmenin hakkımız olduğunu düşünüyorum. Zihinsel dengeyi ve korumanın bir yolu bu! Küçük hayal kırıklıklarımızı dile getirmekten çekinmemeliyiz.

Bir kişinin ne hissettiğini ifade etmesine ne kadar izin verirseniz, o konuya defalarca tekrar gelmelerinin önüne o kadar çok geçebilirsiniz. Bu yüzden duyguları ifade edin ve serbest kalmasına izin verin. Aklımdan ve zihnimden uzak tutmak istediğiniz her şey hakkında sitem edin gitsin.

🌏Biliyor muydunuz? Bazı kültürlerde şikayet kurumsallaştırılır çünkü problem ifade edilemezse yapının geneli için bir kangren oluşturabilir. Ben de onlara katılıyorum, şikayet edelim! Şikayet edebilme özgürlüğünüz yok ise ilerleme veya seçim yapma fırsatınız da kalmaz.

Şikayet etmek aynı zamanda bir iletişim yolu

Şikayet etmek kendini bir nevi ifade ediyor olmak dedik; bu durum aynı duygu ve düşüncede insanların birbirine yaklaşmasına da olanak sağlıyor. Karşılıklı alışveriş yoluyla, aynı dertten müzdarip insanlar arasında samimiyet oluşuyor. Çevrenizle şikayetlerinizi paylaşmak onlarla iletişim kuruyor olduğunuzu gösteriyor. 

Şikayet etmenin doğru yolu

Benim hatam, her yerde, her koşulda ve her kim ile olursam olayım o an sürekli şikayet edip yakınabiliyor olmam. Ne yer ne zaman tanıyorum. Ancak bunun da özellikle çevremdekiler için ideal olmadığının farkındayım.

Doğru kişiye (örneğin yakın bir arkadaşa) şikayette bulunmalı ve sızlanmalı, ve tabii bunu kişisel konularda yapmaktan kaçınmalı. Böyle bir durumda endişelerinizi ve duygularınızı bir arkadaşınızdan çok, bir profesyonele iletmeniz daha mantıklı. Bir terapide misiniz? O zaman dırdır etmek hem serbest, hem de bunu yapmayı bırakmayı öğrenmek mümkün!

İdeal olanın olumsuzu hiç konuşmamak olmadığını biliyorum ve bir şeyler hakkında yakınmak veya şikayet etmek gayet doğal, farkındayım!

🧠 Öte yandan, benim gibi, ruh sağlığınız pandeminin başlangıcından itibaren etkilenmiş ise, karantina sizi depresyona sürüklüyor gibi hissediyorsanız, takibini başlatmak fena bir fikir olmayabilir. Bu, sorunların üstesinden gelmek ve sağlık krizinin neden olduğu endişeleri gidermek için gerçek bir çözüm olacaktır.

Yazarın notu: duygularınızı kucaklayın

Şikayet etme hakkınız var! Tabii ki, her zaman daha kötüsü vardır, ama bu bir rekabet değil, sizi ne üzüyorsa, bu başkalarına önemsiz görünse bile, sizin için durum bu olmayabilir. Bunlar sizin duygularınız, sizin zihniniz ve bedeniniz, onları dinlemek ve kabul etmek önemlidir. İyi olmadığınızı düşünüyorsanız, bu görün, bununla barışın ve dilerseniz harekete geçip bir profesyonel ile iletişime geçmekten çekinmeyin.

Kaynak

Çocuk Terapisi

Kaleme alan Damla , Wengood yazarı

Kahkahası ile meşhur, hayatı olabildiğince tiye alan birisi...

En yeni makaleler

Psikolojik şiddete örnekler ve korunma yolları

Küçük düşürücü “şakalar”, duygularımızı görmezden gelen, küçümseyen ifadeler, kendimizden şüphe etmemize veya kendimizi suçlamamıza neden olacak cümleler… Bu tür pek çok küçük detay bize psikolojik şiddete maruz kaldığımızı gösteriyor. Önemsiz görünebilirler, zaten asıl sorun bu. Psikolojik şiddet unsurlarının bu kadar basitleştirilmesi ve önemsiz, gündelik detaylara indirgenmesi, onu en yaygın şiddet türü yapıyor. Peki duygusal istismarı nasıl tanımlarsınız? Mağdur olduğunuzda ne yapmalısınız? Açıklamaya çalışacağım.

Terk edilme korkusu: Nedir? Neden olur? Nasıl geçer?

Terk edilme korkusu bazı insanların birini kaybetme düşüncesiyle karşı karşıya kaldıklarında yaşadıkları sürekli korku ve kaygı hali ile tanımlanır. Bunu yaşayan kişi bile bunu farkında olmayabilir ancak tartışmasız en yaygın ve zarar veren korkulardan biri. Terk edilme korkusu yaşayan kişiler, ilişkilerini etkileyen davranış ve düşünce kalıplarını sergileme eğilimindedirler ve bu durum hem kişi açısından hem de insan ilişkileri açısından olumsuz sonuçlara gebedir.

Orgazm olmak için ne yapmak lazım?

Türkiye’de 10 kadından 9’u cinsel organını tanımıyor. Hal böyle olunca aramızda kaç şanslı orgazm deneyimleyebiliyor siz hesaplayın. Oysa orgazm sanıldığı gibi kompleks, ayıp veya pis bir şey değil. Orgazm en basit hali ile cinsel deneyim sırasında yaşanan heyecanın ani şekilde deşarj olmasıdır ve otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir. Hormonlar sayesinde de oldukça rahatlatıcı bir deneyimdir. Haydi o zaman sihirli parmaklar, arzu edilen partnerler veya seks oyuncaklarınız hazırsa, orgazm olmak için neler gerekir bakalım.

Karpman drama üçgeni | Kısır döngüden kaçınmak

Steven Karpman tarafından 1968 yılında oluşturulan bu drama üçgeni, insanlar arası etkileşimleri inceleyen bir ilişki modelidir. Gerçek hayatta, iş hayatında, aile ilişkilerinde veya arkadaşlıklarda izlerine rastlayabileceğiniz bu drama üçgeninde 3 rol vardır: zalim, kurtarıcı ve kurban. Bu üçgen içerisinde bir kısır döngü söz konusudur ve kişilerin yaşamının her alanını etkiler. Sonuç: gelişim ve dönüşümün mümkün olmaması ve ilerlemekten bizi alıkoyması. Karpman drama üçgeninde olup olmadığımızı nasıl anlarız? Veya bu rollerin dışına nasıl çıkarız?

Narsist erkek belirtileri: 10 özellik

Bağlanmadan önce erken uyarı işaretlerini öğrenin. Narsist bir erkek söz konusu olduğunda, ilk başta sizi etkilemek için harika görünmesi tüm hikayenin böyle gideceği anlamına gelmiyor. Peki sağlıklı bir erkekle mi yoksa bir narsist ile mi karşı karşıyasınız, nasıl anlayacaksınız? Narsisizmin cinsiyet tanımadığının çok iyi farkında olsak da, bu yazıda narsist bir erkek için en belirgin özellikleri inceliyoruz. İşte dikkat etmeniz gereken on uyarı işareti:

"Pick me girl" nedir? Pick me ne anlama gelir?

Twitter, İnstagram, Tiktok ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında eminim "pick me girl" veya "pick me boy" ifadesi ile karşılaşmıssınızdır. "Pick me" ifadesi, bir kişinin seçilmek veya tercih edilmek istediğini ifade ediyor ve sosyal medyada kullanıldığında "onaylanmak adına hemcinsini aşağılayarak kendini hemcinslerinden üstün göstermeye çalışan kişi" anlamına geliyor. Yani tercih edilesi olmak için hemcins düşmanlığı yapan tutumlar sergilemek. Peki bu neden sorunlu? Anlamanız için size “pick me girl" nedir?, ve "pick me girl olmak" neden seksizm yapmaktır? açıklayacağım.

Sezgisel beslenme nedir? | Diyet zihniyetinden kurtulmak

15 yılı aşkın diyetler, spor salonları, yeme bozuklukları, sonuç: ter ve gözyaşı… Artık dayanamıyorum! Vücudumla barışmak istiyorum ama kendimi bırakırsam ipin ucunu kaçırağım diye korkuyorum. Yine de popüler diyetler beni her şeyden daha çok incitti. Bunu görmüş biri olarak, hüsranla sonuçlanacak bir diyete daha tahammülüm kalmadı! Bir çözüm var mı? Evet, sezgisel yeme! Hızlı bir şekilde zayıflamaktan ziyade sağlıklı olmayı amaçlayan sezgisel beslenme kültürü hayatımızın kalbinde olmalı, ancak çok az insan bunu farkında.

Kadın ve cinsel fanteziler | Kadınların dünyasından!

Kadın cinsel fantezilerinin, gül yapraklarıyla dolu bir otel odasında, 80'lerin sevimsiz romantik hiti eşliğinde ateşli bir gece geçirmek ile sınırlı olduğunu düşünüyorsanız, tekrar düşünün derim! The Journal of Sexual Medicine dergisi tarafından yürütülen son araştırma, çoğu kadının cinsel arzularına karşı suçluluk duymadan, çok daha açıkça ve kısıtlanma hissetmeden kendilerini ifade edebilmelerine olanak tanımış. Sonuç olarak ortaya oldukça çeşitli yaklaşımlar çıkmış! En yaygın 7 kadın cinsel fantezileri listesi huzurlarınızda!

Sevgilim beni kullanıyor mu? | Nasıl anlarım?

Aşk belki de insanoğlunun tadabileceği en sarhoş edici şey! Aşk gözü kör eder diye boşuna dememişler. Uyandırdığı yoğun duygular o kadar baskın gelir ki bazen bariz şekilde ortada olan gerçekleri bile görmezden gelebiliriz. Kimseyi suçlamayalım doğasında bencillik de bulunduran insanoğlu bazı ilişkilerde kazanan taraf olma işini abartabilir. Kullanılmak denince akla ilk gelen şeyler, para veya cinsel ihtiyaçlar geliyor ama bence en üzücü ve tehlikeli şey duygusal istismar. Partnerinizin samimiyetinden şüphe duyuyorsanız, işte size sevgilinizin sizi kullandığına dair 10 işaret.

Akışa bırakmak veya akışta kalmak için 10 adım

Stres, kaygı, suçluluk, korku, utanç... Bunların hepsi sizi günlük olarak etkileyebilecek olumsuz duygulardır. "Her şeyi çok ciddiye alıyorsun" veya "Bir adım geri adım at, derin nefes al!" diye hep aynı telkinleri tekrarlıyoruz. Ama bunu yapmak o kadar kolay değil, biliyoruz. Bu yüzden akışta kalabilmek için 10 adım sıraladık. Haydi akışına bırak biraz ve sonunda özgür ol!

🎧 Spotify

İşe gidip gelirken, yürüyüşe çıkarken, yemek yaparken veya uyumadan önce size eşlik etsin. Wengood Podcast serisi: RDV Coaching'i kaçırma! 

#3 | Algı yönetimi nedir? Uydumculuk psikolojisi ve soru sorma becerisi #algı #ikna #sorgulama

Ekim 2022 · RDV Coaching | Wengood

29:12

🎥 Youtube

Aslı ile Yoga seansları!

🎥 Youtube

Mentor Özlem Şen ile RDVCoaching serisi 

Kanala 💜abone ol , 🔔 bildirim zilini aç ve tabii, 👍videoları beğenmeyi ve ✍🏻 bize yorumlardan ulaşarak hangi konularda içerik istediğini söylemeyi unutma!

Ayrıca: En sevilen içerikler, günlük mutluluk, destek ve motivasyon dozları için; 

Instagram📸

📍Pinterest